Maliyeciler, 'getir defterleri' deyince benim de ayağım titriyor (24.09.08) |
24 Eylül 2008 | |
Türkiye ekonomisindeki sorunların başında kayıt dışı ekonomi geliyor. Siyasetçilerden iş dünyası temsilcilerine kadar istisnasız herkesin şikâyetçi olduğu kayıt dışılık konusunda bir türlü mesafe alınamıyor. Ekonominin yarısını oluşturduğu belirtilen kayıt dışılık, İstanbul ili oda/borsa ortak meclis toplantısında konuşan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun da gündemindeydi. Türkiye'de iki çıpayı ortaya koymak gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, bunları 'güçlü ekonomi ve kaliteli demokrasi' olarak sıraladı. İkisinin birbirinin vazgeçilmezi olduğunu vurgulayan Birlik Başkanı, kayıt dışı ekonomi bitmeden kaliteli demokrasinin yakalanamayacağını dile getirdi. Bu konuda iğneyi hem iş dünyasına hem kamuya batıran Hisarcıklıoğlu, "Hesap veremeyen hesap soramaz. Hesap veremeyen hesap soramazsa kaliteli demokrasi de olmaz. Hep beraber kayıt dışı belasını bitirmek durumundayız." diye konuştu. Salondaki işadamlarına "Yarın bir sarı zarf geldiği, 'getir defterleri' dedikleri zaman ayağı titremeden getiren kim var arkadaş?" diye soran TOBB Başkanı, şunları aktardı: "Salonda 1-2 tane parmak kalkıyor. Hep böyle. Defterdarlıktan veya Gelir İdaresi'nden 'getir defteri' dediği zaman rahatlıkla, göğsünü gererek defterini götürebilecek kimse var mıdır? Yok. Bana da sorsan benim de ayağım titriyor. Bu, sadece bizim belamız değil, Türkiye'nin tamamının belası." İstanbul Ticaret Odası, İstanbul Sanayi Odası, İstanbul Ticaret Borsası ve Deniz Ticaret Odası'nın Çırağan Sarayı'nda iftar yemeğinin ardından gerçekleştirilen ortak Meclis toplantısında konuşan TOBB Başkanı, yılda toplam 240 bin kilometre yol kat ettiğini söyledi. Son dönemde herkesin "Başkan, ABD'de ne oluyor?" sorusunu kendisine yönelttiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, eskiden ABD ekonomisiyle ilgilenilmediğini belirterek, "Şimdi ABD ekonomisi azıcık çalkalanmaya başladı, bütün dünya 'Aman ABD'ye bir şey olmasın.' diye dua ediyor." diye konuştu. TOBB Başkanı'na göre, 2000 yılında 500 milyar dolar olan hedge fonlar geçen yıl 2 trilyon dolara, 20 trilyon dolar olan türev ürünleri ise 120 trilyon dolara yükseldi. Oysa küresel ekonominin büyüklüğü 60 trilyon dolar. Likidite krizine değinen Hisarcıklıoğlu, "Olmayan bir paraydı. Olmayan bir zenginliği ortaya çıkarttık. Bunun sıkıntısını dünya yaşıyor." şeklinde konuştu. Hisarcıklıoğlu'na göre, artık düşük faiz ve yüksek likidite döneminin sonuna gelindi. Tüm dünyada büyümenin düşmesi bekleniyor. Serbest piyasa ekonomisi dönemi sona erdi, kurallı piyasa dönemine giriliyor. 'Bereket kayboldu, artık huzur istiyoruz' Başbakan Erdoğan'ın ekonomiye ilişkin açıklamalarını çok olumlu bulduklarını aktaran Hisarcıklıoğlu, "Sayın Başbakan'ımızın dünya ekonomisi bu krizde iken, Türkiye ekonomisi ile ilgili yapmış olduğu toplantıda belirtmiş olduğu hususlar, Türkiye'de tamamıyla devletin bu işin farkında ve bu işin üzerinde olduğunu gösteren noktalar." dedi. Başbakan'ın mali disipline sahip çıkacaklarını ifade ettiğini hatırlatan Hisarcıklıoğlu, hükümetin mali disiplini sonuna kadar koruyacağını söylemiş olmasının, kamunun üzerindeki riski azaltan bir unsur olduğunu vurguladı. 2007'nin başında Cumhurbaşkanlığı seçimiyle başlayan sürece de işaret eden TOBB Başkanı, "Evin içinde kavga başladı. Büyüme düştü. Ekonomi bereketini kaybetti." dedi. Bir sloganları olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, "Güneş girmeyen eve hastalık girer. Büyüme olmayan ekonomide ise işsizlik, yoksulluk, huzursuzluk ve kavga olur." diye konuştu. Hisarcıklıoğlu, huzur olmadan ticaretin, ticaretin olmadığı yerde de zenginliğin olmadığını savunarak, şunları aktardı: "Artık huzur istiyoruz. Huzur olmazsa yatırım olmaz. Ancak huzur ortamında istihdam sağlanır, ticaret gelişir." Gemi inşa sanayiinde bahar bitti, kışa girdik İstanbul oda/borsa ortak meclis toplantısında Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan da söz aldı. Son yıllarda altın günlerini yaşayan gemi inşa sanayiinde çok ciddi bir duraksamayla karşı karşıya bulunduklarını belirten Kalkavan, "Son 15 gündür dünya piyasalarında yaşanan hadise de arkamızdan geldi. Biz de konvoya katıldık. Bir ayda sadece 8 sipariş geldi. Bizim için bahar bitti, kışa girdik." dedi. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Tanıl Küçük ise dünya ekonomisinin 'lokomotifi' konumundaki ABD ekonomisinde yaşanan krizden Türkiye ekonomisinin de bir şekilde etkilenebileceğini söyledi. Özellikle krizin Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı olan AB ülkelerine sıçramasının, muhtemel olumsuz etkileri daha yakından hissetmelerine yol açabileceğini belirten Küçük, küresel piyasalardaki krizin geçen yaz patlak verdiğini, dalga dalga devam edeceğinin belli olduğunu, ancak Türkiye'nin zamanı yeteri kadar iyi değerlendiremediğini savundu. Oda Başkanı Küçük, "2007 yılını tamamıyla seçimlerin ve siyasi krizlerin ağırlığında geçirdik. Ekonomi birinci gündem maddesi olamadı. Ekonomi adeta unutuldu. Yine siyaset ön plana çıktı. Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti'ye yönelik kapatma davasını karara bağlamasıyla iş dünyası olarak artık ekonominin ele alınacağı ümidi ve beklentisi içine girmiştik. Ne yazık ki ümitlerimiz yine boşa çıktı. Türkiye artık siyasetin toz dumanından bir an önce sıyrılmalı, süratle ekonomiye odaklanmalıdır." şeklinde konuştu. İstanbul Ticaret Borsası Başkanı N. Ekrem Basmacı ise 30 Eylül'de 89 yaşına gireceğini dile getirdi. |