Menkul Kıymet Gelirlerinin Vergilendirilmesi 2018 |
27 Şubat 2019 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
I. Mükellefiyet ve menkul kıymet gelir türleri A. Mükellefiyet 1. Tam mükellef gerçek kişiler Türkiye’de yerleşmiş olan veya yerleşmiş sayılan kişiler Gelir Vergisi Kanunu açısından “tam mükellef” kabul edilmektedir. Bu kişiler Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler.
Türkiye’de yerleşmiş sayılır. Öte yandan, resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye’de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları da tam mükellef olarak vergilendirilirler. Belli ve geçici bir görev veya iş için Türkiye’ye gelenler, Türkiye’de altı aydan fazla kalsalar dahi Türkiye’de yerleşmiş sayılmazlar. 2. Dar mükellef gerçek kişiler Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişiler Gelir Vergisi Kanunu açısından “dar mükellef” kabul edilmektedir. Bu kişiler sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler. Yurt dışında çalışma ve oturma izni olan Türk vatandaşları da vergi uygulamaları bakımından “dar mükellef” olarak kabul edilirler. Dar mükellef gerçek kişilerin gelirlerinin tamamının Türkiye’de tevkif suretiyle vergilendirilmiş olan ücretler, serbest meslek kazançları, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratlardan ibaret olması durumunda, bu gelirler için beyanname verilmez. B. Menkul kıymetlerden elde edilen gelirler Tam mükellef gerçek kişilerin menkul kıymetlerden elde ettikleri gelirlerin vergilendirilmesi, menkul kıymetin ve elde edilen gelirin türüne göre değişmektedir. Bu gelirler;
olarak gruplandırılmıştır. Bireysel yatırımcılar tarafından menkul kıymet gelirleri, menkul kıymetin itfa olduğu, satıldığı veya kupon faizi ödemesinin yapıldığı tarihte elde edilmiş sayılır. Mevduat ve repo işlemlerinde elde etme, mevduat hesabının veya repo işleminin vadesinde gerçekleşir. Örneğin, bir bireysel yatırımcı tarafından 10 Haziran 2018 tarihinde satın alınan Devlet tahvili, 30 Mayıs 2019 tarihinde satılmışsa, kazanç 2019 yılında elde edilmiş olur. 2018 yıl sonu itibarıyla oluşan değer artışı, Devlet tahvili henüz satılmadığından 2018 yılı stopaj matrahına dahil edilmez. Yine bir bireysel yatırımcı tarafından 31 Ekim 2018 tarihinde açılan 6 ay vadeli mevduat hesabına 30 Nisan 2019 tarihinde ödenecek faiz de, hesap 2018 yılında açılmış olmasına rağmen 2019 yılı geliri olarak kabul edilmektedir. 1. Menkul sermaye iradı a. Menkul sermaye iradı olarak kabul edilen gelirler Aşağıda sayılan gelirler, Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinde menkul sermaye iradı olarak tanımlanmıştır:
b. Menkul sermaye iratlarından indirilebilecek giderler Safi iradın bulunması için menkul sermaye iradından aşağıdaki giderler indirilir:
2. Alım satım kazançları Alım satım kazancı olarak nitelendirilen kazançlar, menkul kıymetlerin vadesinden önce elden çıkarılmasından sağlanan kazançlardır. Devlet tahvili, Hazine bonosu, eurobond, özel sektör tahvili, yabancı menşeli tahvil gibi her nevi tahvillerin vadesinden önce elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar ile hisse senedi alım satım kazançları bu gelir türüne örnek olarak verilebilir. Değer artışında safi kazanç hesaplanırken, elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderler ile ödenen vergi ve harçlar, kazançtan indirilebilmektedir. Buna göre, beyan edilmesi gereken menkul kıymet alım satım kazançlarının tespiti sırasında, alım satım dolayısıyla ödenen komisyonlar ile banka ve sigorta muameleleri vergisinin (BSMV) düşülebilmesi mümkün bulunmaktadır. Menkul kıymetin satın alınması için kullanılan kredilere ilişkin faizlerin ve temerrüt faizlerinin gider olarak kazançtan indirilmesi ise mümkün değildir. II. Beyana ve tevkifata tabi olan/olmayan menkul kıymet gelirleri Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi kapsamında genel olarak menkul kıymetlerden elde edilen kazanç ve iratlar tevkifat yoluyla vergilendirilmekle birlikte, bazı menkul kıymet gelirleri tevkifat uygulaması kapsamı dışında tutulmuştur. Bir kısım menkul kıymet gelirleri ise tevkifat kapsamında olmakla birlikte, tevkifatın oranı % 0 (sıfır) olarak belirlenmiştir. Örneğin 01.01.2006 tarihinden sonra BİST’den alınan hisse senetlerinin satışından sağlanan kazanç tevkifata tabidir. Ancak bu tevkifatın oranı, menkul kıymet yatırım ortaklığı hisse senetlerinden elde edilenler hariç olmak üzere Bakanlar Kurulu tarafından % 0 olarak belirlenmiştir. Tam mükellef gerçek kişilerin, aşağıda yer verilen ve Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi kapsamında stopaja tabi tutulan gelirler için ayrıca beyanname vermelerine gerek yoktur. Başka bir ifade ile tam mükellef bireysel yatırımcılar için banka veya aracı kurum tarafından kesilen vergiler, oranı % 0 olarak belirlenmiş olsa da, nihai vergi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle stopaj yolu ile vergilendirilmiş olan gelirlerin tutarı ne olursa olsun ayrıca beyan edilmesine gerek yoktur. A. Tevkifata tabi tutulan gelir ve kazançlar ile tevkifat oranları Aşağıda bireysel yatırımcıların 2018 yılında elde ettiği ve vergi kesintisine tabi olan menkul kıymet işlemleri ile uygulanan vergi kesintisi oranlarına yer verilmektedir. Kanun, Bakanlar Kurulu Kararı veya Cumhurbaşkanı Kararı ile tevkifat oranı sıfır olarak belirlenen menkul kıymetlerden yatırımcılar tarafından elde edilen gelirlerden kesinti yoluyla vergi ödenmediği için, söz konusu menkul kıymet işlemleri aşağıdaki listeye dahil edilmemiştir:
1 Ocak 2006 tarihinden önce iktisap edilen (edinilen) hisse senetlerinden sağlanan alım satım kazançları stopaja tabi değildir. Bu tarihten sonra iktisap edilen ve Borsa İstanbul’da (BİST) işlem gören menkul kıymet yatırım ortaklığı (MKYO) dışındaki hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar üzerinden, banka veya aracı kurum tarafından yapılacak stopajın oranı % 0 olarak belirlenmiştir. Buna göre sözü geçen hisse senetlerinden 2018 yılında elde edilen alım satım kazançları üzerinden ilgili banka ve aracı kurum tarafından stopaj yapılmamaktadır. MKYO hisse senetlerinin 2018 yılında elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar ise % 10 oranında stopaja tabidir. Ancak bu hisse senetlerinin 1 yıldan fazla süreyle elde tutulduktan sonra satılması durumunda, kazanç üzerinden stopaj yapılmaz. 2. Devlet tahvili ve Hazine bonosu 1 Ocak 2006 tarihinden sonra ihraç edilen Devlet tahvili ve Hazine bonolarından elde edilen faiz gelirleri ile bu menkul kıymetlerin vadesinden önce elden çıkarılmasından 2018 yılında sağlanan kazançlar üzerinden, banka veya aracı kurum tarafından % 10 oranında vergi tevkifatı (stopaj) yapılır. Ancak, Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen altına dayalı devlet iç borçlanma senetlerinden elde edilen faiz ve alım satım kazançları için stopaj oranı % 0 (sıfır) olarak uygulanmaktadır. 2006 yılından önce ihraç edilenlerden elde edilen gelirler üzerinden ise stopaj yapılmaz. 3. Özel sektör tahvilleri 1 Ocak 2006 tarihinden sonra Türkiye’de ihraç edilmiş olan özel sektör tahvillerinden bireysel yatırımcılar tarafından elde edilen faiz gelirleri ve alım satım kazançları % 10 oranında stopaja tabidir. Tam mükellef kurumlar tarafından yurt dışında ihraç edilen tahvillerden elde edilen faiz gelirlerinde ise stopajın oranı tahvilin vadesine göre değişmektedir. Buna göre; - Vadesi 1 yıla kadar tahvillerden elde edilen faizlerden % 10, - Vadesi 1 yıl ile 3 yıl arası olan tahvillerden elde edilen faizlerden % 7, - Vadesi 3 yıl ile 5 yıl arası olan tahvillerden elde edilen faizlerden % 3, - Vadesi 5 yıl ve daha uzun olan tahvillerden elde edilen faizlerden % 0, oranında tevkifat yapılmaktadır. 4. Varantlar Varantların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar GVK geçici 67. madde kapsamında stopaja tabidir. Ancak bu stopajın oranı, dayanak varlığı hisse senedi veya hisse senedi endeksi olan varantların BİST’de elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar için % 0 (sıfır) olarak belirlenmiştir. 5. Kira sertifikaları Tam mükellef varlık kiralama şirketleri tarafından Türkiye’de ihraç edilen kira sertifikalarından tam mükellef bireysel yatırımcılar tarafından elde edilen gelirler % 10 oranında stopaja tabidir. Ancak, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun uyarınca kurulan Hazine Müsteşarlığı Varlık Kiralama A.Ş. tarafından ihraç edilen altına dayalı kira sertifikalarından elde edilen kâr payı ve alım satım kazançları için stopaj oranı % 0 (sıfır) olarak uygulanmaktadır. Tam mükellef varlık kiralama şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarından elde edilen kâr payı gelirlerinde ise stopaj oranı kira sertifikasının vadesine göre değişmektedir. Buna göre; - Vadesi 1 yıla kadar olanlardan sağlanan gelirlerden % 10, - Vadesi 1 yıl ile 3 yıl arası olanlardan sağlanan gelirlerden % 7, - Vadesi 3 yıl ile 5 yıl arası olanlardan sağlanan gelirlerden % 3, - Vadesi 5 yıl ve daha uzun olanlardan sağlanan gelirlerden % 0, oranında tevkifat yapılmaktadır. Diğer taraftan 4749 sayılı Kanun uyarınca kurulan Hazine Müsteşarlığı Varlık Kiralama A.Ş. tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarından elde edilen kâr payı gelirlerinde ise stopajın oranı % 0 (sıfır) olarak uygulanmaktadır. 6. Yatırım fonu ve repo gelirleri ile mevduat faizi ve katılım bankaları tarafından ödenen kâr payları a. Yatırım fonu kar payları Sürekli olarak portföyünün en az % 51'i BİST’de işlem gören hisse senetlerinden oluşan yatırım fonlarının katılma belgelerinin, tam mükellef gerçek kişiler tarafından bir yıldan fazla süreyle elde tutulduktan sonra satılmasından sağlanan kazançlar tevkifat uygulaması kapsamı dışında tutulmuştur. Diğer taraftan hisse senedi yoğun fonların katılma belgelerinden elde edilen kazançlar üzerinden yapılacak stopajın oranı da % 0 (sıfır) olarak belirlenmiştir. Tam mükellef gerçek kişilerin, yukarıda belirtilen fonlar dışındaki menkul kıymet yatırım fonu katılma belgelerinden 2018 yılında elde ettikleri kazançlar % 10 oranında stopaja tabidir. b. Repo gelirleri 2018 yılında elde edilen repo gelirleri üzerinden ise % 15 oranında tevkifat yapılması gerekmektedir. c. Mevduat faizleri ve katılım bankalarınca ödenen kâr payları Mevduat hesaplarına yürütülen faizler ile katılım bankalarınca katılma hesaplarına ödenen kâr paylarından yapılan tevkifatın oranı; vadesine, türüne (Döviz veya TL) ve açılış ya da yenilenme tarihine göre değişmektedir. Buna göre bankalar arası mevduat ile aracı kurumların borsa para piyasasında değerlendirdikleri kendilerine ait paralara yürütülen faizler hariç olmak üzere; i.02.01.2013-30.08.2018 tarihleri arasında (bu tarihler dahil) ve 01.12.2018 tarihinden itibaren açılan veya vadesi yenilenen;
2 Ocak 2013 tarihinden önce açılan veya vadesi yenilenen vadeli hesaplara 2018 yılında ödenen faiz ve kâr payları ise vadesine ve döviz cinsine bakılmaksızın % 15 oranında tevkifata tabidir. B. Tevkifat yapılmayan menkul kıymet gelirleri Aşağıda bireysel yatırımcıların 2018 yılında elde ettiği ve vergi kesintisine tabi tutulmayan menkul kıymet işlemleri yer almaktadır. Kanun, Bakanlar Kurulu Kararı veya Cumhurbaşkanı Kararı ile tevkifat oranı sıfır olarak belirlenen menkul kıymetlerden yatırımcılar tarafından elde edilen gelirlerden kesinti yoluyla vergi ödenmediği için, söz konusu menkul kıymet işlemleri de aşağıdaki listeye dahil edilmiştir.
