Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Anonim Şirketin Borcundan Dolayı Ortağın Şahsi Malvarlığına Başvurulması PDF Yazdır e-Posta
02 Nisan 2021

I- GİRİŞ

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(1) (TTK(2))’nun anonim şirket için öngördüğü tek borç ilkesi uyarınca, pay sahipleri (ortaklar), şirket borçlarından dolayı şahsen sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri sermaye paylarını şirkete ödemekle yükümlüdürler. Anonim şirkete, kuruluşta ve sermaye artırımında, nakdi sermaye konulması taahhüt edilebileceği gibi üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir.

Anonim şirketin borçlarından dolayı, bazı özel haller dışında, ortaklar değil şirket sorumlu olur. Buna karşılık, ortakların üçüncü kişilere karşı olan kişisel (şahsi) borçlarından ötürü de, şirket tüzel kişiliği değil ortaklar sorumlu olurlar(3). Bu genel kurala rağmen, bazı hallerin varlığında anonim şirketin ödenmeyen borçlarından dolayı ortakların şahsi malvarlıklarına başvurulması mümkündür. İşte bu çalışmada, anonim şirketin borçlarından dolayı ortakların şahsi malvarlıklarına başvurulması hususu ele alınacaktır.

II- ANONİM ŞİRKETİN BORCUNDAN DOLAYI ORTAĞIN MALVAR-LIĞINA BAŞVURULMASI VE HACİZ İHBARNAMESİ GÖNDERİLMESİ

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 89. maddesinde, borçlunun üçüncü kişilerdeki mal, hak ve alacaklarının haczi düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasına göre; hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmayan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödeyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını haciz ihbarnamesi ile bildirir.

Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur.

Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir.

Üçüncü kişiye haciz ihbarnamesi gönderilebilmesinin ön şartı, geçerli bir takibin bulunmasıdır. Borçlunun üçüncü kişilerdeki mal, hak ve alacaklarının haczine karar verilebilmesi için alacaklının talebi yeterlidir. Talebi alan icra memuru, alacaklının bildirdiği üçüncü kişide bulunan hacze konu malın niteliklerini açık bir şekilde belirleme olanağı bulunmadığından, talep doğrultusunda üçüncü kişiye haciz ihbarnamesi gönderilmesi kararı vermektedir.

Borçlunun üçüncü kişilerdeki mal, hak ve alacakları da borçlunun malvarlığı kapsamında kabul edilmektedir. İİK’nın 89. maddesindeki düzenleme sayesinde, alacaklı, borçlunun üçüncü kişideki alacak, hak ve taşınır mallarının haczini isteyerek alacağına kavuşma imkânına sahip olacaktır. Borçluya karşı takibe geçmiş olan alacaklı, üçüncü kişilerdeki bu malvarlığını haczettirebilecektir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi Hukuk Dairesi, şirket ortağının üçüncü şahıs konumunda olmadığı, bu nedenle şirketin borçlarından dolayı ortağa haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği görüşünde iken, Hukuk Genel Kurulu’nun 11.05.2016 tarihli ve E.2014/1078, K.2016/600 sayılı kararı doğrultusunda içtihat değişikliğine gitmiştir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’ni içtihat değişikliğine yönelten somut olayda, Hukuk Genel Kurulu, önüne gelen uyuşmazlığı; şirket ortağının -İİK’nın 89. maddesi uyarınca- borçlu şirket yönünden üçüncü şahıs sayılıp sayılamayacağı, buradan varılacak sonuca göre de şirket ortağına haciz ihbarnamesi gönderilip gönderilemeyeceği noktasından değerlendirmiş ve şirket ortağının şirket tüzel kişiliğine karşı üçüncü kişi konumunda olduğuna, şirket tüzel kişiliğinin, şirket ortağından mal, hak ve sermaye alacağı ile diğer alacaklarının bulunması halinde, bu alacak kalemlerinin, şirketin şahsi alacaklıları tarafından İİK’nın 89. maddesi uyarınca haczedilebileceğine, dolayısıyla şirket alacaklılarının şirket ortağına bu alacaklar için üçüncü kişi sıfatıyla haciz ihbarnamesi gönderebileceklerine hükmetmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafından, sermaye koyma borcunun şirket ile ortak arasındaki iç ilişkiden kaynaklandığı, sermaye koyma borcu yönünden şirket ortağının şirkete göre üçüncü kişi sayılamayacağı ve şirket ortağına sermaye koyma borcundan dolayı haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği, ancak ortakların, şirkete şahsi borçları bulunması halinde, şirket ortağına İİK m.89/f.1’e dayalı haciz ihbarnamesi çıkarılabileceği gerekçesiyle direnme kararının değişik gerekçe ile bozulması gerektiği görüşü savunulmuşsa da, bu görüşler Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun söz konusu kararı doğrultusunda, Yargıtay 12. HD’nin, 11.09.2017 tarih ve E. 2016/18308, K. 2017/10463 sayılı; 12.09.2017 tarih ve E.2016/18293, K. 2017/10503 sayılı ve 09.10.2017 tarih ve E. 2017/5864, K. 2017/12068 sayılı İlamlarında;

