Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Değersiz Alacaklara İlişkin KDV’nin İndirimi PDF Yazdır e-Posta
23 Haziran 2020

1.    GİRİŞ

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununda önemli değişikler öngören 7104 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 178 sayılı KHK’de Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (Çalışmamızın izleyen bölümlerinde “Kanun” yada “yeni düzenleme” olarak anılacaktır) 06.04.2018 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanmıştır.

Söz konusu Kanunla, KDV Kanunu’nun “Vergi İndirimi” başlıklı 29. maddesine “Vergi Usul Kanununun 322 nci maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen katma değer vergisi, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabilir (Şu kadar ki Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesine göre karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınan katma değer vergisinin bu fıkra kapsamında indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınması şarttır.)” hükmü ilave edilerek KDV Kanununda yer alan “Vergi İndirimi” müessesinin kapsamı genişletilmiştir.

Söz konusu düzenleme ve bu düzenleme ile bağlantılı olan KDV Kanunun 30/e bendi hükmü 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girecek olup bu tarihten sonra değersiz hale gelen alacaklar için söz konusu hükümler uygulanabilecektir.

Çalışmamızda ilk olarak VUK’un 322’inci maddesinde yer alan değersiz alacaklar incelenecek olup devam eden bölümlerde değersiz alacaklara ilişkin daha önce hesaplanmış olan KDV’nin indirimi açıklanacaktır.

2.    DEĞERSİZ ALACAKLAR

VUK’nun 322’nci maddesi “Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar değersiz alacaktır. Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleri zarara geçirilerek yok edilirler.” şeklindedir.

 Bir alacağın tahsil kabiliyetini kaybederek değersiz hale gelebilmesi için , Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline imkan kalmaması gerekir.

a-) Kazai Hüküm: Alacak hakkında kanuni yollara başvurulmuş, icra takiplerinin yapılmış ancak alacağın ödenemeyeceği hakim kararı ile tespit edilmiş olmasıdır. Diğer bir ifadeyle; alacağın tahsiline imkan kalmadığına dair alınmış mahkeme kararıdır.

b-) Kanaat Verici Vesika: Alacak hakkını imkansız hale getiren hal ve sebepler sonucu ortaya çıkmış belgeler olarak tanımlanabilir. Gelir İdaresinin Vermiş Olduğu Özelgelerde kanaat verici vesikalara örnek olarak aşağıdaki belgeler sayılmıştır. (En Son tarihli olanı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 04.01.2016 tarih ve 39044742-KDV.1-240 sayılı Özelge)

- Borçlunun herhangi bir mal varlığı bırakmadan ölümü veya Medeni Kanunun 31 ve izleyen maddelerine göre mahkemelerce borçlu hakkında verilen gaiplik kararı ve mirasçıların da mirası reddettiklerine dair sulh hukuk mahkemelerince verilmiş bulunan mirası red kararı,

- Borçlu aleyhine alacaklı tarafından açılan davayı borçlunun kazandığına dair mahkeme kararı,

- Mahkeme huzurunda alacaktan vazgeçildiğine ilişkin olarak düzenlenmiş belgeler,

- Alacaktan vazgeçildiğine dair konkordato anlaşması,

- Borçlunun dolandırıcılıktan mahkûm olması ve herhangi bir mal varlığı bulunmadığını belgeleyen resmi evrak,

- Borçlunun adresinin saptanamaması nedeniyle icra takibat dosyasının kaldırıldığını ve yasal süresi içerisinde yenileme talebinde de bulunulmadığını gösteren icra memurluğu yazısı,

- Gerek doğuşu gerekse vazgeçilmesi bakımından belli ve inandırıcı sebepleri olmak şartıyla alacaktan vazgeçildiğini gösteren anlaşmalar, (Alacaklının tek taraflı irade beyanı ile alınmasından vazgeçilen alacakların, değersiz alacak olarak zarar kaydı mümkün değildir.)

- Ticaret mahkemesince borçlu hakkında verilmiş ve ilgili masa tarafından tasfiyeye tabi tutulmuş bulunan iflas kararına ilişkin belgeler,

-Borçlunun, ülkeye dönmemek üzere terk ettiğini belirleyen gazeteler ve bunu doğrulayan resmi makam belgeleri (yabancı bir ülkeye sığınma, kaçma gibi), kanaat verici vesikalara örnek olarak gösterilebilir.

Aciz vesikasına bağlanan alacaklarda tahsil imkanı ortadan kalkmadığından değersiz alacak olarak dikkate alınmaz. Ancak, aciz vesikasına dayanarak şüpheli alacak karşılığı ayrılabileceği de unutulmamalıdır.

Öte yandan, alacağın değersiz hale geldiği yıl hesaplarına zarar olarak yazılması gerekmekte olup, ilgili olduğu yılda zarar yazılmayan alacağın sonraki yıllarda dikkate alınması da mümkün bulunmamaktadır. Diğer taraftan daha önceden karşılık ayırmak sureti ile zarar yazılmış olan alacakların değersiz hale geldiğinde tekrardan zarar yazılamayacağı tabiidir.