C. Beyan edilmesi gereken menkul kıymet gelirleri Bireysel yatırımcılar tarafından aşağıda sayılan menkul kıymetlerden 2018 yılında elde edilen gelir ve kazançlar için gelir vergisi beyannamesi verilmesi, başka gelirler dolayısıyla beyanname veriliyorsa bu gelir ve kazançların da beyannameye dahil edilmesi gerekmektedir.
D. Beyan edilmeyecek menkul kıymet gelirleri Aşağıdaki gelir ve kazançlar, Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi kapsamında stopaja tabi tutulması veya Kanun’un diğer maddeleri uyarınca gelir vergisinden istisna olarak değerlendirilmesi nedeniyle, yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmezler. Diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde de bu gelirler beyannameye dahil edilmez, dolayısıyla bu gelirler üzerinden ilave bir vergi ödenmez.
III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları A. Enflasyon indirimi Enflasyon indirimi, bazı menkul sermaye iratları için uygulanan ve elde edilen gelirin enflasyondan kaynaklanan kısmının ayrıştırılarak, reel gelirin vergilendirilmesi amacını güden bir uygulamadır. Buna göre elde edilen gelire, ilgili yıl için belirlenen enflasyon indirim oranı uygulanır. Bu şekilde tespit edilen tutar, elde edilen gelirden düşülmek suretiyle beyana tabi menkul sermaye iradı tutarına ulaşılır. 1. Enflasyon indiriminin uygulanacağı gelirler 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren enflasyon indirimi uygulamasına son verilmiştir. Ancak bazı istisnai durumlarda 2018 yılı gelirleri için de uygulanması mümkündür. Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi uyarınca, 1 Ocak 2006 tarihinden önce ihraç edilen her nevi tahvil ve Hazine bonoları ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden elde edilen gelirlere 31 Aralık 2005 tarihinde yürürlükte olan mevzuatın uygulanması gerekmektedir. Bu hüküm uyarınca, 1 Ocak 2006 tarihinden önce Türk Lirası cinsinden ihraç edilmiş olan;
2018 yılında bireysel yatırımcılar tarafından elde edilen menkul sermaye iratları (kupon faizi ve itfa gelirleri) için enflasyon indirimi uygulaması devam etmektedir. 2. Enflasyon indirim oranı Enflasyon indirim oranı her yıl için, Yeniden değerleme oranı ‘ DT ve HB ihalelerindeki bileşik ortalama faiz oranı formülüyle hesaplanmaktadır. 2018 yılı gelirlerine uygulanacak olan enflasyon indirim oranı birden büyük (% 140,41) çıktığından, bireysel yatırımcılar tarafından yukarıdaki menkul kıymetlerden 2018 yılında elde edilen menkul sermaye iratları (kupon faizi ve itfa gelirleri) tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyecektir. B. Endeksleme Endeksleme, sadece bazı menkul kıymet alım satım kazançları için geçerli olan bir uygulamadır. Bu uygulama da enflasyon indiriminde olduğu gibi elde edilen kazancın enflasyon karşısındaki reel değerinin belirlenmesine yöneliktir. Alım satım kazançlarında endeksleme; menkul kıymetlerin maliyet bedelinin elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere, her ay için enflasyon oranına göre artırılması anlamına gelmektedir. Satış kazancı; satış bedelinden endekslenmiş maliyet bedelinin çıkarılması suretiyle hesaplanmaktadır. Endekslemede Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından her ay açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinin (Yİ-ÜFE) kullanılması gerekir. (Yİ-ÜFE listesi için Rehber’in sonuna bakınız.) 1. Endeksleme yönteminin kullanılabileceği kazançlar 1 Ocak 2006 tarihinden önce ihraç edilmiş olan; Devlet tahvili ve Hazine bonoları, Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetler, eurobondlar ve özel sektör tahvilleri ile aynı tarihten önce iktisap edilmiş olan; yabancı hisse senetleri, yurt dışında kurulmuş yatırım fonlarına ait katılma belgeleri ve yabancı tahvillerin elden çıkarılmasından sağlanan kazançların tespiti sırasında bu menkul kıymetlerin maliyet bedeli endekslemeye tabi tutulabilmektedir. Ayrıca 1 Ocak 2006 tarihinden sonra ihraç edilmiş olan eurobondlar ile bu tarihten sonra iktisap edilmiş olan; yabancı tahviller, hisseleri BİST’de işlem görmeyen tam mükellef kurumlara ait hisse senetleri ile yabancı hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançların tespiti sırasında da aşağıdaki şartlar dahilinde endeksleme yapılabilmektedir. a. 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren ihraç edilen veya alınan menkul kıymetlerde endeksleme
elden çıkarılmasından sağlanan kazançların tespiti sırasında bu menkul kıymetlerin maliyet bedeli endekslemeye tabi tutulabilmektedir. Ancak bu endekslemenin yapılabilmesi için alış ve satış tarihleri arasındaki Yİ-ÜFE farkının % 10’dan fazla olması gerekmektedir. Endeks farkının % 10’un altında olması durumunda, endeksleme yönteminin kullanılması mümkün değildir. Bu durumda kazanç, satış bedelinden maliyet bedeli çıkarılmak suretiyle hesaplanmaktadır. b. 2006’dan önce ihraç edilen veya alınan menkul kıymetlerde endeksleme
elden çıkarılmasından sağlanan kazançların tespiti sırasında da endeksleme yöntemi kullanılabilmektedir. Hatta endeksleme yapılabilmesi için endeks farkının % 10’u aşma şartı da bulunmamaktadır. Başka bir deyişle endeks farkı % 10’un altında olsa dahi, alım satım kazancının tespiti sırasında yukarıda sayılan menkul kıymetlerin maliyet bedelleri endekslemeye tabi tutulabilmektedir. 2. Endekslenmiş maliyet bedelinin hesaplanması Menkul kıymetin endekslenmiş maliyet bedeli aşağıdaki formüle göre hesaplanmaktadır:
Alımda 530.000 USD (kirli fiyat) ödenmiştir. Primli olarak alınmış olan bu kıymetin, satış tarihi itibarıyla alınmayan kuponlara isabet eden prim tutarı dâhil maliyeti 511.000 USD olarak hesaplanmıştır. Tahvil 6 Nisan 2018’de 540.000 USD’ye satılmıştır.
3. Kazancın hesaplanması Endekslemeye tabi menkul kıymetlerin satışında sağlanan kazanç, satış bedelinden maliyet bedelinin endekslenmesi sonucu bulunan tutarın düşülmesi suretiyle hesaplanmaktadır. Bu sayede enflasyonun elde edilen alım satım kazancı üzerindeki etkisi ortadan kaldırılmış olmaktadır. Buna göre yukarıdaki örnekteki satış işleminden elde edilen kazancın şu şekilde hesaplanması gerekmektedir:
Endekslemenin avantajının görülebilmesi açısından, yukarıdaki örnekteki eurobond alım satım kazancının endeksleme uygulanmaksızın hesaplandığını varsayalım. Bu durumda alım satım kazancı, satış bedelinden maliyet bedelinin çıkarılması suretiyle belirlenecekti. Buna göre kazanç 708.313,70 TL (2.174.526 - 1.466.212,30) olarak hesaplanacaktı. IV. Menkul kıymet alım satım kazançlarında zarar mahsubu A. Tevkifata tabi olmayan menkul kıymetlerin satışında zarar mahsubu Aynı yıl içinde alınıp satılan menkul kıymetlerden sağlanan değer artış kazançlarının tespitinde, menkul kıymetlerden birinin alım satımından doğan zararın, diğerinden sağlanan kârdan mahsup edilebileceğine ilişkin olarak Maliye Bakanlığı 21 Ocak 2003 tarihinde bir basın açıklaması yapmıştır. Bakanlık bu açıklamasında, bir yıl içinde birden fazla menkul kıymet alım satım işlemi yapılması halinde, bu işlemlerden elde edilen kâr veya zarar tutarlarının birlikte değerlendirileceğini, dolayısıyla işlemin aynı yıl içinde yapılması koşuluyla bir işlem nedeniyle doğan zararın, diğer işlemler dolayısıyla elde edilen kârdan mahsup edilmesinin mümkün olabileceğini ifade etmiştir. Diğer taraftan İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 23 Şubat 2012 tarihli özelgesinin sonuç bölümünde de “… 2006-2009 yılları arasında satın alınan New York borsasına kote edilmiş yabancı şirket hisse senetlerinin elden çıkarılmasında oluşacak zarar ile 2038 vadeli eurobondların elden çıkarılmasından doğacak kâr tutarları birlikte değerlendirilecek olup işlemin aynı yıl içinde yapılması koşuluyla, söz konusu zararın, bahse konu kârdan mahsubu mümkün bulunmaktadır.” ifadelerine yer verilmiştir. Maliye Bakanlığının basın açıklaması ve yukarıdaki yazılı görüşü çerçevesinde, 2018 yılında geçici 67. madde kapsamında stopaja tabi olmayan menkul kıymet alım satım işlemlerinden oluşan zararlar, yine bu kıymetlerin alım satımından sağlanan kârlara mahsup edilebilecektir. B. Geçici 67. madde kapsamında tevkifata tabi olan menkul kıymetlerin satışında zarar mahsubu Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi kapsamına giren menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, kazancın sağlanmasına aracılık eden banka veya aracı kurum tarafından tevkifata (stopaj) tabi tutulmaktadır. Alım satıma aracılık eden banka veya aracı kurum tarafından stopaj matrahı hesaplanırken, menkul kıymetlerin elden çıkarılması sırasında oluşan zarar, aynı türden menkul kıymetlerin alım satımından sağlanan kazançtan indirilebilmektedir. Aynı tür menkul kıymetten ne anlaşılması gerektiğine ilişkin sınıflandırma 257, 258 ve 269 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğlerinde yapılmıştır. Buna göre zarar mahsubu açısından menkul kıymetler;
olarak sınıflandırılmaktadır. Bu sınıflandırma kapsamında bir yatırımcının üç aylık kazancını (stopaj matrahını) hesaplayacak olan aracı kurum tarafından, yatırımcının yatırım fonu katılma belgelerinden (4. sıra) sağladığı kazançtan, örneğin Devlet tahvili (1. sıra) alım satımından oluşan zararını mahsup etme imkânı bulunmamaktadır. Banka veya aracı kurum tarafından bu gerçek kişi yatırımcının, yatırım fonu katılma belgelerinden sağladığı kazanç üzerinden stopaj yapılacak, Devlet tahvili satışından oluşan zararı ise ilgili yılı aşmamak üzere, diğer üç aylık dönemlerde, sabit getirili menkul kıymetlerden sağlanan kazançlardan mahsup edilebilecektir. Bu mahsubun ilgili yılda gerçekleştirilememesi durumunda zararın gelecek yıllara taşınması mümkün değildi. V. İhtiyari beyanname A. İhtiyari beyanname verilebilecek haller Bir aracı kurum veya banka vasıtasıyla yapılan menkul kıymet satışından zarar oluşması halinde bu zarar, takvim yılı aşmamak üzere, aynı aracı kurum veya banka vasıtasıyla gerçekleştirilen aynı türden menkul kıymet satışlarından doğan kâra mahsup edilebilmektedir. Farklı aracı kurum veya bankalarla çalışan yatırımcıların, bir kurumda kâr etmesi diğer kurumda aynı tür menkul kıymet alım satımı işlemlerinden zarar etmesi durumunda, bu zararın diğer kurumda sağlanan kazançtan mahsup edilmesi imkânı yoktur. Kazanç sağlanmış olan aracı kurum veya banka tarafından, diğer kurumdaki zarar dikkate alınmadan üçer aylık dönemler itibarıyla hesaplanan kazanç üzerinden stopaj yapılacaktır. Ayrıca aynı kurumda gerçekleştirilen işlemlerde, önceki vergileme dönemlerinde (Örneğin; Ocak-Mart/2018) kazanç elde edilmesi, daha sonraki dönemlerde ise aynı tür menkul kıymet satış