Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2021/4) PDF Yazdır e-Posta
20 Nisan 2021

1. Kurumlar Vergisi Kanunu

İstihdam edilecek çalışanlar adına ödenen çalışma izin harçları gider yazılabilir mi?

(04.11.2020 tarih ve 812164 sayılı özelge)

İstihdam edilecek yabancı uyruklu kişilerin çalışma izni belgesi için ödemeleri gereken izin harcının şirket tarafından karşılanması nedeniyle, çalışanlar adına ödenen harç tutarlarının; çalışanlara sağlanan net menfaat (ücret) olarak değerlendirilmesi ve brütleştirilerek aylık ücret bordrolarına dahil edilmek suretiyle Gelir Vergisi Kanunu’nun 61, 94, 103 ve 104. maddeleri çerçevesinde gelir vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Çalışanlar adına ödenen harç tutarları, Gelir Vergisi Kanunu uygulamasında ücret kapsamında değerlendirildiğinden, bu ödemelerin Vergi Usul Kanunu’nun 238. maddesi gereğince ücret bordrosu ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Yatırımda fiilen kullanılan veya kullanılmayan yatırım kredileri ve işletme kredilerine ilişkin faiz ve vade farkları nasıl giderleştirilmelidir?

(04.12.2020 tarih ve 28414 sayılı özelge)

Yatırımın finansmanında kullanmak üzere alınan kredilere ilişkin kur farkı ve faiz giderlerinin, yatırımın aktifleştirildiği hesap dönemi sonuna kadar maliyet bedeline dahil edilmesi zorunludur.

Aynı yatırımın tamamlanması amacıyla temin edilen ve daha önce alınan kredinin kapatılmasında kullanılan genel kredi sözleşmesine ilişkin tahakkuk eden kur farkları ile kredi faizlerinin, söz konusu yatırımın aktifleştirildiği hesap dönemi sonuna kadar maliyet bedeline dahil edilmesi gerekir. Söz konusu dönemden sonra (işletme döneminde), mezkur kredilere ait faiz ve kur farklarının maliyete intikal ettirilmesi veya doğrudan gider olarak muhasebe kayıtlarına intikal ettirilmesi mümkündür.

Yatırım kredisinin, yatırımla ilgili harcamalara başlanılacağı tarihe kadar mevduat faizi ve repo gibi gelir getirici alanlarda değerlendirilmesi sonucu elde edilen gelirin ise yatırım maliyetiyle ilişkilendirilmeksizin kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

Finansman giderlerinin maliyet bedeline eklenmesi konusunda kuruluş dönemi, amortismana tabi iktisadi kıymetlerde bu kıymetlerin aktife alındıkları yıl sonuna kadarki dönem olup, inşa veya imal işlemlerinde ise inşa veya imal işleminin tamamlanarak, inşaat veya imalat hesabından sabit kıymet hesabına alındığı yıl sonuna kadarki dönemdir. İşletme dönemi ise kuruluş döneminden sonraki dönemi ifade etmektedir.

Düzenleme öncesinde alınan binek otomobilinin iktisabında kullanılan krediye ait faiz finansman gideri olarak dikkate alınabilir mi?

(22.12.2020 tarih ve 92017 sayılı özelge)

16.12.2019 tarihinde aktife alınan binek araç için kullanılan krediye ilişkin faizlerin 2019 hesap dönemine tekabül eden kısmının maliyetle ilişkilendirilmesi zorunlu olup, sonraki dönemlere ilişkin kredi faizlerinin ise tahakkuk ettikleri dönemde maliyete intikal ettirilmesi suretiyle amortismana tabi tutulması veya doğrudan gider olarak kayıtlara intikal ettirilmesi tercihe bağlı bulunmaktadır.

Bu durumda, 01.01.2020 tarihinden sonrasına tekabül eden kredi faiz tutarlarının gider olarak indirim konusu yapılmasının tercih edilmesi halinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı alt bendi gereği ilgili hesap dönemine isabet eden faiz tutarının %70’inin kurum kazancınızın tespitinde doğrudan gider olarak indirim konusu yapılması mümkün bulunmakta olup, gider olarak indirimi kabul edilmeyen tutarın ise kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerekmektedir. Ayrıca, gider yazma yönündeki bu tercihin sonraki yıllarda maliyetle ilişkilendirmek suretiyle değiştirilmesi de söz konusu olmayacaktır.

