Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Sahte Fatura Kullanımı PDF Yazdır e-Posta
15 Aralık 2015

Image

Asliye ceza mahkemelerinin görevleri arasında olup, oldukça da sık karşılaşılan, sahte belge düzenlemek ve kullanmak, vergi kaçaklığı suçunu oluşturduğundan, yazımızda sahte belge kullanımından sakınmanın yollarından bahsedilecektir.

Halk arasında naylon fatura olarak isimlendirilen ve vergi kanunlarımızda sahte olarak belirtilen belgelerden, VUK'nun 359. maddesinde bahsedilmiştir.

Söz konusu madde de sahte belge şu şekilde tanımlanmaktadır:

“Vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge, sahte belgedir.”

Yani, Gerçek bir muamele veya durum olmadığı  halde  bunlar  varmış  gibi düzenlenen belgelerin sahte olduğu belirtilmiştir. Örneğin herhangi bir mal satmadan mal satmış gibi fatura düzenlenmesi. Her ne kadar bu faturayı düzenleyen mükellef gerçek bir ticari faaliyeti bulunsa dahi; gerçekte bir satışı olmadığı için bu belge sahte belge olarak kabul edilecektir.

Bazen mükellefler fatura aldıkları kişilerin gerçek ticari faaliyetlerinin olduklarını ve dolayısıyla bu belgenin sahte olmadığını iddia etmektedirler.

Mükellef gerçekten ticari bir faaliyette bulunuyor olabilir. Ama herhangi bir mal veya hizmet almadan o belgeyi alırsa o belge de sahte olmaktadır.

Bilerek Sahte belge kullanma fiili için, VUK'nun 359'uncu maddesine göre 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olup, ayrıca ziyaa uğratılan vergi nedeniyle 3. kat tutarında vergi ziyaı cezası kesilmektedir. Görüleceği üzere vergi kanunlarımız bilerek sahte belge kullananlara ağır müeyyideler getirmiştir.

Ancak bazen mükellefler gerçekten farkına varmadan sahte belge kullanabiliyorlar. Böyle bir durumda bahsettiğimiz bu müeyyidelerle mi karşı karşıya kalacaklardır? Bunun ayırımını vergi inceleme elemanları yapmaktadırlar. Yapılan vergi incelemesi sırasında, Vergi inceleme elemanında bunu bilmeden kullandığı yönünde bir kanaat oluşursa; o zaman ziyaa uğratılan vergi için tek kat vergi ziyaı cezası kesiliyor ve mükellefler uzlaşmadan yararlanıyorlar.

Yukarıda sözünü ettiğimiz müeyyidelerle karşılaşmamak için şu hususlara dikkat edilmesinde yarar vardır.

1- Mümkün mertebe tanımadığımız, adresini bilmediğimiz, faaliyetini, faaliyet yerini görmediğimiz kişi ve kurumlardan mal ve hizmet alımında bulunmamak.

2- Mal veya hizmet aldığımız kişinin verdiği faturanın kendisine ait olup olmadığına dikkat etmek gerekmekte olup,, eğer mal aldığı yerden fatura kestireceğini söylüyorsa o kişiden mal ve hizmet satın almamak.

3- İnternet ile birlikte artık neredeyse her şirketin web sitesi bulunduğundan, internet üzerinden böyle bir firmanın olup olmadığını kontrol etmek.

4- Mal veya hizmet alınan mükelleflere ödemelerin çekle veya bankadan yapılması, o malın gerçekten aldığına dair bir kanıtı olacaktır. Toplam tutarı 8 bin Türk Lirasının altındaki her türlü mal ve hizmet bedeli, avans, depozito, pey akçesi gibi ödeme ve tahsilatlar tevsik zorunluluğu kapsamında olmamakla birlikte, tevsik kapsamında olmayan ödemeleri de çekle veya bankadan yapmak.

5-  Bir diğer ispat şekli, alınan malın nakliyesinin nasıl sağladığı hususudur ki, malın nakliyesini belgelerle ispatlayabilmek.

6- Bazen mükellef işini terk ettiği halde, terk tarihinden sonra fatura düzenleyebildiğinden Gelir İdaresi Başkanlığının web sitesinden mal ve hizmet alınan mükelleflerin faal olup olmadıklarına bakmak gerekmektedir. Vergi müfettişlerilerinin de raporlarında sahte fatura düzenleme fiilleri konusunda en çok değindikleri hususlardan biri de mükellef işini terk ettiği halde, terk tarihinden sonra fatura düzenleyebildiği hususudur.

Gelir İdaresi Başkanlığınca sahte belge konusunda yapılan duyuruda, özetle, İşyerinin ve herhangi bir faaliyetin varlığı tespit edilemeyen mükellefler aynı zamanda Vergi Usul Kanunu uyarınca web sayfası (internet vergi dairesi / sorgulamalar / 2004/13 Sayılı Genelge…) üzerinden ilan edilmektedir. Bir mükellefin vergi dairesi kayıtlarına göre faal olup olmadığını öğrenmek için bu web adresine gidilmesi ve TCKN veya VKN üzerinden sorgulama yapılması gerekmektedir

Burada;

- Adresini değiştirdiği halde bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirimde bulunmayan mükellefler,

- Fiilen faaliyetine son veren, ortaklığı bozulan, sahipsiz bırakılan işletmeler

- Peş peşe beyanname vermeyen mükellefler ve

- Sahte fatura düzenleme ihtimali kuvvetle muhtemel olan mükellefler yer almaktadır.