işlemlerinden zarar edilmesi söz konusu olabilmektedir. Bu durumda kazancın oluştuğu dönemde aracı kurum veya banka tarafından kazanç üzerinden hesaplanan stopaj vergi dairesine yatırılmaktadır. Aynı yıl içerisinde takip eden dönemlerde aynı tür menkul kıymet satışlarından zarar edilmesi durumunda, bu zararın önceki dönemlere ait stopaj matrahından düşülme imkânı bulunmamaktadır. Bireysel yatırımcıların bu iki nedenden kaynaklanan mağduriyetinin giderilebilmesi için dileyen mükelleflere ihtiyari beyanname verme hakkı tanınmıştır. Buna göre farklı aracı kurumlarda hesabı bulunan ve bir hesabındaki alım satım işlemlerinden kâr elde edilmesine rağmen, diğer hesabında aynı tür menkul kıymetlerden zarar oluşması durumunda, bu zararın diğer aracı kurum veya bankadaki kârdan mahsubu ihtiyari beyanname verilmek suretiyle sağlanabilmektedir. Yine aynı şekilde, ilk dönemde menkul kıymet satışından kâr elde eden ve bu kazancı üzerinden stopaj ödeyen yatırımcılar, sonraki dönemlerde aynı tür menkul kıymet satışlarından zarar oluşması durumunda, kendilerinden kesilmiş olan fazla stopajı ihtiyari beyanname vermek suretiyle iade alabilmektedirler. Geçici 67. madde kapsamında tevkifata tabi tutulan ve yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmeyeceği belirtilen, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından doğan kâr ve zararlar için takvim yılı itibarıyla ihtiyari beyanname verilebilmektedir. Söz konusu beyan sadece menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının alım satımına ilişkin olarak yapılabilir. Faiz ve itfa gelirleri ihtiyari beyannameye dahil edilemez. Alım satım işlemlerine ilişkin olarak beyan edilecek kazançlardan, aynı türden menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarına ilişkin olması şartıyla yıl içinde oluşan zararların tamamı mahsup edilebilmektedir. B. İhtiyari beyannamede vergi oranı Gelir Vergisi Kanunu’nun 103. maddesi uyarınca gelir vergisi artan oranlı bir tarifeye göre hesaplanmaktadır. Ancak zarar mahsubu ile ilgili olarak verilecek olan ihtiyari beyannamede bu tarife yerine sabit bir oran kullanılmaktadır. İhtiyari beyanda uygulanacak olan vergi oranı, geçici 67. maddenin (11) numaralı fıkrasında % 15 olarak belirlenmiştir. Ancak söz konusu oran 2011/1854 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile;
elde edilen kazançlar için % 0, diğer kazançlar için ise % 10 olarak belirlenmiştir. C. İhtiyari beyannamenin verilme zamanı ve yeri 263 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde ihtiyari beyanın “GVK Geçici 67/11’inci Maddesine Göre İhtiyari Beyanda Bulunan Mükellefler İçin Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi” ile yapılabileceği gibi internet ortamında da yapılabileceği belirtilmektedir. Tebliğ’de bu beyannamenin de Gelir Vergisi Kanunu’nun 92. maddesinde belirtilen süre içerisinde ilgili vergi dairesine verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Buna göre 2018 yılında gerçekleştirilen işlemler dolayısıyla verilecek olan ihtiyari beyannamenin de normal gelir vergisi beyanname verme süresi içerisinde (1-25 Mart 2019) verilmesi gerekmektedir. İhtiyari beyannamenin, tam mükellef bireysel yatırımcılar tarafından ikametgâhlarının bulunduğu yer vergi dairesine verilmesi gerekmektedir. Öteden beri mükellef olanlar ise bu beyannamelerini gelir vergisi beyannamesini verdikleri vergi dairesine tevdi edeceklerdir. Örnek Bay (A)’nın, 2018 yılında (Z) Menkul Kıymetler A.Ş. aracılığıyla satışını yaptığı Devlet tahvilleri ve bu kıymetlerden yapılan stopaja ilişkin bilgiler aşağıdaki gibidir:
Bay (A) tarafından verilecek olan ihtiyari beyanname ile aradaki 1.500 TL’lik (6.000 - 4.500) vergi farkının iade alınması mümkün bulunmaktadır. VI. Menkul kıymet bazında elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi A. Hisse senedi satış kazançları 1. Yerli hisse senetlerinin satışı a. 2006 yılından önce alınanlar 1 Ocak 2006 tarihinden önce alınan; BİST’de işlem gören hisse senetlerinin en az 3 ay, işlem görmeyen tam mükellef kurumlara ait hisse senetlerinin ise 1 yıl elde tutulduktan sonra satılmasından sağlanan kazanç gelir vergisinden istisnadır. Her iki tür hisse senedinin de 2018 yılında elden çıkarılması durumunda 3 ay ve 1 yıllık süreler dolmuş olacağından, sağlanan kazanç beyan edilmeyecek ve dolayısıyla üzerinden gelir vergisi de ödenmeyecektir. Ayrıca aracı kurum veya bankalar tarafından bu kazançlar üzerinden stopaj yapılması da söz konusu değildir. b. 01.01.2006 tarihinden itibaren alınanlar i. Borsa İstanbul’da (BİST) işlem görenler BİST’de işlem gören hisse senetlerinin satışından sağlanan kazancın stopaja tabi olup olmadığı konusu menkul kıymet yatırım ortaklığı (MKYO) hisse senetleri ile bunlar dışındaki hisse senetleri için farklılık arz etmektedir. Bireysel yatırımcıların BİST’de işlem gören MKYO dışındaki hisse senetlerini elden çıkarmaları durumunda stopaj oranı % 0 olarak uygulanmaktadır. BİST’de işlem gören MKYO hisse senetlerinin 1 yıldan daha fazla elde tutulduktan sonra satılmasından elde edilen kazanç stopaja tabi değildir. Bu süreden daha az elde tutulan MKYO hisse senetlerinin satışından sağlanan kazançlar üzerinden ise ilgili banka veya aracı kurum tarafından % 10 oranında stopaj yapılması gerekmektedir. Aynı hisse senedinden birden fazla alış yapılmış olması durumunda, stopaj yapılacak kazancın İlk Giren İlk Çıkar (FIFO) yöntemi ile belirlenmesi gerekmektedir. Aynı gün içerisinde yapılan satışlarda ortalama maliyet yöntemi de kullanılabilmektedir. Kesilen verginin (stopaj) oranı ister % 10 isterse de % 0 olsun, bu vergi bireysel yatırımcı açısından nihai vergi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle söz konusu gelirler için ayrıca beyanname verilmesine gerek yoktur. Örnek Mükellef (B) 2018 yılının üçüncü üç aylık döneminde (2018/Temmuz-Eylül) bir aracı kurum vasıtasıyla (Y) Menkul Kıymet Yatırım Ortaklığı A.Ş.’nin hisse senetlerinden almıştır. Alış işlemleri aşağıdaki gibidir. Söz konusu yıl içerisinde bunlardan başka hisse senedi alış işlemi bulunmamaktadır.
Yukarıdaki örnekte yer alan hisse senedi MKYO değil BİST’de işlem gören başka bir şirketin hisse senedi olsaydı, aracı kurum tarafından stopajın oranı % 0 olarak uygulanacaktı. ii. Borsa İstanbul’da (BİST) işlem görmeyenler Halka açık olmayan tam mükellef kurumlara ait hisse senetleri, BİST’e kote olmadığı için, satışından elde edilen kazanç üzerinden stopaj yapılmaz. Genel kural olarak bu menkul kıymetlerden elde edilen satış kazançlarının gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Ancak söz konusu hisse senetlerinin en az 2 yıl süre elde tutulduktan sonra satılması durumunda elde edilen kazanç gelir vergisinden de istisnadır. Buna göre, örneğin 16 Ekim 2016 tarihinde alınan halka açık olmayan tam mükellef bir kurumun hisse senedinin, 17 Ekim 2018 tarihi veya sonrasında satılması durumunda elde edilen kazanç vergiye tabi olmayacaktır. Yukarıda belirtilen süre (2 yıl) dolmadan satılması durumunda, elde edilen kazanç için herhangi bir istisna tutar söz konusu değildir. Bu nedenle satıştan elde edilen kazancın tamamının beyan edilerek, üzerinden hesaplanan gelir vergisinin ödenmesi gerekmektedir. Kazancın hesaplanması sırasında alış ve satış arasındaki endeks farkının % 10’u geçmesi şartıyla endeksleme yöntemi de kullanılabilir. Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır. 2. Yabancı hisse senetlerinin satışı a. 2006 yılından önce alınanlar Bireysel yatırımcıların tarafından 01.01.2006 tarihinden önce satın alınan yabancı hisse senetlerinin satışından sağlanan kazancın; satış bedelinin Türk Lirası karşılığından, alış bedelinin Türk Lirası karşılığının düşülmesi suretiyle hesaplanması gerekmektedir. Ayrıca alış bedelinin endekslenmesi yöntemi de kullanılabilir. Bu yöntemin kullanılabilmesi için Yİ-ÜFE farkının % 10’u aşma şartı yoktur. Bu şekilde bulunan alım satım kazancının 27.000 TL’den az olması durumunda beyan edilmez. Aşması durumunda ise 27.000 TL’yi aşan kısmın beyan edilmesi gerekmektedir. Yukarıdaki menkul kıymetlerin yanında, 01.01.2006 tarihinden önce satın alınan diğer menkul kıymetlerden de alım satım kazancı elde edilmesi durumunda, bu istisnanın, toplam alım satım kazancına uygulanması gerektiği unutulmamalıdır. Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır. b. 01.01.2006 tarihinden itibaren alınanlar 01.01.2006 tarihinden sonra satın alınan yabancı hisse senetlerinin, 2018 yılında elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar geçici 67. maddenin kapsamına girmemektedir. Dolayısıyla bu gelirler üzerinden stopaj ödenmesi söz konusu değildir. Bu menkul kıymetlerden 2018 yılında elde edilen alım satım kazançlarının Türk Lirası bazında hesaplanması gerekir. Bu kazancın hesaplanması sırasında endeksleme yönteminin kullanılabilmesi için ise Yİ-ÜFE farkının % 10’un üzerinde olması şartı bulunmaktadır. Alış ve satış tarihleri arasındaki Yİ-ÜFE farkının % 10’un altında kalması durumunda satış kazancı; satış bedelinden endekslenmiş alış bedelinin çıkarılması şeklinde değil, satış bedelinden alış bedelinin çıkarılması şeklinde tespit edilecektir. Yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanan kazanç için herhangi bir istisna söz konusu olmayıp, kazancın tamamının beyan edilmesi gerekmektedir. Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır. B. Hisse senedi kâr payları (temettü gelirleri) Gelir Vergisi Kanunu’nda “kâr payı” kavramı tanımlanmamıştır. Ancak GVK’nın 75. maddesinde menkul sermaye iradı olarak nitelendirilecek olan aşağıdaki kâr payı türleri sayılmıştır:
