Merkezi yurtdışında bulunan şirket ile Türkiye’deki şubesi arasında gerçekleşen parasal hareketlerden doğan alacak ve borçlar nasıl değerlenmelidir? |
18 Ağustos 2020 | |
(18.08.2020 tarih ve 216797 sayılı özelge) Türkiye’de bulunan şubede yürütülen faaliyetler sonucu elde edilen kazancın Kurumlar Vergisi Kanunu hükümleri gereğince ticari kazanç olarak değerlendirilerek kurumlar vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Yurt dışındaki merkez ile Türkiye’deki şube arasında gerçekleşen mal ve hizmet alım satımı dışındaki parasal hareketlerden doğan alacak ve borçlar gerçek bir alacak ve borç niteliği taşımadığından, söz konusu para hareketlerine dayalı cari hesapta oluşacak tutarların alacak veya borç olarak değerlemeye tabi tutulması gerekmemektedir. Buna göre; - Yurt dışındaki merkeze ihraç olunan emtia ile fatura düzenlenmek suretiyle yapılan hizmetlerden doğan dövize bağlı alacak ve borçların aynen mal veya hizmet ihracından doğan alacak ve borçlarda olduğu gibi değerlemeye tabi tutulması ve oluşan kur farklarının gelir/gider hesapları ile ilişkilendirilmesi, - Yurt dışındaki merkez ile gerçekleşen diğer para hareketlerinden doğan alacak ve borçların ise gerçek bir alacak ve borç niteliği taşımaması nedeniyle bu para hareketlerine dayalı cari hesap bakiyesinin değerlemeye tabi tutulmaması gerekmektedir. Bunun yanı sıra, yabancı para cinsinden kasa ya da banka mevcudunun değerleme günlerinde değerlemeye tabi tutulması ve oluşan kur farklarının gelir/gider hesapları ile ilişkilendirilmesi gerekmektedir. |