Rödovans sözleşmesi gereği ruhsat sahibi adına kiracı tarafından yapılan ödemeler gider kabul edilir mi?

(11.02.2021 tarih ve 6069 sayılı özelge)

Ruhsat sahibi şirketle yapılan rödovans sözleşmesine istinaden kiralanan mermer ocağı sebebiyle ruhsat sahibi şirket adına yapılan irtifak hakkı, kullanma izni, devlet hakkı vs. gibi ödemelerin, ruhsat sahibi şirket tarafından düzenlenecek fatura ile şirkete yansıtılması halinde, ödendiği yılda kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Kiralanan mermer ocağı ile ilgili olarak yapılmak zorunda kalınan ve ruhsat sahibi şirket adına belgelendirilen irtifak hakkı, kullanma izni, devlet hakkı vs. gibi ödemelerin şirket adına tevsikini temin etmek için ruhsat sahibi tarafından şirket adınıza fatura düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.

2. Gelir Vergisi Kanunu

Kiralık olarak kullanılan muayenehanenin satın alınması halinde envantere dahil edilmesi zorunlu mudur?

(12.11.2020 tarih ve 334337 sayılı özelge)

Serbest meslek faaliyetinin yürütüldüğü muayenehanenin işyeri olduğu, mesleki kazancın bu işyerinde icra edilen faaliyet dolayısıyla elde edildiği ve faaliyetin icra edildiği gayrimenkul ile faaliyet arasında bağ bulunduğu dikkate alındığında, hekimlik faaliyetinin icra edildiği muayenehanenin kiralık olarak kullanırken satın alınması halinde söz konusu işyerinin envantere dahil edilmesi zorunludur.

Hat sanatçısından alınan hizmet bedeli stopaja tabi midir?

(10.03.2021 tarih ve 7280 sayılı özelge)

Hat çalışması Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesine göre istisna kapsamında olduğundan, restorasyon çalışması ile ilgili olarak hat sanatçısından alınan hizmet karşılığında yapılan ödemeler üzerinden, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesine göre % 17 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmekte olup adı geçen Kanun’un 18. maddesi kapsamında faaliyette bulunan hat sanatçısının serbest meslek makbuzu düzenleme zorunluluğu bulunmaması nedeniyle yapılan ödemelerin gider pusulası imzalatılmak suretiyle tevsik edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Aktife kayıtlı motosikletin çalınması durumunda bedeli gider yazılabilir mi? Sigortadan alınan tazminatın gelir yazılması gerekir mi?

(15.01.2021 tarih ve 36894 sayılı özelge)

İşletme aktifinde kayıtlı bulunan motosikletin çalınması sonucunda, trafik tescil kayıtlarından düşürülerek işletmeden çekilen motosiklet bedelinin gider veya maliyet olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, çalınan motosiklet ile ilgili olarak işletme tarafından sigortadan tazminat alınmış olması durumunda, sigortadan alınan tazminatın gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir.

3. Katma Değer Vergisi Kanunu

Yurtdışında mukim bankaya verilen gayrimenkul değerleme hizmeti KDV’ye tabi midir?

(25.01.2021 tarih ve 62641 sayılı özelge)

Yurt dışındaki yatırımcıların, yine yurt dışında mukim bankalardan kredi temin etmek suretiyle Türkiye’den satın alacakları gayrimenkullere ilişkin olarak, yurt dışında mukim bankalara Türkiye’de verilen gayrimenkul değerleme hizmetinden Türkiye’de faydalanıldığından, hizmet ihracı kapsamında bulunmayan bahse konu hizmet bedeli üzerinden genel esaslar çerçevesinde KDV hesaplanması gerekmektedir.

Kredi borcuna karşılık bankaya devredilen taşınmazın yapılan protokol gereği ekspertiz değerinin üzerinde bir bedelle satışında aşan tutarın borçluya bırakılması halinde KDV uygulaması nasıl olmalıdır?

