Kapatma davasının Hazine'ye faturası 20 milyar YTL'yi geçti
08 Temmuz 2008
AK Parti hakkındaki kapatma davasıyla birlikte tırmanışa geçen siyasî belirsizliğin ekonomiye faturası her geçen gün ağırlaşıyor.
Borsa'daki düşüş sonucunda şirketlerin değer kaybı 80 milyar dolara ulaşırken, devletin zararıyla ilgili açıklama dün Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'ten geldi. Davanın açıldığı 14 Mart'tan sonra faizlerin 5,5 puan arttığına dikkat çeken Şimşek, bunun Hazine'ye getirdiği ek maliyetin 20 milyar YTL'ye ulaştığını vurguladı. Siyasî belirsizlik sebebiyle inşaat sektörü ve yatırımların yavaşladığını, tüketimin de azaldığını belirten Şimşek, önümüzdeki dönemin Türkiye için büyük önem taşıdığına dikkat çekti: "Eğer bundan sonra belirsizlik azalırsa faizler yeniden ülkemizin hak ettiği gerçek seviyelere gerileyecek, ertelenmiş tüketim ve yatırım harcamaları yeni- den başlayacak ve ekonomik büyüme canlanacaktır. Biz dış gelişmelerden o kadar çok olumsuz etkilenmeyiz, asıl olum- suz etki iç gelişmelerden kaynaklanıyor."
Bakan Mehmet Şimşek, özellikle 14 Mart'ta AK Parti'ye açılan kapatma davasının ardından yaşanan belirsizliğin, Türkiye ekonomisini dışarıdaki gelişmelerden daha çok etkilediğini vurguladı. Şimşek, "Tahvil piyasasında çok ciddi yabancı çıkışı yaşanmıştır. Bizim ve tüm yerli-yabancı uzmanların görüşü, eğer iç siyasi belirsizlik olmasaydı, Türkiye dışarıdaki krizden en az etkilenen ülkeler arasında yer alacaktı, çünkü ekonomimiz normalleşme sürecine girmişti." dedi. Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Şimşek, Türkiye'de faizlerin mart ayı itibarıyla yüzde 17 düzeyinde olduğunu, marttaki kapatma davasının ardından faizlerin ciddi düzeyde yükseldiğini belirterek, "Bugün faizler yüzde 22,5 civarına çıktı ki bu çok ciddi bir çıkıştır. Yani kapatma davasının ardından faizler 5,5 puan artış göstermiştir. Bu iç siyasi belirsizlik sebebiyle, Türk Hazinesi daha yüksek maliyetlerle borçlanıyor. Faizlerdeki bir puanlık artışın Hazine'ye getirdiği ilave yük 3,5-4 milyar yeni lira, öyleyse, iç siyasi belirsizliğin, risk primi artışı ve faizlerdeki yükselişle Hazine'ye getirdiği ilave yük yaklaşık 20 milyar yeni lira düzeyindedir." dedi.
Mehmet Şimşek, Türkiye'nin mevcut bütçe performansıyla bu kadar yüksek bir nominal faizi kesinlikle hak etmediğini vurgulayarak, son üç yılda AB tanımlı Genel Kamu Dengesi'ne bakıldığında, bütçe açıklarının yüzde 1'in altında olduğunu kaydetti. Siyasi belirsizlikler sebebiyle, inşaat sektöründe, tüketimde ve yatırımlarda bir yavaşlama meydana geldiğini ifade eden Şimşek, şöyle konuştu: "Eğer bundan sonra, siyasi belirsizlik azalırsa, faizler yeniden, Türkiye'nin hak ettiği gerçek seviyelere gerileyecek, ertelenmiş tüketim ve yatırım harcamaları yeniden başlayacak ve ekonomik büyüme canlanacaktır. Biz dış gelişmelerden o kadar çok olumsuz etkilenmeyiz, asıl olumsuz etki iç gelişmelerden kaynaklanıyor."
İlk çeyrekte yüzde 6,6 büyümeye dikkat çeken Şimşek, ancak iç siyasi gelişmeler ve belirli orandaki dış gelişmeler sebebiyle, ikinci çeyrekte büyümenin yavaşlayabileceği görüşünde. Şimşek'e göre, ilk çeyrekte, imalat sanayiindeki büyüme ile tüketim ve yatırım harcamaları güçlüydü. Mart ayında ortaya çıkan belirsizliğin etkileri olmasaydı, ekonomik büyüme tahminlerin üstünde devam ederdi. Ekonominin patronu, siyasi belirsizliğin de etkisiyle, ikinci çeyrekte ekonomik büyümenin biraz hız keseceğini tahmin ediyor. İlk üç aydaki ekonomik büyümenin, tüm yıla olumlu etkisinin olacağını vurgulayan Şimşek, "İlk çeyrekteki yüksek ekonomik büyüme, 2008 yılının tümüne ilişkin ortaya koyduğumuz hedefin ulaşılabilir olduğunu ortaya koyuyor." şeklinde konuştu. Şimşek, tüm iç siyasi gelişmelere rağmen, Türkiye'nin, orta ve uzun vadede, sürdürülebilir bir yüksek ekonomik büyüme yakalaması için gerekli tüm yapısal reformları gerçekleştirmeye devam etiklerini vurgulayarak, kısa dönemde Türkiye, potansiyelin altında büyüse de, orta ve uzun vadede potansiyeline paralel yüksek bir büyüme yakalayacağını ifade etti.
Borsa şirketlerinin 80 milyar doları buharlaştı
AK Parti'ye açılan kapatma davasının ardından, zaten dış piyasalardaki menfi gelişmelerin etkisinde olan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, büyük bir çöküş yaşadı. Davanın açıldığı cuma günü haftayı 42 bin 585 puandan kapatan Borsa, sonraki haftaya büyük bir düşüşle başladı. 17 Mart Pazartesi günü 38 binli seviyelere kadar gerileyen İMKB, yüzde 7,46'lık düşüşle dünyanın en fazla değer kaybeden borsası oldu. Borsa'daki düşüş daha sonraki aylarda da sürerek dün itibarıyla 35 bin 10'a kadar geriledi. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, geçen sürede Borsa'da kote edilen şirketlerin değerinin 80 milyar dolar düştüğünü açıkladı.
