Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
7256 Sayılı Kanun’la Gelen Varlık Barışı PDF Yazdır e-Posta
03 Aralık 2020

7256 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”    17 Kasım 2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Anılan kanunun 21’inci maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 93’üncü madde ile daha önce de defalarca uygulamaya sokulan ve “Varlık Barışı” olarak adlandırılan düzenlemeler yeniden getirilmiştir. Keza, konuyla ilgili 1 Seri Nolu Tebliğ de 28 Kasım 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Anılan Tebliğdeki açıklamaları da göz önünde bulundurarak “Varlık Barışı”na ilişkin açıklamalarımız şöyledir:

Yurt dışındaki varlıklar:

Yurt dışında bulunan

- para,

- altın,

- döviz,

- menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını,

Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 93 üncü madde çerçevesinde 30/06/2021 tarihine kadar (bu tarih dahil) Türkiye’deki banka veya menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarına münhasır olmak üzere aracı kuruma anılan tebliğin 1 nolu Eki'nde yer alan form (2 nüsha düzenlenecektir) ile bildiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebileceklerdir. (Gerçek ve tüzel kişilerce, söz konusu varlıklara ilişkin olarak vergi dairelerine herhangi bir beyanda bulunulmayacaktır.)

Bildirimlerin, yetkili kılınmış vekiller veya kanuni temsilciler tarafından da yapılabilmesi mümkündür. (Bildirimin vekil ya da kanuni temsilcisi tarafından yapılması halinde, bankalar veya aracı kurumlarca söz konusu vekil veya kanuni temsilcinin yetkili olup olmadığı hususu kontrol edilecektir.)

Anılan varlıkların tek bir bildirimle bildirilmesi esas olmakla birlikte, 30/06/2021 tarihine kadar birden fazla bildirimde bulunulması, ya da daha önce yapılmış bildirimlere ilişkin düzeltme bildiriminde bulunulması mümkündür. Örneğin; 2021/Ocak ayında banka veya aracı kuruma 1.000.000 TL karşılığı varlık bildiriminde bulunan bir gerçek kişinin, bildirdiği tutarı 2021/Mart ayında 500.000 TL'ye düşürmek istemesi halinde, ilk bildirimine ilişkin düzeltme bildirimi vermesi, 1.500.000 TL'ye çıkarmak istemesi halinde ise, ilave olarak bildirilmek istenilen 500.000 TL için yeni bir bildirimde bulunması gerekecektir. Bildirim süresi (30/06/2021) sona erdikten sonra bildirimlere ilişkin yapılan düzeltme talepleri dikkate alınmayacaktır.

Bildirime konu edilecek bu varlıkların bildirim tarihinden itibaren üç ay içerisinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şarttır. Bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi koşuluyla, bu varlıklara yurt dışında hangi tarih itibarıyla sahip olunduğunun bu hükümden yararlanılması açısından herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak hesaba ilgili varlığın transferi işlemlerinde, bildirimde bulunan hesap sahibi ile yurt dışından varlığı transfer edenin farklı kişiler olmasının söz konusu hükümden faydalanılması açısından herhangi bir önemi bulunmamaktadır.

Bildirime konu edilen varlıklara ilişkin olarak banka veya aracı kurumlar tarafından, bildirimde bulunanlardan herhangi bir belge istenilmeyecektir. Keza, önceki varlık barışı düzenlemelerinden farklı olarak, anılan bildirimler üzerinden bir vergi de ödenmeyecektir.

Yukarıda açıklanan kapsamda bildirimi yapılan varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacaktır.

Yurt dışında bulunan ancak kapsama girmeyen varlıkların (örneğin taşınmazların) 30/06/2021 tarihine kadar, kapsamdaki varlıklara dönüştürülmek suretiyle söz konusu fıkra hükümleri çerçevesinde Türkiye’ye getirilmesi mümkündür.

Öte yandan, yukarıda belirtilen kapsama giren varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve 17 Kasım 2020 tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 30/06/2021 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilir. Bu takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmaksızın bu fıkra hükümlerinden yararlanılacaktır. (Bu hükümden yararlananların, kredilerini kapattıklarına dair yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan alacakları tevsik edici belgeleri talep edildiğinde ibraz etmek üzere muhafaza etmeleri yeterlidir.)

Keza, 17 Kasım 2020 tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının 17 Kasım 2020 tarihinden önce Türkiye’ye getirilmek suretiyle karşılanmış olması hâlinde, söz konusu avansların defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, bu fıkra hükümlerinden yararlanılacaktır.

Türkiye’ye getirilmekten maksat;

- Para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının fiziki olarak Türkiye’ye getirilmesi veya bu varlıkların Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi,

- Fiziki olarak Türkiye’ye getirilmesi veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi mümkün olmayan menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının aracı kurumlara bildirilmesidir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükellefler, bu fıkra kapsamında Türkiye’ye getirilen varlıklarını, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelerine dâhil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebileceklerdir.

Türkiye’ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen bu kapsamdaki varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmeyecektir.

Yurt içindeki varlıklar

Gelir veya Kurumlar Vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan

-  para,

- altın,

- döviz,

- menkul kıymet ve

- diğer sermaye piyasası araçları ile

- taşınmazlar

30/6/2021 tarihine (bu tarih dâhil) kadar anılan tebliğin 2 nolu ekinde yer alan bildirim ile gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairelerine elektronik ortamda bildirilebilecektir. Bildirilen söz konusu varlıklar, dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni defterlere kaydedilebilecektir. Ancak, yukarıdaki kapsamda vergi dairelerine bildirilerek kanuni defterlere kaydedilen varlıklar için vergi tarh edilmeyecek ve ödenmeyecektir.

