Recep Bıyık - Transfer fiyatlandırmasında ne değişti? (20.06.08) |
20 Haziran 2008 | |
2008 yılı vergi düzenlemeleri 6 Haziran 2008 tarihli mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan 5766 sayılı kanunla 10’u vergi kanunu olmak üzere 18 kanunda büyüklü küçüklü değişiklikler yapıldı. 5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanun ve 5746 sayılı AR-GE Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun dikkate alınırsa, 5766 sayılı Kanun 2008 yılının üçüncü önemli vergi kanunu. Halen TBMM’de bulunan; serbest bölgelerde uygulanan vergi teşviklerini yeniden düzenleyen tasarı ile veraset ve intikal vergisini kaldırarak karşılıksız intikalleri gelir vergisi sistemi içinde düzenleyen tasarı da dikkate alınırsa, 2008 yılı vergi kanunlarında önemli değişikliklerin olacağı bir yıl olarak görülebilir. Kaldı ki, Gelir Vergisi Kanunu’nu tamamen değiştirecek olan tasarının hazırlıklarının son aşamaya geldiği ve yakında TBMM’ye sevke dileceği de biliniyor. Bu tasarı da yılsonundan önce yasalaşırsa, 2008 yılının son yılların vergi kanunlarında en çok değişiklik olan yıl olacağı şimdiden açık. 5766 sayılı kanunla değişiklik yapılan kanunlardan birisi de Kurumlar Vergisi Kanunu. Bu kanunla 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nda ilk önemli değişiklik de yapılmış oldu. Yapılan değişiklik Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yapılan değişikliklerden en önemlisi transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımına ilişkin değişiklik. Yapılan düzenlemeyle, örtülü kazanç dağıtımı Hazine zararının doğmasına bağlandı. 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nda, örtülü kazanç dağıtımının varlığı konusunda Hazine’nin nihai olarak zararının önemli olup olmadığı konusunda açık bir hüküm ye yoktu. Bu dönemde Maliye Bakanlığı Hazine zararına bakmaksızın uygulama yapmış, konuyla ilgili ihtilaflarda ise yargı organları her iki yönde de kararlar vermişti. 5520 sayılı kanunda bu durum öncesine göre daha netleşmiş, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı konusu Hazine zararına bakılmaksızın düzenlenmiştir. 5766 sayılı kanunla Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinde yapılan değişiklikle, yurtiçi işlemlerle ve kurumların kendi aralarındaki işlemlerle sınırlı olarak, ilişkili kişiler arasında yapılan işlemlerde kazancın örtülü olarak dağıtıldığının kabulü Hazine zararının doğmasına bağlanmıştır. Yeni düzenleme sadece kurumlar arası işlemler için geçerlidir. Kurumlar ile ilişkili gerçek kişiler arasındaki işlemlerde örtülü kazanç dağıtımının varlığı Hazine zararının doğması şartına bağlı değildir. Bu işlemlerde emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat veya bedeller uygulanması halinde, Hazine zararı doğmasa da kazancın örtülü olarak dağıtıldığı kabul edilecektir. Hazine zararı Yeni düzenlemede Hazine zararı, emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat ve bedeller nedeniyle kurum ve ilişkili kişiler adına tahakkuk ettirilmesi gereken her türlü vergi toplamının eksik veya geç tahakkuk ettirilmesi olarak tanımlanmıştır. Buna göre, kurumlarla ilişkili kişi tanımına giren kurumlar arasındaki yurtiçi işlemlerde örtülü kazanç dağıtımından bahsedebilmek için; İşlemde emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat veya bedelle işlem yapılmış olması ve Bu işlem sonucunda nihai olarak Hazine’nin kaybı bulunduğunun tespiti, gerekmektedir. Kanunda açıkça hükme bağlanmış olmamakla birlikte, Hazine zararının bulunup bulunmadığına; Sadece kurumlar vergisiyle sınırlı olmayıp, başta gelir, kurumlar ve katma değer vergisi olmak üzere bütün vergiler dikkate alınarak, Her vergilendirme dönemi itibariyle ayrı ayrı değil, izleyen dönemler de dikkate alınarak daha uzun vadede, bakılacağı anlaşılmaktadır. Buna göre, emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat veya bedeller nedeniyle, işlemin yapıldığı vergilendirme döneminde Hazine zararı olmasa da, daha sonraki dönemlerde bir zarar doğmuşsa, kazancın örtülü olarak dağıtıldığı kabul edilecektir. Kolaylık mı, risk mi? Düzenleme ilk bakışta belirli sınırlar içinde mükelleflere bir kolaylık sağlıyor gözükmekle birlikte, çok ciddi riskleri de beraberinde getirmektedir. İşlem yapıldığı dönemde Hazine zararı olmasa da zamanaşımı süresi sonuna kadar Hazine zararının takibi ve zarar oluşmuşsa geriye yönelik olarak yapılacak işlemler, düzenlemeyi kolaylık olmaktan çıkartıp bir cezalandırma haline dönüştürebilecektir. Bizim önerimiz, ilişkili kişiler arasında yapılan işlemlerde, Hazine zararı doğup doğmadığına bakılmaksızın emsallere uygun fiyat veya bedellerin uygulanmasına azami özen gösterilmesidir. Değişikliğin yürürlük tarihi ve 2007 yılı işlemleri Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yapılan değişiklik 2008 yılı kazançlarına da uygulanmak üzere 06.06.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Buna göre değişikliğin 2007 yılına bir etkisi yoktur ve bu yılda Hazine zararı olup olmadığına bakılmaksızın uygulama yapılacaktır. 5766 sayılı kanunla belgelendirme konusunda her hangi bir değişiklik yapılmamıştır. 2007 yılı faaliyetleriyle ilgi olarak düzenlenecek formun 14 Ağustos 2008 akşamına kadar verilmesi, Yıllık Transfer Fiyatlandırması Raporu’nun da en geç 30 Haziran 2008 tarihi itibarıyla hazırlanması gerekmektedir. (Dünya, 20.06.2008) |