Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yasal Süre Geçtikten Sonra Düzenlenen Faturalar Asgari İşçilik Değerlendirmesinde Dikkate Alınır mı? PDF Yazdır e-Posta
28 Ocak 2018

Image

Serbest Muhasebeci Malî Müşavirler İle Yeminli Malî Müşavirlerce İşyeri Kayıtlarının İncelenmesi Hakkında Yönetmeliğin([1]) 6. maddesinde;

“(1) İhale konusu işlerde ve özel bina inşaatı işlerinde inceleme yapılırken aşağıda belirtilen hususlar dikkate alınır…

c) Kuruma bildirilmiş olan sigorta primine esas kazançlar toplamının, inceleme sonucunda hesaplanan asgari işçilik miktarından az olması durumunda, işveren kayıtlarında yer alan;

1) Alt işverenler tarafından yapılan işler hariç olmak üzere, ünitesi ve işyeri sicil numarası belirtilmek kaydıyla, işin bazı bölümlerini yapan Kanun kapsamındaki diğer işverenlerden alınmış faturalara dayanılarak yapılan malzemeli işçilik ödemeleri,

2) Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olanların bu durumları, Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası/Sosyal Güvenlik Sicil Numarası belirtilmek kaydıyla, işin bazı bölümlerinin yanında sigortalı çalıştırmadan bizzat yapan iş sahiplerinden alınmış faturalara ve gider belgelerine dayanılarak yapılan malzemeli işçilik ödemeleri,

3) Aynı faturada hem malzeme ve hem de işçilik tutarı kayıtlı ise, her iki tutar birbirinden ayrı kaydedilmiş olsa bile, toplam fatura tutarı,

4) Malzeme bedelinden ayrı olarak nakliye bedelinin kesin bir şekilde belirlendiği faturalara dayanılarak yapılan nakliye ödemeleri,

5) Kuruma mükerrer prim ödenmesinin önüne geçilmesi bakımından, hafriyat ve nakliyat işleri için diğer firma veya şahıslardan alınmış faturalı ödemeler dikkate alınmamak kaydıyla, Kurumda tescilli bir işyerinden sevk ve idare edilen makine parkına sahip işverenlerin, bu parktaki araçlarında çalışanların incelemesi yapılmakta olan ihale konusu işe ilişkin işyerinden Kuruma bildirilmemiş olduğu saptanmak ve bu durum işyeri kayıtlarıyla doğrulanmak şartıyla, düzenlenecek raporda açıkça ve ayrıntılı olarak ortaya konulan, faturaya dayanmayan, hakediş raporlarından tespit olunan hafriyat ve nakliyat bedelleri, işverene ödenen toplam istihkak tutarından veya maliyet bedelinden düşülerek Kuruma bildirilmesi gereken asgari işçilik miktarı yeniden hesaplanır…

d) Fatura ve gider belgelerinde kayıtlı tutarların, bu belgelerden yapıldığı anlaşılan işlere karşılık alınan hakediş raporu ile ödenen tutarlardan fazla olması durumunda, aşan kısım incelemede dikkate alınmaz.” hükümleri yer almaktadır.

Asgari işçilik incelemeleri sırasında üst bölümde özellikleri belirtilen malzemeli işçilik faturaları tutarları işçilik matrahından düşülebilmektedir. Malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren 7 gün içinde düzenlenmeyen faturaların Vergi Usul Kanunu’nun 231. maddesi gereği mali mevzuat uygulamasında düzenlenmemiş sayılması gerekmektedir. Bu durumda iş bittikten sonra 7 günlük sürenin geçmesinden sonra düzenlenen faturalar asgari işçilik incelemelerinde indirim konusu yapılmayacak mıdır? Örneğin iş bittikten 10 gün sonra düzenlenen fatura sadece 3 gün geç düzenlendi diye asgari işçilik incelemesine konu edilmeyecek midir?

Süresi dışında düzenlenen faturaların asgari işçilik hesabında dikkate alınıp alınamayacağı ile ilgili olarak sosyal güvenlik mevzuatında herhangi bir düzenleme yer almamaktadır.

