Meslek Mensuplarının Düzenledikleri Belge, Bildirge ve Beyannamelerden Dolayı İşverenlerle Müşterek ve Müteselsil Sorumluluğu |
08 Kasım 2020 | |
I- GİRİŞ 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 46. maddesiyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 12. maddesinin ikinci fıkrasına eklenen düzenleme kapsamında muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin defter ve kayıtlara ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından işverenlerle birlikte yazılı sözleşme ile yetki verilmiş serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirler de müştereken ve müteselsilen sorumlu sayılmışlardır. Söz konusu düzenlemeye ilişkin usul ve esasların detayları, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’ne Ek 4.madde olarak eklenmiştir. 3568 sayılı Kanun’a göre yetki belgesi almış meslek mensuplarına getirilen sorumluluklar ve mesleki faaliyetleri sırasında bu sorumluluklarını yerine getirmedikleri gerekçesiyle, işverenlerle birlikte müştereken ve müteselsilen muhatap olabilecekleri konular, bu makalede açıklanacaktır. II- MESLEK MENSUPLARININ MÜŞTEREK VE MÜTESELSİL SORUMLULUĞU 5510 sayılı Kanun’un 12. maddesinin ikinci fıkrasına 6728 sayılı Kanun’unun 46. maddesiyle “Bu Kanun gereği internet, elektronik ve benzeri ortamda Kurum’a gönderilecek muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin defter ve kayıtlara ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından işverenlerle birlikte yazılı sözleşme ile yetki verilmiş serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirler de müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmü eklenmiştir. 6728 sayılı Kanunla 5510 sayılı Kanun’un 12. madde metnine eklenen hüküm uyarınca Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesinde yazan bilgilerin işyeri yasal kayıt ve belgeleriyle uyumlu olmaması halinde işverenle birlikte arasında yazılı sözleşme imzaladığı SMMM ve YMM de müştereken ve müteselsilen sorumlu hale getirilmiştir. 5510 sayılı Kanun’un 12. maddesinin ikinci fıkrasına eklenen hükmün uygulanmasına ilişkin usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceği belirtildiğinden, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nde 05.12.2017 tarihinde yapılan değişiklik sonucu eklenen Ek 4.maddeye göre; “Kanun uyarınca düzenlenmesi ve verilmesi gereken muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin defter kayıtlarına veya bu defter ve kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından işverenlerle birlikte 3568 sayılı Kanun’a göre yazılı sözleşme ile yetki verilmiş meslek mensupları da müştereken ve müteselsilen sorumludur. Kanun uyarınca düzenlenmesi ve verilmesi gereken muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin Meslek mensupları tarafından düzenlenmesi ve verilmesi amacıyla işverenler ve ilgili meslek mensupları arasında yazılı sözleşme düzenlenir. Bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren ilk defa tescil edilecek işyerlerine ilişkin olarak işverenler ve meslek mensupları arasında düzenlenen sözleşmenin bir örneği gerekli görülmesi halinde Kurum’ca istenir. Bu maddenin yürürlük tarihinden önce tescil edilen işyerlerine ilişkin olarak Kanun’a ait hususların da yer aldığı yeni sözleşmenin bir örneğinin gerektiğinde ibrazı istenir. Yazılı sözleşme ile yetki verilmiş meslek mensuplarının, Kanun’a göre düzenledikleri muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde yer alan bilgilerin, defter ve kayıtlara ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasına kendi kusurlu davranışları ile sebebiyet verdiklerinin, Kurum’ca veya yetkili adli mercilerce tespit edilmiş olması halinde meslek mensupları ortaya çıkan prim kaybından, gecikme cezasından, gecikme zammından, idari para cezalarından ve Kanun’un 96. maddesi kapsamında fazla veya yersiz yapılan ödemelerden işverenlerle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulur. … Kanun’a göre düzenlenecek ve verilecek muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin defter ve kayıtlara ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından