Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERE ÖZEL ESASLARA TABİ MÜKELLEFLER HAKKINDA VERGİ DAİRELERİNİN BİLGİ VERMEMESİ VE E-FATURAYA TABİ OLAN MÜKELLEFLERDEN HER AYIN BERATININ İSTENMESİ PDF Yazdır e-Posta
18 Mayıs 2017

Image

1- Yukarıda zikredilen kanunlar ve tebliğler incelendiğinde, kamu kurum ve kuruluşları vergi daireleri YMM’lerin tasdik kapsamı ile sınırlı olmak üzere bilgi vermek zorundadırlar.  VUK’ un 5. maddesindeki vergi mahremiyeti kanunu da incelendiğinde, YMM’lere bilgi verilmez diye bir hüküm mevcut olmadığı gibi aksine özel esaslardaki mükellefle ilgili inceleme raporuyla tespit olunanların, kanunla kurulmuş meslek kuruluşlarına ve 3568 sayılı kanunla kurulan birlik ve meslek odalarına bildirilmesi vergi mahremiyetini ihlal sayılmaz. Bu durumda, yürütme organı olan mali idare bir iç uygulama yazısını, kanunların önüne geçirerek, kendini yasamanın yerine koyarak, kanun yerine düzeleme yapmıştır.

Mali idarenin görevi TBMM tarafından yapılan kanunları yürütmektir, düzenleme yapmak değildir. Bu yazıyla YMM’lerin inceleme elemanı sıfatı ortadan kalkmıştır. Oysa ki; 3568 sayılı Kanun’un 12. maddesinin 4 ve 5. fıkraları YMM’lere sınırsız bir sorumluluk yüklenmiştir. Bu sorumluluktan YMM’ler mükellefler nezdinde denetim ve resmi kurum ve bilgi almakla kendilerini bu sorumluluktan koruyabilirler. Bu konu hakkında VUK 256. madde ve bu maddeye bağlı olarak çıkartılan 3568 sayılı Kanun’un 19, 20, 27 ve 41 sayılı Tebliğler kendilerine vermiştir. Şu anda mali idare bu Kanun ve Tebliğleri hiçe sayarak, YMM’lerin hakkı olan bilgi alma hakkını ortadan kaldırmaktadır.

Bize göre VUK’ un 5. maddesi değiştirilerek özel esaslara giren mükelleflerin Maliye Bakanlığı tarafından tüm halkımıza ilan etmesi gerekir. Zira, hırsızın, sahtekarın mahremiyeti olmaz ve olmamalıdır da! Çünkü bilmeden bu kişilerden mal satın alan dürüst mükellefin canı yanmakta, bu mallara tekabül eden KDV’nin üç kat ceza ve gecikme zammı ile ödeme yükümlülüğünün altına girdiği gibi, VUK 359. maddesine göre 3 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmaktadır. Bu öyle bir ceza ki, tüm tahakkuk eden vergiler, cezalar ve gecikme zamları ödense dahi bu cezadan kurtulması mümkün değildir. Bu cezanın ertelenmesi de yoktur. Ayrıca özel esaslardaki mükellefler ilan edilirse kayıt dışı ekonominin önlenmesine çok büyük katkısı olacağı kanaatindeyiz. 

2- Ayrıca, KDV incelemelerinde verginin iadesi e-deftere tabi mükelleflerin beratlarını ibraz şartına bağlanmıştır. Bu uygulamada ihracatçımızın önünü tıkamış vaziyettedir.

Bize göre; uygulama şu şekle çevrilirse; hem ihracatçı rahat eder, hem de mali idare. Berat yerine BA ve BS bildirimleri alınsa, iadeler yapılsa, beratlar Gelir İdaresine verildikten sonra, ibraz edilse her şey yerli yerine oturur. KDV iadesinde esas olan bir bütün olarak iadenin doğru olması ve hazineye intikal etmiş olması ve hazine kaybının olmamasıdır. Böylece ihracatçımızın önü açılmış ve KDV iadelerinde seri bir şekilde yapılmış olur. Mahmut Nedim Akkurt E-Yaklaşım / Mayıs 2017 / Sayı: 293

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.