Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Borsada yerli aleyhine vergi sistemine son verilsin PDF Yazdır e-Posta
08 Eylül 2008

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Başkanı Hüseyin Erkan, vergide yerli aleyhine eşitsizlik nedeniyle bazı Türk yatırımcıların İMKB’de ‘yabancı’ olarak ya da Londra başta olmak üzere yabancı ülke borsaları üzerinden işlem yapmasından duyduğu rahatsızlığı ifade etti.

Kamuoyunda “bıyıklı yabancı” olarak nitelendirilen bu kesimler ile ilgili olarak Erkan, “Konuyu müteaddit defalar farklı platformlarda dile getirdiğimiz halde henüz sorun devam ediyor. Bu eşitsizliğin bir an önce giderilmesi gerekiyor” dedi.

İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, SPK Başkanı Turan Erol’un, İMKB’de işlem yapan yabancı yatırımcıların bir kısmının Türk olduğu tespitinin doğru olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Bu konuda kesin bir oran veremeyeceğim. Bu tip yerli yatırımcıların önemli bir bölümü Londra merkezli işlem yapmakta ise de, çok farklı ülkelerden işlem yapan yerli yatırımcılara rastlamak da mümkün. Tabii bunun en önemli nedenlerinden biri, yerli ve yabancı yatırımlara uygulanan farklı vergi oranları. Bu konuyu müteaddit defalar farklı platformlarda dile getirdiğimiz halde henüz sorun devam ediyor. Bu eşitsizliğin bir an önce giderilmesi gerekiyor.”

YERLİ YATIRIMCIYA ÖNERİ

Ayrıca, farklı menkul kıymetlerin alım-satımından elde edilen gelir-giderlerin birbirine mahsup edilememesinin, portföy yönetimi amacı ile hareket etmek isteyen yerli yatırımcıları caydırdığını kaydeden Erkan, “Ben, yerli yatırımcıların daha çok yatırım fonları ve portföy yönetim şirketlerini kullanarak yatırım yapmalarını tavsiye ediyorum” dedi. Erkan, bununla birlikte, yerli yatırımcıların piyasada istenen sayı ve portföy büyüklüğüne ulaşması için SPK ve TSPAKB ile çözüm önerileri üzerinde çalıştıklarını da bildirdi.

KÜRESEL KRİZİN ZARARI İKİ ÇEYREK DAHA HİSSEDİLİR

Erkan, uluslararası piyasalarda “sub-prime mortgage” krizi ile başlayan sürecin tam “Hız kesti ve sonuna gelindi” denildiği bir noktada tekrar alevlendiğini belirtti. Erkan, “Kriz önemli finansal kuruluşları içine çekmeye devam ediyor. 2008 yılı Ağustos ayı sonu itibariyle söz konusu küresel krizin piyasalarda yol açtığı zararın boyutu 515 milyar dolara yaklaşmış durumda. Ben önümüzdeki dönemde yaşanması beklenen devinimler neticesinde söz konusu zararın daha da artacağını tahmin ediyorum. Bununla birlikte, küresel piyasalarda yaşanan krizin etkilerinin iki çeyrek dönem daha hissedildikten sonra, 2009 yılı ikinci çeyreğinden itibaren piyasaların toparlanacağı kanaatindeyim” yorumunu yaptı.

TÜRKİYE’Yİ DÜŞÜK HACİM KURTARDI, YABANCI DA ÇIKIŞ YAPMADI

Türkiye’nin de küresel krizden etkilendiğine işaret eden Erkan, enflasyon artışının yanı sıra, bankalar ve şirketler açısından kredi daralması sonucu oluşan maliyet artışının firmaları özellikle açık pozisyon riskinden korunmak konusunda ciddi önlemler almaya sevk etme sonucunu doğurduğunu anlattı.

Türk Bankacılık kesimi tarafından taşınan riskli konut kredileri benzeri yapılandırılmış ürünlerin ve tezgahüstü türev piyasa araçlarının hacimsel açıdan düşük seviyede olmasının küresel krizin etkilerinin Türkiye’de daha sınırlı boyutta kalmasına neden olduğunu kaydeden Erkan, “Sermaye piyasaları açısından bakıldığında ise, ülkemizden portföy yatırımı anlamında önemli bir sermaye çıkışı olmamış, yabancı yatırımcıların toplam saklama bakiyesi içindeki payı yüzde 69-71 aralığında değişmiştir” dedi.