“Kurumlardan alınan kâr payı” kavramı, yukarıda sayılan ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) (adi komandit şirketlerde komanditerlerin kâr payları hariç) ve (3) numaralı bentlerinde belirtilen kâr paylarını ifade etmektedir. Aynı fıkranın 12. bendinde de, faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kâr payları ile kâr ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kâr payları ve özel finans kurumlarınca (katılım bankaları) kâr ve zarara katılma hesabına ödenen kâr payları da menkul sermaye iradı olarak sayılmıştır. Söz konusu menkul sermaye iratları anılan bentte kâr payı olarak tanımlanmakla birlikte, bu iratlar bir alacak hakkına dayanmakta olduğundan, vergi uygulaması bakımından mevduat faizleri ile aynı nitelikte kabul edilmekte ve vergilendirilmesi de bu gelirlerin vergileme esaslarına göre yapılmaktadır. Dolayısıyla bunlar kurumlardan alınan kâr payı (temettü geliri) kavramı içinde değerlendirilmemektedir. 1. Tevkifata tabi temettü gelirleri a. Tevkifat oranı Gelir Vergisi Kanunu uyarınca tam mükellef kurumlar tarafından gerçek kişi ortaklara kâr payı (temettü) dağıtıldığı sırada tevkifat yapılması gerekmektedir. Bu tevkifatın oranı; menkul kıymet yatırım ortaklığı (MKYO), gayrimenkul yatırım ortaklığı (GYO) ve girişim sermayesi yatırım ortaklığı hisse senetlerinden elde edilen temettü gelirlerinde % 0, bunlar dışındaki hisse senetlerinden elde edilen temettü gelirlerinde % 15’tir. Örneğin yukarıda sayılan yatırım fon ve ortaklıkları dışında bir anonim şirketin ortağı olan gerçek kişinin payına brüt 10.000 TL temettü düştüğü durumda, temettüyü dağıtan kurum tarafından 1.500 TL (10.000 x % 15) stopaj yapılacak, kalan net tutar olan 8.500 TL (10.000 - 1.500) ortağa ödenecektir. b. Beyan ve vergilendirme 2018 yılında hisse senetlerinden elde edilen brüt temettü gelirlerinin % 50’si gelir vergisinden istisnadır. Kurumların yönetim kurulu başkanı ve üyelerine verilen temettü ikramiyeleri de bu kapsamda değerlendirilmektedir. İstisna düşüldükten sonra kalan tutar, 34.000 TL’lik beyan sınırı ile karşılaştırılır. 34.000 TL’lik beyan sınırından daha az ise beyan edilmesine gerek yoktur. Fazla olduğu takdirde, istisna sonrası tutarın tamamının beyan edilmesi gerekir. 34.000 TL’lik beyan sınırının hesabında yukarıda belirtilen menkul sermaye iratlarının yanı sıra, beyana tabi diğer menkul sermaye iratları ile Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olmak kaydıyla elde edilen gayrimenkul sermaye iratları toplamının dikkate alınması gerekmektedir. Bu şekilde hesaplanarak beyan edilen temettü geliri üzerinden hesaplanan vergiden, temettüyü dağıtan kurum tarafından kesilen vergilerin (% 15 veya % 0) tamamı mahsup edilebilmektedir. Mahsuptan sonra fark vergi ödenebileceği gibi, kesilen vergi daha fazla ise aradaki farkın iade alınabilmesi de mümkündür. Buna göre beyana tabi başka menkul veya gayrimenkul sermaye iradı bulunmayan bireysel yatırımcının, 2018 yılında tam mükellef statüsündeki bir kurumdan elde ettiği net temettü geliri (% 15 oranında stopaj yapıldıktan sonra kalan tutar);
Örnek (Y) A.Ş. Türk Ticaret Kanunu uyarınca ayrılması gereken yedek akçeler ayrıldıktan sonra kalan 2017 takvim yılına ilişkin kârın tamamının ortaklara dağıtılmasına karar vermiş ve söz konusu temettü ortaklara 6 Nisan 2018’da ödenmiştir. Bu kâr dağıtımından, (Y) A.Ş.’nin gerçek kişi ortağı olan Bayan (C)’nin hissesine 76.500 TL net temettü düşmüş ve bu tutar Bayan (C)’nin banka hesabına yatırılmıştır. 76.500 TL, (Y) A.Ş. tarafından dağıtılan brüt temettü üzerinden % 15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapıldıktan sonra kalan net tutardır. Bayan (C)’nin beyana tabi başka geliri bulunmamaktadır. Net tutardan, brüt tutarın hesaplanmasında kullanılan formül aşağıdaki gibidir.
2. Tevkifata tabi olmayan temettü gelirleri Kurumlar vergisi mükellefleri tarafından; a. 31.12.1998 veya daha önceki tarihlerde sona eren hesap dönemlerinde elde ettikleri kazançların, b. Yukarıdakiler dışında kalan ve 31.12.2002 veya daha önceki tarihlerde sona eren hesap dönemlerinde elde edilen, kurumlar vergisinden istisna edilmiş kazançların, c. GVK geçici 61. madde kapsamında tevkifata tâbi tutulmuş kazançların (yatırım indirimi istisnası), dağıtılması halinde, gerçek kişi ortaklardan stopaj yapılmamaktadır. 2018 yılında, 2002 ve önceki yıllara ilişkin kârların dağıtımına rastlanması pek mümkün olmadığından bu konuda açıklama yapılmayacaktır. Ancak GVK geçici 61. madde kapsamında yatırım indirimi istisnasından yararlanan tevkifata tabi tutulmuş kazançların 2018 yılında dağıtılmış olma ihtimali bulunmaktadır. GVK geçici 61. madde kapsamında % 19,8 oranında tevkifata tabi tutulmuş kazançların dağıtılmasından gerçek kişilerce elde edilen kâr paylarının net tutarına, kâr payının 1/9’u eklendikten sonra, bulunan tutarın yarısı vergiye tâbi gelir olarak dikkate alınmaktadır. Bu gelirler ile ilgili olarak yıllık beyanname verilmesi halinde, beyannameye intikal ettirilen tutarın 1/5'i beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilebilmektedir. 3. Bedelsiz hisse senedi kâr payları Şirketlerin;
dolayısıyla verdikleri hisse senetleri kâr payı olarak beyan edilmez. 4. Yabancı hisse senetlerinden elde edilen temettü gelirleri Yabancı hisse senetlerinden 2018 yılında elde edilen temettü gelirleri için 1.800 TL’lik beyan sınırı bulunmaktadır. Elde edilen gelirin bu tutarın altında kalması durumunda söz konusu gelir beyan edilmez. Beyan sınırını aşan bir gelir elde edilmesi durumunda ise tamamının beyan edilmesi gerekmektedir. Ancak beyan sınırının hesabında, bir takvim yılı içerisinde elde edilen ve tevkifata veya istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarının toplamının dikkate alınması gerektiği unutulmamalıdır. C. Devlet tahvili ve Hazine bonolarından elde edilen gelirler 1. Faiz gelirleri a. 2006 yılından önce ihraç edilenler Türk Lirası cinsinden ihraç edilen tahvil ve bonolardan 2018 yılında elde edilen faiz gelirlerine enflasyon indirimi uygulandıktan sonra kalan tutarın 34.000 TL’yi aşması durumunda, indirim sonrası kalan faiz gelirinin tamamının beyan edilmesi gerekir. 34.000 TL’lik beyan sınırının hesabında yukarıda belirtilen menkul sermaye iratlarının yanı sıra, beyana tabi diğer menkul sermaye iratları ile Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olmak kaydıyla elde edilen gayrimenkul sermaye iratları toplamının dikkate alınması gerekmektedir. Ancak 2018 yılı gelirlerine uygulanacak olan enflasyon indirim oranı birden büyük (% 140,41) çıktığından, bireysel yatırımcıların, 2006 yılından önce Türk Lirası cinsinden ihraç edilmiş olan Devlet tahvili ve Hazine bonolarından 2018 yılında elde ettikleri faiz gelirleri tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyecektir. Döviz cinsinden ihraç edilen veya dövize ya da başka bir değere (örneğin TÜFE) endeksli tahviller için ise enflasyon indirim uygulaması söz konusu değildir. Bu menkul kıymetlerden elde edilen faiz gelirinin 34.000 TL’lik beyan sınırını aşması durumunda tamamının beyan edilmesi gerekir. Söz konusu menkul kıymetlerin itfasında oluşan anapara kur farkı veya endeks farkı da gelir sayılmaz. b. 01.01.2006 tarihinden itibaren ihraç edilenler Bireysel yatırımcıların, 1 Ocak 2006 tarihinden sonra ihraç edilen Devlet tahvili ve Hazine bonolarından 2018 yılında elde ettikleri faiz gelirleri % 10 oranında stopaja tabidir. Bu vergi kesintisi, gelirin sağlanmasına aracılık eden banka veya aracı kurum tarafından yapılır. Bunun yanında Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen altına dayalı devlet iç borçlanma senetlerinden elde edilen faiz gelirleri için bu stopajın oranı % 0 (sıfır) olarak belirlenmiştir. Stopajın oranı ister % 10 isterse de % 0 olsun, bireysel yatırımcılar açısından nihai vergi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle söz konusu menkul kıymetlerden elde edilen faiz gelirinin tutarı ne olursa olsun beyanname verilmez. Ayrıca başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmiş olsa dahi bu gelirler beyannameye dahil edilmez. 2. Alım satım kazançları a. 2006 yılından önce ihraç edilenler 1 Ocak 2006 tarihinden önce ihraç edilen Devlet tahvili ve Hazine bonolarının elden çıkarılmasından sağlanan alım satım kazancının 27.000 TL’lik kısmı gelir vergisinden istisnadır. Bu tutarı aşan bir kazanç elde edilmesi durumunda aşan kısım vergiye tabidir. Ancak sözü geçen 27.000 TL’lik istisna, bu menkul kıymetlerden elde edilen alım satım kazancının yanında, diğer menkul kıymetlerden elde edilen beyana tabi alım satım kazançlarının bulunması durumunda, toplam alım satım kazancına uygulanmalıdır. Alım satım kazancının belirlenmesi sırasında bu menkul kıymetlerin maliyet bedellerinin Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksine (Yİ-ÜFE) göre endekslemeye tabi tutulması mümkündür. Bu endekslemenin yapılabilmesi için endeks farkının % 10’u aşması şartı yoktur. Başka bir deyişle, endeks farkı % 10’un altında olsa dahi, alım satım kazancının tespiti sırasında yukarıda sayılan menkul kıymetlerin maliyet bedelleri endekslemeye tabi tutulabilir. Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır. b. 01.01.2006 tarihinden itibaren ihraç edilenler Bireysel yatırımcıların, 1 Ocak 2006 tarihinden sonra ihraç edilen Devlet tahvili ve Hazine bonolarından 2018 yılında elde ettikleri alım satım kazançları % 10 oranında stopaja tabidir. Bunun yanında Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen altına dayalı devlet iç borçlanma senetlerinin alım satımından sağlanan kazançlar için bu stopajın oranı % 0 (sıfır) olarak belirlenmiştir. Stopajın oranı ister % 10 isterse de % 0 olsun, bireysel yatırımcılar için nihai vergi olarak kabul edildiğinden yukarıdaki menkul kıymetlerden sağlanan alım satım kazancının tutarı ne olursa olsun beyanname verilmez. Ayrıca başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmiş olsa dahi, bu kazançlar beyannameye dahil edilmez. D. Eurobondlardan elde edilen gelirler Eurobond, Hazine Müsteşarlığı tarafından uzun vadeli ve kuponlu olarak, yabancı para cinsinden yurt dışı piyasalarda ihraç edilen borçlanma aracıdır. Aracı kurum veya banka aracılığıyla, eurobond alım satımı yapılması veya eurobondlardan faiz geliri elde edilmesi durumunda, bu kurumlar tarafından herhangi bir vergi kesintisi yapılmaz. Tevkifat yapılmadığı için bu gelir ve kazançların varsa belirlenen istisna veya beyan sınırı tutarlarını aşması halinde gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekir. Ayrıca Eurobondlar döviz cinsinden ihraç edildikleri için, hangi tarihte ihraç edilmiş olursa olsun, bu menkul kıymetlerden elde edilen faiz gelirine enflasyon indirimi uygulanamaz. 1. Faiz gelirleri Eurobond kupon faiz geliri, kuponun tahsil edildiği tarihteki T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru esas alınarak Türk Lirasına çevrilir. Eurobondların anapara kur farkları gelir kabul edilmez. Bu menkul kıymetlerden 2018 yılında elde edilen faiz gelirinin 34.000 TL’yi aşması durumunda, tamamının beyan edilmesi gerekir. Ancak söz konusu 34.000 TL’lik beyan sınırının hesabında, yukarıda belirtilen menkul sermaye iratlarının yanı sıra, beyana tabi diğer menkul sermaye iratları ile Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olmak kaydıyla elde edilen gayrimenkul sermaye iratları toplamının dikkate alınması gerekmektedir. 2. Alım satım kazançları a. 2006 yılından önce ihraç edilenler Eurobondların elden çıkarılmasından sağlanan kazancın, elden çıkarma karşılığında alınan yabancı para tutarının TL karşılığından, bunların alımında ödenen yabancı para tutarının TL karşılığı ve varsa alım satım giderlerinin düşülmesi suretiyle hesaplanması gerekmektedir. Kazancın hesaplanması sırasında maliyet bedelinin endekslenmesi yöntemi de kullanılabilir. Bu yöntem uygulandıktan sonra bulunan alım satım kazancının, 2018 yılı için 27.000 TL’yi aşması durumunda aşan kısmın beyan edilmesi gerekmektedir. Bu istisnanın, yukarıdaki menkul kıymetlerin yanında, diğer menkul kıymetlerden de beyana tabi alım satım kazancı elde edilmesi durumunda, toplam kazanca uygulanması gerektiği unutulmamalıdır. Endekslemede kullanılması gereken Yİ-ÜFE listesi Rehber’in sonunda yer almaktadır. Örnek Türkiye’de tam mükellef statüsünde bulunan Bay (D), 13.07.2017 tarihinde, US900123AT75 tanımlı eurobonddan 200.000 USD nominali 210.000 USD kirli fiyata almıştır. Primli olarak alınmış olan bu menkul kıymetin, satış tarihi itibarıyla alınmayan kuponlara isabet eden prim tutarı dahil maliyeti 206.000 USD olarak hesaplanmıştır. Bu eurobond 06.09.2018 tarihinde 219.800 USD’ye satılmıştır. Satılan eurobond 2004 yılında ihraç edilmiş ve Bay (D)’nin beyana tabi başka geliri bulunmamaktadır. Veriler