Kural olarak, borçlunun her türlü mal ve hakkı haczedilebilir. Haczedilmezlik için İcra ve İflas Kanunu’nda veya özel Kanunlarda açık hüküm bulunması zorunludur. Diğer bir anlatımla bir mal veya hakkın haczedilemeyeceğinin kabul edilebilmesi için, bu konuda açıkça bir Kanun hükmünün varlığı veya maddi hukuk anlamında o mal veya hakkın satış ve devrine engel yasal bir düzenlemenin bulunması şarttır. Şirket ortağı, ortağı olduğu şirket tüzel kişiliğinden ayrı bir kişiliğe sahip olup, Türk Medeni Kanunu anlamında gerçek kişi olduğundan şirkete göre üçüncü kişi sayılır. Türk Ticaret Kanunu uyarınca şirket ortakları, şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettikleri sermayeden dolayı şirkete karşı borçlu olduklarından ve borçlu şirketin, şirket ortağındaki sermaye alacağının haczine engel yasal bir düzenleme de bulunmadığından sermaye alacağının haczi mümkündür. Kaldı ki, borçlu şirketin, üçüncü kişi şirket ortağı nezdinde, sermaye borcu dışında tamamen özel hukuktan kaynaklanan ve paraya çevrilmesi mümkün, İİK’nın 89. maddesi kapsamında haczedilebilecek nitelikte başkaca hak ve alacaklarının bulunabileceği de kuşkusuzdur.”

denilerek “şirket ortağının, borçlu şirket yönünden üçüncü kişi sayılamayacağından dolayı şirket ortağına 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği” yönündeki eski görüşte değişikliğe gidilmiş ve değişen içtihat uyarınca şirket ortağına, borçlu şirket bakımından üçüncü kişi sayılacağından, İİK’nın 89. maddesi uyarınca haciz ihbarnameleri gönderilmesinde yasaya uymayan bir yön bulunmadığı kararlaştırılmıştır.

Dolayısıyla, anonim şirket ortağının ödenmemiş sermaye taahhütlerinin bulunması veyahut şirket tüzel kişiliğinin ortaktan mal, hak ve alacağının bulunması hallerinde, bu alacak kalemleri için, şirketin alacaklıları tarafından İİK’nın 89. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilerek ortağın şahsi malvarlığına başvurulabilir.

III- ÖZET VE SONUÇ

Anonim şirket, ortaklarından ayrı bağımsız bir tüzel kişiliğe sahiptir ve borçlarından dolayı malvarlığı ile birinci derecede sorumludur. Anonim şirket ortaklarının, şirket borçlarından dolayı bir sorumlulukları söz konusu değildir. Bununla birlikte, borçlunun üçüncü kişilerdeki mal, hak ve alacakları da borçlunun malvarlığı kapsamında kabul edilmekte ve İİK’nın 89. maddesi uyarınca, alacaklı, borçlunun üçüncü kişideki alacak, hak ve taşınır mallarının haczini isteme hakkına sahip bulunmaktadır.

Yargıtay kararlarında da ortağın şirket tüzel kişiliğine göre üçüncü kişi konumunda olduğu, şirketin ortaklardan alacağının bulunması halinde, şirket alacaklılarının şirket ortağına bu alacaklar için üçüncü kişi sıfatıyla haciz ihbarnamesi gönderebileceği kabul edilmektedir. Bu yönüyle, anonim şirket ortağının şirket tüzel kişiliğine karşı ödenmemiş sermaye taahhütlerinin bulunması veyahut şirket kasasından para çekmesi vesair yollarla şirket tüzel kişiliğine karşı borçlu olması durumunda, şirketin alacaklıları tarafından ortağa, bu borçları için, İcra ve İflas Kanunu uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilmesi mümkündür.

Soner ALTAŞ*

Yaklaşım / Nisan 2021 / Sayı: 340

*           Dr., Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi

(·)         Bu çalışmada belirtilen görüşler yazarına ait olup, çalıştığı Kurum’u bağlamaz.

(1)         6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 13 Ocak 2011 tarihinde kabul edilmiş; 14 Şubat 2011 tarihli ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

(2)         Çalışmamızda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu için “TTK” kısaltması kullanılmıştır.

 

(3)         Soner ALTAŞ, “Anonim Şirkette Payları Iskat Edilen Ortağın Ödediği Tutarların ve Sorumluluğunun Akıbeti”, Yaklaşım, Sayı: 310, 2018, s.225