Yurt dışındaki firmalardan internet üzerinden yapılan alışverişlerde, yapılan mobil ödemeler için aracılık hizmeti veren şirketin tevkifat sorumluluğu |
12 Haziran 2015 | ||||||||||||||||||||||||||
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ………… Vergi Dairesi Müdürlüğünün ……………. vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, Şirketinizin cep telefonu operatörleri üzerinden mobil ödemelere aracılık işi ile iştigal ettiği, aracılık hizmeti verdiğiniz firmaların büyük kısmının yurt dışında mukim firmalar olduğu, Türkiye'de yerleşik nihai kullanıcılara internet üzerinden hizmet veren bu firmaların, tahsilatlarını kredi kartı yanında mobil ödeme aracılığıyla da yapmak istedikleri, bu nedenle Şirketiniz tarafından Türkiye'deki cep telefonu operatörleri ile anlaşılarak, satılan hizmetlerin (oyun içinde tüketilen oyun kredisi, oyun puanı, vb.) bedellerinin tahsilatlarına aracılık edildiği, cep telefonu operatörünün yurt dışındaki firmadan hizmet alan nihai kullanıcının cep telefonu faturasına söz konusu hizmet bedelini yansıtarak veya mevcut TL bakiyesinden düşerek tahsilat yaptığı ve kendisine ait hizmet bedelini kestikten sonra kalan tutarı Şirketiniz hesabına gönderdiği, Şirketinizce bu tutardan Şirketinize ait komisyon tutarı kesilerek kalan tutarın yurt dışındaki firmaya gönderildiği, bu işlemlerle ilgili olarak operatör firma tarafından tahsilat hizmetinin karşılığı olan KDV dahil bedelin Şirketinize fatura edildiği, bu tutara Şirketinizce verilen hizmetin karşılığı olan komisyon ilave edilerek yurt dışındaki firmaya KDV dahil olarak fatura edildiği belirtilerek, yurt dışındaki firmaya aktardığınız bakiye tutar üzerinden kurumlar vergisi ve KDV tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. A) Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden: 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun 1 inci maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye içinde bulunmayanların, yalnız Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış, üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyet mevzuuna giren kurum kazancının hangi kazanç ve iratlardan oluştuğu belirtilmiştir. Anılan maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun Türkiye’de bir işyeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticari kazançların, dar mükellefiyet konusuna giren kurum kazancı olarak vergilendirileceği hükmüne yer verilmiştir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasında ise, bu maddede belirtilen kazanç veya iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye'de elde edilmesi ve Türkiye'de daimi temsilci bulundurulması konularında 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiştir. Buna göre, kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayan mükellefler yalnızca Türkiye’de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirilmektedir. Eğer Türkiye’de şube ya da temsilci var ise verginin ödenmesinden bunlar sorumlu olmaktadır. Yurt dışındaki şirketin Türkiye’de temsilci bulundurmadan mal veya hizmeti kendisinin satması halinde de bu kurumun dar mükellef olma özelliği değişmeyecek, verginin ödenmesinden mal veya hizmeti alan kurum sorumlu olacaktır. Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde ise dar mükellefiyete tâbi kurumlardan vergisi kesintisi yapılacak kazanç ve iratlar sayılmış olup ticari kazanç niteliğindeki ödemelerden vergi kesintisi yapılacağına ilişkin bir hükme yer verilmemiştir. Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; yurtdışında mukim firmaların Türkiye'de yerleşik nihai kullanıcılara internet üzerinden verdiği hizmet karşılığında alınan ve şirketinizce tahsiline aracılık edilip yurtdışındaki hak sahibi firmaya fatura karşılığı ödenen tutarlar, anılan şirketin ticari kazancını oluşturacağından, bu nitelikteki ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır. Ayrıca, yurt dışında mukim şirketin Türkiye'de işyeri veya daimi temsilcisi bulunmaması halinde, söz konusu ticari kazancın Türkiye'de vergilendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan ilgili ülke ile ülkemiz arasında imzalanmış çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunması halinde, öncelikle bu anlaşma hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir. B) Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden: 3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'nin konusunu oluşturduğu, 1/2 nci maddesinde, her türlü mal ve hizmet ithalatının KDV'ye tabi bulunduğu, 6/b maddesinde, hizmet ifalarında işlemin (hizmetin) Türkiye'de yapılmış sayılması için, hizmetin Türkiye'de yapılması veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasının gerektiği, 8/1-a maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işi yapanların verginin mükellefi olduğu, 9/1 inci maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği, hüküm altına alınmıştır. Buna göre, firmanız tarafından gerçekleştirilen ön ödemeli kartların, şifrelerin ve PIN kodlarının satışı (mobil ödeme) işlemlerine ilişkin yurt dışı firmalardan alınan komisyon için şirketinizce düzenlenecek faturalarda % 18 oranında KDV hesaplanması ve hesaplanan bu verginin mükellef sıfatıyla beyan edilip ödenmesi gerekmektedir. Öte yandan, KDV Kanununun 8/1-a maddesine göre mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işlemleri yapanlar KDV'nin mükellefi olup, aynı Kanunun 9 uncu maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetki çerçevesinde ödemeye aracılık edilen durumlar için herhangi bir KDV sorumluluğu uygulaması getirilmemiştir. Dolayısıyla, ödemeye aracılık ettiğiniz durumlarda işleme ait KDV, mal teslimi veya hizmet ifasında bulunan mükellefler tarafından beyan edilip ödeneceğinden firmanızın söz konusu işlemlere ait KDV'yi sorumlu sıfatıyla beyan etmesine gerek bulunmamaktadır. Ancak bahse konu ön ödemeli kartların, şifrelerin ve PIN kodlarının veya bu meyanda olabilecek diğer ürünlerin alışlarının firmanız kanalıyla yapılması halinde, söz konusu ödemeler üzerinden hesaplanan KDV tutarlarının, aylık dönemler itibariyle firmanızın sorumlu sıfatıyla 2 No.lu KDV beyannamesiyle beyan edip ödemesi gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
|