Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Aynı Konuda Borçlar Kanunu mu Yoksa İş Kanunu mu Dikkate Alınmalıdır? PDF Yazdır e-Posta
28 Aralık 2017

Image

Bir tekstil fabrikasında iş sözleşmesi ile çalışmakta olan bir işçiye ilişkin uygulanacak yasa 4857 sayılı İş Kanun’u iken, bir futbol takımında oynamakta olan sporcu hakkında Borçlar Kanunundaki hizmet sözleşmesine ilişkin hükümler uygulanacaktır. Nitekim İş Kanun’u ile sporcuların bu yasaya tabi olmadığı açıkça belirtilmiştir ancak İş Kanununa tabi olmadığı belirtilen kişilerin de herhangi bir mevzuata tabi olmadıkları da söylenemeyecektir. Buna göre haklarında “özel” bir düzenleme yapılmayanlar için bakılacak hükümler “genel” çerçeve özellik ihtiva eden Borçlar Yasası hükümleri olacaktır.

Bir havayolu şirketi ile hizmet sözleşmesi akdeden pilot için İş Kanun’u hükümleri uygulanmaz iken bu kişilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarının belirlenmesinde Borçlar Yasasına başvurulması gerekecektir. Ülkemizde henüz Hava İş Kanun’u yasalaşmadığından, bu pilotun kaç gün yıllık ücretli izin hakkı olduğuna ilişkin sorunun cevabı genel hükümlerde aranmalıdır.  

Benzer şekilde, İş Kanunu’na tabi olarak çalışmakta olan bir işçi ile bu işçinin işvereni arasındaki sözleşme ilişkisinde karşılaşılan bir sorunun çözümü İş Kanunu’nda yer almıyorsa ileride yargıda menfi bir durumla karşılaşmak istemeyen sözleşme tarafları için sorunun çözümü nerede aramalıdır? Örneğin, Bir tekstil fabrikasında iş sözleşmesi ile çalışmakta iken sözleşmesinin son bulması nedeniyle işçisini ibra etmek isteyen işveren, nasıl bir ibra usulü uygulayacağına ilişkin İş Kanunu’nda bir düzenleme göremeyecektir. Bu yasada ibraya ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Bu durumda artık yapılması gereken şey “genel” hükümler ihtiva eden Borçlar yasasına bakmak ve çözümü burada aramaktır. Nitekim daha evvel iş ilişkilerinde ibranamelerin geçerliliği, hüküm ve sonuçları Yargıtay içtihatları ile belirlenen esaslara göre şekillenirken, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 420. maddesi ile artık uygulanacak usul açıkça belirlenmiş durumdadır. Bu hüküm 4857 sayılı İş Kanunu’nun yanı sıra, diğer özel mevzuat niteliği taşıyan 854 sayılı Deniz İş Kanunu ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun için de geçerli olacaktır.

Özetle işçi işveren ilişkileri ve tarafların çalışma şartlarına ilişkin hak ve sorumluluklarının belirlenmesinde;

a- Yasaların yürürlük tarihine ve eski/yeni olmasına bakılmaksızın doğrudan hangi yasaya tabi oldukları belirtilmişse bu yasaya bakılması, bu yasada belirtilen usul ve esasların uygulanması,

b- Açıkça İş Kanunu’na tabi olduğu belirtilmekle birlikte bu kanunda çözümüne ulaşılamadığı zaman çözümün varsa genel hükümler ihtiva eden Borçlar yasasında aranması ve burada belirtilen usul ve esasların çözüme uygulanması,

c- İş Kanunu’nda özel bir düzenleme içeren mevzuat hükmü varken aynı konuda genel kanunda bir düzenleme gelmişse kural olarak, olaya öncelikle özel kanun hükmü olan İş Kanun’u hükmünün uygulanması,

d- Açıkça yoruma bırakılmış bir konuda her iki yasada da benzer düzenleme var ise amaca uygun yorum yöntemine başvurulmak suretiyle kanun koyucunun bu konudaki iradesinin belirlenmesi, ilgili madde ile neyin amaçlandığının kanun gerekçesinde araştırılarak sonuca gidilmesi ve gerekirse bu konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan bilgi edinilmesi

e- Karşılaşılan bir sorunla ilgili olarak hiçbir mevzuat düzenlemesi mevcut değil ise varsa aynı/benzer konu ile ilgili olarak yargı kararlarının göz önünde bulundurulması, tarafları doğru ve uygun sonuca ulaştıracaktır. Serkan DÖNMEZ E-Yaklaşım / Aralık 2017 / Sayı: 300