(25.01.2021 tarih ve 62717 sayılı özelge)

Banka ile imzalanan protokol gereği, taşınmazların Banka tarafından satışında ekspertiz değerini aşan ve Şirkete ödenen tutar fiyat farkı mahiyetinde olduğundan KDV matrahına dahildir.

Taşınmazların bankalara devir ve tesliminde KDV Kanunu’nun (17/4-r) maddesi kapsamında istisna uygulanabilmesi için, devir ve teslime konu taşınmazların bankalara borçlu olanlara veya bu borca kefil olanlara ait olması ve devir ve teslimin borca karşılık olarak bankalara yapılması gerekmektedir.

Öte yandan, Şirket ile Banka arasında imzalanan protokolün “B-Vefa Hakkı Kullanım Koşulları” bölümünde yer alan 5. ve 6. maddelerde, protokol kapsamındaki taşınmazların ortalama ekspertiz değerinin üzerinde bir bedel ile satılması halinde aşan tutarın Şirketin kullanımına bırakılacağı, Şirket tarafından talep edilmesi halinde aşan tutarın bir kısmının veya tamamının mevcut kredi risklerinin (anapara ve/veya faiz) geri ödemesinde kullanılabileceği ifade edilmektedir.

Bu çerçevede, Şirket ile Banka arasında imzalanan protokole istinaden kredi borçlarına mahsuben protokolde belirtilen taşınmazların ortalama ekspertiz değerine göre Bankaya devri Kanun’un (17/4-r) maddesine göre KDV’den istisna olacaktır. Ancak, söz konusu protokol gereği taşınmazların ortalama ekspertiz değerinin üzerinde bir bedelle Banka tarafından satılması halinde aşan tutarın bir kısmının veya tamamının Şirketin kullanımına bırakılması durumunda (17/-r) maddesinde yer alan borca karşılık olma şartı sağlanmadığından, Şirket kullanımına bırakılan tutar üzerinden genel hükümler çerçevesinde KDV hesaplanması gerekecektir.

Rödovans sözleşmesi gereği ruhsat sahibi adına kiracı tarafından yapılan ödemeler nedeniyle yüklenilen KDV indirim konusu yapılabilir mi?

(11.02.2021 tarih ve 6069 sayılı özelge)

Rödovans sözleşmesi ile kiralanan mermer ocağı ile ilgili, ruhsat sahibi şirket adına muhasebe fişi ile tahakkuk ettirilen ve ödemesi şirket tarafından yapılan irtifak hakkı, kullanma hakkı, devlet hakkı gibi bedellere ilişkin KDV’nin, fatura şirket adına düzenlenmediğinden (hizmetlere ait bedel şirket tarafından ödenmiş olsa dahi) indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, yapılan irtifak hakkı, kullanma izni, devlet hakkı vs. gibi ödemelerin, ruhsat sahibi şirket tarafından düzenlenecek fatura ile şirkete yansıtılması halinde, bu faturada gösterilecek KDV tutarının indirim konusu yapılması mümkündür.

Hat sanatçısından alınan hizmet bedeli stopaja ve katma değer vergisine tabi midir?

(10.03.2021 tarih ve 7280 sayılı özelge)

Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesine göre istisna kapsamında bulunan “hat sanatı işi” için bu hizmeti sunan hat sanatçısının, serbest meslek faaliyetini mutat ve sürekli olarak yapması halinde verdiği hizmet KDV’ye tabi olacak ve hizmet üzerinden hesaplanan KDV ya kendisi tarafından beyan edilip ödenecek ya da Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde yer alan kişi, kurum veya kuruluşlarca sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.

Bununla beraber, söz konusu hizmetin arızi olarak yapılması halinde ise söz konusu işlem KDV’nin konusuna girmeyecektir.

KDV ödenmeden alınan aracın çalınması durumunda KDV açısından yapılması gereken bir işlem var mıdır?

