Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Konkordatonun Tasdik Şartları PDF Yazdır e-Posta
15 Şubat 2021

I- GİRİŞ

Konkordatonun tasdiki için gerekli şartlar İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 305. maddesinde belirtilmiştir. (1) Konkordato projesinin İİK’nın 302. maddesinde öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş olması, (2) Konkordato projesinde teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel tutardan fazla olacağının anlaşılması, (3) Konkordato projesinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, (4) İİK’nın 206. maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle doğmuş borçların teminata bağlanmış olması, (5) Konkordato harç ve masraflarının mahkeme veznesine depo edilmiş olmasıdır. Bu şartları sağlayan konkordato projesi mahkeme tarafından tasdik edilir. Mahkeme tarafından tasdik edilen konkordato projesi kabul oyu vermiş olsun olmasın bütün alacaklıları bağlar.

Konkordato, finansal olarak darboğazda bulunan ve borçlarını vadesinde ödemekte güçlük çeken yani temerrüt halinde olan borçlunun belirli bir zaman dilimi içerisindeki tüm adi borçlarını, öngörülen nitelikli çoğunlukla alacaklıları tarafından kabul edilmiş ve mahkeme tarafından tasdik edilmiş olan teklifi doğrultusunda ve kendisi için elverişli şartlar çerçevesinde ödemesini mümkün kılan müessesedir.

Konkordato temel olarak vade konkordatosu ve tenzilat konkordatosu olarak sınıflandırılır. Vade konkordatosu, borçluya bir vade verilmek suretiyle uygulanmaktadır. Vade konkordatosunda borçlu borcunun tamamını ödemek için alacaklılarından bir vade ister veya borçlarını taksitlendirir. Vade konkordatosu borçlunun borçlarını vade gününde ödeyeceği şekilde bir mutabakatla yapılır. Vade konkordatosunda tarafların anlaşmaları durumunda konkordato tarihinden vade tarihine kadar geçen süre için faiz ödenmeyeceği de kararlaştırılabilir.

Tenzilat konkordatosu, alacaklıların alacaklarının belirli bir kısmından feragat etmesi şeklinde uygulanan konkordatodur. Tenzilat konkordatosunda alacaklılar, borçluya karşı, alacaklarının belirli bir yüzdesini tahsil etmekten vazgeçerler ve borçlu borçlarının konkordatoda kabul edilen kısmını (yüzdesini) ödemek suretiyle borçlarının tamamından kurtulur. 

Eskiden beri 2004 Sayılı İİK’da yer alan fakat uygulama açısından çok fazla işlerlik kazanamayan “Konkordato” müessesesi ile ilgili maddelerde, 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile değişiklikler yapılmış ve iflasın ertelenmesi ile ilgili İİK’nın 179/a-b-c maddeleri ile Türk Ticaret Kanunu’nun 377. maddesi kaldırılarak yerine konkordato hükümleri ihdas edilmiştir.

Konkordato uygulaması, İİK’nın 285 ile 308. maddelerinde düzenlenmiştir. Konkordato ile “sermaye şirketleri ile kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılarak” borçlarını ödemeleri ve faaliyetlerine devam etmeleri hedeflenmiştir. Yapılan değişiklikle tacir olmayanlara da konkordato hakkı tanınmıştır.

İİK’nın değişen 285. maddesine göre; borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir. İflâs talebinde bulunabilecek her alacaklı, gerekçeli bir dilekçeyle, borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir[1].

II- KONKORDATONUN ONAYLANMASININ ŞARTLARI

Konkordato projesinin yürürlüğe girebilmesi için alacaklılar tarafından kabul edilen konkordato projesinin mahkeme tarafından onaylanması gerekmektedir. Konkordatonun mahkeme tarafından tasdik edilmesi için gerekli koşullar İcra ve İflas Kanunu’nun 305. maddesinde düzenlenmiştir. Konkordatonun mahkeme tarafından tasdik edilebilmesi için söz konusu koşulların tümünün bir arada bulunması gerekmektedir. Mahkeme, burada bir içerik kontrolü yapmak suretiyle konkordatonun tasdikine veya tasdik talebinin reddine karar verecektir. 

Mahkeme, yapacağı incelemede konkordatonun tasdiki için aranan koşulların tamamının gerçekleşmiş olup olmadığını araştırmalıdır. Bu incelemede ispat yükü, konkordato koşullarının gerçekleştiğini iddia eden borçluya düşer. Yani koşullara ilişkin olguların gerçekleşmiş olduğu iddiasının ispatsız kalmasının riski borçluya aittir. Ancak konkordatonun tasdiki koşulları kamu düzenine ilişkin olduğundan, koşullara ilişkin inceleme kendiliğinden araştırma ilkesine göre yapılır ve basit yargılama usulü (Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 36/1-b,c) uygulanır[2].

