Enflasyondan ödün verilirse faturası ağır olur (26.06.08) |
26 Haziran 2008 | |
Yılmaz, Uluslararası Ekonomi Birliği tarafından düzenlenen 15. Dünya Ekonomi Kongresi'nde yaptığı konuşmada, geçen ay hedeflerini revize eden Merkez Bankası'nın bu hedeflerle uyumlu bir para sıkılaştırması uyguladığını söyledi. Gıda ve enerjideki fiyat artışlarının diğer sektörlerdeki fiyatlama hareketlerini de olumsuz etkilemeye başladığına dikkat çeken Yılmaz, "Yeni enflasyon hedeflerini içinde bulunduğumuz küresel ortamda ulaşılabilir görmekteyiz." dedi. Merkez Bankası Başkanı, genel fiyatlama davranışlarının bozulması durumunda, para politikasının kayıtsız kalamayacağı uyarısında bulundu. "Enflasyonun yeni hedeflerin üzerine çıkması durumunda Merkez Bankası gerekli tedbirleri alacaktır." diyen Yılmaz, arz şoklarının talep şokuna dönüşmesini engellemek için daha sıkı bir duruş sergilemek gerekeceğini de vurguladı. Birden fazla arz şokunun aynı anda ortaya çıktığı durumun uzun süre kalmasının da beklendiğine işaret eden Yılmaz, "Hedef revizyonu ancak gerekli politika duruşu ile desteklenirse sonuç verir, bu da parasal sıkılaştırmayla olur." diye konuştu. Toplantının açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise Türk ekonomisinin 2002 yılının ilk çeyreğinden itibaren kesintisiz ve yüksek bir büyüme sürecine girdiğini hatırlatarak, "Türk ekonomisi, 2002-2007 döneminde reel olarak yıllık ortalama yüzde 7 civarında büyüyerek 659 milyar dolarlık bir milli gelire ulaşmıştır." dedi. Cumhurbaşkanı Gül, kamu dengelerindeki iyileşme ve fiyat istikrarını sağlama yönündeki gelişmelerin büyüme sürecine önemli katkılar sağladığının altını çizdi. Gül, "Türkiye, siyasi ve makroekonomik istikrar sağlanmasıyla ve uygun yatırım ortamının oluşturulmasıyla birlikte yabancı yatırımlar açısından da bir cazibe merkezi haline gelmiştir." dedi. 1990-2000 döneminde 6,2 milyar dolar düzeyinde gerçekleşen net doğrudan yabancı yatırımların 2002-2007 döneminde 52 milyar doları aştığını hatırlatan Gül, böylece Türkiye'nin bir yandan gelişmekte olan ülkelerin sunduğu fırsatları sunan; ama aynı zamanda gelişmiş ülkeler gibi riski minimum hale getiren bir performans gösterdiğini kaydetti. Abdullah Gül, küresel krizin yaşandığı süreçte, Türkiye'nin gelişmiş ülkeler gibi riski azaltan bir performans gösterdiğini vurgulayarak, 2007 yılında ortaya çıkan küresel likidite daralmasının Türkiye ekonomisi üzerindeki etkisinin sınırlı düzeyde kaldığına dikkat çekti. Gül, "Sürdürülebilir büyüme ve istikrarı kalıcı olarak sağlayacak dış şokların olumsuz etkilerini en aza indirecek, hatta bertaraf edecek ekonomik ve siyasi tedbirlerin alınmasına hükümetçe titizlikle devam edilmesi büyük önem taşıyacaktır. Türkiye böylelikle güçlükleri aşmakla kalmayıp, bölgede ekonomik cazibe merkezi olma özelliğini de pekiştirecektir." diye konuştu. |