(15.01.2021 tarih ve 36894 sayılı özelge)

Şahıs işletmesi tarafından KDV ödemeksizin satın alınan ve işletmenin aktifine kayıtlı olan motosikletin çalınması nedeniyle bu araçların kayıtlardan çıkarılması, KDV hesaplanmasını gerektirmemektedir. Diğer taraftan, bu araç için sigortadan tazminat alınmış olması halinde, sigorta tazminat bedeli KDV’ye tabi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden, sigorta şirketine düzenlenecek faturada KDV hesaplanmayacaktır.

4. Vergi Usul Kanunu

Elektrikli scooterın amortisman oranı nedir?

(19.11.2020 tarih ve 860986 sayılı özelge)

Bir iktisadi kıymetin amortismana tâbi tutulabilmesi için, işletmenin envanterine kayıtlı olması, kullanıma hazır halde bulunması, işletmede bir yıldan fazla kullanılması, yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunması ve değerinin Vergi Usul Kanunu’nda yazılı haddin üzerinde olması gerekmektedir.

Amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak “Faydalı Ömür ve Amortisman Oranları” tespit edilmiş ve bu oranlar çeşitli tebliğlerle değişik 333 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki liste ile açıklanmıştır.

Söz konusu listedeki herhangi bir sınıflamada yer almayan amortismana tabi iktisadi kıymetlere uygulanacak amortisman oranları için mükelleflerin müracaatları üzerine Bakanlıkça belirlenecek süre ve oranlar üzerinden amortisman ayrılabilecektir.

Konu hakkında görüşüne başvurulan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca, kullanılan araca göre değişmekle birlikte bahse konu araçların ticari kullanım için günümüzde kullanılamaz hale gelme süresinin ortalama 6-10 ay arasında değiştiğinin anlaşıldığı, bu itibarla, “elektrikli scooter” araçlarının faydalı ömürlerinin hali hazırda 1 yıldan az olmakla birlikte geliştirme çalışmalarının devam ettiği ve önümüzdeki birkaç yıl içerisinde bu araçların faydalı ömürlerinin 1 yılın üzerine çıkabileceği yönünde görüş/değerlendirme bildirilmiştir.

Bu çerçevede, başvuru tarihi itibariyle faydalı ömrü 6-10 ay arasında olan “elektrikli scooter” isimli iktisadi kıymetin faydalı ömrünün hali hazırda 1 yıldan az olduğu anlaşıldığından bu iktisadi kıymetler için yapılan harcamaların doğrudan gider olarak kayıtlara intikal ettirilmesi mümkün bulunmaktadır.

Ancak, hali hazırda faydalı ömürleri 1 yıldan az olmakla birlikte geliştirme çalışmalarının devam ettiği dikkate alındığında söz konusu “elektrikli scooter” araçlarının faydalı ömürlerinin 1 yıldan fazla olacak şekilde geliştirilmesi durumunda, anılan iktisadi kıymetin faydalı ömür ve amortisman oranının belirlenmesini teminen Gelir İdaresi Başkanlığına müracaat edilmesi gerekmektedir.

Hatalı düzenlenen e-faturanın yasal defterler kaydı zorunlu mudur? Kaydedildiyse düzeltme nasıl yapılmalıdır?

(03.12.2020 tarih ve 36264 sayılı özelge)

“Temel Fatura” senaryosunda, düzenlenen faturalara e-Fatura uygulaması üzerinden “red yanıtı” dönülme imkanı bulunmamakla birlikte, 8 günlük itiraz süresi dolmamak şartıyla Temel Fatura İptal Portalı üzerinden satıcının ilgili fatura için iptal talebinde bulunma hakkı vardır. “Ticari Fatura” senaryosunda düzenlenen faturalara ise e-Fatura Uygulaması üzerinden itiraz mahiyetinde, mali mühür ile imzalı elektronik bir belge üreten yapıyı barındıran “red yanıtı” dönülebilmektedir.

