İş dünyasından net mesaj: Huzur istiyoruz huzur! (01.06.08) |
![]() |
![]() |
![]() |
01 Haziran 2008 | |
Hükümetin tam kadro katıldığı toplantıya CHP iştirak etmezken MHP, genel sekreter yardımcısı seviyesinde temsil edildi. TOBB'un 61'inci genel kurulunda siyasilerin el ele tutuştuğu tarihi fotoğraf ise sadece hafızalarda kaldı. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu konuşmasında muhalefet başta olmak üzere, hükümet ve yargıya yüklendi. 2006'dan sonra ekonominin geri planda kalarak reform sürecinin aksadığını belirten Hisarcıklıoğlu, 1990'ların karanlık gündemine dönmekten korktuklarına dikkat çekti. Hisarcıklıoğlu, "Türkiye, bir dünya devi olmaya koşacakken, yanlış gündemlerle zaman kaybetti. Kısır çekişmelerle ülkemizin mücadele gücünü kırdık. Biz artık huzur istiyoruz huzur." dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan da ekonomik anlamda açılım sağlanması gereken bir dönemde Türkiye'nin çok farklı konulara kilitlendiğini söyledi. TOBB'un seçimsiz genel kurulunda konuşan Hisarcıklıoğlu, 2001 krizinden bu yana, işveren, işçi, çiftçi ve esnafın krizin maliyetini üstlenmek zorunda kaldığını dile getirdi ve, "Geçmişte, kamu bankalarında gizlice biriktirilen, sözde görev zararları da cebimizden çıkmıştı. Ama bunlara yol açanlar, iş faturayı ödemeye geldiğinde ortada yoktu. Peki, bugünkü çatışma ortamının maliyetini yarın kim ödeyecek? Hiç şüpheniz olmasın ki, testiyi kıranlar, faturayı da millete havale etmekten çekinmeyecektir." dedi. Üzerine vazife olmayan görevlere soyunanların yol açacağı zararları ödemek istemediklerini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: "Altını çizerek söylüyorum; evet, artık biz de tarafız. Huzurun, istikrarın, sağduyunun, demokrasinin ve kalkınmanın tarafındayız. Kavganın, çatışmanın, demokrasiyi ve kalkınmayı akamete uğratacak her girişimin karşısındayız. Biz huzur istiyoruz. Biz sağduyulu olmayı, Türkiye'nin yeniden kendisiyle barışmasını bekliyoruz." Konuşmasına "Adalet mülkün temelidir." sözleriyle devam eden Hisarcıklıoğlu, adalet terazisinin dengesinin korunması gerektiğine vurgu yaptı. "Yargının hem bağımsız hem de tarafsız olmasını beklemek ve istemek durumundayız." ifadesini kullanan Hisarcıklıoğlu, "Hiçbir kişi ya da kurum eleştiriden muaf tutulamaz. Zira eleştiri olmayan yerde kimse kendini yenileyemez, geliştiremez. Yeter ki, eleştiri hakarete dönüşmesin. Çağdaş demokraside hiçbir kurum, kendine anayasa ve yasalarla verilmiş görevler dışında bir misyon üstlenemez." diye konuştu. Birlik Başkanı, Türkiye'nin yıldızının yeniden parladığını belirterek, tarihi bir fırsatı elinde tuttuğunu kaydetti. "Unutmayalım ki, fırsatların kazası olmaz." uyarısında bulunan Hisarcıklıoğlu, şu sözlerle devam etti: "Şimdi kısır siyasi çekişmeleri bırakıp, iş üzerine aş üzerine konuşma zamanıdır. Sorunlar üzerine değil, çözümler üzerine odaklanma zamanıdır. Milletimizin gündemiyle buluşma zamanıdır. Tüm kurumlar demokrasiyi içtenlikle benimsemeli, birbirleriyle üstünlük mücadelesine girmemeli; herkesin hayat tarzına saygı gösterilmeli, ortak yaşam bilincine erebilmek için kendimizi tanımlarken başkalarını ötekileştirmekten vazgeçmeliyiz." "Bu ülke ne çektiyse kardeşini öteki diye görenden çekti." ifadesine vurgu yapan Hisarcıklıoğlu, Türkiye'yi