İİK’nın 305. maddesinde düzenlenen konkordatonun tasdik koşulları aşağıda belirtilmiştir.

A- TEKLİF EDİLEN TUTAR İFLASA ORANLA İYİ OLMALI

Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması gerekir (İİK md. 305/1-a).

Bu şartın gerçekleşebil­mesi için, konkordatonun, alacaklılara en az borçlunun iflâsı halinde elde edebilecekleri meblağı sağlamış olması zorunludur. Bunun belirlene­bilmesi için, öncelikle borçlu iflâs etmiş olsaydı, iflâs masasının alacaklı­lara ödemede bulunacağı miktarın (oranın, yüzdenin) hesaplanması ve daha sonra da bu suretle ulaşılan rakamsal değerin, teklif edilen konkor­datonun ifa edilecek olması halinde, alacaklıların elde edebilecekleri tu­tarla (oranla) karşılaştırılması gerekir[3].

Gerek adî konkordato bakımından gerekse malvarlığının terki suretiyle konkordatoda var olan bu şart, borçlunun gerçekte iflâsa tâbi bir kimse olmasını gerektirmeyip, varsayımsal olarak, borçlu iflâs etseydi, alacaklılarının elde edeceği payın hangi miktarda olacağını tespite yöneliktir. Çünkü, konkordato ile alacaklılar, muhtemel bir iflâstan daha kötü bir duruma düşürülmemelidir.

Burada bir malın icra yolu ile satılması halinde, malın ihalede % 50 oranı ile satışa çıkacağı ve bu değerden satılacağı düşünülerek tahmin yapılacaktır. Ayrıca borçlunun konkordato mühleti ve konkordatonun tasdikinden sonra faaliyetlerini devam ettirerek aktifini artırması ihtimali de göz önünde bulundurulmalıdır[4].

Bu husus, konkordato projesini kabul etmeyen, ancak İİK’da öngörülen nisapla konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul edilmesi halinde, azınlıkta kalan alacaklıların korunması bakımından önemlidir.     

B- TEKLİF EDİLEN TUTAR İLE KAYNAKLAR ARASINDA ORANTI OLMALI

Konkordato projesinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekmektedir. Bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir edecektir. Böylece mahkeme, somut olaya göre, beklenen hakları hiç dikkate almayabileceği gibi, tamamen veya kısmen de dikkate alabilir. Konkordato projesinin değerlendirilmesinde borçlunun dikkate alınacak aktifleri konkordato kapsamında olan borçları karşılaması mümkün olan net aktifleri olmalıdır.

Borçlu hangi kaynaklarla, hangi imkân ve vasıtalarla konkordato projesini ifa etmeye muktedir bulunduğunu sağlam kanıtlara dayanarak açıklamak zorundadır. Ayrıca, projede hangi kaynaklar­la borcun karşılanacağı ve projenin tamamen itfa olunacağı açıklanmalıdır. Bu açıklamaların inandırıcı olması ve eko­nomik gerçeklere uygun bulunması gerekmektedir. Ayrıca, proje uyarınca yapılması borçlu tarafından taahhüt edilen borçların alacaklılarını iflâstan daha verimli bir şekilde tatmin edecek şekilde olmalıdır[5].

Aslında bu koşul, borçlu iflas etseydi, iflas masasının alacaklılara ödeyebileceği meblağın, konkordatoda alacaklılara taahhüt edilen meblağdan daha fazla olmamasını da gerektirir. Bu koşulun içinde zaten alacaklıların konkordatoda iflasa nazaran elde edecekleri tutarın daha fazlası olması aranmaktadır[6].

Borçlunun mal varlığı değeri belirlenirken beklenen hakları da dikkate alınmalıdır. Borçlunun beklenen haklarının varsayımlara dayanmaması ve bu hakların gerçekleşme ihtimalinin yüksek olması gerekir. Örne­ğin, borçlunun kat karşılığı inşaat yapan bir yüklenici olduğu varsayıldığında, borçlunun ekonomik sıkıntı sebebiyle yarım kalan inşaatlarını bitirip hakkına düşen daireleri piyasa rayicinden satması hali bu duruma örnek olarak verilebilir. Çünkü eğer borç­lu iflas ederse borçlunun sözleşmeleri işveren tarafından geriye dönük olarak feshedilebilir ve borçlu işverenden sadece menfi zararlarını talep edebilir. Bu durumda borçlunun işini bitirip hak­kına düşen bağımsız bölümleri piyasa rayicinden satması ve bu­nun da borçlunun kaynaklarında dikkate alınması yerinde olur[7]. Bunun dışında şirketin yabancı ortak bulması ve yurt dışından kredi sağlanması gibi varsayımlar gerçekçi olmayacaktır. Zira konkordato sürecindeki bir şirketin yabancı ortak bulması veya yurtdışından kredi sağlaması hayatın olağan akışına uygun değildir. Beklenen hakların gerçekleşip gerçekleşmeyeceği veya hangi oranda gerçekleşeceği her olayın özelliğine göre mahkeme tarafından belirlenecektir.

