Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Bordrolarda Gösterilen Ücretin Gerçeği Yansıtmaması(Yargıtay 22. Hukuk Dairesi Kararı E: 2016/4449) PDF Yazdır e-Posta
01 Ağustos 2019

T.C

YARGITAY

22. Hukuk Dairesi

Esas No: 2016/4449

Karar No: 2019/18

Tarihi: 07.01.2019

• ÜCRET

• BORDROLARDA GÖSTERİLEN ÜCRETİN GERÇEĞİ YANSITMADIĞI ŞÜPHESİNİN OLDUĞU DURUMLARDA ÜCRET ARAŞTIRMASININ YAPILMASININ GEREKMESİ

ÖZETİ: Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.

İş sözleşmesinin tarafları, asgari ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez

Bordroda davacının son aylık ücreti asgari ücret üzerinden düzenlenmiştir. Davacı tanıkları ve davalı tanığı maaşlarının asgari ücret kısmının banka aracılığı ile ödendiğini, asgari ücreti aşan kısmın ise elden ödendiğini doğrulamıştır. Mahkemece davacının ücreti; bilirkişi raporu doğrultusunda iki asgari ücret miktarı olarak kabul edilmiştir. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.

DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi F. Zencirkıran Güral tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 08/05/2006-08/11/2013 tarihleri arasında operatör ve ustabaşı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız ve tek taraflı olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil alacağı, izin ve ücret alacağını istemiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının devamsızlık yaptığını ve iş sözleşmesinin kendisi tarafından feshedildiğini, asgari ücret ile çalıştığını, ücretin bordrolara yansıtılarak banka kanalı ile ödendiğini, hak kazandığı tüm ücretlerin ödendiğini, mevsimsel koşullar dikkate alındığında çalışılmayan aylarda izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.

Gerekçe:

1 Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu‘nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.

Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.

İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez.

Ayrıca; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26. maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Somut olayda, davacı greyder operatörü olarak aylık 5300 TL ücret aldığını, asgari ücret kısmının banka kanalı ile kalanının elden ödendiğini iddia etmiştir. Davalı ise davacının asgari ücret ile çalıştığını savunmuştur. Bordroda davacının son aylık ücreti asgari ücret üzerinden düzenlenmiştir. Davacı tanıkları ve davalı tanığı maaşlarının asgari ücret kısmının banka aracılığı ile ödendiğini, asgari ücreti aşan kısmın ise elden ödendiğini doğrulamıştır. Mahkemece davacının ücreti; bilirkişi raporu doğrultusunda iki asgari ücret miktarı olarak kabul edilmiştir. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verilmesi isabetsiz olup bu husus bozmayı gerektirmiştir

Sonuç:

 

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 07.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.