karanlık günlere geri götürmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini kaydetti. "Bugün bir olmak, birlik olmak, beraber olmak günüdür. Bugün, ayrılıktan azabın, birlikten rahmetin doğacağı gündür." diyen Hisarcıklıoğlu, şunları dile getirdi: "Dünü kavgayla geçirip patinaj yapmışsak, bugün o kavgaları geride bırakma günüdür. Bugün, yarını kurmaya başlayacağımız ilk gündür. Bugün Türkiye'yi, bu güzel ülkeyi, huzur içerisinde, yüreğimizden çıkan o büyük sevgiyle, başarıdan başarıya koşturacağımız gündür." AB sürecine de değinen TOBB Başkanı, AB'nin temel aldığı evrensel norm ve değerlerin, cumhuriyetin temel ilkelerinin ve katılımcı demokrasinin tamamlayıcısı olacağını vurguladı. Hükümetin açıkladığı GAP Eylem Paketi'ne de destek veren Hisarcıklıoğlu, GAP'taki yatırımların tamamlanmasına yönelik hükümetin başlattığı girişimin yerinde bir adım olduğuna dikk at çekti: "Bu çerçevede bizlere düşen görev de, bölgenin ekonomik potansiyelini ortaya çıkaracak somut projeleri hayata geçirmektir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu, keşfedilmemiş fırsatlarla doludur. Biz de bu fırsatların Türkiye'ye kazandırılması için elimizi taşın altına koymaya hazırız." Siyasete girmeyeceğim demedim Genel kurulun ardından basınla sohbet toplantısı düzenleyen Hisarcıklıoğlu, 6 senedir siyasete girmeyeceğini söylemesine rağmen konunun gündemden düşmemesinden yakındı. Hisarcıklıoğlu, "Siyasete kesin girmeyeceğim demedim. Geleceğime pranga vuramam. Şunu söyledim; 'TOBB Başkanı olduğum sürece siyasetin içinde olmam.' Ondan sonra ne olur onu bilmem. 2009'a kadar başkanım. 2009'dan sonra benim bir dönemim daha var. Ondan sonra yok." dedi. Dünyanın gözü Türkiye'de ama biz başka konularla uğraşıyoruz' Başbakan Tayyip Erdoğan, dünyanın Türkiye'yi izlediğini ancak Türkiye'nin çok farklı konulara kilitlendiğini ya da kilitlenmek istendiğini söyledi. Dünyanın her yerinde gittikleri her ülkede gazetecilerin, politikacıların, akademisyenlerin, Türkiye'nin son dönemde yakaladığı atılım zirvesini ve artan ağırlığını gördüklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: "Ama bakıyorsunuz Türkiye çok farklı konulara kilitlenmiş ya da kilitlemek istiyorlar. 'Siyasetin önünü nasıl keseriz, milli iradeye nasıl ipotek koyarız, milletin tercihlerini nasıl yok sayarız, yatırımın, üretimin, ihracatın önünü nasıl keseriz? Türkiye'ye giren uluslararası sermayeyi nasıl bloke ederiz, nasıl atarız, nasıl kapatırız? Hükümete nasıl çamur atarız, nasıl çelme takarız, ne tür iftiralar atarız? Milletin moralini nasıl bozarız? İstikrarı, güveni nasıl zedeleriz? Güvenlik güçlerini nasıl yıpratırız?' diye." Türkiye'nin, Türk halkının gerçek gündeminin başka, muhalefetin, medyanın gündeminin başka olduğunu ifade eden Erdoğan, Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi GAP'la ilgili somut adımları salı günü açıkladıklarını, bütün milletin büyük bir coşku ile umut içinde çarşamba günü bunu görmek isteğini, ancak medyanın ve muhalefetin 'cımbızla çeker' gibi olumsuzlukları gündeme sokmak istediğini ve adeta gündemi kundaklamaya çalıştığını vurguladı. Gündemlerinin bu olmadığını ve suni gündemlerle, sanal krizlerle uğraşacak vakitlerinin bulunmadığını vurgulayan Başbakan, şöyle devam etti: "Bizim gündemimiz çatışma, gerilim, Türkiye'nin