VERGİ YARGILAMASINDA 20 TEMMUZ’DA YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR! |
12 Temmuz 2016 | |
28 Haziran 2014’te yayımlanan 6545 sayılı Kanun ile idari yargı sisteminde (vergi ve idare mahkemeleri) yeni bir yapılanmaya gidilmişti. Bu Kanun ile 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda devrim olarak niteleyebileceğimiz değişiklikler yapıldı ve idari yargılamada “istinaf” sistemine geçilmesine ilişkin temel hükümler ortaya konuldu. Ancak, sistem hemen o tarihte işlemeye başlamamış ve Adalet Bakanlığı’na sistemin hayata geçeceği tarihi belirleyip duyurma yetkisi verilmişti.
Adalet Bakanlığı’nın kendine verilen yetkiye dayanarak, Bölge Adliye Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemelerinin tüm ülkede fiilen göreve başlayacakları tarih olarak belirlediği ve duyurduğu 20 Temmuz 2016 tarihi en sonunda geldi çattı.
Temelleri 2014’te atılan; ancak fiilen 20 Temmuz’da hayata geçecek yeni vergi yargılama sistemine biraz yakından bakalım.
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİ “İSTİNAF MERCİİ” OLUYOR!
Şu an mevcut sistemde vergi yargısı yapılanması şu şekilde;
İstinaf sistemine geçişle birlikte “ikili yargılama” sistemi yerine “üçlü yargılama sistemine” geçildiğini söyleyebiliriz.
Yeni sistemle birlikte; ilk derece yargılama makamı olan vergi mahkemelerinin kararlarına karşı doğrudan temyize başvurma imkânı ortadan kaldırılıyor.
Bu mahkemelerin kararlarına karşı önce ilk derece mahkemesinin bulunduğu yargı çevresindeki BİM’e istinaf başvurusunda bulunulması artık zorunlu olacak. Özetle, eski sistemde “itiraz” mercii olan BİM’ler yeni sistemle birlikte “istinaf mercii” olarak yapılandırılıyor. Diğer bir anlatımla, birçok vergi uyuşmazlığı için “temyiz yolundan” önce yeni bir kanun yolu daha oluşturulmuş oluyor; bu da daha uzun yargılama süresi demek.
Yeni sistemde BİM’lerin istinaf incelenmesi sırasında, ilk derece mahkemesinin kararını kaldırıp işin esasına girerek yeni bir karar oluşturabileceğini de vurgulamamız gerekiyor. Bu da, şu anki sistem düşünülünce oldukça önemli bir değişiklik; bu değişikliğin de yargılama süresini kısaltacağının altını çizelim.
5 BİN TL’Yİ GEÇMEYEN VERGİ UYUŞMAZLIKLARINA İTİRAZ VE TEMYİZ YOLLARI ARTIK KAPALI
Yeni sistemde, her vergi uyuşmazlığını “istinaf incelemesine” veya “temyize” konu etmek de artık mümkün değil. Bunu biraz açalım;
KARAR DÜZELTME YOLU KALDIRILIYOR…
Danıştay tarafından temyiz sonucunda verilen kararlara karşı başvurulacak önemli bir kanun yolu olan “karar düzeltme” de 20 Temmuz’dan sonra olmayacak.
MÜKELLEFİN YÜKÜ HAFİFLEYECEK Mİ?
20 Temmuz’da fiilen hayata geçecek sistemin oldukça modern olduğu ve Danıştay ile kısmen de BİM’lerin iş yükünü ciddi manada azaltacağı öngörülebilir. Düşük tutarlı ihtilaflarla yargı mercilerinin boş yere meşgul edilmesinin de önünün kapatılmış olduğunun altını çizelim. Özetle, yeni dönemde kamu kaynaklarının daha etkin ve adil kullanılmış olacağını söyleyebiliriz.
Ancak yeni sistemin iki ana noktadan eleştirilmesi kaçınılmaz görünüyor;
Yargının mevcut elektronik altyapısı ve fiziki kaynakları dikkate alınırsa, 100 bin TL ve üstü davalar için getirilen 3 aşamalı yargılama modelinin yargılama sürelerini ve masraflarını ciddi manada arttıracak olması kaçınılmaz görünüyor. Özetle, mevcut durumda bile çok uzun sürelere yayılan vergi dava sürelerinin bu yeni sistemle birlikte daha da uzayabileceği ve mükelleflerin ihtilaflarını mahkeme önüne götürmelerinin zaman ve parasal maliyetinin bir kat daha artabileceği dikkatten kaçırılmamalı.
NE YAPMALI?
Yeni sistemin herhangi bir değişikliğe uğramadan yürürlüğe gireceği anlaşılıyor. Hal böyleyken akıllara, “İhtilaflara ilişkin yükünün artması ihtimali olan mükellefler için ne yapılmalı?” sorusu takılıyor. Bu soruya, yakın zamanda yenilenecek olan Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) içinde kısa vadede çözüm bulmak mümkün görünüyor. Özetle, yeni VUK ile “vergi ihtilaflarının barışçıl yollarla çözümü” teşvik edilmeli diyebiliriz.
Bu noktada birçok yöntemden bahsedilebilir. Ayrıntısına girmeyelim; ancak yeni Vergi Usul Kanunu için aşağıda sayacağımız hususlar ile bunlara benzer mekanizmalar kaleme alınırken, vergi yargılamasının yeni yapılanmasın muhtemel olumsuz etkileri de hep akılda tutulmalı.
Bunların yanında, vergisel ihtilafı daha en başından ortadan kaldırma potansiyeli olan “peşin fiyatlandırma ve masraf paylaşımı anlaşmaları” gibi mekanizmaların da etkinlik ve cazibesinin arttırılmasının elzem olduğunu belirtmekle yetinelim. Emrah Akın/ http://kpmgvergi.com
Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı Özdoğrular smmm ltd. şti /Mehmet Özdoğru ve/veya ozdogrular.com./com.tr' ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz. |