Borçlunun malvarlığının borçlarının tamamını karşılayacak değerde olmasına rağmen malvarlığının paraya çevrilmesinde güçlükler bulunmakta ise bu durumda borçlunun tenzilat konkordatosu değil, vade konkordatosu teklif etmesi gerekir. Malvarlığı borçlarının tamamını karşılamaya yeten borçlunun ihtiyacı olan şey zamandır. Bu durumda borcun tamamı (faizler dahil) vadeye yayılmış şekilde ödenmeli ve bu sebeple borçlu, alacaklılarına vade konkordatosu teklif etmelidir. Aksinin kabulü hem borçlunun teklifinin malvarlığı ile orantılı olmadığı hem de alacaklıların iflastan daha kötü bir noktaya geleceği sonucunu doğurur ki bu durumda konkordatonun tasdiki talebinin reddi sonucunu doğuracaktır[8].

Ödenmesi teklif edilen meblağın, borçlunun mevcudu ile orantılı olup olmadığı takdir edilirken, mevcudu oluşturan değerlerin paraya çevrilmesi kolaylığı veya zorluğunun yanı sıra, mevcudun ülke dışında bulunan kısmının da göz ardı edilmemesi gerekir[9].

C- PROJENİN ÇOĞUNLUKLA KABUL EDİLMİŞ OLMASI

Konkordato projesinin İİK’nın 302. maddesinde öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması gerekir.

Söz konusu karar nisabı hesaplanırken toplantıdan sonraki yedi gün içerisinde iltihak yoluyla oy kullananlar ile bu süreçte oyunu değiştirenlerinde oylarının dikkate alınması gerekir[10]. Mahkeme konkordatonun aranan çoğunlukla kabul edilip edilmediğini komiserin raporunu esas alarak belirleyecektir[11].

D- İMTİYAZLI ALACAKLAR İLE İZNE TABİ BORÇLARIN ÖDENMESİ

İİK’nın 206. maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması gerekir. Burada İİK’nın 302/6 maddesi kıyasen uygulanır.

Konkordatonun başarılı bir iyileştirme aracı olması önünde büyük bir engel olarak görülen ve doktrinde eleştirilen, daha önce var olan “konkordato işlemlerinin yerine getirilmesi”ni sağlamak amacıyla teminat gösterilmesinden 7101 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemelerle vazgeçilmiştir. Böylece, borçlunun büyük bir teminat yükü ile karşı karşıya kalmasının önlenmesi ve projenin daha kolay gerçekleşmesinin sağlanması amaçlanmıştır.

Ancak teminat şartı, İİK’nın 206. maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesi ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifası bakımından (alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe) devam etmektedir.

Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tâbi alacaklıların oylamaya katılmaları halinde, bunların teminat gösterip göstermeyeceğine mahkeme tarafından karar verilecektir. Çekişmeli alacakların konkordatoda hesaba katılmasına karar verilmiş ise, bu alacaklılara düşecek tutar konkordato projesinden ayrılmalıdır. Ayrılan bu tutar konkordatonun tasdikinden önce borçlu tarafından bir bankaya yatırılmış ise, tasdik aşamasında ayrıca teminat gösterilmesine gerek yoktur[12].

Söz konusu teminatın konkordatonun tasdikinin görüşüleceği duruşmadan önce mahkemeye sunulmuş olması gerekir. Teminatın miktarı konusunda İİK’da bir açıklama bulunmamasına rağmen bu teminatın alacaklının alacağını ve faizlerini tam olarak karşılar nitelikte olması gerekir[13].