Taşınmazların ayni sermaye olarak konulmak suretiyle işletme kayıtlarına alınması halinde, sermaye artırım kararının bildirim tarihi itibarıyla alınmış olması ve söz konusu kararın bildirim tarihini izleyen onuncu ayın sonuna kadar ticaret siciline tescil edilmesi kaydıyla, bu madde hükümlerinden faydalanılabilecektir.

Yurt dışı ve yurt içi varlıklara ilişkin ortak düzenlemeler

Şirketlerin kanuni temsilcileri, ortakları ya da şirket veya şirketin ortakları adına Kanun kapsamına giren varlıkları 17/11/2020 tarihinden önce yetkili kuruluşlarca düzenlenen bir vekalet veya temsil sözleşmesine istinaden değerlendirmeye yetkili olanların yurt dışında bulunan varlıklarının, şirket adına bildirime konu edilerek Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi ya da Türkiye'de bulunan ancak 17/11/2020 tarihi itibarıyla kanuni defter kayıtlarında yer almayan varlıklarının tebliğde yapılan açıklamalar çerçevesinde şirket adına beyan edilmek suretiyle kanun hükümlerinden yararlanılabilmesi mümkündür.

Bildirilen söz konusu varlıklar, bildirildiği tarih itibarıyla, aşağıdaki değerleme ölçütleri ile değerlenecektir:

- Türk Lirası cinsinden para, itibari (nominal) değeriyle.

- Altın, rayiç bedeliyle.

- Döviz, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruyla.

- Menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarından;

i) Hisse senedi gibi pay senetleri, varsa borsa rayiciyle, borsa rayici yoksa rayiç bedeliyle, bu bedel tespit edilemiyorsa alış bedeliyle, alış bedeli de belli değilse itibari (nominal) değeriyle.

ii) Tahvil, bono, eurobond gibi borçlanma araçları, varsa borsa rayiciyle, borsa rayici yoksa rayiç bedeliyle, bu bedel tespit edilemiyorsa alış bedeliyle, alış bedeli de belli değilse itibari (nominal) değeriyle.

iii)Yatırım fonu katılma payları, ilgili piyasasında belirlenmiş kapanış fiyatıyla.

iv) Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri gibi türev araçlar, varsa borsa rayiciyle, borsa rayici yoksa rayiç bedeliyle, bu bedel tespit edilemiyorsa alış bedeliyle, alış bedeli de belli değilse itibari (nominal) değeriyle.

- Taşınmazlar, rayiç bedeliyle.

Bildirimlerde, söz konusu varlıkların Türk Lirası karşılığı bedelleri esas alınacaktır.

Bildirimde bulunduktan sonra, yapılan hataların düzeltilmesi ya da bildirime konu edilen varlıkların azaltılması amacıyla 30/06/2021 tarihine kadar yapılacak düzeltmelerde varlıkların ilk bildirim tarihindeki değerleri esas alınacaktır.

Kanuni defterlere kaydedilen bu kapsamdaki varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmeyecektir.

Bildirilen varlıklar, Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükelleflerce, banka veya aracı kurumlara bildirildiği ya da vergi dairelerine beyan edildiği tarih itibarıyla, yukarıda açıklanan şekilde belirlenen Türk Lirası karşılığı bedelleriyle, kanuni defterlere kaydedilebilecek ve söz konusu varlıkların elden çıkarılması halinde satış kazancının tespitinde bu bedel dikkate alınacaktır.

Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterebileceklerdir.

Bu şekilde bildirimde veya beyanda bulunulan ve Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükelleflerce kanuni defterlere kaydedilen söz konusu varlıklar vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilecektir. Başka bir deyişle; bu kapsamda varlık barışından yararlanıldığı takdirde, bu varlıklar, üzerinden bir vergi ödenmeksizin, işletmeden çekilebilecektir.

Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetleri için pasifte özel fon hesabı açacaklardır. Söz konusu hesap serbestçe tasarrufa konu edilebilecek, sermayeye eklenebileceği gibi ortaklara da dağıtılabilecektir. Fon hesabında tutulan bu tutarlar, işletmenin tasfiye edilmesi halinde vergilendirilmeyeceği gibi 193 sayılı Kanun’un 81’inci maddesi ile 5520 sayılı Kanun’un 18, 19 ve 20’nci maddeleri uyarınca gerçekleşecek birleşme, devir ve bölünme hallerinde de vergilendirilmeyecektir. Ayrıca söz konusu varlıklara ilişkin tutarların, kurumlar vergisi mükellefleri tarafından ortaklara dağıtılması halinde kar dağıtımına bağlı stopaj yapılmayacak, gerçek kişi ortaklar ile kurumlar vergisi mükellefi olan ortaklar tarafından elde edilen bu tutarlar da vergilendirilmeyecektir.

Yukarıda açıklanan kapsamdaki varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacaktır.

Bildirilerek yasal defter kayıtlarına intikal ettirilen taşınmazlar hakkında, Vergi Usul Kanunu’nda yer alan amortismanlara ilişkin hükümler uygulanmayacaktır. Akif Akarca/Dr. Mehmet Şafak

 

https://www.dunya.com/kose-yazisi/7256-sayili-kanunla-gelen-varlik-barisi/602219