3.    KDV İNDİRİM İMKANI

Bahsi geçen değişiklik sonrası Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29/4. maddesinde şu hükümlere yer verilmiştir:

Vergi Usul Kanununun 322. Maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen katma değer vergisi, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabilir. (Şu kadar ki Vergi Usul Kanununun 323. Maddesine göre karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınan katma değer vergisinin bu fıkra kapsamında indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınması şarttır.)”

Maddede geçen “hesaplanan ve beyan edilen katma değer vergisi” ibaresi, değersiz hale gelen alacağın daha önce yapılan bir satıştan kaynaklanması gerektiğine işaret etmektedir. Dolayısıyla, değersiz olduğu kabul edilen alacağın daha önce hasılat hesaplarına intikal ettirilmesi gerekmektedir. Bu kural, sadece değersiz alacakların içerisinde yer alan KDV’nin indirim konusu yapılabilmesine özgü olup, değersiz alacakların gider yazılmasında daha önce hasılat hesaplarına intikal ettirilmesi veya herhangi bir satıştan kaynaklanması şartı bulunmamaktadır. Zira Kanun maddesinde değersiz alacakların kaynağına yer verilmemiştir. Değersiz alacaklar, satıştan kaynaklanabileceği gibi satıcılara verilen avans ödemelerinden veya diğer ticari işlemlerden kaynaklanabilir.

Bir diğer önemli husus ise; değersiz alacaklara isabet eden KDV’nin daha önceki düzenleme gereği Kurumlar Vergisi veya Gelir Vergisi oranında bir vergi indirimi sağlarken yeni düzenlemeyle birlikte değersiz alacağa isabet eden KDV’nin tamamının indirim yoluyla telafi edilmesine imkan sağlamış olmasıdır.

Öte yandan; söz konusu uygulamanın yapılabilmesi için değersiz alacak kapsamına giren alacaklar için daha önce alıcı tarafından KDV ödenmemesi durumunda bunun indirilemeyeceği de KDV Kanununun 30’uncu maddesine eklenen (e) bendi ile hüküm altına alınmıştır.

4.      DEĞERSİZ ALACAK UYGULAMASINDA MUHASEBE KAYITLARI

Daha önceki uygulama çerçevesinde; değersiz alacak haline geldiği tespit edilen alacak tutarı için;

…………………………../………………………………..

659-Diğer Olağan Gider ve Zararlar     XXX

                     120/121/127 (Hesaplar)                 XXX

………………………………………………………………

Kaydının yapılması ve değersiz hale gelip daha önce gider yazılan alacağın daha sonra tahsil edilmesi halinde ise;

……………………………. / ………………………………

100/101/102           XXX

               671-Önceki Dönem Gelir ve Karları     XXX

………………………………………………………………

Kaydının yapılması gerekmekteydi. Yeni düzenlemeden yararlanmak isteyen mükellefler ise (KDV’yi zarar hesaplarına aktarmaksızın) aşağıdaki kayıtları yapmalıdırlar:

X A.Ş. 20.06.2018 tarihinde Y A.Ş’ye 100.000 TL.+18.000 KDV= 118.000 TL’lik satış yapmıştır. 28.02 2019 tarihi itibariyle bu alacak değersiz alacak haline gelmiştir.

Muhasebe kaydı şu şekilde olacaktır.

……………………………..28.02.2019………………………………

659-Diğer Olağan Gider ve Zararlar  100.000

191/192 Diğer KDV                             18.000

                       120/121                                                             118.000

…………………………………………………………………………….

Buna göre ,KDV Kanunun 29/4 maddesi gereğince 18.000 TL.’lik KDV Şubat/2019 dönemi KDV beyannamesinde indirim konusu yapılabilecektir. 

5.      SONUÇ

Yeni düzenlemeyle birlikte KDV Kanunu’nda yer alan “vergi indirimi” müessesinin kapsamı genişletilmiştir. Eski yıllardaki görüşe göre, gider yazılmak suretiyle katma değer vergisine ilişkin tutarın gelir veya kurumlar vergisi oranındaki kısmından yararlanılması söz konusu iken, bu defa tahsil edilemeyen alacak içerisinde katma değer vergisine ilişkin kısmının tamamı indirim katma değer vergisi yazılmak suretiyle ödenecek katma değer vergisinden indirilebilmesine imkan sağlanmaktadır. Artık düzenleme yasa maddesi ile yapılmış olduğundan konuya ilişkin herhangi bir tereddüt söz konusu olmayacak ve uygulamanın bundan böyle bu şekilde yürütülmesi gerekecektir. 

 

Nadir GÜLHAN  YMM / E. Hesap Uzmanı Novus Vergi Denetim, Danışmanlık http://www.novusymm.com.tr/