Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
2009/Aralık dönemine ait faturanın 2010/Ocak döneminde kayıtlara alınması halinde VUK, GV ve KDV uygulaması hk. PDF Yazdır e-Posta
20 Şubat 2012

 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.29-600

20/02/2012

Konu

:

2009/Aralık dönemine ait faturanın 2010/Ocak döneminde kayıtlara alınması halinde VUK, GV ve KDV uygulaması

 

         

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, posta yolu ile elinize 27/1/2010 tarihinde ulaşan 3/12/2009 tarihli demirbaş faturasının kayıtlarınıza alınmasında, demirbaşa ilişkin katma değer vergisinin (KDV) maliyet bedeline eklenip eklenemeyeceği ile maliyet bedelinin geçmiş yıl giderleri kaleminde takip edilip edilemeyeceği sorulmaktadır.

            I- Vergi Usul Kanunun Açısından:

            213 sayılı Vergi Usul Kanununun (VUK) 174 üncü maddesinde;

            "Defterler hesap dönemi itibariyle tutulur. Kayıtlar her hesap dönemi sonunda kapatılır ve ertesi dönem başında yeniden açılır.

            Hesap dönemi normal olarak takvim yılıdır.

            Şu kadar ki, takvim yılı dönemi faaliyet ve muamelelerinin mahiyetine uygun bulunmayanlar için, bunların müracaatı üzerine Maliye Bakanlığı 12'şer aylık özel hesap dönemleri belli edebilir.

            Yeniden işe başlama veya işi bırakma hallerinde, hesap dönemi içinde bir yıldan eksik olan faaliyet süresi, hesap dönemi sayılır.

            Bu maddeye göre özel hesap dönemi tayin edilenlerin ticari ve zirai kazançları, hesap dönemlerinin kapandığı takvim yılının kazancı sayılır." denilmektedir.

            Aynı Kanunun "Kayıt Zamanı" başlıklı 219 uncu maddesinde ise, "Muameleler defterlere zamanında kaydedilir. Şöyle ki:

            a) Muamelelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir.

            b) Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten müesseselerde, muamelelerin bunlara işlenmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesine cevaz vermez.

            c) Günlük kasa, günlük perakende satış ve hasılat defterleri ile serbest meslek kazanç defterlerine muameleler günü gününe kaydedilir." hükmü yer almaktadır.

            Yine Kanunun 229 uncu maddesinde fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış; 231/5 inci maddesinde ise, faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.

            Buna göre, 3/12/2009 tarihinde düzenlenen faturanın VUK' un 219 uncu maddesinde yer alan hususlar dikkate alınarak, en geç 10 gün veya 45 gün içinde kaydının yapılması ve ilgili olduğu hesap döneminde gider veya maliyet hesaplarına intikal ettirilmesi, ilgili olduğu hesap döneminde matrahın hesaplanmasında göz önünde bulundurulmaması halinde ise takip eden hesap dönem veya dönemlerinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerekmektedir.

            Diğer taraftan, demirbaşların hangi hesapta izleneceğine ilişkin açıklamalar Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerinde yapılmıştır.

            II- Kurumlar Vergisi Kanunu Açısından:

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

            Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar "dönemsellik" ve "tahakkuk esası" ilkeleridir. Vergi uygulamaları açısından tahakkuk ve dönemsellik ilkeleri gereğince, her gelir veya gider unsuru ait olduğu hesap döneminin kazancının tespitinde dikkate alınmalıdır.

            Buna göre, hesap dönemi kapandıktan sonra gelen faturalarda yer alan tutarlar, tahakkuk ettikleri dönemin gideri olarak değerlendirilecektir. Ayrıca, söz konusu faturalarda yer alan ve indirim konusu yapılamayan KDV tutarlarının maliyet veya gider unsuru olarak dikkate alınması mümkün olup, bu tutarların gider olarak dikkate alınması halinde, fatura tarihinin içinde bulunduğu vergilendirme döneminin kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

            III- Katma Değer Vergisi Kanunu Açısından:

            KDV Kanununun;

            1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

            10 uncu maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması anında,  malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura ve benzeri belgelerin düzenlenmesi anında vergiyi doğuran olayın meydana geldiği,

            29/1 inci maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler nedeniyle ödenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV yi indirim konusu yapabilecekleri,

            29/3 üncü maddesinde, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği,

            34/1 inci maddesinde ise, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV nin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanunî defterlere kaydedilmesi şartıyla indirilebileceği,

            hüküm altına almıştır.

            Buna göre, demirbaş alımlarınıza ilişkin 2009/Aralık döneminde firmanıza düzenlenen  ancak posta yoluyla gönderildiği için 2010/Ocak döneminde kanuni defterlerinize kaydedilen faturada yer alan KDV nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

            Bu faturada yer alan ve indirim konusu yapılamayan KDV tutarının, ilgili olduğu 2009 yılına ilişkin kurum kazancının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.