Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
GRUP İÇİ HİZMETLERDE "LEHE KALAN PARA" HAKKINDA SORULAR PDF Yazdır e-Posta
13 Temmuz 2017

Image

Gider Vergileri Kanunu Neden Yeniden Yazılmalı?

Bu yazımızda Türkiye'de finans sektörünün dolaylı vergisi "banka ve sigorta muameleleri vergisi" ("BSMV") uygulaması ile ilgili olarak Vergi İdaresi tarafından bir Özelge' deki görüş ve BSMV ile ilgili değerlendirmelerimize yer vereceğiz.

Özelge' deki Görüş ve Dayanak Nedir?

Özelge, 4 Ocak 2017 tarihinde verilmiş ve Gelir İdaresi Başkanlığı'nın internet sitesindeki Özelgeleri arasında yer alıyor. Görüş, BSMV mükellefi "emeklilik şirketinin başvurusu" üzerine "BSMV matrahının" grup içi hizmetler kapsamında diğer grup şirketine sunulan hizmetten elde edilen gelire (kâr marjı) mi yoksa hizmet karşılığında elde edilen hizmet bedeline mi uygulanacağı sorusu üzerine verilmiştir.

İdare'ye göre BSMV' ye tabi işlemlerde yalnızca işlemin "doğrudan maliyetini oluşturan unsurların" BSMV matrahının" tespitinde "indirim" konusu yapılması mümkün olduğu; hizmet sunumu ile ilgili doğrudan bir gider olmadığı durumda ise BSMV matrahından bir indirim yapılmasının mümkün olmadığı şeklindedir.

Dayanağı ise, BSMV uygulamasında "vergi matrahından gider ve vergi adı altında indirim yapılamaz. Bu Kanun'la alınan banka ve sigorta muameleleri vergisi matraha dahil edilmez" şeklindeki Gider Vergileri Kanunu'nun 31'nci maddesi hükmüdür.

Bu tespitlerin üzerine transfer fiyatlandırması ile ilgili yasal düzenlemelere bakalım.

Transfer Fiyatlandırmasında Grup İçi Hizmetlerde "Lehe Kalan Para" Ne Olmalı?

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu düzenlemelerine göre, grup şirketleri dahil oldukları grup şirketlerinden hizmet alabilir. Bu sırada esas olan "grup içi hizmetin fiilen sağlanması" ve "hizmet bedelinin emsallere uygun" olmasıdır.

1 Seri No'lu Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğ açıklamalarına göre, grup içi hizmetlerin fiyatlandırılmasında uygun yöntem mükellefler tarafından belirlenebilir. Örneğin; "Karşılaştırılabilir Fiyat Yöntemi" veya "Maliyet Artı Yöntemi" kullanılabilir. Tebliğ'e göre "muhasebe, hukuk, ya da bilgisayar alanında sağlanan hizmetleri" için bu yöntemler kullanılabilir.

Yazımızda yer vereceğimiz Tebliğ örnekleri dikkate alındığında, Kurumlar Vergisi Kanunu uygulamalarına uygun olarak grup içi hizmetler kapsamında diğer grup şirketine sunulan hizmet sunumunda "lehe kalan para" nedir? Bu sorunun cevabı kâr marjı tutarıdır, çünkü söz konusu hizmet sunumunda transfer fiyatlandırması esaslarına göre emsallere uygun maliyetler "işlemin doğrudan maliyetini" oluşturmaktadır.

Ancak verilen Özelge dikkate alındığından bu mümkün değil.

Gider Vergileri Kanunu'nun Yasama Tarihi ve Geçirdiği Değişiklikler Neler?

Bu tespitlerden sonra 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu'nun gerekçelerine göz atalım. BSMV' nin yer aldığı 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu 13/7/1956 tarihinde kabul edilmiştir. Söz konusu Kanun gerekçesinde, bu Kanun ile (Gider Vergileri Kanunu) dolaylı vergiler alanı da aydınlığa kavuşturulmak suretiyle modern "Türk vergi sistemi"nin tamamlanmış olacağı açıklanmıştır. Düzenleme bir reform olarak nitelendirilmiş ve düzenlemenin çatısını "istihsal vergisi" oluşturmuştu.

Söz konusu reform yapılırken bankaların ve sigorta şirketlerinin yaptıkları bütün muameleler dolayısıyla elde ettikleri paraların vergilemesinde yıllardan beri kabul edil­en uygulamanın devam ettirilmesi uygun bulunmuştur.

