Bumin Doğrusöz - Corm'un görüşleri |
20 Temmuz 2007 | |
Vergi Kanunlarının yeniden yazım çalışmaları görevini artık kurumsallaşmış bir danışma organı olarak üstlenen Vergi Konseyi, Kurumlar Vergisi Kanunu çalışmalarından sonra Gelir Vergisi ve Vergi Usul Kanunlarının yeniden yazım çalışmalarını da sürdürüyor. Konsey'in Gelir Vergisi Kanunu Tasarı Taslağını hazırlayarak Konsey'e ve Bakanlığa sunmak üzere çalışan komisyonu, çeşitli ülke vergi sistemlerini de incelemekle birlikte, aynı zamanda yabancı uzmanları da dinleyerek ve onlarla tartışarak ülke yapısına en uygun tasarıyı hazırlamaya çalışıyor. Bu kapsamda geçen yıl, çeşitli ülkelerin Maliye Bakanlıklarına da danışmanlıklar yapan Danimarkalı vergi uzmanı Prof. Peter Birch Sorenson’u ve Alman vergi uzmanı Andrew Miles’ı dinleyen komisyon, geçtiğimiz pazartesi günü de halen vergi uzmanı ve danışman olarak çalışan Lübnan Eski Maliye Bakanı Georges Corm’u dinledi.
Yeni ilkeler
Yaklaşık 7 saat süren ve Maliye Bakanlığı Müsteşarı Hasan Basri Aktan ile Gelir Politikaları Genel Müdürü Seyit Ahmet Baş’ın da katıldığı bu toplantının açılışında konuşan Vergi Konseyi Başkanı Mustafa Uysal, “Yeni gelir vergisinin ekonomik yapı ile uyumlu olması, girişimciliği artırması ve teşvik etmesi, büyümeyi desteklemesi, oto-kontrol müesseselerine sahip olması vergiyi tabana yayması ve en önemlisi herkesçe rahat anlaşılır ve kolay uyum sağlanır basit olması gerekmektedir. Biz bu maksatlarla çalışıyoruz” dedi. Bu konuda da bir bilgi aktaralım. Yeni gelir vergisinin nasıl şekilleneceği konusunu asıl belirleyecek olan, tabii ki yine siyasetçi olacak. Çünkü dual sistemin benimsenip benimsenmeyeceği, tarifenin tek orana mı, yoksa artan orana mı dayanacağı, menkul kıymet vergilemesinde vergi alacağı sisteminin korunup korunmayacağı gibi ilkesel kararlar, yeni hükümete bağlı. Bu nedenle Konsey'in işi zor. Çünkü taslağı, çeşitli alternatiflere göre hazırlamak zorunda. Bu alternatiflerin içinden yapılacak seçimi ise, yeni hükümetin politikası belirleyecek. Toplantıda daha sonra söz alan konuk Corm, çeşitli ülke örneklerini alınan sonuçlarıyla birlikte sundu. Corm’un konuşmasında dikkati çeken ve üzerinde durulması gereken bazı önemli noktalar ortaya çıktı. Bu önemli noktaları, biraz da tartışmaya açma maksadı ile aşağıda aktarıyorum.
Önemli noktalar Uluslararası finans kurumları gelişmekte olan ülkelerin vergi sistemlerine baskı uyguluyor. Ürdün, Suriye ve Türkiye’de bir endişe görüyorum. Yabancı yatımı teşvik etmeliyiz, ancak yerli yatırımcının yatırım yapmaması halinde yabancı yatırımcıyı çekmek zordur. Dış yatırımı çekme bir tutku olmamalı, akılcı davranılmalıdır. Özel sektörünüzün dinamik olması sağlanmalı, ancak bu takdirde yabancı şirketler kuyruk olurlar. Eğer siz zayıfsanız yabancılar sadece rant ekonomisinden yararlanmak için gelirler. Petrol rant ekonomisinin oluşmasında çok önemli bir faktördür. Ancak bu da çok büyük sosyal problemlere sebep olmaktadır. Neyseki Arap ülkelerindeki gibi, petrolün yol açtığı sosyal sorunlar Türkiye’de yok. Bu sizin için çok artı puan. Geliri yüksek kesimlerde vergiyi hafiflettikçe, vergiyi gelir dağılımını çözmekte kullanmak zorlaşıyor. Siz Türkiye’de gelir dağılımını, vergi sistemini kullanarak düzeltmeye çalışıyorsunuz. Ancak, koşullarınız ve göstergeler itibariyle bunu başarabilirsiniz. Ancak bunun için vergi idaresinin mükemmel olması gerekiyor. Pek çok gelişmiş batı ülkelerinde emlâk vergisi önemli bir gelir kaynağıdır. Ancak bizim ülkelerimizde değildir. Burada en önemli sorun, gayrimenkullerin değer tespiti ve değer artışlarının izlenmesidir. Ancak burada vergi müfettişlerine de fazla takdir hakkı tanınmamalıdır, yoksa keyfi uygulamalara kolaylıkla kayılabilmektedir. Örneğin Lübnan’da ayrıca vergi müfettişlerinin bazı gayrimenkullere çok yüksek değer biçtiği, buna karşılık forsu yüksek kişilerin gayrimenkullerine ise çok düşük değer biçildiği iddiaları ayrı bir sorundur.
Yabancı yatırımların çekilmesinde, rekabet edilen ülkelerdeki istihdam üzerindeki vergilere bakmak gerekir. Emek gücünün maliyeti önemlidir. Siz Türkiye olarak, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir ülke imajı yaratmanız gerekir. Örneğin bazı ülkelerin bu konudaki sicili kötüdür. Yabancılar bu gibi ülkelere ve pek çok Arap ülkesine geliri-rantı yüksek bir alanda gelip, bir anlaşma yapıp parayı kapıp kaçarlar. Oysa sizin isteğiniz, katma değer yaratacak yabancı yatırımdır. Bunun ortamı sadece maliyeti düşürmekle de olmaz.
Vergi veya başka faktörlerle yer değiştiren yabancı yatırımları sizin kapmanız gerekir. Bu alandaki gerçek patlama ise bence, çok uluslu şirketlerin Ar-Ge faaliyetlerini çekmekle olabilir.
Vergi Konseyi gibi kurumların, özel sektörle diyalog içerisinde olması gerekir. Özel sektöre kendi mantığınızı ve sosyal adalet anlayışınızı mutlaka aktarmalısınız. İş ortamına gerekli anlatımlarda bulunulursa, onlar eminin vergi tabanının genişletilmesi yolunda gerekli desteği size verirler.
Vergi mükellefinin karşısında bir tip inceleme birimi veya elemanı olmalıdır. Değişik birimler veya değişik kişiler sürekli bir şeyler sormamalıdırlar.
Dünyadaki trend istisnaların ve muafiyetlerin azaltılması. Zaten dışarıda Türk Sisteminde çok fazla istisna olduğu bunun da ayrımcılıklara yol açtığı söyleniyor. Ancak burada bu azaltmayı özel sektörle birlikte ve karşılıklı uzlaşma yolu ile yapmak gerekir.
|