Ancak Vergi Usul Kanunu’nun 231. maddesinin 1. fıkrasının 5. bendinde yer alan faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların “hiç düzenlenmemiş sayılacağı” hükmüne şekil olarak benzer hükümler bulunmaktadır.

Örneğin 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinin 4. alt bendinde belirtilen defterler ile aynı fıkranın 5. fıkrasında belirtilen unsurları taşımayan ücret tediye bordrolarının “geçerli sayılmayacağı”belirtilmiş olup, Vergi Usul Kanunu’nda “düzenlenmemiş sayılan” faturalar nedeniyle özel usulsüzlük cezası uygulanması öngörüldüğü gibi 5510 sayılı Kanunda da “geçerli sayılmayan” defter ve ücret tediye bordroları içinde idari para cezası öngörülmüştür. Ancak gerek 5510 sayılı Kanunda gerekse de Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nde([2]) geçerli sayılmayan ücret tediye bordroları veya yasal defterler nedeniyle bu belgelerde kayıtlı sigortalıların hizmetleri ile ilgili olarak SGK’ya yasal süre içinde verilen prim ve hizmet belgelerinin sadece bu nedene dayanılarak işleme alınmaması gerektiğine yönelik bir hüküm bulunmamaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu’nca yapılan incelemeler sırasında hizmetleri başka yollarla saptanan sigortalıların hizmetleri kendileriyle ilgili olarak düzenlenen ücret tediye bordroları ve yasal defter kayıtları geçersiz kabul edilse bile kabul edilmektedir. Zira önemli olan şekil değil içeriktir.

Nitekim 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin (B) fıkrasında;

“Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği” hüküm altına alınmıştır.

Burada önemli olan husus Vergi Usul Kanunu’nun 231. maddesinin 1 inci fıkrasının 5. bendine aykırı olarak düzenlenen faturaya konu hizmetin gerçekten faturayı düzenleyen tarafından fatura düzenlenene verilip verilmediğidir. Faturaya konu hizmetin gerçekten fatura düzenleyence yerine getirildiği, fatura içeriğinin gerçek olduğu inceleme sırasında anlaşılabiliyorsa, fatura geç tanzim edilmiş olsa bile fatura tutarının asgari işçilik incelemesi sırasında indirim konusu yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.

Gelir İdaresi Başkanlığı Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 31.01.2007 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.18.02/32231-219-5893 sayılı Muktezasında da aynı doğrultuda;

“Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, faturanın, kural olarak malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği ve bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı Vergi Usul Kanunu’nun 231. maddesinin (5) numaralı bendinde hüküm altına alınmıştır. Ancak bu hüküm Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinde yer alan “vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır” hükmü ile birlikte değerlendirildiği vakit; anılan Kanun’un 231/5. maddesinde yer alan düzenlemenin süresinden sonra düzenlenen faturaya kesilecek ceza bakımından (VUK 353/1. madde) önem arzettiği görülecektir. Dolayısıyla süresinde düzenlenmeyen faturada belirtilen işlemin geçersiz sayılması mezkur Kanun’un 3. maddesiyle çelişmektedir.

Bu itibarla….. Süresi içerisinde düzenlenmeyen faturalar için Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesi uygulanacak ve bu faturalar vergi kanunları bakımından ispat edici bir vesika olarak değerlendirilecektir.”([3]) Hususları belirtilmiştir.

Açıklanan gerekçelerle faturanın zamanında düzenlenmediği tespit edilmiş olsa bile fatura konusu hizmetin gerçek olduğunun fatura dışındaki başka usullerle saptanmış olması halinde veya faturanın sahte olduğu tespit edilmemişse faturanın asgari işçilik hesaplanmasında dikkate alınması gerektiği, fatura içeriği hizmetin verilmediği, faturanın tamamının veya bir kısmının hatır faturası olduğu, fatura konusu işin yapıldığı ancak faturanın tutar yönünden gerçeği yansıtmadığı, faturanın sahte olduğunun tespit edilmesi halinde bu faturanın hesaplamada dikkate alınmaması gerektiği kanaatindeyiz. Harun ORDU*  E-Yaklaşım / Ocak 2018 / Sayı: 301