Elektronik tebligatta geçerlilik sorunu |
29 Mart 2016 | |
Türk Dil Kurumu'nun Türkçe sözlüğüne göre; tebliğ, bildirme, duyurma, haber verme, tebellüğ ise gönderileni almaktır. Tebligat ise, yine aynı sözlüğe göre, bildirimden haberdar etmek, bildirimi göndermektir. Vergi Usul Kanunu'nda (VUK.) tebliğ kavramının tanımı verilmemekle birlikte kanunun 93. maddesinde tebliğ esasları, “(…) hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazılar adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla, (…) ilan yolu ile tebliğ edilir” şeklinde belirtildikten sonra, posta yolu ile tebliğe ilişkin olarak 99. maddede tebliğ edilecek vesikanın postaya verilmesinden söz edilmiş, 102. maddede ise “tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarfın posta idaresince muhataba verileceği” hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemelerden anlaşıldığı kadar ile geçerli bir tebliğ işleminden söz edilebilmesi için tebliğ edilecek evrakın muhatabın adresine teslimi gerekmektedir. Öte yandan VUK 93/2. maddesinde, idarede tebliğ yapılması, muhatabın kabul etmesi koşuluna bağlamıştır. Bir başka deyişle muhatap kabul etmedikçe, idarede tebligat yapılamaz. Gerek Tebligat Kanunu gerek VUK uyarınca hazırlanmış bulunan Tebligat İşletme Usul Ve Esasları'nın 4. maddesinde tebligat işlemi, “hukuki işlemlerin muhatabına yada muhatap adına kabule kanunen yetkili şahıslara yazılı olarak bildirimi” şeklinde açıklanmıştır. Görüldüğü gibi tebligat kısaca, karşı tarafa iletilmesi istenilen hukuki işlem veya belgelerin muhatabına iletilmesidir. VUK’un 107/A maddesinde; “tebliğ yapılacak kimselere, aktardığımız 93. maddede sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabileceği hükme bağlanmıştır. Madde ayrıca tebliğ tarihini “muhatabın elektronik adresine” ulaşma tarihine göre hukuki sonuca bağlamıştır. Kanunun md. 107/A gereğince, elektronik imzalı tebliğ evrakı, muhatabın elektronik ortamdaki adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda tebliğ edilmiş sayılacaktır. Maliye Bakanlığı bu konudaki yetkisine istinaden gerekli alt yapı çalışmalarını tamamlamış, elektronik tebligat yapılabilecek kişileri belirlemiş, bu konuda yükümlülükler de ihdas ederek bu konudaki açıklamalarını 456 sıra no’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'yle yapmıştır. Anılan genel tebliğ ile tebliğe elverişli elektronik tebligat adreslerinin internet vergi dairesi bünyesinde oluşturulduğu, VUK hükümlerine göre tebliği gereken evrakın elektronik imza ile imzalanarak, vergi dairesi adına Başkanlık tarafından tebliğ yapılacak muhatabın elektronik tebligat adresine iletileceği açıklanmıştır. Düzenlemeye göre kişiler elektronik tebligat sistemine / adreslerine internet vergi dairesi üzerinden kullanıcı kodu, parola ve şifreleriyle ulaşacaklardır. Ancak bu şekilde yapılan tebliğlerin, kapsama alınan bütün mükelleflerin internete erişme olanaklarının olup olmadığı sorunun dışında, tebligat yöntemi açısından pek çok sorunu da beraberinde getirdiği açıktır. Bu sorunlardan bir kısmına 5 Ocak tarihinde gazetemizde yayımlanan yazımda değinmiştim. Özetle; buradaki en büyük açığın, ortada tebligattaki sorunları ortaya denetleyebilecek bir kurumun (3. şahsın) olmayışı olduğunu, tebligatla ilgili bir sorun olduğunda mahkemelerin bu konuda yine idareye müracaat zorunda kalacağını, mahkemelerin bu konuda idarenin sistemi ve bilgisayarları üzerinde bilirkişi incelemesi yapmak yoluna kadar gidebileceğini yazmıştım. Nitekim Elektronik Tebligat Yönetmeliği de elektronik tebligatın kişilerce hizmet sağlayıcısından (3. Şahıs konumunda) alınacak mail adreslerine yapılabileceğini hükme bağlamaktadır. Buradaki ikinci asıl sorun ise mükelleflerin elektronik adreslerinin olmayışıdır. Her ne kadar genel tebliğ metninde kapsama alınan mükelleflerin “tebliğe elverişli elektronik tebligat adreslerinin internet vergi dairesi bünyesinde oluşturulduğu” açıklanmışsa da, bu adresler kimseye verilmemiştir. Dolayısıyla yoktur. Kişilerin tebligat adreslerini, normal mail adresleri gibi bilmeleri haklarıdır. Hatta, burada bir elektronik tebliğ adresi söz konusu ise kişiler bu adreslerini başkaca yazışmaları için de kullanabilmeleri gerekmektedir. Örneğin, en azından mail alıp veremeyen gönderilemeyen bir elektronik adres olmaz. Kişilerin cep telefonlarına “size tebligat yapıldı, lütfen sisteme girip bakınız” şeklinde SMS gönderilmesi veya normal mail adreslerine bu şekilde mail atılması da işi daha fazla karıştırmaktadır. Her şeyden önce bu SMS veya mail, tebligat sayılamaz, çünkü tebliğ evrakını içermemektedir. Burada kapsamdaki mükelleflerden, Maliye Bakanlığı'nın sistemine girilerek tebliğ evrakına bakılması istenilmektedir. Burada galiba, bir tür dairede tebliğ söz konusudur. Bu şekilde tebliğ ise mükellefin rızası olmaksızın yapılamaz. Kurulan sistemde İdare, kişileri SMS veya mail yolu ile uyararak, kendi sistemindeki tebliğ evrakına bakmaya (ıttıla kesbetmeye) davet etmektedir. Yoksa tebligatın yukarıda yaptığımız açıklamasına uyan şekilde, idarenin sisteminden çıkarak, kişilerin tasarruf alanındaki bir elektronik ortama gönderilen / iletilen bir tebliğ evrakı söz konusu olmamaktadır. Bu noktada da elektronik olarak yapılan tebligatta geçerlilik sorunu ortaya çıkmaktadır. Maliye Bakanlığı ileride ortaya çıkabilecek sıkıntı veya ihtilafları önceden çözebilmek adına bu sorunları gidermek veya açıklığa kavuşturmak zorundadır. Bumin Doğrusöz http://www.dunya.com/elektronik-tebligatta-gecerlilik-sorunu-163689yy.htm Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı Özdoğrular smmm ltd. şti /Mehmet Özdoğru ve/veya ozdogrular.com./com.tr' ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz. |