Diğer taraftan, Re’sen terk ettirilen bu mükelleflerin düzenledikleri faturalar yok hükmünde olduğundan, bu faturalarda yer alan mal ve hizmetlerin gider ya da maliyet olarak dikkate alınabilmesi, ödenen KDV’nin de indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Bu listede yer alan mükelleflerden mal veya hizmet alımında bulunan mükelleflerimizin “Ba” (belge alış) formları taranmakta, söz konusu mükelleflere ait belgelerin kayıtlarından çıkarmaları yönünde uyarılar yapılmakta, çıkarılmadığı takdirde ödenen KDV kadar vergi ve bir o kadar da vergi ziyaı cezası tatbik edilmektedir.

Dolayısıyla ödediğiniz KDV’yi bir daha gecikme faiziyle birlikte ödemek zorunda kalmamanız, cezalı tarhiyata muhatap olmamanız için re’sen terk ettirilmiş mükelleflerle ticari bir ilişkiye girmeyiniz. Şüphelendiğiniz işlemlerin muhatabı olan mükellefleri, yoğun bir şekilde alış yaptıklarınızı, mesela toplam fatura girişlerinizin %10’una isabet eden kişileri, bu   adresten mutlaka sorgulayınız. Bu kişilere ait belgeleri kayıtlarınızdan çıkarınız.” denilmektedir.

Bilindiği üzere artık ba ve bs formları aylık olarak verilmekte ve verilen bu formlar çapraz kontrole tabi tutulmaktadır. Bu nedenle sahte belge kullanımının tespit edilmesi son derece kolaylaşmaktadır. Diğer elektronik kaynaklar da denetim elemanlarına büyük kolaylıklar sağlamakta, Gib’in internet Sorgulaması ve e-beyannamelerin incelenmesi de sahte belgelerin tespiti yönünden kolaylık sağlamaktadır.

Yukarıda saydığımız önlemlerin dışında, e-fatura uygulaması ile Vergi Mükelleflerinin ödeme kaydedici Cihazlarının Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihaz (Yazar Kasalar) ile yenilemeleri zorunluluğu da haksız rekabet belgesi olan sahte belge düzenleme kronik sorununa çözüm olacaktır.

Gelir İdaresinin internet sitesinden 11.12.2015 tarihi itibariyle aldığımız bilgiye göre halen 397 Sıra no'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile getirilen e-Fatura uygulamasına dahil olan kullanıcı sayısı 20712 adettir.

454 Sıra no'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği gereğince 2014 veya müteakip hesap dönemlerinde brüt satış hasılatı 10 Milyon TL ve üzeri olan mükellefler ile bu tebliğde belirtilen özel tüketim vergisine konu bazı malların imal, inşa, ithal ve teslimi ile uğraşan mükellefler de 01.01.2016 tarihinden itibaren e-fatura uygulamasına geçecek olup, 2016 yılı itibariyle e-fatura düzenleme zorunluluğu toplam 40.000 üzerinde mükellefi kapsayacaktır.

Ancak, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (tepav) rakamlarına göre, 2014 yılı Aralık ayı sonu itibariyle gelir vergisi mükellef sayısının 1.798.738, kurumlar vergisi faal mükellefi sayısının 673 bin 920 kişiye ulaşmış olması ülkemizin e-fatura konusunda daha işin başında olduğunu göstermekte, bu sebeple de sahte fatura konusunun hem maliyenin, hem de mükelleflerin başını ağrıtmaya devam edeceği anlaşılmaktadır.

Öte yandan, ödeme kaydedici Cihazların 451 sıra no’lu Tebliğ’de tarif edilen Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihaz (Yazar Kasalar) ile yenilenmeleri de, Gelir İdaresinin yeni nesil ödeme kaydedici cihazlara erişimi sağlayabilmek, mükellefleri kolay denetleyebilmek, anlık ve dönemsel bilgi alabilmek için 31.12.2015 tarihine kadar zorunlu hale getirilmiş olması da, sahte belge düzenlemeye yönelik bir önlemdir. ÖKC kullanan mükellefler sınırlı sayıda olduğundan sadece belli kesime yönelik bir uygulamadır. Ancak, yine de sahteciliğe karşı bir önlemdir.

Kısacası, bilanço esasına tabi mükelleflerin mal ve hizmet alım ve satımlarını e-fatura sistemi üzerinden gerçekleştirinceye kadar sahte fatura kullanımından sakınmak gerekmektedir. Hüseyin Yörükoğlu, SMMM, Adli bilirkişi/Yöntem YMM


Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı Özdoğrular smmm ltd. şti /Mehmet Özdoğru ve/veya ozdogrular.com./com.tr' ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.