Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
İdari Para Cezalarına İtirazında İlk Aşamada Mahkemeye Başvurmak Mümkün mü? PDF Yazdır e-Posta
10 Şubat 2021

I- GİRİŞ

Sosyal güvenlik mevzuatında idari para cezalarının, tebliğ tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına ödenmesi gerekmekte olduğu cezaların tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük sure içinde ödenmeyen veya eksik ödenen idari para cezalarının, 15 günlük surenin sona erdiği tarihten ödemenin yapıldığı tarihe kadar 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanun’un 89. maddesine göre hesaplanacak olan gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecek olduğu hüküm altına alınmış olup adı geçen Kurum’ca uygulanan idari para cezalarına işverenlerin itiraz aşamaları ve hangi noktadan sonra mahkeme yolunun açık olacağı hususunda kafa karışıklıkları söz konusu olabilmektedir. Makalemizde idari para cezalarına itirazlarda mahkemeye hangi aşamada başvurulabileceği ve öncesinde yapılması gerekli işlemelerin neler olduğuna değinmeye çalışacağız.

II- İDARİ PARA CEZASINA İTİRAZ YOLLARI

5510 sayılı Kanun’un 102. maddesine göre “İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder.” Tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde Kurum’a ya da Kurum’un ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurum’ca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir. İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde peşin ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme idari para cezasına karşı yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez hükmü amirdir. İdari para cezalarına yapılan itirazlar şekle bağlı olmaksızın; işveren tarafından, sebep, gerekçe ve deliller açıklanmak suretiyle yazılı olarak yapılmalıdır. Yapılacak itirazlar üzerine Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ilgili ünitelerinde kurulmuş olan ünite amiri veya görevlendireceği yardımcısı, ilgili şef, dosya memuru ve varsa avukattan oluşan idari para cezası itiraz komisyonu itirazları değerlendirilmekte söz konusu komisyonca itirazın değerlendirilmesinin ardından karar ilgililere tebliğ edilmektedir. İtirazın tam olarak kabulü halinde idari para cezası ortadan kalkacaktır. İtirazın kısmi kabulü halinde kalan idari para cezası tutarı için veya tümden reddi durumunda ise itirazın reddine ilişkin kararın ilgililere tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde yetkili idare mahkemesine başvurma hakkı bulunmaktadır. İtirazın reddi halinde, karar ilgililere tebliğ edilinceye kadar Sosyal Güvenlik Kurumu’nca icra takibine geçilmesi söz konusu olamayacak yine bu sure içerisinde idare mahkemesine başvurulmaması halinde mevcut idari para cezası tutarı kesinleşecektir. Bu aşamada işverenlerin mahkemeye başvurulmasının idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmayacağı da ayrıca bilinmelidir.

Genel olarak süreç yukarıda belirtildiği çerçevede cereyan etmekte olup makalemize konu husus değinecek olursak, işverene tebliğ edilmek suretiyle tahakkuk etmiş idari para cezalarına karşı Sosyal Güvenlik Kurumuna itiraz yolu tüketilmeden yargı yoluna gitmek mümkün olmadığını belirtmek gerekmektedir. İdari para cezalarına karşı Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü ya da Sosyal Güvenlik Merkezine yapılan itirazları ünite itiraz komisyonu tarafından reddedilenler, redde ilişkin komisyon kararlarının kendilerine tebliğ edildiği tarihi takip eden otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabileceği hususu 5510 sayılı Kanun’un amir hükmü olduğundan, Sosyal Güvenlik Kurumuna itiraz edilmeden doğrudan mahkemeye başvurulduğunun anlaşılması halinde, mahkemeler tarafından kurumdan konu ile ilgili bilgi ve belge istenildiğinde, ilgili birimin işverenlerin kuruma itirazda bulunmadıkları yönünde mahkemeye bilgilendirme yazısı ile itirazda bulunması durumunda davanın mahkemece reddedilmesi kaçınılmaz olacaktır.

Yine 5510 sayılı Kanun gereğince idari para cezalarında yetkili yargı merciinin idare mahkemeleri olduğu açıkça belirtilmiş olmasına rağmen çok nadiren de olsa hatalı olarak farklı mahkemelere açılan davalara ilişkin adli yargı mercileri tarafından idari para cezasının iptaline yönelik olarak karar verildiği durumlarla karşılaşılmakta olup, her ne kadar itirazın idare mahkemesine yapılması gerekse de mahkeme kararlarının idare tarafından yerine getirilmesi zorunlu olduğundan farklı bir mahkeme tarafından verilecek karara istinaden de dava konusu idari para cezası Sosyal Güvenlik Kurumu’nca iptal edilecektir.

Benzer başka bir hususa değinecek olursak; Anayasamızın suç ve cezalara ilişkin esaslar başlığı altında yer alan 38. maddesinde “Ceza sorumluluğu şahsidir” hükmü yer almaktadır. Bu hükme istinaden karşı karşıya kalınan bir diğer durumda şahısların işledikleri idari veya adli suçlara istinaden gerek adli, gerekse idari merciler tarafından verilen cezaların yalnızca o kişiye yönelik olarak infaz edilmesi gerektiği çok net bir durumdur. Diğer taraftan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun; “Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği” başlıklı 20. maddesinin birinci fıkrasında “Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz” hükmü yer almakta olup bu hükümler doğrultusunda; Gerçek kişi işverenin ölümü halinde kesilmiş ve tahakkuk etmiş idari para cezalarının Sosyal Güvenlik Kurumu’nca terkin edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla gerçek kişi işverenlerin ölümü halinde, şahısların daha önce işlemiş oldukları fiillerden dolayı uygulanmış olan idari para cezalarının, tebliğ edilip edilmediği üzerinde durulmaksızın ünite komisyon kararı ile iptal edilmesi gerekmekte olup işverenin ölümüne ilişkin bilginin farkedilmemesi veya atlanması sonrası Kurum’ca yapılan tebliğe istinaden çok rastlanan bir durum olarak karşımıza çıkan cezaların korku/bilgi eksikliği vb. nedenlerle ölenin yakınları tarafından ödenmesi hususunda yapılacak en doğru işlemin yine üniteye cezaya muhatap şahsın öldüğüne ilişkin bir dilekçe yazılarak cezanın iptal edilmesi talebidir. Durumun ilgili ünitece tespit edilmesiyle cezaların hemen iptal edilecek olduğu bilinmelidir.

III- SONUÇ

İşverenlere tebliğ edilmek suretiyle tahakkuk etmiş idari para cezalarına karşı Sosyal Güvenlik Kurumunun ilgili ünitesine itiraz yolu tüketilmeden yargı yoluna gitmenin mümkün olmadığı bu sinsile atlanarak yapılacak mahkeme müracaatlarının olumsuz sonuçlanacağı dolayısıyla emek, kaynak ve zaman israfını önlemek adına bu hususa riayet etmenin elzem olduğu ortadadır. Son olarak idari para cezasına itiraz ve ödeme yönünden mali tatil hususuna da değinmekte fayda olup, 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesi uyarınca işverenlerin tebliğ edilen idari para cezalarını tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde ödemeleri veya aynı sure içinde bu cezalara itiraz etmeleri gerekmekte olduğu hükmü ilgili ödeme veya itiraza ilişkin on beş günlük surenin son gününün mali tatile rastlaması halinde, bu surelerin mali tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzayacak olduğu da bilinmelidir.

 

Fahrettin YÜKSEK*

E-Yaklaşım / Şubat 2021 / Sayı: 338

_____________________________________

 

* Sosyal Güvenlik Denetmeni, İş Güvenliği Uzmanı (C sınıfı)