meslek mensuplarının sorumlu olması için, defter, kayıt ve belgelerin imza karşılığı veya yazılı tutanak yoluyla, bilgilerin ise mail, kısa mesaj veya yazılı tutanak gibi yollarla meslek mensuplarına intikali gerekir. İşveren veya işveren tarafından yetki verilen kişinin imzası olmayan veya bu kişiler tarafından intikal ettirilmeyen bilgi ve belgelere istinaden meslek mensupları tarafından düzenlenen defter, belge ve bilgiler için ilgili meslek mensupları sorumlu sayılacaktır.” Yönetmeliğin bu maddesine göre, Kanun uyarınca düzenlenmesi ve verilmesi gereken muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin defter kayıtlarına veya bu defter ve kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından işverenlerle birlikte 3568 sayılı Kanun’a göre yazılı sözleşme ile yetki verilmiş meslek mensupları da müştereken ve müteselsilen sorumludur. Muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde yer alan bilgilerin işyeri defter ve kayıtları ile bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmaması nedeniyle ortaya çıkan prim kaybı, gecikme cezası, gecikme zammı, idari para cezaları ve Kanun’un 96. maddesi kapsamında fazla veya yersiz yapılan ödemeler bakımından meslek mensubun işverenlerle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulabilmesi için, meslek mensubunun işverenden habersiz olarak, işverenin ve SGK’nın aleyhine, kendisinin veya üçüncü kişilerin lehine bir menfaat elde etmesi sonucunda söz konusu olacaktır. Bunun en tipik örneği sahte sigortalı bildirimi oluşturmaktadır. III- MESLEK MENSUPLARININ GERÇEĞE AYKIRI BELGE, BİLDİRGE VE BEYANNAME DÜZENLEMESİ Ayrıca SSİ Yönetmeliği’ne eklenen Ek 7. madde hükmüne göre, “Kanun’a göre Kurum’a verilmesi gereken belge, bildirge ve beyannamelerin, daha az prim ödemek, yararlanamayacağı sigorta prim teşvik, destek veya indirimlerinden yararlanmak veya daha fazla yararlanmak, özel nitelikteki inşaat işleri ve ihale konusu işlerde asgari işçilik tutarını tamamlamak, iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık, analık, genel sağlık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından haksız menfaat sağlamak gibi amaçlarla kasten gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin tespit edilmesi halinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 204., 206. ve 207. maddeleri kapsamında Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulur. Bu bildirimler sonucunda prim ödenmiş olduğunun tespiti halinde primler Kurum’a irat kaydedilir, primlerin ödenmemiş olması halinde ise tahsil cihetine gidilmez. Bu maddeyle ilgili usul ve esaslar Kurum’ca belirlenir.” Uygulamada, özellikle sahte sigortalılık soruşturmaları yürüten SGK denetim elemanları tarafından meslek mensupları hakkında da sahte sigortalı bildirimi nedeniyle Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulmaktadır. Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’ne eklenen Ek Madde 7 hükmüyle hangi amaçlarla belge, bildirge ve beyannamelerin düzenlenmesi gerekeceği örnekleme yoluyla belirtilmiştir. Buna göre, SMMM ya da YMM daha az prim ödemek, sigorta prim teşviklerinden yersiz yararlanmak, asgari işçilik tutarını doldurmak, kısa ve uzun vadeli sigorta kollarından haksız menfaat sağlamak ve buna benzer menfaat temin etmek amacıyla belge, bildirge ve beyannamelerin düzenlenmiş olması gerekmektedir. İşveren tarafından kimlik bilgileri verilerek meslek mensuplarından kişilerin sigortalı giriş bildirgelerinin verilmesinin, sigortalılığa dair her ay prim belgelerinin Kurum’a gönderilmesinin istenilmesi nedeniyle bu işlemleri yürüten, ancak işyerindeki çalışmaların fiili olup olmadığına dair iç denetim yetkisi bulunmayan meslek mensuplarının bu kapsamda sorumlu tutulması hakkaniyete uygun değildir. Ayrıca, bir kişinin yetkisi olmayan bir konuda sorumlu tutulması, evrensel hukuk ilkelerine de mantığa da aykırıdır. Yetki ve sorumluluğun dengelenmesi gereklidir. Asgari işçilik incelemelerinde de ihale makamı ile yazışma, belge ve bilgi temin etme yetkisi bulunmayan, SGK müdürlüklerindeki