geçmişini karartan, vaktini boşa harcayan içi boş tartışmalar değil. Biz Türkiye 1 trilyon dolar gayri safi yurtiçi hasılaya nasıl ulaşır, bunun gayreti içerisindeyiz. Kişi başına gayri safi milli hasıla 10 bin dolar dedik. Bunu bu yıl yakalıyoruz. Şimdi 15 bin dolara nasıl çıkaracağız onun gayreti içerisindeyiz." Sivil toplum örgütlerini var edenin demokratik ortam ve demokrasi olduğuna işaret eden Başbakan, "Ama bakıyorsunuz bazıları çıkıyor, kendilerini var eden demokrasiye yönelik tehdit olduğunda, demokrasiyi zayıflatan bir girişim olduğunda, ne hikmettir bilmiyorum, o olumsuzluğun yanında yer alıyor. Tam karşısında yer alması gerekirken, demokrasiyi muhafaza için göğsünü siper etmesi gerekenler eğiliyor, bükülüyor, demokrasiyi zaafa uğratacak bir gayret ve çaba içine giriyor. Haksızlık karşısında susan, o haksızlığa ortak olmuştur." ifadelerini kullandı. Tüketici Güven Endeksi'nin Ağustos 2007'de yüzde 92,2 olduğunu, Nisan 2008'de ise yüzde 76,2 olarak gerçekleştiğini, Reel Kesim Güven Endeksi'nin de Ağustos 2007'de yüzde 114, bugün ise yüzde 101 olarak gerçekleştiğini belirten Erdoğan, "Bugün niye böyle olduğunu bilmeyen var mı? Demokrasiyi, milli egemenliği tartışma konusu yapanlar, AB'nin tartışma konusu olduğu böyle bir zeminde, millet iradesini tartışma konusu yapanlar, bunun cevabını vermek zorundadır." dedi. Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan ise yıl sonuna kadar sanayi stratejisi, sanayi envanteri ve yeni teşvik istemini sunacaklarını aktardı. 2007'de 2 milyon 100 bin gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefinin 1,7 trilyon YTL net satış hasılatı yaptıklarını, ihracatın bu rakamın yüzde 9'u seviyesinde bulunduğuna dikkat çeken Çağlayan, "İhracatta gidilecek daha çok yol var. Kendi kendimize aynaya bakarak hesaplaşalım." diye konuştu. Durmuş Yılmaz istifa dedikodularına cevap verdi: Enflasyonu düşürene kadar buradayım Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, istifa dedikodularına, 'enflasyonu düşürene kadar görevinin başında olduğu' mesajıyla cevap verdi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin 63. genel kurulu öncesinde verilen akşam yemeğine katılan Yılmaz, burada hemşehrisi Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) Başkanı Hazim Sesli ile uzun süre sohbet etti. Sesli'ye, "Sayın Merkez Bankası Başkanı'nın ismini Uşak'ta bir cadde, sokak veya başka bir yere vermeyi düşünüyor musunuz?" şeklinde bir soru sorulması üzerine Yılmaz, "hayır" cevabını verdi. MB Başkanı bunun üzerine konuşmasını şöyle sürdürdü: "Enflasyonu düşüremeyen Merkez Bankası başkanı ülkeyi terk mi etmeli? Enflasyonu düşüreceği yere mi gitmeli? Bence kalıp mücadele etmesi gerekiyor." Son iki yıldır hedefin gerisinde kalan enflasyon Türkiye'nin yanı sıra tüm dünyanın başına bela oldu. Artan enflasyon rakamlarına rağmen Türkiye dünya enflasyon liginde önemli başarılar elde etti. 1997-2003 yılları arasında dünya enflasyon liginde ilk 10 içerisinde yer alan Türkiye, 2006'da ilk 26 içerisindeydi. Geçen yıl ve bu yıl başında enflasyonun yüksek seyretmesine rağmen Ocak 2008 itibarıyla 59. sıraya geriledi. Nisan itibarıyla yıllık enflasyon belirlenen yüzde 4'lük hedefi aşarak tüketici fiyatlarında yüzde 9,66 olarak gerçekleşti. [GENEL KURUL'DAN NOTLAR]
|