Sulh Protokolüne göre ödenen geçmiş yıl kiralarının hangi yılın gideri olarak dikkate alınacağı |
04 Ağustos 2020 | |
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü Sayı: 62030549-125[8-2018/275]-E.567807 Tarih: 04.08.2020 Konu: Sulh Protokolüne göre ödenen geçmiş yıl kiralarının hangi yılın gideri olarak dikkate alınacağı. İlgi: İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketiniz ile … A.Ş. arasında kira sözleşmesinin mevcut olduğu, … A.Ş. tarafından 2015-2016-2017 yıllarında düzenlenen kira faturaları konusunda aranızda anlaşmazlık olduğu ve anılan firmanın düzenlediği faturaların kabul edilmeyerek şirketiniz tarafından dava konusu yapıldığı, … A.Ş. tarafından da şirketinize icra davalarının açıldığı, şirketiniz tarafından dava açılması nedeniyle … A.Ş. tarafından düzenlenen faturaların defter kayıtlarınıza alınmadığı ancak aynı faturaların … A.Ş. tarafından defter kayıtlarına alındığı, karşılıklı olarak davalar devam ederken 2017 yılında sulh yoluna gidilerek sulh protokolünün yapıldığı, bu protokole göre ... A.Ş.'ye vadeli çeklerin verildiği ve çek vadelerinin 25/02/2018 tarihli olması nedeniyle … A.Ş. tarafından düzenlenen faturaların kayda alınıp sulh olunan miktar fazlası için anılan firmaya iade faturasının düzenleneceği belirtilerek, 2015-2016-2017 yıllarında defter kayıtlarına alınmayan faturaların hangi dönemde gider olarak dikkate alınacağı hususunda görüş istenilmekte olup Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasıyla kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı; ikinci fıkrasıyla da safî kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Gelir Vergisi Kanununun "Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 38 inci maddesinde ise; Bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce, işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hüküm altına alınmıştır. Kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir. Ticari kazancın tespitinde "dönemsellik ilkesi" ile "tahakkuk esası ilkesi" olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, dolayısıyla geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu esas dikkate alındığında, bir gelir veya gider unsurunun özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönemin kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. "Dönemsellik" kavramı gereği işletmeler, gelir ve giderlerini tahakkuk esasına göre muhasebeleştirmek, hasılat, gelir ve karlarını aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırmak durumundadırlar. Bu ilke uyarınca, gelir ve giderlerin ilgili oldukları dönemde kaydedilmesi gerekir. Bu hüküm ve açıklamalara göre, mahkeme süreci devam ederken 2015-2016-2017 yıllarına ait kira ödemelerinin mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem olarak şirketiniz ile … A.Ş.'nin uzlaşması sonucu yapılan Sulh Protokolünün imzalandığı 11/07/2017 tarihinin dikkate alınması ve kira ödemelerinin de 2017 hesap dönemine ilişkin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim. |