Kredi Kartı Ücretleri Hakkında Kamuoyu Duyurusu (22.07.08) |
22 Temmuz 2008 | |
Kredi Kartı Ücretleri Hakkında Kamuoyu Duyurusu
Son günlerde basın ve yayın organlarında, banka ve kredi kartlarına ilişkin olarak bazı yargı kararlarına atıfta bulunularak, kredi kartı ücretlerinin yasal dayanağı bulunmadığı yönünde haber ve yorumlar yer almaktadır. Ayrıca, bankaların bazı müşterilerinden kredi kartı ücretlerinin iptaline ilişkin başvurular alınmaktadır.
Kredi kartı ücretleri; kartın talebi ile başlayıp kullanım süresi boyunca devam eden, banka tarafından verilen çeşitli hizmetlerin ve operasyonel işlemlerin maliyetleri karşılığında kart hamillerine yıllık olarak yansıtılan bir bedeldir.
Maliyetleri oluşturan başlıca işlemler ve hizmetler; kart basımları, yurtdışından temin edilen kart plastikleri ve bunların üzerlerindeki çipler ile kart ve çip üzerine kart sahibine ilişkin bazı bilgilerin yazılması, operasyonel maliyetler, her ay düzenli olarak gönderilen ekstrelerin basım ve gönderilmesi maliyetleri, sigorta maliyetleri, uluslararası kredi kartı kuruluşlarına ödenen lisans bedeli ve çeşitli ücretler, müşteri hizmetlerini sağlamak için yedi gün yirmi dört saat çalıştırılan personele ödenen ücretler ve bunlara ilişkin yatırımlar ile teknolojik altyapı maliyetleri şeklinde sayılabilir.
Türkiye Bankalar Birliği tarafından 5 Şubat 2007 tarihinde yapılan Kamuoyu Duyurusu’nda da belirtildiği üzere, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu, Bankacılık Kanunu, 16 Ekim 2006 tarih ve 2006/11188 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 2006/1 Sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Tebliği, Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu, 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Borçlar Kanunu’nda yer alan düzenlemelere göre bankaların banka ve kredi kartlarına ilişkin yaptıkları masrafların kart hamillerine yansıtılması hukuka uygundur.
Konuya ilişkin özel yasa niteliğindeki Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun “Sözleşme şartları” başlıklı 24’üncü maddesine göre, kart hamilinin yaptığı işlemler nedeniyle, sözleşmede yer alması koşuluyla faiz, komisyon veya masraf gibi adlar altında ödeme talep edilebilir. Ayrıca, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre sözleşmede yer alan bir düzenlemenin haksız şart olarak nitelendirilebilmesi için söz konusu düzenlemenin tüketici ile müzakere edilmeden konulmuş olmasının yanı sıra tüketici aleyhine dengesizliğe neden olması ve bunun iyiniyet kurallarına aykırı olması koşullarının tamamının birarada olması gerekmektedir.
Kaldı ki, kredi kartı ücreti alınabilmesine ilişkin TC Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan genelgelerde de, sözleşmelerde kararlaştırılmış olması halinde kart ücretinin kart hamillerinden alınabileceği ve bu düzenlemenin haksız şart olarak nitelendirilebilmesi için yukarıda değinilen üç unsurun bir arada olması gerekliliği açıkça belirtilmiştir.
Bankaların, kredi kartlarına ilişkin olarak yukarıda belirtilen hizmetlerin ve altyapı yatırımların masraflarının karşılığı olarak talep ettikleri kart ücretleri yapılan masraflar ile karşılaştırıldığında makul ve dengeli bulunmaktadır. Diğer taraftan, kart ücreti alınması iyi niyet kurallarına da uygundur, zira bankalarca kart hamilleri, kendilerinden kart ücreti alınacağı konusunda muhtelif kanallarla bilgilendirilmektedir.
Sonuç olarak; belirtilen yasal düzenlemelere uygun olarak, bankalar ile müşteriler arasında imzalanan sözleşme hükümleri kapsamında talep edilen kredi kartı ücretlerine ilişkin yargı kararlarının, bu bilgiler ışığında değerlendirilmesi gerekmektedir. Münferit davalarda, taraflar arasında imzalanmış olan kredi kartı sözleşmelerindeki düzenlemeler dikkate alınarak verilmiş bulunan yargı kararlarının, tüm kredi kartları için emsal oluşturması hukuken mümkün değildir.
Bilgilerinize sunarız.
Saygılarımızla,
Türkiye Bankalar Birliği |