HALKA KAPALI DEVLERİ BEKLİYORUZ

Küresel krizin etkisi ile bu yıl halka arzlarda yavaşlama olmasına değinen Hüseyin Erkan, şunları söyledi:

“Aslında bunu doğal da karşılamak lazım. İşletmeler hisse senetlerini halka en uygun yatırım atmosferinde arz ederek sermaye toplamak istiyorlar. Bu durumda da, piyasada belirsizlik ortamının asgari düzeyde olması önem taşıyor. Bununla birlikte, 2008 yılı içinde Borsamızda Türk Telekom gibi çok önemli ve büyük boyutlu bir halka arz işlemi de başarı ile gerçekleştirildi ve ciddi ölçüde talep gördü. Sene sonuna kadar bu halka arzlara daha önce ertelenmiş olan birkaç tanesi daha eklenebilir. Ancak ben halka arzlar konusundaki canlanmanın 2009 yılı içinde olacağını tahmin ediyorum.”

İMKB’nin Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin az bir bölümünü temsil etmesi konusuna değinen Erkan, bu durumun İMKB’de İSO-500 içinde yer alan şirketlerden sadece 96 tanesinin yer almasından kaynaklandığını vurguladı. Erkan, “Biz ‘halka kapalı devler’ olarak da nitelenebilecek bu şirketlerden daha fazlasını Borsamızda görmek istiyoruz. Aslında bu şirketlere, bir de lojistik, turizm gibi hizmet sektöründe faaliyet gösteren, ancak imalat sanayi şirketi olmadığı için İSO-1000 içinde yer almayan şirketleri de eklemek gerekiyor. Baktığınız zaman gerçekten de hizmet sektöründe ciddi mesafeler almış ve uluslararası alanda önemli büyüklüklere ulaşmış firmalarımız var. Biz onları da Borsamızda görmek istiyoruz” diye konuştu.

İMKB BAĞIMSIZ ŞİRKET OLARAK ÖZELLEŞTİRİLMELİ

İstanbul’un finans merkezi haline getirilmesi planı içinde bulunan İMKB’nin özelleştirilmesi ile ilgili önerisini açıklayan Hüseyin Erkan, İMKB’nin özelleştirilmesinin, üzerinde çok dikkatli düşünülmesi ve planlanması gereken bir konu olduğunun altını çizdi. Özelleştirme öncesinde, kurum yapısının özerkleşmesi ve esnek bir yapıya kavuşturularak katma değerinin artırılması ve uluslararası rekabet gücünün pekiştirilmesi gerektiğini anlatan Erkan, İMKB’nin nasıl özelleştirileceğine ilişkin bir yetki kanununun çıkarılması gerektiğini de söyledi.

Bu yetki kanununda, İMKB’nin nasıl özelleştirilebileceği, ortaklarının kimler olacağı bilgisinin yer alması gerektiğini vurgulayan Erkan, “İMKB, ancak KİT yapısına bürünmeden, stratejik rekabet gücüne, ileri teknolojiye sahip bağımsız bir anonim şirket haline gelecek şekilde özelleştirilirse uluslararası piyasalarda daha rahat stratejik işbirlikleri oluşturma fırsatını yakalayabilir” dedi.

İstanbul’un uluslararası finans merkezi olabilmesi için en önemli unsurlardan birinin güçlü bir sermaye piyasasına ve menkul kıymet borsasına sahip olması olduğunu kaydeden Erkan, “Bu çerçevede, İstanbul’un uluslararası finans merkezi olması projesi özelleştirme çalışmalarına ivme kazandıracak ve konunun global bir perspektiften ele alınması ve sonuçlandırılmasına katkı sağlayacaktır” diye konuştu.

TÜRK-YUNAN ENDEKSİNE 30 ŞİRKET HİSSESİ GİRECEK

İMKB ile Atina Borsası’nda (ATHEX) işlem gören şirketlerin hisselerini kapsayacak ortak bir endeks oluşturma çalışmasını anlatan Erkan, ortak endeksin 30 şirketin hisse senetlerini kapsayacağını bildirdi. Erkan, “Endekse dahil edilecek şirketlerin İMKB Ulusal Pazar’da ve Athex Big Cap kategorisinde işlem gören şirketler arasından seçilmesi ve endeksin euro bazında hesaplanması planlanıyor. Söz konusu endeksin oluşturulması durumunda bu endeks üzerine Borsa Yatırım Fonu çıkarılması ve bu fonun hem İMKB’de hem de Atina Borsasında işlem görmesi hedefleniyor” bilgisini verdi.

 

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/alarmnews.aspx?DocID=9844010