Teminat, bizzat borçlu ya da üçüncü bir kişi tarafından gösterilebilir. Ancak borçlu tarafından gösterilecek teminat, diğer alacaklıların alacaklarının tahsili için projede yer alan taşınır ya da taşınmaz mallar olmamalıdır. Yine borçlu tarafından konkordato projesinin yerine getirilmesini engelleyecek nitelikte malların teminat olarak kabul edilmemesi gerekir. Ayni ya da şahsi teminat gösterilmesi mümkündür. Mahkeme, borçluya teminat göstermesi konusunda duruşmadan önce süre vermiş ancak borçlu teminat göstermemiş ise, duruşmada borçluya ayrıca süre verilmeyecektir. Buna karşılık mahkeme daha önce teminat gösterilmesi için borçluya bir süre vermemiş ise, teminatın yatırılmamış olması ya da eksik yatırılmış olması halinde mahkemenin borçluya süre vermesi uygun olur. Ancak verilen kesin süre içinde bu eksiklik tamamlanmaz ve imtiyazlı alacaklılar da teminat gösterilmesinden vazgeçmez ise, tasdik talebi reddedilecektir[14].

E- HARÇ VE MASRAFLARIN DEPO EDİLMİŞ OLMASI

Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekmektedir.

Konkordatonun tasdik edilebilmesi için alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden yatırılacak nispi harç oranları Harçlar Kanunu’na bağlı (1) sayılı Tarifenin “B) İcra ve İflas Harçları” başlıklı bölümün “II- İflas Harçları” başlıklı alt bölümünün (2) numaralı fıkrasının (b) bendinde belirlenmiştir. Buna göre; alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden binde 2,27 oranında harç ödenmesi gerekmektedir. Şayet rehinli alacakların çoğunluğuyla rehinli alacaklar için de konkordato hükümleri geçerli olacaksa, yapılandırma sonunda rehinli alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden binde 1,13 oranında harcın yatırılması gerekmektedir Tasdik kararından önce borçlunun harcı yatırması gerekmektedir. Aksi halde konkordato talebi reddedilecektir.

III- KONKORDATO YARGILAMASI

Konkordato komiseri alacaklılar toplantısından sonra gerekçeli raporunu mahkemeye sunar. Komiserin raporu ile birlikte geçici mühlet kararından itibaren toplanan dosya ve belgeler mahkemeye sunulmalıdır. Komiser raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, İİK’nın 288. maddesi uyarınca ilân edilir. Konkordato yargılamasının sonucunda konkordato projesi mahkeme tarafından kabul veya re edilir.

A- KONKORDATONUN KABULÜ KARARI

Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği belirtilir (İİK md. 306/1). Konkordatoyu tasdik eden mahkeme, kararında, konkordatonun türüne göre, alacaklıların alacaklarından ne ölçüde vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını ödeme planını açıkça hükme bağlar. Alacaklıların vazgeçtiği veya konkordatoya kabul oyu vermemekle birlikte tasdik nedeniyle kabul etmiş sayılan alacaklıların vazgeçmiş sayıldıkları miktar veya oran son derece önemlidir. Zira bu kısım alacak, artık borçludan talep edilemez. İşte bu bakımdan kararda bu kısmın açıkça belirtilmesi gerekir. Öte yandan, borçlunun ödeme planı da açıkça karara yazılmalıdır. Bunun ihlali konkordatonun feshine yol açacağından bu husus da karardan anlaşılabilmelidir.

Tasdik edilen konkordato kural olarak bütün alacaklıları bağlayıcı bir niteliğe sahiptir. Bu durum konkordatonun genel ve evrensel bir yapı göstermesinin sonucudur. Konkordatonun bu bağlayıcılık özelliği konkordatoya kaydolmuş ve kabul etmiş alacaklılar ile konkordatoyu kabul etmeyen alacaklılar bakımından zorunludur. Bunun gibi konkordatoya alacağını yazdırmamış alacaklılar içinde bağlayıcı bir nitelik taşır. Konkordatonun mühlet verilmesinden önce doğmuş bütün alacaklılar için zorunlu olmasının istisnası rehinli alacaklar, imtiyazlı alacaklar ve kamu alacaklarıdır. Öte yandan, konkordato mühleti verildikten sonra doğmuş bulunan borçlar konkordatodan etkilenmeyecekleri için, bu borçlar yönünden alacaklıların takipte bulunabilme veya verilmiş mahkeme kararlarının infazını isteme hakları vardır[15].

B- KONKORDATONUN REDDİ KARARI

Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar verir ve bu karar İİK’nın 288. maddesi uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme, borçlunun iflâsına re’sen karar verir (İİK md. 308). Buna göre, tasdik talebi reddedilen borçlunun iflâsa tâbi kişilerden olması ve hakkında doğrudan doğruya iflâs sebeplerinden birisinin bulunması halinde mahkeme, başka bir şart aramaksızın re’sen iflâsa karar verir. Örneğin, borca batık bir sermaye şirketinin tasdik talebi reddedilirse mahkeme re’sen şirketin iflâsına karar verecektir. Mahkeme koşulların oluşması halinde re’sen iflas kararı vermek zorundadır. Bu konuda alacaklılardan birinin veya borçlunun talebine ihtiyacı yoktur[16].

