Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Bordrolardaki İmzanın İşçiye Ait Olmaması (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi Kararı E: 2016/3057) PDF Yazdır e-Posta
30 Temmuz 2019

T.C

YARGITAY

22. Hukuk Dairesi

Esas No: 2016/3057

Karar No: 2019/36

Tarihi: 07.01.2019

• BORDROLARDAKİ İMZANIN İŞÇİYE AİT OLMAMASI

• İMZA İŞÇİYE AİT OLMAYAN BORDROLARDA GÖSTERİLİP BANKAYA YATIRILAN FAZLA ÇALIŞMALARIN MAHSUP EDİLECEĞİ

• İŞÇİNİN İMZASINI TAŞIYAN BORDROLARDA FAZLA ÇALIŞMANIN GÖSTERİLMESİ HALİNDE AKSİ EŞDEĞER YAZILI DELİLLE KANITLANMADIKÇA BU DÖNEMLERİN FAZLA ÇALIŞMA HESABINDAN DIŞLANMASININ GEREKMESİ

ÖZETİ Fazla çalışma ücret alacağı yönünden, davacı haftada kaç saat fazla çalışma yaptığını belirleyebilmekte ise de hakimin hesaplanan miktardan hangi oranda takdiri indirim yapacağını bilebilecek durumda değildir. Bu sebeple, fazla çalışma ücret alacağı belirsiz alacak davasına konu edilebilir.

Fazla çalışma alacağının belirsiz alacak davasına konu edilebilecek nitelikte alacak olduğu ve davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı anlaşılmakla mahkemece davanın kısmi dava olarak görülmesi ve davanın açılması ile alacağın tamamına ilişkin zamanaşımı süresi kesildiğinden, 6100 sayılı Kanun‘un 107/2. maddesi gereğince talebin arttırılması ıslah olarak nitelendirilip ıslaha karşı zamanaşımı def’inin dikkate alınması isabetli olmamıştır. Talep artırım dilekçesi ile talep edilen miktarlar zamanaşımına uğramayacağından, bu miktarlara göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi B. Çavdar Çakır tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin 27/03/2013 tarihinde yapmış olduğu iş sözleşmesi ile davalı şirkete ait Çankırı Merkez’de bulunan işyerinde çalışmaya başladığını ve sözleşmenin usulsüz ve haksız olarak feshedildiği tarih olan 11/10/2014 tarihine kadar çalıştığını ileri sürerek ödenmediğini iddia ettiği kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının 27/03/2013-11/10/2014 tarihleri arasında davalı müvekkil şirketin çeşitli şantiyelerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile aşçı olarak çalıştığını, iş akdinin haklı olarak feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatını hak etmediğini, işyerinde günlük çalışma saatini aşan bir süre çalışmasının bulunmadığını, fazla mesai yapılması durumunda bunun karşılığının ödendiğini, ücret bordrolarında fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin ödendiğinin görüleceğini, ücretlerin banka kanalıyla ödendiğini, davacının bordroları itiraz etmeksizin imzaladığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücret alacaklarının reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

1– Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davacı işçinin fazla çalışma ücretinin hesaplanması noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen alacakların ödendiği varsayılır.

Fazla çalışma yapıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, bu çalışmaların yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir.

İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir. Aynı ilkeler hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacakları için de geçerlidir.

Somut olayda, imzalı ücret bordrolarının dosyaya sunulduğu ve bazı aylarda fazla mesai tahakkuklarının olduğu ve banka kayıtlarına göre ödendiği görülmüş ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda banka kayıtlarında da ödendiği görülen fazla mesai ücretleri yapılan hesaplamadan mahsup edilmiştir. Davalı tarafça dosyaya sunulan davacı imzasını içeren bordrolardaki imzalara davacı tarafça itiraz edilmiştir. Ancak Mahkemece, imzaya itiraza dair ön sorun açıklığa kavuşturulmadan eksik incelemeyle karar verilmiştir. Mahkemece yapılacak iş bu konuda imza incelemesi yaptırılarak rapor almak ve sonucuna göre yukarıda belirtilen ilkeler ışığında değerlendirme yaparak, davacının eli ürünü olmadığı sabit olan bordrolara itibar edilmemeli ancak yapılan fazla mesai tahakkukları banka kanalı ile ödendiğinden ilgili ödemeler mahsup edilerek hesaplama yapılmalıdır. İtibar edilen bordrolarda ise bu aylarda fazla mesai tahakkuklarından daha fazlasında çalışıldığı yazılı belge ile ispat edilebileceğinden, tanık beyanı ile ispat edilemeyeceğinden bu aylar dışlanmak suretiyle hesap yaparak çıkacak sonuca göre hüküm kurmaktır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

 

SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.