“Temel Fatura” senaryosunda düzenlenen faturalara e-Fatura Uygulaması üzerinden “red yanıtı”nın dönülememesi ya da Temel Fatura İptal Portalı üzerinden iptal talebinde bulunulmamış olması, Türk Ticaret Kanunu’nun 18. maddesinde belirtilen harici yöntemlerle (noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile) itiraz edilebilmesi imkanını ortadan kaldırmamaktadır. Bir başka ifade ile “Temel Fatura” senaryosunda düzenlenen faturalara Türk Ticaret Kanunu’nun 18. maddesinde belirtilen yöntemler ile itiraz edilebilmesi imkânı bulunmaktadır. “Ticari Fatura” senaryosunda düzenlenmiş olan faturalara ilişkin olarak alıcıların e-Fatura Uygulaması üzerinden “red yanıtı” dönmemeleri, Türk Ticaret Kanunu’nun 18. maddesinde belirtilen yöntemlerin, Kanun’un 21. maddesinde belirtilen sürede kullanılabilme hakkını ortadan kaldırmamaktadır.

Gerek e-Fatura Uygulaması üzerinden “red yanıtı” dönülmesi ya da iptal talebinde bulunulması, gerekse Türk Ticaret Kanunu’nun 18. maddesinde belirtilen yöntemler ile faturaya itiraz edilmesine ilişkin olarak Kanun’un 21. maddesinde belirtilen 8 günlük itiraz süresine uymak tacir olmanın hukuki sonuçlarındandır. Bu süre geçtikten sonra yapılan itirazlar, iptal talepleri ve e-Fatura Uygulaması üzerinden dönülen “red yanıtları” söz konusu faturaların alıcı tarafından fatura içeriğinin kabul edilmiş olduğu sonucunu doğurmaktadır.

Diğer taraftan, bir mal teslimi için fatura düzenlendiğinde mal teslim edildikten sonra kısmen veya tamamen iadesinin yapılması durumunda ortada mal hareketinden kaynaklı bir iade bulunduğundan, düzenlenecek e-Fatura “İade Fatura” tipinde olmalı ve bu şekilde alınan faturaya ilişkin muhasebe kayıtları, muhasebe ilke ve kurallarına uygun olarak düzeltme kayıtları ile düzeltilmelidir.

Ancak alıcısına e-Fatura Uygulaması üzerinden başarıyla gönderilmiş bir e-Faturaya konu malların, alıcısı tarafından hiç teslim alınmaması ve stok kayıtlarına hiç girmemesi veya herhangi bir mal iadesi bulunmaksızın sadece hatalı bir fatura olması, alıcısının faturayı kabul etmek istememesi vb. durumlarda;

-    Faturanın “Temel Fatura” senaryosunda düzenlenmiş olması halinde, Türk Ticaret Kanunu’nun 18. maddesinde belirtilen harici yöntemlerle veya Temel Fatura İptal Portalı üzerinden yapılan iptal talebiyle,

-    Faturanın “Ticari Fatura” senaryosunda düzenlenmiş olması halinde ise, bu yöntemlere ek olarak e-Fatura Uygulaması üzerinden “red yanıtı”yla

söz konusu faturaya itiraz edilebilmesi mümkün olup, bu durumlarda bir iade faturası düzenlenmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır.

İlgili fatura e-Fatura sistemi üzerinde başarıyla iletilmiş olmasına rağmen, gerçekte bir mal veya hizmet alışı olmadığı halde düzenlendiği değerlendirilen faturaların, muhatabı tarafından kanuni defter kayıtlarına alınma zorunluluğu bulunmamakla birlikte, muhasebe kayıtlarına alınmış olduğunun tespiti durumunda muhasebe kayıt ve düzeltme kuralları dikkate alınarak ters kayıt ile muhasebe kayıtlarının düzeltilmesi de mümkün bulunmaktadır. Söz konusu düzeltme kayıtlarının tevsik edici bilgi ve belgeleri olarak, muhatabı tarafından yapılan sistemsel veya harici itirazlara ilişkin bilgi ve belgeler, ilgililere ibraz edilmek bakımından muhasebe kayıtları ile birlikte muhafaza edilecek ve istenildiğinde ibraz edilecektir.

Serbest bölgede faaliyet gösteren ve yabancı para cinsinden defter tutan şirketin dönem sonu değerleme işlemlerinde ortaya çıkan kur farkının dönem kazancıyla ilişkilendirilmesi gerekir mi?