Gelir vergisi hesabı
b. 01.01.2006 tarihinden itibaren ihraç edilenler 1 Ocak 2006 tarihinden sonra ihraç edilen eurobondların 2018 yılında elden çıkarılmasından sağlanan kazancın; elden çıkarma karşılığında alınan yabancı para tutarının TL karşılığından, bunların alımında ödenen yabancı para tutarının TL karşılığı ve varsa alım satım giderlerinin düşülmesi suretiyle hesaplanması gerekmektedir. Bu hesaplama sırasında maliyet bedelinin endekslenmesi yöntemi de kullanılabilir. Ancak bu yöntemin kullanılabilmesi için Yİ-ÜFE farkının % 10’un üzerinde olma şartı bulunmaktadır. Yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanan kazanç için herhangi bir istisna söz konusu olmayıp, kazancın tutarı ne olursa olsun beyan edilmesi gerekmektedir. Endekslemede kullanılması gereken Yİ-ÜFE listesi Rehber’in sonunda yer almaktadır. Örnek Yukarıdaki örnekte yer alan eurobondun 1 Ocak 2006 tarihinden sonra ihraç edildiğini varsayalım. Bu durumda beyan edilmesi gereken kazanç aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır: Ağustos 2018 Yİ-ÜFE ile Haziran 2017 Yİ-ÜFE farkı % 10’un üzerinde olduğundan (% 34,22), kazancın hesaplanması sırasında endeksleme yöntemi kullanılabilecektir. Satış bedelinin TL karşılığından, endekslenmiş maliyet bedelinin TL karşılığının düşülmesi suretiyle bulunan kazanç için herhangi bir istisna tutar söz konusu olmadığından, tamamının gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. (Yİ-ÜFE listesi için Rehber’in sonuna bakınız.)
1. Faiz gelirleri a.Türkiye’de ihraç edilenler i. 2006 yılından önce ihraç edilenler 01.01.2006 tarihinden önce TL cinsinden ihraç edilen özel sektör tahvillerinden 2018 yılında elde edilen faiz gelirleri üzerinden, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/7. maddesi uyarınca % 10 oranında stopaj yapılması gerekmektedir. Bu gelirlere enflasyon indirimi uygulandıktan sonra kalan tutarın 34.000 TL’yi aşması durumunda, indirim sonrası kalan faiz gelirinin tamamı beyan edilecektir. Beyan edilen gelir üzerinden hesaplanan vergiden, faiz ödemesi sırasında % 10 oranında tevkif edilen (kesilen) vergiler mahsup edilebilmektedir. Enflasyon indirimi sonrası kalan tutarın 34.000 TL’den az olması durumunda ise bu gelir beyan edilmeyecektir. Faizin tahsili sırasında kesinti yoluyla ödenmiş olan vergi (% 10) bireysel yatırımcılar açısından nihai vergi olmaktadır. 34.000 TL’lik beyan sınırının hesabında yukarıda belirtilen menkul sermaye iratlarının yanı sıra, beyana tabi diğer menkul sermaye iratları ile Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olmak kaydıyla elde edilen gayrimenkul sermaye iratları toplamının dikkate alınması gerekmektedir. Ancak 2018 yılı gelirlerine uygulanacak olan enflasyon indirim oranı birden büyük (% 140,41) çıktığından, bireysel yatırımcıların, 2006 yılından önce Türkiye’de ihraç edilmiş olan özel sektör tahvillerinden 2018 yılında elde ettikleri faiz gelirleri tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyecektir. ii. 01.01.2006 tarihinden itibaren ihraç edilenler 1 Ocak 2006 tarihinden sonra ihraç edilen özel sektör tahvillerinden bireysel yatırımcılar tarafından elde edilen faiz gelirleri % 10 oranında stopaja tabidir. Bu stopajı yapma yükümlülüğü ise banka ve aracı kurumlarındır. Stopaj bireysel yatırımcılar için nihai vergi olup, elde edilen faiz gelirinin tutarı ne olursa olsun beyanname verilmez. Ayrıca başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmiş olsa dahi, bu gelirler beyannameye dahil edilmez. b. Yurt dışında ihraç edilenler Yerli (tam mükellef) kurumlar tarafından yurt dışında döviz cinsinden ihraç edilen tahvillerden elde edilen faiz gelirleri üzerinden, tahvilin vadesine göre aşağıdaki oranlarda tevkifat yapılması gerekmektedir: - Vadesi 1 yıla kadar olan tahvil faizlerinden % 10, - Vadesi 1 yıl ile 3 yıl arası olan tahvil faizlerinden % 7, - Vadesi 3 yıl ile 5 yıl arası olan tahvil faizlerinden % 3, - Vadesi 5 yıl ve daha uzun olan tahvil faizlerinden % 0. Bireysel yatırımcılar tarafından bu menkul kıymetlerden 2018 yılında elde edilen faiz geliri 34.000 TL’lik beyan sınırından daha az ise bu gelirlerin beyan edilmesine gerek yoktur. Bu tutarı aşan bir gelir elde edilmesi durumunda ise gelirin tamamının beyan edilmesi gerekmektedir. 34.000 TL’lik beyan sınırının hesabında yukarıda belirtilen menkul sermaye iratlarının yanı sıra, beyana tabi diğer menkul sermaye iratları ile Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olmak kaydıyla elde edilen gayrimenkul sermaye iratları toplamının dikkate alınması gerekmektedir. Bu menkul kıymetlerin itfasında oluşan anapara kur farkı veya endeks farkı da gelir sayılmaz. Beyan edilen faiz gelirleri üzerinden hesaplanan vergiden, bu gelirler üzerinden kesilmiş olan vergiler (tevkifat) düşülebilmektedir. 2. Alım satım kazançları a. Türkiye’de ihraç edilenler i. 2006 yılından önce ihraç edilenler 01.01.2006 tarihinden önce özel sektör tarafından ihraç edilmiş olan tahvillerin, bireysel yatırımcılar tarafından 2018 yılında elden çıkarılmasından sağlanan alım satım kazançları stopaja tabi değildir. Kazancın 27.000 TL’lik kısmı gelir vergisinden istisnadır. Bu nedenle söz konusu istisna tutarını aşan bir kazanç elde edilmesi durumunda, aşan kısım vergiye tabi olacaktır. Alım satım kazancının belirlenmesi sırasında bu menkul kıymetlerin maliyet bedellerinin Yİ-ÜFE’ye göre endekslemeye tabi tutulması da mümkündür. Yukarıda sözü geçen 27.000 TL’lik istisna, bu menkul kıymetlerden elde edilen alım satım kazancının yanında, diğer menkul kıymetlerden elde edilen alım satım kazancının da bulunması durumunda, toplam alım satım kazancına uygulanmalıdır. Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır. ii. 01.01.2006 tarihinden itibaren ihraç edilenler Yatırımcıların, 1 Ocak 2006 tarihinden sonra ihraç edilmiş olan özel sektör tahvillerini elden çıkarmalarından sağladıkları kazanç üzerinden, banka ve aracı kurumların % 10 oranında stopaj yapma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu stopaj bireysel yatırımcılar için nihai vergi olup, elde edilen alım satım kazancının tutarı ne olursa olsun beyanname verilmez. Ayrıca başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmiş olsa dahi, bu gelirler beyannameye dahil edilmez. b. Yurt dışında ihraç edilenler Tam mükellef kurumlarca yurt dışında döviz cinsinden ihraç edilen tahvillerin, bireysel yatırımcılar tarafındanelden çıkarılmasından sağlanan kazançlar geçici 67. maddenin kapsamına girmez. Dolayısıyla bu gelirler üzerinden Türkiye’de stopaj ödenmesi söz konusu değildir. 1 Ocak 2006 tarihinden sonra alınan bu menkul kıymetlerden 2018 yılında elde edilen alım satım kazançlarının Türk Lirası bazında hesaplanması gerekir. Bu kazancın hesaplanması sırasında endeksleme yönteminin kullanılabilmesi için ise Yİ-ÜFE farkının % 10’un üzerinde olması şartı vardır. Yİ-ÜFE farkının % 10’un üzerinde olması durumunda satış kazancı, satış bedelinden endekslenmiş maliyet bedelinin çıkarılması şeklinde hesaplanmaktadır. Yİ-ÜFE farkının % 10’un altında kalması durumunda ise endeksleme yapılması mümkün olmadığından kazancın; satış bedelinden maliyet bedelinin çıkarılması şeklinde tespit edilmesi gerekmektedir. Yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanan kazanç için herhangi bir istisna söz konusu olmadığından, kazancın tamamının beyan edilmesi gerekir. Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır. F. Kira sertifikalarından elde edilen gelirler Sermaye Piyasası Kurulu’nun Seri: III No: 61.1 sayılı “Kira Sertifikaları Tebliği”nde, kira sertifikası ihracı ile fon temin edilebilmesine ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Sözü geçen Tebliğ’de; - Kira sertifikası, her türlü varlık ve hakkın finansmanını sağlamak amacıyla varlık kiralama şirketi (VKŞ) tarafından ihraç edilen ve sahiplerinin bu varlık veya haktan elde edilen gelirlerden payları oranında hak sahibi olmalarını sağlayan menkul kıymet, - Varlık kiralama şirketi ise münhasıran kira sertifikası ihraç etmek üzere anonim şirket şeklinde kurulmuş olan sermaye piyasası kurumu, olarak tanımlanmıştır. Kira sukuku olarak da adlandırılan kira sertifikası niteliği itibarıyla tahvil ve bonolara benzemekle birlikte, özünde bağlı olduğu varlığın getirisini yatırımcısına yansıtan bir menkul kıymettir. 1. Kâr payı gelirleri a. Türkiye’de ihraç edilenler Tam mükellef varlık kiralama şirketleri tarafından Türkiye’de ihraç edilen kira sertifikalarından tam mükellef bireysel yatırımcılar tarafından elde edilen kâr payı gelirleri % 10 oranında stopaja tabidir. 