Mahkeme ret kararında tasdik şartlarından hangisinin veya hangilerinin mevcut olmadığının gerekçeleriyle birlikte açıkça ortaya konulması gerekir. Konkordatonun feshini gerektiren sebeplerden birinin tasdik aşamasında tespit edilmesi halinde de tasdik talebi reddedilir[17].

İflasa tabi borçlunun iflasına karar verilebilmesi için konkordatonun reddine ilişkin karar tek başına yeterli değildir. Ayrıca doğrudan doğruya iflasına sebep olabilecek nedenlerden bir ya da birden fazlasının mevcut olması gerekir. Borçluya verilmiş olan mühlet içerisinde İİK’nın 292. maddesinde belirtilen sebeplerden birinin gerçekleşmesi halinde, konkordatonun tasdiki kararından öncede borçlunun iflasına karar verilebilir[18].

IV- SONUÇ

Yukarıda belirtilen koşulların gerçekleşmesi durumunda konkordato mahkeme tarafından tasdik edilir. Tasdik edilen konkordato kural olarak bütün alacaklıları bağlayıcı bir niteliğe sahiptir. Konkordatonun bu bağlayıcılık özelliği konkordatoya kaydolmuş ve kabul etmiş alacaklılar ile konkordatoyu kabul etmeyen alacaklılar bakımından zorunludur.

Mahkeme tarafından verilen konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını ne şekilde ödeyeceği açıkça belirtilmelidir. Konkordatoyu tasdik eden mahkeme, kararında, onaylanan konkordato projesinin türüne göre, alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçtiğini ve borçlunun borçlarını hangi ödeme planı ile ödeyeceğini hükme bağlamak zorundadır.

İİK’nın 306/3 maddesi uyarınca asliye ticaret mahkemesi tarafından onaylanan konkordato kararı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu’nun resmi ilan portalında ilan edilir. Ayrıca karar İcra ve İflas Kanunu’nun 288/2 maddesinde belirtilen ilgili yerlere bildirilir.

Vefa TOROSLU*

E-Yaklaşım / Şubat 2021 / Sayı: 338

*  Serbest Muhasebeci Mali Müşavir-Bağımsız Denetçi

[1] Suphi ASLANOĞLU-Ayşe Duygu ÖZALP-Ali Rıza ÖZALP, “Bir Yeniden Yapılandırma Kurumu Olarak Konkordato Başvurusu, Geçici Mühlet ve Gerekçeleri”, Kırıkkale Üniversitesi İİBF Ekonomi, İşletme, Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Dergisi, Cilt: 3, Sayı: 2, s. 66.

[2] Hakan PEKCANITEZ-Güray ERDÖNMEZ, Konkordato, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2018, s. 353.

[3] Süha TANRIVER-Adnan DEĞNEKLİ, Konkordatonun Tasdiki, Yetkin Yayınları, Ankara, 1996, s. 93.

[4] Orhan EROĞLU, Uygulamada Konkordato, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2018, s. 87.

[5] Sümer ALTAY-Ali ESKİOCAK, Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku, 4. Baskı, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2018, s. 78.

[6] PEKCANITEZ-ERDÖNMEZ, s. 129.

[7] EROĞLU, s. 88.

[8] Serdar KALE, “7101 Sayılı İcra ve İflas Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Çerçevesinde İflas Dışı Adi Konkordato”, İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 5 (1), Bahar 2018, s. 252.

[9] Süha TANRIVER-Adnan DEĞNEKLİ, Konkordatonun Tasdiki, Yetkin Yayınları, Ankara, 1996, s. 93.

[10] EROĞLU, s. 89.

[11] PEKCANITEZ-ERDÖNMEZ, s. 131.

[12] PEKCANITEZ-ERDÖNMEZ, s. 132.

[13] EROĞLU, s. 90.

[14] Şükrü SARAÇ, 7101 Sayılı Kanun Çerçevesinde Konkordato, Ankara, 2019, http://web2.e-baro.web.tr (Erişim Tarihi: 14.10.2020), s. 58.

[15] Ömer ULUKAPI, “Konkordatonun Sonuçları”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 1-2, s. 10-12.

[16] KALE, s. 254.

[17] PEKCANITEZ-ERDÖNMEZ, s. 144.

 

[18] EROĞLU, s. 94.