İhtiyati tedbir konulan hesapta bulunan tutarlara işletilen faiz tutarların mahkeme kararına göre alacaklılara dağıtılması ve gelir kaydedilmesi |
04 Aralık 2015 | ||||||||||||||||||||||||||||
İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinde; Şirketiniz ile …………… arasındaki ihtilaf nedeniyle ………… Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.04.2002 tarihli ve ……… sayılı Kararıyla Şirketinizin …………………… şubesindeki hesaplarınıza bloke konulduğu, vadeli mevduat olarak değerlendirilen hesaplara faiz işletildiği, bu hesaplar dışında şirketinizin herhangi bir mal varlığı ve geliri ile aktif ticari faaliyetinin bulunmadığı, gerek söz konusu hesaplar gerekse işleyen faizler üzerinde şirketinizin tasarruf yetkisinin bulunmadığı; ihtiyati tedbir konulan hesaba tahakkuk eden faiz tutarının Gelirler Genel Müdürlüğünden alınan 06.09.2004 tarihli ve 41348 sayılı özelgenin alındığı tarihten itibaren gelir tahakkuku olarak Gelecek Yıllar Gelirleri, tevkif yoluyla ödenen vergilerin de Peşin Ödenen Vergiler hesabında takip edildiği; ………… Asliye Ticaret Mahkemesinin yargılama sonucu …………….talebini kısmen kabul, kısmen reddettiği ve kararın kesinleştiği, bu kapsamda ………… Asliye Ticaret Mahkemesinin ihtiyati tedbir kararı ile bloke konulan hesabınızın ……….. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/07/2012 tarihinde ……………… Şubesine yazdığı yazıyla serbest bırakıldığı, hesap üzerine haciz koyan ………….. ve diğer alacaklılara ödenmek üzere paranın önemli kısmının Kadıköy ve Üsküdar İcra Müdürlüklerine aktarıldığı ve icra müdürlüklerinden de alacaklılara ödeme yapılmakta olduğu, söz konusu hesabın Şirket adına olduğu ve serbest kalan tutardan alacaklıların hesaba koydukları hacze göre icra daireleri aracılığıyla alacaklarını tahsil etmekte oldukları belirtilmekte ve söz konusu hesaba yürütülen faiz gelirlerinin mahiyeti ile …………… aktarılacak ana para tutarına isabet eden faizin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde; "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari kazancın bu suretle tesbit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur."
hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun 40 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, safi kazancın tesbit edilmesinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, aynı maddenin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde ise işle ilgili olmak şartıyla mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar; ziyan ve tazminatların hasılattan indirilebileceği hükmüne yer verilmiştir.
Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar "dönemsellik" ve "tahakkuk esası" ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu esas dikkate alındığında bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, şirketiniz hesabına tahakkuk eden faizlerin tamamının, bahse konu hesap üzerindeki ihtiyati tedbiri kaldıran mahkeme kararının kesinleştiği tarihi içeren dönem kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir. Ayrıca anılan yargı süreci sonucunda şirketinizce mahkeme kararına istinaden ……………. aktarılacak ana para tutarına isabet eden faiz tutarının ise, kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
|