Daha fazla detayına girmeden BSMV ile ilgili maddelerde bazı değişiklikler olmasına rağmen matraha ilişkin bir değişiklik yapılmamıştır. Fakat 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ihdas edilirken 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu'nun 1 ila 27'nci maddeleri kaldırılmış ve KDV istihsal vergisinin yerini almıştır. Dolaysıyla 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu'nun "finans (banka, sigorta, aracı kurum gibi) ve telekom" sektörlerinin vergisi haline gelmiştir.

Kanun'un ilk halinde istisnaları düzenleyen 28'inci maddenin bent sayısı "a" ila "j" arasında iken, günümüzde bu bent sayısı "a" ila "z" arasındadır.

Oysa BSMV matrahı ile ilgili 31'nci maddedeki "lehe alınan paralardan gider ve indirim yapılamayacağı" ile ilgili fıkra 1956 yılından beri değişmemiştir.

BSMV' de Matrahtan İndirim Mümkün mü?

Malum olduğu üzere 6802 sayılı Kanun'a göre "lehe alınan paralardan gider ve indirim" mümkün değil. Ancak Gelir İdaresi yayımladığı Tebliğlerde söz konusu vergileme anlayışını esnettiği kanaatindeyiz.

Tebliğ örnekler sırası ile "opsiyon işlemleri ile ilgili usul ve esasların belirlendiği" 89 No'lu Gider Vergileri Genel Tebliği'nin A bölümünde "bir opsiyon işlemden elde edilen gelirin hesabında, işlem maliyetlerinin dikkate alınması" ile "elektronik para ve ödeme kuruluşları" ile ilgili usul ve esasların belirlendiği 91 Seri No'lu Gider Vergileri Genel Tebliği'nin II'nci Bölümünde "ödeme hizmetlerinde, elektronik para ve ödeme kuruluşları tarafından diğer mükelleflere işlemle doğrudan bağlantılı olarak hesaplanıp işlem başına aktarılan bir komisyon tutarı bulunması halinde bu tutar lehe alınan paranın hesabında işlem maliyeti olarak dikkate alınması" açıklamalarıdır.

Peki bu düzenlemeler 6802 sayılı Kanun'a uygun mu? Cevap maalesef hayır! Ancak bu durum sadece matrah ile ilgili Tebliğ düzenlemeleriyle sınırlı değil. Örnekleri "BSMV işlemlerindeki arbitraj", "nakdi uzlaşı", "fiziki teslim" gibi tanımları ile çoğaltabiliriz.

Bu örnekleri verme sebebimiz 1956 yılında yasalaşan ve finans sektörünün rekabet gücünden kaynak maliyetin etkileyen "Gider Vergileri Kanunu'nun" yapılacak gerçek anlamda bir reform ile sade, anlaşılır, matrah, istisna ve muafiyetler gibi konuları günümüz şartlarına göre yeni bir Kanun yazılması ihtiyacını ortaya koymaktır.

Günümüzde finans kurumları ve maliyet muhasebesi 1956 yılından çok daha ilerdedir. Artık her işlemin maliyetini etkileyen doğrudan ve dolaylı giderler çok net ve doğru bir şekilde tespit edilebilmektedir.

Sorumlu Vergicilik Bakışıyla…

1956 yılında yasalaşmış, finans sektörünün "rekabet gücü, finansal ürünlerin maliyeti gibi önemli etkileri olabilen Gider Vergileri Kanunu'nun; gerçek bir reform ile sade, anlaşılır, istisna ve muafiyetlerin günümüz şartlarına göre finans sektörü tanımlarına uygun tanımlarla yeni bir Kanun olarak yeniden yazılması ihtiyacı açık ve nettir. Aksi takdirde finans sektörü gelirleri kanun veya Tebliğ düzenlemeleri ile vergilenmeye devam edilecektir.

Buna ilave olarak bölgesel veya uluslararası finans merkezi olma hedefi ile ortaya konan "İstanbul Finans Merkezi Projesi" nedeniyle de "Gider Vergileri Kanunu" yeniden yazılmalıdır. Çünkü mevcut hali ile finans sektöründeki dolaylı vergileme 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu'nda yer almayan, fakat sektörün sorunlarını çözmek amacıyla İdare tarafından kanunda yer almayan Tebliğ tanımlamaları sürecektir. Bu durum ise G20 üyesi ve global ekonomiler arasında 17. sıradaki büyük bir ekonomi olan Türkiye'nin hedeflediği noktalara ulaşmasına engel olacağı düşüncesindeyiz. Abdulkadir Kahraman/ https://www.kpmgvergi.com

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.