Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yurt dışı mukimi firmalardan alınan hizmet karşılığı ödenen komisyon bedellerinin vergilendirilmesi PDF Yazdır e-Posta
24 Ekim 2019

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Kdv - Ötv Grup Müdürlüğü

Sayı : 39044742-130[Özelge]-E.900225

Tarih: 24.10.2019
 
Konu :Yurt dışı mukimi firmalardan alınan hizmet karşılığı ödenen komisyon bedellerinin vergilendirilmesi.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; Şirketinizin Libya'da yazılım ve donanım satışı yaptığı, bunun için yine aynı ülkede yerleşik bir firmadan müşteri bulunması noktasında hizmet alındığı ve ücret ödemesinin banka kanalıyla yapılarak karşılığında aracılık hizmet komisyon faturasının firma tarafından düzenlendiği ve hizmet alımının tamamıyla yurt dışında gerçekleştiği belirtilerek söz konusu müşteri bulma hizmetinin vergi mevzuatı açısından nasıl değerlendirilmesi gerektiği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6'ncı maddesinde kurumlar vergisinin, Kanunun 1'inci maddesinde yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8'inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40'ıncı maddesinde safi kazancın tespitinde indirilecek giderler bentler halinde sayılmış olup, anılan maddenin (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.

Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında sayılan kanunen kabul edilmeyen giderler dışında kalan ticari organizasyona bağlı olarak yapılan giderlerdir ve bunlara işletme gideri de denilebilir. Bir masrafın genel gider adı altında masraf yazılabilmesi için, genel giderlerin ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması, masrafla iş arasında açık, güçlü bir illiyet bağının mevcut olması, giderin keyfi olmaması ve masrafın işin önemi ölçüsünde yapılmış bulunması gerekmektedir.

Aynı Kanununun 3'üncü maddesinin ikinci fıkrasında; birinci maddede yazılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye içinde bulunmayanların, yalnız Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış, üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyet mevzuuna giren kurum kazancının hangi kazanç ve iratlardan oluştuğu belirtilmiştir. Anılan maddenin 3'üncü fıkrasının (a) bendinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun Türkiye'de bir işyeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticari kazançların dar mükellefiyet konusuna giren kurum kazancı olarak vergilendirileceği hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 30'uncu maddesinde, dar mükellefiyete tâbi kurumların maddede bentler halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı belirtilmiş olup ticari kazanç kapsamındaki ödemelerden ise kurumlar vergisi kesintisi yapılacağına ilişkin bir hükme yer verilmemiştir.

Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 37'nci ve 5l'inci maddeleri ile tavassut (aracılık) işi ticari kazanç kapsamında değerlendirilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; yurt dışındaki firma tarafından, şirketlerine verilen komisyonculuk hizmeti ticari faaliyet kapsamında bulunduğundan, Kurumlar Vergisi Kanununun 30'uncu maddesine istinaden dar mükellefiyete tabi kurumlara, ticari faaliyet kapsamında olması şartıyla yapılan ödemelerden tevkifat yapılmayacağı belirtilmiştir.

Ayrıca, yurt dışında mukim şirketin Türkiye'de işyeri veya daimi temsilcisi bulunmaması halinde, söz konusu ticari kazancın Türkiye'de vergilendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Buna göre, şirketinizin yazılım ve donanım satışı faaliyetine ilişkin giderlerin ticari faaliyetle ilgili olarak, işin önem ve genişliği ile orantılı olması ve Vergi Usul Kanununun 229 ve takip eden ilgili maddelerinde yer alan belgelerden biri ile tevsik edilmesi şartıyla, Gelir Vergisi Kanununun 40'ıncı maddesinin (1) numaralı bendi kapsamında kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkündür.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı KDV Kanununun;

1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

4/1 inci maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

6/b maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

hüküm altına alınmıştır.

60 No.lu KDV Sirkülerinin "1.1.1. Yurt dışındaki İşlemler" bölümünde; KDV Kanununun 1 ve 6 ncı maddelerine göre, yurt dışında gerçekleşen mal teslimleri ile yurt dışında ifa edilip yine yurt dışında yararlanılan hizmetler KDV'nin konusuna girmemektedir. Türkiye'de yapılmayan işlemin bedeli üzerinden KDV hesaplanması veya böyle bir işlemin Kanundaki herhangi bir istisna hükmü ile ilişkilendirilmesi söz konusu değildir.

Buna göre, Türkiye'deki bir mükellefin;

-Yurt dışındaki bir firmanın doğrudan yurt dışındaki başka bir firmaya (mallar Türkiye'ye gelmeksizin) yapacağı teslimlere ilişkin olarak verdiği aracılık hizmeti,

-Yurt dışındaki bir firmanın mallarının, yine yurt dışındaki bir başka firmaya pazarlanmasına yönelik olarak yurt dışında verdiği satış komisyonculuğu hizmeti,

Türkiye'de ifa edilmediğinden veya bu hizmetlerden Türkiye'de faydalanılmadığından KDV'nin konusuna girmemektedir.

Bu itibarla, Şirketiniz tarafından yurt dışına yapılan yazılım ve donanımla ilgili satışlarla ilgili olarak yurt dışında mukim firmaların yurt dışında vermiş olduğu müşteri bulma hizmeti, ihraç edilen ilgili satışlar yurt dışında tüketileceğinden ve dolayısıyla hizmetten de yurt dışında faydalanıldığından KDV'nin konusuna girmemektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.