Kurumlar vergisi beyan dönemi hatırlatmaları |
05 Nisan 2019 | |
1 Nisan itibariyle başlayan kurumlar vergisi beyan dönemi, 29.03.2019 tarih ve 115 sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleri ile belirlenen takvim çerçevesinde 30 Nisan akşamı sona erecek. Dolayısıyla beyannamenin hazırlanmasında dikkat edilecek bazı konuları tekrar hatırlatmakta yarar var. Beyannamenin süresinde verilmesi Beyannamenin yasal süresi içinde verilmesi birçok yönüyle önemli. Beyannamenin yasal süresinde verilmemesinin usulsüzlük cezası yanında başka sonuçları da olabilir. Beyannamenin zamanında verilmemesi örneğin;
ortadan kaldırabilir. Beyannamenin tam olarak doldurulması Beyannamede yer alan doldurulması gereken bütün alanlar mutlaka doldurulmalıdır. Özellikle istisnalara ve zararlara ilişkin satırların doldurulması önemlidir. Kazanç olmasına rağmen indirim ve istisnalardan yararlanılmaması, bu hakları geri getirilemez şekilde yok edebilir. Kullanılmayan bazı hakların, ne beyanname sonradan düzeltilerek ne de sonraki yıllarda kullanımı olanaklı olmayabilir. Zarar mahsubunda şekil şartlarına dikkat Geçmiş yıl zararlarının mahsubu, beş yıllık süre sınırlaması yanında;
şartlarına bağlıdır. Bu şekli koşullar nedeniyle;
yarar vardır. Ayrıca, kazanç varsa zarar mahsup hakkı mutlaka kullanılmalıdır. Gelir İdaresi, mahsup hakkı kullanılmamışsa bu haktan vazgeçildiği ve mahsup edilmeyen zararın bir daha mahsup olanağının olmadığı görüşündedir. Her ne kadar tersi yönde verilmiş yargı kararları varsa da, gereksiz risk almamak için bu konuya dikkat edilmelidir. Taşınmaz ve iştirak hissesi satanlarda kazanç fona alınmalıdır Kanun’da yer alan şartlar çerçevesinde, taşınmaz ve iştirak hissesi satışından elde edilen kazançların taşınmaz satışlarında % 50’si, iştirak hissesi satışlarında % 75’ikurumlar vergisinden müstesnadır. Yasa gereği, satıştan elde edilen kazancın istisnadan yararlanan kısmının, pasifte özel bir fon hesabına alınması gerekmektedir. Fon hesabına alınma işleminin, beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması gerektiği unutulmamalıdır. Yurtdışı inşaat işlerinden sağlanan kazançlar için kayıt Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına aktarılan kazançlar kurumlar vergisinden istisnadır. İstisnadan yararlanmak için, yurt dışında yapılan kapsamdaki işlerden sağlanan kazançların Türkiye’ye getirilmesi zorunluluğu yoktur. Ancak kazancın Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi unutulmamalıdır. Yenileme fonuyla ilgili üç konuya dikkat Sabit kıymetlerin satışından elde edilen kâr, istenirse yeni sabit kıymet alımında kullanılmak üzere, üç yıl süreyle bir karşılık hesabında bekletilebiliyor. Bunun için sabit kıymetin yenilenmesinin zorunlu olması veya işletmeyi yönetenlerce bu konuda karar verilmiş olması gerekiyor. 2018 yılında sabit kıymet satıp oluşan kârı yenileme fonuna koyacak kurumların iki işlemi yapmaları gerekiyor. Birincisi, yöneticilerin karar vermesi. Bunun için belirlenmiş bir süre sınırı yok. Satıştan önce karar verilebileceği gibi, beyannameyi verme süresinin sonuna kadar da böyle bir karar alınabilir. İkincisi satıştan doğan kârın yenileme fonuna alınması. Bu da beyanname verme süresi içinde yapılabilir. Dikkat çekmek istediğim bir başka konu, yenileme fonuna alınmış kârın üç yıl içinde kullanılmamış olması durumunda, üçüncü yılın vergi matrahına eklenmesi gerektiği. Üç yıl önce ayrılmış yenileme fonu olan ve bu fonu kullanmayan işletmelerin, söz konusu kârı vergi matrahına eklemeyi unutmamaları gerekiyor. Yurt dışı iştirak ve şube kazançları Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre; a) Yurt dışı iştirak kazançları;
b) Yurt dışı şube kazançları;
koşullarıyla, kurumlar vergisinden müstesna. Öte yandan, 18 Mayıs 2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7143 sayılı Kanun ve 48 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı çerçevesinde; tam mükellefiyete tabi kişi ve kurumların, 30 Nisan 2019 tarihine kadar elde ettikleri;
kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumların, 30 Haziran 2019 tarihine kadar tasfiyesinden doğan kazançları, 30 Haziran 2019 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmek şartıyla gelir ve kurumlar vergisinden müstesna. 7143 sayılı Kanun’da yer alan istisna düzenlemesi, Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yer alan düzenlemede yer alan koşulları, kazancın transferi dışında aramıyor. Dolayısıyla 7143 sayılı Kanun’un kapsadığı dönemde elde edilen kazançlar için bu Kanun’dan, kapsamadığı dönemde elde edilen kazançlar için de Kurumlar Vergisi Kanunu hükümlerinden yararlanmak mümkün. Elbette istenen koşullar sağlanabiliyorsa. Özetle, 2018 yılında yukarıda sayılan dört kazanç unsurundan birisini elde eden kurumların, istisna koşullarını yeniden test etmeleri ve halen getirmedilerse söz konusu kazancı, 30 Nisan 2019 tarihine kadar Türkiye’ye transfer etmiş olmaları gerekiyor. Taşınmaz ve iştirak satış kazançları Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre, iştirak hissesi satışından elde edilen kazançların % 75’i, taşınmaz satışından elde edilen kazancın % 50’si, belli koşullarla kurumlar vergisinden müstesna. İstisna uygulamasında dikkat edilecek önemli bazı konuları hatırlatalım:
gerekiyor. Serbest bölgelerde elde edilen kazançlar Serbest Bölgeler Kanunu’nun geçici 3. maddesine göre;
kurumlar vergisinden müstesna. 24 Şubat 2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6772 sayılı Kanun’la Serbest Bölgeler Kanunu’nda yapılan değişiklikle, serbest bölgelerde bakım, onarım, montaj, demontaj, elleçleme, ayrıştırma, ambalajlama, etiketleme, test etme ve depolama hizmetleriyle uğraşanların, bu faaliyetlerden elde ettikleri kazançlar da kurumlar vergisinden müstesna tutuldu. Serbest bölge faaliyetlerinden doğan alacaklara ilişkin kur/vade farkı gelirleri istisna kapsamında. Bölge faaliyetlerinden elde edilen hâsılatın, bu faaliyetler için yapılacak ödemelerde kullanılıncaya kadar geçici olarak değerlendirilmesi sonucu elde edilen faiz ve repo gelirleri için de istisnadan yararlanılabilir. Bunun dışında, serbest bölgelerde elde edilmiş olsa dahi faiz, repo ve benzeri faaliyet dışı gelirler istisna kapsamında değerlendirilmiyor. Teknoloji geliştirme bölgelerinde elde edilen kazançlar Teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren kurumların, bölgedeki yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar kurumlar vergisinden müstesna. İstisna uygulamasında şu konulara dikkat edilmelidir:
Recep Bıyık https://www.pwc.com.tr
|