4749 sayılı “Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun” uyarınca Hazine Müsteşarlığınca kurulan varlık kiralama şirketleri tarafından Türkiye’de ihraç edilen altına dayalı kira sertifikalarından elde edilen kâr paylarında ise bu stopajın oranı % 0 (sıfır) olarak uygulanmaktadır. Stopajın oranı ister % 10 isterse de % 0 olsun, kaynakta kesilen bu vergi bireysel yatırımcılar için nihai vergi olup, elde edilen gelirin tutarı ne olursa olsun beyanname verilmez. Ayrıca başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmiş olsa dahi, bu gelirler beyannameye dahil edilmez. b. Yurt dışında ihraç edilenler Tam mükellef varlık kiralama şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarından elde edilen gelirler üzerinden, kira sertifikasının vadesine göre aşağıdaki oranlarda tevkifat yapılması gerekmektedir: - Vadesi 1 yıla kadar olanlardan sağlanan gelirlerden % 10, - Vadesi 1 yıl ile 3 yıl arası olanlardan sağlanan gelirlerden % 7, - Vadesi 3 yıl ile 5 yıl arası olanlardan sağlanan gelirlerden % 3, - Vadesi 5 yıl ve daha uzun olanlardan sağlanan gelirlerden % 0. Diğer taraftan 4749 sayılı “Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun” uyarınca Hazine Müsteşarlığı tarafından kurulan varlık kiralama şirketleri tarafından da kira sertifikası ihraç edilmesi mümkündür. Bu menkul kıymetlerden elde edilen kâr payı gelirleri de stopaja tabidir. Ancak stopaj oranı % 0 (sıfır) olarak belirlenmiştir. Bireysel yatırımcılar tarafından, gerek Hazine Müsteşarlığı Varlık Kiralama A.Ş. gerekse tam mükellef varlık kiralama şirketlerince yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarından 2018 yılında elde edilen kâr payı gelirleri 34.000 TL’lik beyan sınırından daha az ise beyan edilmesine gerek yoktur. Bu tutarı aşan bir gelir elde edilmesi durumunda ise tamamının beyan edilmesi gerekmektedir. 34.000 TL’lik beyan sınırının hesabında yukarıda belirtilen menkul sermaye iratlarının yanı sıra, beyana tabi diğer menkul sermaye iratları ile Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olmak kaydıyla elde edilen gayrimenkul sermaye iratları toplamının dikkate alınması gerekmektedir. Bu menkul kıymetlerin itfasında oluşan anapara kur farkı veya endeks farkı da gelir sayılmaz. Beyan edilen gelirler üzerinden hesaplanan vergiden, bu gelirler üzerinden tevkif suretiyle ödenmiş olan vergiler düşülebilmektedir. 2. Alım satım kazançları a. Türkiye’de ihraç edilenler Bireysel yatırımcıların, tam mükellef varlık kiralama şirketlerince Türkiye’de ihraç edilen kira sertifikalarının satışından 2018 yılında sağladıkları kazançlar üzerinden, bu alım satıma aracılık eden banka ve aracı kurumlar tarafından % 10 oranında stopaj yapılması gerekmektedir. 4749 sayılı “Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun” uyarınca Hazine Müsteşarlığınca kurulan varlık kiralama şirketlerince Türkiye’de ihraç edilen altına dayalı kira sertifikalarından sağlanan alım satım kazançlarında ise bu stopajın oranı % 0 (sıfır) olarak uygulanmaktadır. Stopajın oranı ister % 10 isterse de % 0 olsun, kaynakta kesilen bu vergi bireysel yatırımcılar için nihai vergi olup, elde edilen alım satım kazancının tutarı ne olursa olsun beyanname verilmez. Ayrıca başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmiş olsa dahi, bu gelirler beyannameye dahil edilmez. b. Yurt dışında ihraç edilenler Tam mükellef varlık kiralama şirketleri ve Hazine Müsteşarlığı Varlık Kiralama A.Ş. tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarının banka ve aracı kurum aracılığıyla 2018 yılında elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, GVK geçici 67. maddenin kapsamına girmez. Dolayısıyla bu gelirler üzerinden stopaj ödenmesi söz konusu değildir. Bu menkul kıymetlerden 2018 yılında elde edilen alım satım kazançlarının Türk Lirası bazında hesaplanması gerekir. Kazancın hesaplanması sırasında endeksleme yönteminin kullanılabilmesi için ise Yİ-ÜFE farkının % 10’un üzerinde olması şartı bulunmaktadır. Alış ve satış tarihleri arasındaki Yİ-ÜFE farkının % 10’un üzerinde olması durumunda satış kazancı, satış bedelinden endekslenmiş maliyet bedelinin çıkarılması şeklinde hesaplanacaktır. Yİ-ÜFE farkının % 10’un altında kalması durumunda ise endeksleme yapılması mümkün olmadığından kazancın; satış bedelinden maliyet bedelinin çıkarılması şeklinde tespit edilmesi gerekmektedir. Yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanan kazanç için herhangi bir istisna söz konusu olmayıp, tamamının beyan edilmesi gerekmektedir. Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır. G. Yabancı ülke tahvillerinden elde edilen gelirler 1. Faiz gelirleri Yabancı ülke hazineleri ya da yabancı kurumlarca ihraç edilen tahvillerden elde edilen faiz gelirleri geçici 67. madde kapsamına girmez. Dolayısıyla ihraç tarihi ne olursa olsun, bu menkul kıymetlerden döviz cinsinden elde edilen faiz gelirleri üzerinden Türkiye’de stopaj ödenmeyecektir. Bireysel yatırımcılar tarafından bu tahvillerden 2018 yılında elde edilen faiz gelirleri için 1.800 TL’lik beyan sınırı bulunmaktadır. Elde edilen gelirin bu tutarın altında kalması durumunda söz konusu gelir beyan edilmez. Beyan sınırını aşan bir gelir elde edilmesi durumunda ise gelirin tamamının beyan edilmesi gerekmektedir. Ancak söz konusu 1.800 TL’lik beyan sınırının hesabında bir takvim yılı içerisinde elde edilen ve tevkifata veya istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarının toplamının dikkate alınması gerektiği unutulmamalıdır. 2. Alım satım kazançları a. 2006 yılından önce satın alınanlar Yabancı kurumlarca ya da yabancı ülke hazinelerince ihraç edilen ve yatırımcılar tarafından 1 Ocak 2006 tarihinden önce satın alınan tahvillerden elde edilen alım satım kazançlarının, satış tutarının Türk Lirası karşılığından, alış bedelinin Türk Lirası karşılığının düşülmesi suretiyle hesaplanması gerekir. Kazancın hesaplanması sırasında endeksleme yöntemi de kullanılabilmektedir. Bu yöntem uygulandıktan sonra bulunan alım satım kazancının, 27.000 TL’yi aşması durumunda aşan kısmın beyan edilmesi gerekir. Yukarıdaki menkul kıymetlerin yanında, 1 Ocak 2006 tarihinden önce satın alınan diğer menkul kıymetlerden de alım satım kazancı elde edilmesi durumunda, bu istisnanın, toplam alım satım kazancına uygulanması gerektiği unutulmamalıdır. Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır. b. 01.01.2006 tarihinden itibaren satın alınanlar Yabancı kurumlarca ya da yabancı ülke hazinelerince ihraç edilen tahvillerin 1 Ocak 2006 tarihinden sonra satın alınarak, 2018 yılında elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar GVK geçici 67. maddenin kapsamına girmediğinden, bu gelirler üzerinden Türkiye’de stopaj ödenmesi söz konusu değildir. Bu menkul kıymetlerden 2018 yılında elde edilen alım satım kazançlarının Türk Lirası bazında hesaplanması gerekir. Bu kazancın hesaplanması sırasında endeksleme yönteminin kullanılabilmesi için ise Yİ-ÜFE farkının % 10’un üzerinde olması şartı bulunmaktadır. Alış ve satış tarihleri arasındaki Yİ-ÜFE farkının % 10’un üzerinde olması durumunda satış kazancı, satış bedelinden endekslenmiş maliyet bedelinin çıkarılması şeklinde hesaplanacaktır. Yİ-ÜFE farkının % 10’un altında kalması durumunda ise endeksleme yapılması mümkün olmadığından kazancın; satış bedelinden maliyet bedelinin çıkarılması şeklinde tespit edilmesi gerekmektedir. Yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanan kazanç için herhangi bir istisna söz konusu olmayıp, kazancın tamamının beyan edilmesi gerekir. Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır. H. Varantlardan sağlanan kazançlar Sermaye Piyasası Kurulunun Seri: VII No: 128.3 sayılı “Varantlar ve Yatırım Kuruluşu Sertifikaları Tebliği”nde “varant”ın; yatırım kuruluşu varantı ile ortaklık varantını ifade ettiği belirtilmektedir. Söz konusu Tebliğ’de;
olarak tanımlanmıştır. Varantlardan sağlanan kazançlar, Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi kapsamında stopaja tabidir. Dolayısıyla tam mükellef bireysel yatırımcıların varantlardan elde ettikleri kazançlar üzerinden, kazancın sağlanmasına aracılık eden banka ve aracı kurumlar tarafından stopaj yapılması gerekmektedir. Bu stopajın oranı Borsa İstanbul’da (BİST) işlem gören ve dayanak varlığı hisse senedi veya hisse senedi endeksi olan varantlar için % 0 (sıfır) olarak belirlenmiştir. Tam mükellef gerçek kişiler açısından bu stopaj (oranı sıfır olsa da) nihai vergi olarak kabul edildiğinden, söz konusu gelirler için gelir vergisi beyannamesi verilmesine de gerek yoktur. Başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmesi durumunda da bu kazançlar beyannameye dahil edilmeyecektir. I. Repo gelirleri Repo, menkul kıymetlerin bu kıymetleri elinde bulunduran kişi ya da kurumlar tarafından geri alma taahhüdü ile satılmasını ifade eder. Bir başka ifade ile portföyünde menkul kıymet bulunan ve nakde ihtiyacı olan kuruluşların nakit ihtiyacını karşılamak amacıyla sahip bulundukları menkul kıymetleri, belli bir faiz üzerinden ve belli bir vade sonunda geri almayı taahhüt ederek satmalarıdır. Repo, işlemin vadesine, faiz oranına, işlemin taraflarına ve anlaşmaya konu olan menkul kıymete ilişkin bilgilerin yer aldığı bir çerçeve anlaşmasına göre yapılmaktadır. Ters repo, ellerinde nakit bulunan kişi ve kuruluşlar tarafından geri satma taahhüdü ile menkul kıymetlerin alınmasıdır. Başka bir ifade ile ellerinde nakit fazlası olan kişilerin, getiri sağlamak amacıyla, belirli bir fiyat üzerinden ve önceden belirlenen vade sonunda geri satmak kaydıyla menkul kıymet almaları olarak tanımlanabilir. GVK’nın geçici 67. maddesinin 4 numaralı fıkrası uyarınca, tam mükellef gerçek kişilerin 2018 yılında elde ettikleri repo gelirleri üzerinden % 15 oranında tevkifat yapılması gerekmektedir. Bu şekilde tevkif suretiyle vergilendirilen gelirleri elde eden tam mükellef gerçek kişilerin ayrıca yıllık beyanname vermeleri veya başka gelirleri dolayısıyla beyanname veriyorlarsa, bu kazançlarını beyannameye dahil etmeleri söz konusu değildir. J. Mevduat faizi ve katılım bankalarınca ödenen kâr payları 1. Yurt içi bankalardan elde edilen faiz ve kâr payları Mevduat hesaplarına yürütülen faizler ile katılım bankalarınca katılma hesaplarına ödenen kâr paylarından yapılan tevkifatın oranı; vadesine, türüne (Döviz veya TL) ve açılış ya da yenilenme tarihine göre değişmektedir. Buna göre bankalar arası mevduat ile aracı kurumların borsa para piyasasında değerlendirdikleri kendilerine ait paralara yürütülen faizler hariç olmak üzere; a. 02.01.2013-30.08.2018 tarihleri arasında (bu tarihler dahil) ve 01.12.2018 tarihinden itibaren açılan veya vadesi yenilenen;
b. 31.08.2018-30.11.2018 tarihleri arasında (bu tarihler dahil) açılan veya vadesi yenilenen;
