YENİLEME FONU AYRILMASI HALİNDE ERTELENMİŞ VERGİ HESAPLANMASI |
12 Şubat 2017 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İşletmelerin aktifine kayıtlı amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması veya bu varlıkların ziyaa uğraması halinde satış karı veya sigorta tazminatının varlığın yasal kayıtlardaki değeri üstündeki kısmı pasifte geçici bir fona alınarak fona alınan kısmın vergilendirilmesi ertelenmektedir. Maddi duran varlıkların düzenlendiği TMS 16 Maddi Duran Varlıklar Standardı düzenlemelerine göre bu yönde bir fon ayrılarak satış kârının/sigorta tazminat fazlasının ertelenmesi mümkün değildir. Zira TMS 16 uyarınca, bir maddi duran varlık kaleminin finansal durum tablosu (bilanço)dışı bırakılmasından doğan kazanç veya kayıp ilgili kalem bilanço dışı bırakıldığında gelir tablosu ile ilişkilendirilir. Bir maddi duran varlık kaleminin finansal durum tablosu (bilanço)dışı bırakılmasından doğan kazanç ya da kayıp; varsa varlıkların elden çıkarılmasından kaynaklanan net tahsilat ile varlığın defter değeri arasındaki fark olarak belirlenir. Bu durumda, VUK uyarınca yenileme fonu oluşturulması halinde, fona aktarılan tutar kadar vergilendirilebilir geçi fark oluşur ve bu fark üzerinden ertelenmiş vergi borcu hesaplanır. İleriki dönemlerde yenileme fonu, yeni varlığın amortismanına mahsup edildikçe veya üçüncü yılın sonuna kadar varlık yenilenmezse üçüncü yılsonunda başlangıçta hesaplanan ertelenmiş vergi borcu iptal edilerek kapatılır. ÖRNEK UYGULAMA NEE Oto Kiralama A.Ş, 01.01.2013 tarihinde aktifine aldığı bazı taşıtları modeli eskidiği için yenilemeye karar vermiş ve 31.10.2015’te 5 adet taşıtı 6 ay vadeli 115.000 TL’ye satmış olup peşin satış bedeli 100.000 TL’dir. Yeni taşıtlar ise 01.01.2016 tarihinde peşin 300.000 TL’ye alınmıştır. Yenilenen taşıtların satış öncesi defter değerlerine ilişkin bilgiler aşağıda yer almaktadır. Taşıtların amortisman süreleri VUK ve TMS 16 açısından aynı olup 5 yıldır. (KDV ihmal edilmiştir.)
NEE işletmesi, satış kârını hesaplarken TMS 16 uyarınca, satışın gerçekleştiği tarihe kadar amortisman ayırmalıdır. Dolayısıyla, satıştan hemen önce 10.000 TL (36.000 / 3 x 10/12) amortisman ayrıldıktan sonra taşıtların net defter değeri 26.000 TL (36.000 – 10.000) olacaktır. 115.000 TL’lik satış bedelinin 15.000 TL’lik kısmı vade farkı olduğundan ertelenecek, dönem sonunda 2 aylık kısma isabet eden 5.000 TL (15.000 x 2 / 6)’lik kısmı dönem gelirleri arasına dahil edilecektir. Vade farkın üzerinden satışın gerçekleşmesiyle beraber 3.000 TL (15.000 x %20) ertelenmiş vergi varlığı hesaplanacak, dönem sonunda gelirler arasına aktarılan farkı üzerinden hesaplanan 1.000 TL (5.000 x % 20) ertelenmiş vergi varlığı ise iptal edilecektir. Dolayısıyla, vadeli satış nedeniyle dönem sonundaki net ertelenmiş vergi varlığı 2.000 TL olacaktır. Bu durumda satış kârı 74.000 TL (100.000 – 26.000) olur. Diğer taraftan, geçmişte ayrılan değer düşüklüğü nedeniyle, 2014 yılında hesaplanan 4.800 TL (24.000 x % 20) ertelenmiş vergi varlığının da satışla beraber iptal edilmesi gerekmektedir. VUK açısından ise satış kârı 50.000 TL (110.000-60.000)’dir. Taşıtlar yenilenmeye karar verildiğinden söz konusu tutar kurum kazancına eklenmeyip bilançonun pasifinde özel bir fonda tutulmalı ve yeni alınan taşıtların amortismanı öncelikle bu fondan mahsup edilmelidir. Dolayısıyla, fona aktarılan tutar kadar bir vergilendirilebilir geçici fark oluşur ve bu fark üzerinden 10.000 TL (50.000 x % 20) ertelenmiş vergi borcu hesaplanır. İleri dönemlerde fondan kullanım oldukça veya fon kullanılmayıp üç yılın sonunda kurum kazancına eklendiğinde, daha önceden hesaplanan ertelenmiş vergi borcu iptal edilecektir. Bu durumda, işletmenin taşıtların satışına ilişkin olarak yapması gereken kayıtlar aşağıdaki gibi olmalıdır. Mevcut TDHP’ ye göre yapılması gereken kayıtlar:
2016 yılında yeni alınan taşıtlara ilişkin kayıtlar ise aşağıdaki gibi olacaktır.
N. Emre Ergin Yaklaşım / Şubat 2017 / Sayı: 290 Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz. |