işyeri dosyalarını inceleme, faturalı işçiliklere dair karşı inceleme yetkisi bulunmayan SMMM ve YMM’lerin sorumlu tutulması yetki-sorumluluk dengesi açısından isabetli değildir. Nitekim Danıştay 9. Hukuk Dairesi 20.02.2019 tarih, 2017/2642 esas, ve 2020/988 karar sayılı karanında, “Karşı inceleme yetkisi bulunmayan SMMM meslek mensubunun sorumluluğunun bulunmadığına” hükmetmiştir Bir diğer husus ise “kasti davranışın” SGK yetkilerince, özellikle denetim elemanlarınca tespit yetkisi bulunmamaktadır. Kastın tespiti ancak mahkeme kararı ile yapılabilecektir. SMMM ya da YMM’lerin daha az prim ödemek, sigorta prim teşviklerinden yersiz yararlanmak, asgari işçilik tutarını doldurmak, kısa ve uzun vadeli sigorta kollarından haksız menfaat sağlamak ve buna benzer menfaat temin etmek amacıyla “kasten” hareket ettiğinin, mahkeme kararı olmadan ileri sürülmesi mümkün değildir. SGK’ya verilen belge, bildirge ve beyannamelerin belirtilen menfaatleri temin amacıyla kasten düzenlendiği sonucuna Kurum yetkililerinin varması ve meslek mensubu hakkında “kasti davranış” nedeniyle suç duyurusunda bulunması teknik olarak çok güçlü delillerin varlığına bağlıdır. Belirtilen nedenlerle Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nde yapılan düzenleme yersiz, eksik, kendi içinde çelişkilidir. Mahkemelerin yetkisinde olan “kasti davranışı” tespit yetkisi SGK personeline verilmektedir. IV- MESLEK MENSUPLARININ İŞVERENLE BİRLİKTE SORUMLU TUTULMAMALARI İÇİN DİKKAT EDECEKLERİ HUSUSLAR İşverenlerle yaptıkları yazılı sözleşme ile işverenin yasal kayıt ve belgelerini düzenlemiş olan serbest muhasebeci mali müşavirlerin, 5510 sayılı Kanun ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ile getirilmiş olan bu sorumluluklardan ve idari para cezalarından etkilenmemeleri için işlerini titizlikle yapmaları ve ayrıca aşağıda yazılı bulunan hususlara mutlaka riayet etmeleri gerekmektedir. Aksi takdirde isnat edilebilecek cezalardan sorumlu olmadıklarını ispat etmeleri mümkün olmayacaktır. Bu bakımdan, yılın 365 günü çok yoğun olan iş yükü nedeniyle gece gündüz çalışmak zorunda olan meslek mensuplarının, mesleklerini icra ederken, meydana gelebilecek yasal dışı işlemlerden ve usulsüzlüklerden sorumlu tutulmamaları ve idari para cezalarına muhatap olmamaları için; 1- İşyeri açılışları yapılırken ve işe giriş bildirgeleri verilirken, işveren tarafından işe başlama tarihinin ve işçilerin hangi tarihte işe başlayacağının, AGİ hariç işçiye ödenecek net ücretinin ne kadar olacağının mutlaka işverenden yazılı ve imzalı olarak veya işveren adına kayıtlı e-mailinden mesaj olarak istenmeli ve alınmalıdır. 2- İşten ayrılış bildirgesi verilirken, işveren tarafından işçinin hangi tarihte işten ayrıldığı, işten ayrıldığı tarihe kadar ay içinde kaç gün çalıştığı, ayrılış nedeni, son ücreti, varsa mesaisi varsa başka alacağının mutlaka işverenden yazılı ve imzalı olarak veya işveren adına kayıtlı e- mailinden mesaj olarak istenmeli ve alınmalıdır. Tabi bu şekilde işverenlerden bu belgelerin yazılı olarak istenmesi, meslek mensubu ile işveren arasında olması gereken güvene dayalı iş ilişkisini ve çalışma ortamını kaçınılmaz olarak olumsuz yönde etkileyeceği de bir gerçektir. V- SONUÇ 05.12.2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, 3568 sayılı Kanun’a göre yetki belgesi almış meslek mensuplarına, internet, elektronik ve benzeri ortamda Kuruma gönderilecek muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinin defter ve kayıtlara ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından işverenlerle birlikte müştereken ve müteselsilen, meslek mensubu olan Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin sorumlu tutulmaları, bu hizmetleri veren meslek mensuplarını oldukça zora sokacak ve işlemediği bir suçtan, haberi dahi olmayacağı ve işverenin bilerek veya bilmeyerek yapacağı bazı iş ve işlemlerinden dolayı SGK tarafından tahakkuk ettirilecek olan cezalardan müştereken sorumlu tutulmaları, hukuka ve yapılan işin doğasına tamamen aykırıdır. Ahmet AĞAR*
E-Yaklaşım / Kasım 2020 / Sayı: 335 |