2 Ocak 2013 tarihinden önce açılan veya vadesi yenilenen vadeli hesaplara 2018 yılında ödenen faiz ve kâr payları ise vadesine ve döviz cinsine bakılmaksızın % 15 oranında tevkifata tabidir. Bu şekilde tevkif suretiyle vergilendirilen gelirleri elde eden tam mükellef gerçek kişilerin ayrıca yıllık beyanname vermeleri veya başka gelirleri dolayısıyla beyanname veriyorlarsa, bu kazançlarını beyannameye dahil etmeleri söz konusu değildir. 2. Yurt dışı bankalardan elde edilen faizler Yurt dışı bankalarda ya da Türkiye’deki bankaların yurt dışındaki şubelerinde bulunan döviz veya TL cinsinden mevduat hesaplarından elde edilen faiz gelirleri üzerinden stopaj yapılmamaktadır. 2018 yılında elde edilen bu gelirler için 1.800 TL’lik beyan sınırı söz konusudur. Faiz geliri bu tutarın altında ise beyan edilmez. Söz konusu beyan sınırını aşan bir gelir elde edilmesi durumunda ise gelirin tamamının beyan edilmesi gerekmektedir. Ancak 1.800 TL’lik beyan sınırının hesabında, bir takvim yılı içerisinde elde edilen ve tevkifata veya istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarının toplamının dikkate alınması gerektiği unutulmamalıdır. K. Borsa para piyasasından (BPP) elde edilen faizler Aracı kurumlar müşterilerine ait nakdi borsa para piyasasında (BPP) değerlendirerek elde ettikleri faiz gelirlerini müşterilerin hesaplarına aktarabilmektedir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (7) numaralı bendi uyarınca, aracı kurumlar arasındaki borsa para piyasasında değerlendirilen paralara ödenen faizler mevduat faizi sayıldığından, söz konusu gelirler üzerinden mevduat faizleri için geçerli olan oranda tevkifat yapılması gerekmektedir. Buna göre gerçek kişilerce, 2018 yılında BPP’den aracı kurumlar vasıtasıyla elde edilen stopaj yoluyla vergilendirilmiş bu gelirler için beyanname verilmesine gerek yoktur. Yani stopaj bireysel yatırımcılar açısından nihai vergi olarak kabul edilmektedir. L. Menkul kıymet yatırım fonu katılma belgelerinden elde edilen gelirler 1. Yerli yatırım fonları Sermaye Piyasası Kanunu’na göre kurulan menkul kıymet yatırım fonlarının (MKYF) katılma belgelerinin elden çıkarılmasından (fona iadesi) elde edilen gelirler “menkul sermaye iradı” olarak kabul edilmektedir. Sürekli olarak portföyünün en az % 51'i BİST’de işlem gören hisse senetlerinden oluşan yatırım fonlarının katılma belgelerinin, tam mükellef gerçek kişiler tarafından bir yıldan fazla süreyle elde tutulduktan sonra satılmasından sağlanan kazançlar tevkifat uygulaması kapsamı dışında tutulmuştur. Bu kazançların beyan edilmesi de söz konusu değildir. Devamlı olarak fon toplam değerinin en az % 80’i, BİST’de işlem gören hisse senetlerinden (MKYO hisse senetleri hariç) oluşan hisse senedi yoğun fonların katılma belgelerinden elde edilen kazançlar üzerinden yapılacak stopajın oranı ise % 0 (sıfır) olarak belirlenmiştir. Tam mükellef gerçek kişilerin, yukarıda belirtilen fonlar dışındaki menkul kıymet yatırım fonu katılma belgelerinden 2018 yılında elde ettikleri kazançlar Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi kapsamında % 10 oranında stopaja tabidir. Stopaj nihai vergi olduğundan, söz konusu kazançlar için ayrıca beyanname verilmesine gerek yoktur. 2. Yabancı yatırım fonları Bireysel yatırımcıların, yurt dışında kurulmuş ve Türkiye’de portföy yatırımı dolayısıyla vergi mükellefiyeti olmayan yatırım fonlarının katılma belgelerinden elde ettikleri kazançların vergilendirilmesi konusunda farklı yorumlar bulunmaktadır. Gelirler Genel Müdürlüğünün vermiş olduğu 31.08.2004 tarihli muktezada, Gelir Vergisi Kanunu’nun yıllık beyanname verilmemesini öngören geçici 55. maddesinde yer alan yatırım fonu katılma belgelerinden elde edilen gelirlerin, Sermaye Piyasası Kanunu’na göre kurulmuş olan ve portföy kazançları üzerinden GVK’nın 94. maddesine göre stopaj yapılan yatırım fonlarına ilişkin katılma belgelerinden elde edilen ve “menkul sermaye iradı” olarak değerlendirilen gelirler olduğu belirtilmiştir. Muktezanın son kısmında ise gerçek kişilerce yabancı yatırım fonları katılma belgelerinin elden çıkarılmasından elde edilen gelirlerin diğer kazanç ve irat olarak vergilendirileceği ifade edilmiştir. Maliye Bakanlığının verdiği bu muktezadaki görüşler çerçevesinde, bireysel yatırımcıların yurt dışında kurulmuş olan yatırım fonlarına ait katılma belgelerinin satışı nedeniyle elde ettikleri kazançların Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80 ve mükerrer 81. maddelerine göre “değer artış kazancı” (alım satım kazancı) olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Buna göre alım satım kazancı; yabancı yatırım fonu katılma belgesinin döviz cinsinden satış tutarının, satış tarihindeki Merkez Bankası döviz alış (MBDA) kuru kullanılmak suretiyle tespit edilen TL karşılığından, döviz cinsinden alış tutarının alış tarihindeki MBDA kuru kullanılmak suretiyle tespit edilen TL karşılığının düşülmesi sonucu tespit edilecektir. Beyan edilmesi gereken kazancın hesaplanması sırasında, maliyet bedeli endekslemeye tabi tutulabilir. Ancak bu işlemin yapılabilmesi için endeks farkının % 10’u aşması gerekmektedir (2006 yılından önce alınmış olanlar için % 10 şartı yoktur). Endeks farkının % 10’un altında kalması durumunda kazanç, satış bedelinden maliyet bedelinin çıkarılması suretiyle hesaplanacaktır. Bu menkul kıymetlerin yukarıdaki gibi hesaplanan satış kazancı için herhangi bir istisna uygulaması söz konusu olmadığından, kazancın (endeksleme yapılabiliyorsa endeksleme sonrası) tutarı ne olursa olsun beyan edilmesi gerekmektedir. 2006 yılından önce alınmış olanlar içinse 27.000 TL’lik bir istisna söz konusudur. Bu tutarın altındaki kazançların beyanı söz konusu değilken, aşması durumunda sadece aşan kısmın beyan edilmesi gerekmektedir. Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır. M. Borsa yatırım fonu katılma belgelerinden sağlanan kazançlar Devamlı olarak fon toplam değerinin en az % 80’i, BİST’de işlem gören hisse senetlerinden (MKYO hisse senetleri hariç) oluşan borsa yatırım fonlarının (hisse senedi yoğun fon) katılma belgelerinden elde edilen kazançlar üzerinden yapılacak stopajın oranı % 0 (sıfır) olarak belirlenmiştir. Tam mükellef gerçek kişilerin, yukarıda belirtilenler dışındaki borsa yatırım fonu katılma belgelerinden 2018 yılında elde ettikleri kazançlar Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi kapsamında % 10 oranında stopaja tabidir. Kesilen verginin (stopaj) oranı ister % 10 isterse de % 0 olsun, bu vergi bireysel yatırımcılar açısından nihai vergi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle söz konusu kazançlar için ayrıca beyanname verilmesine gerek yoktur. Ayrıca başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmiş olsa dahi, bu kazançlar beyannameye dahil edilmeyecektir. N. Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinden sağlanan kazançlar Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi kapsamında banka ve aracı kurumlar, yatırımcıların vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinden elde ettikleri kazançlar üzerinden stopaj yapmak zorundadırlar. Bireysel yatırımcıların, Borsa İstanbul Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasasında (VİOP) veya VİOP dışında (Türkiye’de) banka ve aracı kurum aracılığıyla gerçekleştirdikleri; hisse senetlerine veya hisse senedi endeksine dayalı vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinden 2018 yılında sağladıkları kazançlar % 0 oranında stopaja tabidir. Yukarıda belirtilenler dışındaki kıymetlere dayalı kontratlardan 2018 yılında sağlanan kazançlar üzerinden ise % 10 oranında stopaj yapılması gerekmektedir. Tam mükellef gerçek kişilerce 2018 yılında bir banka veya aracı kurum aracılığıyla, gerek Borsa İstanbul Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasasında, gerekse bu piyasa dışında sağlanan söz konusu kazançlar stopaj yolu ile vergilendirilmiş olduğundan (% 0 veya % 10), tutarı ne olursa olsun yıllık beyanname ile beyan edilmez. Ayrıca başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmiş olsa dahi, bu kazançlar beyannameye dahil edilmeyecektir. VII. Menkul kıymet gelirleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinin beyanı ve ödemesi A. Beyannamenin verileceği vergi dairesi Gelir vergisi açısından temel kural, beyannamenin geliri elde eden gerçek kişinin ikametgâhının bulunduğu yer vergi dairesine verilmesidir. 2018 yılında menkul kıymetlerden elde edilen gelir ve kazançların da, elde edenin başkaca beyana tabi bir geliri yoksa ikametgâhının bulunduğu yer vergi dairesine bir beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir. Başkaca beyana tabi bir gelirinin bulunması durumunda ise bu gelirin beyan edildiği vergi dairesine verilecek olan beyannameye, menkul kıymet gelirleri de dahil edilecektir. Bunun yanında “Hazır Beyan Sistemi” kullanılarak, vergi dairesine gitmeden de beyanname verilmesi mümkündür. 2012 yılından itibaren, kiradan başka beyana tabi geliri olmayan mükelleflerce kullanılabilen “Önceden Hazırlanmış Kira Beyanname Sistemi” yerine 1 Mart 2016 tarihinden itibaren “Hazır Beyan Sistemi”ne geçilmiştir. Buna göre 2018 yılında elde ettiği gelirleri sadece ücret, kira geliri (gayrimenkul sermaye iradı-GMSİ), menkul sermaye iradı (MSİ) ile diğer kazanç ve iratlardan (DKİ) veya bunların birkaçından veyahut tamamından ibaret olan gelir vergisi mükellefleri, bu gelirlerine ilişkin beyannamelerini “Hazır Beyan Sistemi”ni kullanarak internetten verebilmektedirler. Eskiden mükellefiyeti olanların yanında, bu yıl ilk kez mükellefiyet tesis ettirip beyanname verecek olan gelir vergisi mükellefleri de bu sistemden yararlanabilirler. Ücret, kira, MSİ veya DKİ’nin yanı sıra ticari, zirai veya serbest meslek kazancı elde edenlerin Hazır Beyan Sistemi üzerinden beyanname vermeleri mümkün değildir. Sisteme, Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesi (www.gib.gov.tr) üzerinden; güvenlik soruları cevaplandırılarak veya İnternet Vergi Dairesi şifreleri kullanılarak giriş yapabilmektedir. Bu sistem kullanılarak oluşturulan beyannamenin onaylama işlemi, beyannamenin verilmesi gereken kanuni sürenin son günü olan 25 Mart 2019 Pazartesi günü saat 24:00’ten önce tamamlanmalıdır. Onaylanan beyannamelerin içeriğinin doğruluğundan mükellefler sorumludur. Onaylama işlemi sonucu otomatik olarak hazırlanan tahakkuk fişleri mükellefe, vergi sorumlusuna veya bunların beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda iletilmektedir. “Hazır Beyan Sistemi”ne, https://intvd.gib.gov.tr/hazirbeyan/ adresinden ulaşılabilir. B. Beyannamenin verilme zamanı Gerçek kişiler, menkul kıymetlerden elde ettikleri menkul sermaye iradı ve alım satım kazançlarını varsa diğer gelirleri ile birlikte, geliri elde ettikleri yılı izleyen Mart ayının 1-25. günleri arasında yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan etmek zorundadırlar. Buna göre 2018 yılında menkul kıymetlerden elde edilen ve beyan edilmesi gereken gelirlerin 1 Mart 2019 tarihinden başlamak üzere, 25 Mart 2019 Pazartesi gününe kadar beyan edilmesi gerekmektedir. C. Beyanname üzerinde yararlanılabilecek indirimler Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesinde, gelir vergisi matrahının tespitinde, yıllık gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden bazı indirimlerin yapılabilmesine izin verilmiştir. Bu indirim hakkından, 2018 yılına ilişkin beyan edilen gelir ve kazancın türüne bakılmaksızın, gelir vergisi beyannamesi veren tüm mükellefler yararlanabilmektedirler. Söz konusu indirimlerin bazıları aşağıda dikkatinize sunulmuştur: 1. Beyan edilen gelirin % 15’ini ve asgari ücretin yıllık tutarını (2018 yılında 24.354 TL) aşmamak şartıyla; mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortalarına ödenen primlerin % 50’si ile ölüm, kaza, hastalık, sağlık, engellilik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primleri. Bu primlerin indirim olarak dikkate alınabilmesi için bazı koşullar mevcuttur. Bunlar:
2. Beyan edilen gelirin % 10’unu aşmaması, Türkiye’de yapılması ve gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi şartıyla, mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim ve sağlık harcamaları, 3. Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler ile kamu yararına çalışan dernekler ve Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflara yıllık toplamı beyan edilecek gelirin % 5’ini (kalkınmada öncelikli yöreler için % 10) aşmamak üzere, makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar, 4. Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin ve Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı, 5. Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı, 6. Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyalarına makbuz karşılığı yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamı. 7. İktisadi işletmeleri hariç Türkiye Kızılay Derneği’ne ve Türkiye Yeşilay Cemiyeti’ne makbuz karşılığı yapılan nakdî bağış ve yardımların tamamı. D. Gelir vergisi oranı Gelir vergisi artan oranlı bir vergidir. 2018 yılında elde edilen gelirlerle ilgili olarak 1-25 Mart 2019 tarihleri arasında beyanname verilmesi durumunda, verginin aşağıdaki gelir vergisi tarifesine göre hesaplanması gerekmektedir. (Ücret gelirleri hariç)
Beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinin ilk taksitinin Mart ayının sonuna, ikinci taksitinin ise Temmuz ayının sonuna kadar olmak üzere iki eşit taksitte ödenmesi gerekir. Buna göre 2018 yılına ilişkin beyan edilen gelirler üzerinden hesaplanan gelir vergisinin;
kadar ödenmesi gerekmektedir. F. Verginin ödenebileceği yerler Menkul kıymet gelirleri ile ilgili yıllık beyanname verilmesi durumunda, beyanname üzerinde hesaplanan gelir vergisi;
ödenebilir. G. Verginin zamanında ödenmemesinin sonuçları Vergi Usul Kanunu’nun 111. maddesinde, vergilerin özel kanunlarında gösterilen zamanlarda ödeneceği hükme bağlanmıştır. Taksitlerden birinin veya tamamının zamanında ödenmemesi durumunda, alacaklı vergi dairesi mükellefe bir ödeme emri göndererek, 15 günlük süre içinde borcunu ödemesini ister. Borcun bu süre içinde de mükellef tarafından rızaen ödenmemesi halinde, vergi dairesi 6183 sayılı Kanun’un kendisine verdiği cebren tahsil yetkisini kullanarak alacağını tahsil edecektir. Vergi alacağının normal ödeme zamanı (vade) geçtikten sonra tahsil edildiği durumlarda, 6183 sayılı Kanun hükümleri gereğince 05.09.2018 tarihinden itibaren aylık % 2 oranında gecikme zammı ayrıca tahsil edilmektedir. Yıllar itibarıyla uygulanan aylık gecikme zammı oranlarına Rehber’in “IX. Pratik bilgiler-2018” bölümünde “10. Gecikme zammı ve gecikme faizi oranları” başlığı altında yer verilmiştir. H. Beyanname verilmemesi veya gelirin eksik beyanı halinde uygulanacak yaptırımlar Beyan edilmesi gereken gelirlerin beyan edilmediğinin tespit edilmesi durumunda; 1. Beyan edilmemiş ve ödenmemiş olan vergi aslı, 2. Normal vade tarihinden ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihine kadar gecikme zammı oranında hesaplanacak gecikme faizi, 3. Vergi aslının bir katı tutarında vergi ziyaı cezası, tahsil edilmektedir. I. Yapılan cezalı tarhiyatlar karşısında mükelleflerin müracaat yolları Menkul kıymetlerden elde ettikleri gelirleri hiç beyan etmediği ya da noksan beyan ettiği iddiasıyla hakkında cezalı tarhiyat yapılan mükelleflerin başvurabilecekleri yollar üç grupta toplanabilir.
Uzlaşmanın vaki olması (gerçekleşmesi) halinde, mükellef üzerinde uzlaşılan vergi ve cezaya karşı dava açamaz. Uzlaşmanın vaki olmaması halinde ise buna ilişkin tutanağın mükellefe tebliğinden itibaren 15 gün içinde yetkili vergi mahkemesinde dava açılabilir. Bu durumda dava açma süresi geçmiş veya 15 günden az kalmış ise bu süre tutanağın tebliği tarihinden itibaren 15 gün olarak uzar. J. Zamanaşımı Zamanaşımı Kanun’da, süre geçmesi dolayısıyla vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmıştır. Verginin ilgili olduğu yılı takip eden yılın başından başlayarak 5 yıl içerisinde hesaplanarak mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğramaktadır. Örneğin 2018 yılında elde edilmiş olmakla beraber 2019 yılı Mart ayında beyannameye dahil edilmesi gereken bir gelirin beyan edilmediğinin tespit edilmesi durumunda, bu gelir üzerinden ödenmesi gereken verginin vergi dairesi tarafından 31 Aralık 2023 tarihine kadar tarh edilerek, mükellefe tebliğ edilmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle mükellefler zamanaşımı süresi içinde, yani geliri elde ettikleri tarihi izleyen yılbaşından itibaren beş yıl süre ile vergi incelemesine maruz kalabilirler. VIII. Menkul kıymet gelirlerinin vergilendirilmesine ilişkin örnekler Örnek 1: Mevduat faizi, tahvil ve hisse senedi satış kazancı ile eurobond kupon faizi Mükellef (A);
Çözüm
Döviz cinsinden ihraç edilen eurobondlardan (hangi tarihte ihraç edilmiş olursa olsun), elde edilen kupon faizine (menkul sermaye iradı) enflasyon indirimi uygulanamaz. Kupon faiz geliri, kuponun tahsil edildiği tarihteki T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru esas alınarak Türk Lirasına çevrilir. Bu şekilde hesaplanan tutar 2018 yılı için 34.000 TL olarak belirlenmiş olan beyan sınırını aştığı takdirde tamamının beyan edilmesi gerekir.
Yatırım fonu ve repo geliri ile tahvil alım satım kazancı ve yurt dışı banka mevduat faizi Mükellef (B);
Çözüm
2018 yılında stopaj yolu ile vergilendirilmiş olmak koşuluyla; repo gelirleri ile menkul kıymet yatırım fonu katılma belgelerinin elden çıkarılmasından (fona iade) sağlanan kazançlar, tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyecektir. Bireysel yatırımcılar açısından stopaj nihai vergidir.
1 Ocak 2006 tarihinden sonra ihraç edilen Hazine bonosu ve Devlet tahvillerinden elde edilen alım satım kazançları üzerinden, kazancın sağlanmasına aracılık eden banka ve aracı kurumlar tarafından % 10 oranında stopaj yapılmaktadır. Bu stopaj bireysel yatırımcılar açısından nihai vergi olup, sağlanan gelir ve kazancın ayrıca beyan edilmesine gerek yoktur.
Yurt dışı bankalarda ya da Türkiye’deki bankaların yurt dışındaki şubelerinde bulunan döviz veya TL cinsinden mevduat hesaplarından elde edilen faiz gelirleri stopaja tabi değildir. 2018 yılında elde edilen bu gelirlerin 1.800 TL’lik beyan sınırını aşması halinde tamamının yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Mevduat faizi, repo, hisse senedi satış kazancı ve Devlet tahvili kupon faizi (C)’nin 2018 yılında elde ettiği gelirler aşağıdaki gibidir.
Buna göre (C) tarafından yukarıdaki gelir ve kazançlar dolayısıyla gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir. Örnek 4: Kira sertifikalarından elde edilen kâr payları Mükellef (D) tam mükellef bir varlık kiralama şirketi tarafından yurt dışında ihraç edilen 2 yıl vadeli kira sertifikalarından 07.09.2018 tarihinde 6.000 USD brüt kâr payı elde etmiştir. Bu tutar üzerinden işleme aracılık eden banka tarafından % 7 oranında (420 USD) tevkifat yapılmış ve net tutar olan 5.580 USD mükellef (D)’nin hesabına yatırılmıştır. Çözüm
Tam mükellef bir varlık kiralama şirketi tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikasından, mükellef (D)’nin 2018 yılında elde ettiği brüt 39.517,80 TL tutarındaki kâr payı geliri, 2018 yılı için belirlenmiş olan 34.000 TL’lik beyan sınırını aştığından tamamının beyan edilmesi gerekmektedir. Beyan edilen gelir üzerinden hesaplanan vergiden, bu gelirler üzerinden tevkif suretiyle ödenmiş olan vergiler de düşülebilmektedir.
Menkul sermaye iradı ve kira gelirinin beyanı Mükellef (E) 2017 yılı başında satın aldığı gayrimenkulü aynı yıl işyeri olarak bir şirkete kiraya vermiş, 2017 yılında elde ettiği kira gelirini beyan ederken “götürü gider” yöntemini kullanmıştır. 2018 yılı için söz konusu işyerinin kirası aylık brüt 2.600 TL olarak belirlenmiş olup, kiracı tarafından her ay kira üzerinden % 20 oranında (520 TL) tevkifat yapılmış ve (E)’ye aylık net 2.080 TL kira ödenmiştir. Mükellef (E) ayrıca 2018 yılında BİST’de işlem gören hisse senetlerinden 11.900 TL net temettü almıştır. 11.900 TL’lik net tutar, temettü dağıtan kurum tarafından brüt temettü üzerinden % 15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapıldıktan sonra kalan tutardır. Mükellef (E)’nin beyana tabi başka geliri yoktur. Çözüm Beyan edilecek menkul sermaye iradının tespiti Net temettü tutarından, brüt temettü tutarı aşağıdaki formüle göre hesaplanmaktadır:
Beyan edilecek gayrimenkul sermaye iradının tespiti Mükellefler tarafından 2018 yılında elde edilen brüt kira geliri 31.200 TL’dir (2.600 x 12).
Beyan sınırı ile karşılaştırma
Yukarıdaki hesaplamadan da görüleceği üzere, brüt temettü gelirinin yarısı (7.000 TL) veya brüt işyeri kira geliri (31.200 TL) tek tek bakıldığında 2018 yılı için geçerli olan beyan sınırının (34.000 TL) altında olmasına rağmen, beyan edilip edilmeyeceklerinin tespiti sırasında, bu gelirlerin toplamının dikkate alınması gerekmektedir. Buna göre 38.200 TL, 34.000 TL’lik beyan sınırını aştığından, bu iki gelirin toplamının beyan edilmesi gerekmektedir. Beyan edilecek gelir ve ödenecek vergi hesabı
IX. Pratik bilgiler - 2018 1. Ücret dışındaki gelirlere uygulanacak gelir vergisi tarifesi
2. Ücret gelirlerine uygulanacak gelir vergisi tarifesi
3. Tevkifata tabi tutulmuş menkul sermaye iratlarında beyan sınırı
4. Tevkifata ve istisnaya konu olmayan menkul sermaye iratlarında beyan sınırı
5. Enflasyon indirim oranı
(1 Ocak 2006 tarihinden önce ihraç edilen veya satın alınan menkul kıymetler)
7. Yeniden değerleme oranları
8. Yıllık asgari ücret tutarları
10. Gecikme zammı ve gecikme faizi oranları
Kaynak, https://www.vergidegundem.com |