(27.01.2021 tarih ve 29023 sayılı özelge)

Serbest Bölgede faaliyet göstermesi nedeniyle Türk para birimi dışında yabancı para cinsinden defter tutan şirketin, aktifine kayıtlı iktisadi kıymetlerin Vergi Usul Kanunu’nun değerleme hükümleri çerçevesinde değerlemesinin yapılması, bu şekilde yapılacak değerlemelerde efektif cinsinden yabancı paralar için efektif alış kuru (bulunmaması halinde döviz alış kuru), döviz cinsinden yabancı paralar içinse döviz alış kurunun kullanılması, kayıt tutulan para birimi dışındaki alacak ve borçların Bakanlıkça ilan edilen kurlar, Bakanlıkça kur ilan edilmediği durumlarda T.C. Merkez Bankasınca ilan edilen kurlar (döviz alış kuru, çapraz kur) kullanılmak suretiyle değerlemeye tabi tutulması gerekmektedir.

Dolayısıyla, yapılan değerleme sonucunda ortaya çıkan kur farkının, gelir/gider olarak dikkate alınarak ilgili dönem kazancıyla ilişkilendirilmesi gerekmektedir.

YİD modeline göre yapılan otoyolun tamamlanmış kesimleri ayrı ayrı aktifleştirilip itfa edilip edilebilir mi? Her bir kesime ilişkin finansman giderleri ve kur farkları nasıl giderleştirilir?

(08.02.2021 tarih ve 48123 sayılı özelge)

Karayolları Genel Müdürlüğüyle yapılan sözleşme ve bu sözleşmenin tabi olduğu mevzuat gereği yapılan yatırımların sözleşme süresinden sonra bedelsiz olarak Devlete veya Devletçe tensip olunan bir teşekküle intikali öngörülmüşse;

-    Üstlenilen söz konusu projeye/işe ait sözleşme kapsamında, yapılan her bir kesim yatırımlarının, tamamlanıp ayrı bir kıymet olarak aktifleştirildiği hesap döneminden itibaren “özel maliyet bedeli” olarak geri kalan sözleşme (işletme hakkı) süresine göre eşit yüzdeler halinde itfa edilmesi; işletme hakkı süresi dolmadan işletme hakkı alınan şeyin boşaltılması veya işletme hakkının herhangi bir sebepten sona ermesi halinde henüz itfa edilmemiş olan giderlerin, boşaltma veya hakkın sona erdiği yılda bir defada gider yazılması; söz konusu yatırımlar sonucunda ortaya çıkan amortismana tabi iktisadi kıymetlerden sözleşme süresi içinde yenilenmesi gerekenlerin genel hükümlere göre amortismana tabi tutulması,

-    Sözleşme kapsamında yapılan yatırım harcamaları sonucunda ortaya çıkan ve sözleşme süresi sonunda devre konu edilmeyecek olan amortismana tabi iktisadi kıymetlerin her bir kıymet bazında oluşan harcamalar dikkate alınmak suretiyle maliyet bedeli ile değerlenerek genel hükümler çerçevesinde itfa edilmesi,

-    Yapılacak yatırımların finansmanında kullanılan kredilerin faiz giderleri ile kur farklarının (lehte ve aleyhte), ilişkili oldukları sabit kıymet yatırımının aktifleştirildiği dönemin sonuna kadar oluşan kısmının ilgili iktisadi kıymetin maliyetiyle ilişkilendirilmesi, aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise ilgili dönemde gider/gelir olarak değerlendirilmesi veya maliyetle ilişkilendirilmesi, yatırım kredisi ile her bir kıymetin doğrudan ilişkisinin kurulamaması durumunda ilgili döneme ait finansman giderlerinin, söz konusu dönemde her bir kıymet için yapılan yatırım harcaması tutarının bu dönemde yapılan toplam harcama içindeki oranına göre ilgili kıymetlerin maliyet bedeli ile ilişkilendirilmesi,

-    Genel finansman amacıyla kullanılan kredilere ilişkin faiz giderleri ile bunların döviz cinsinden olması durumunda dönem sonu değerlemesi nedeniyle oluşan aleyhe kur farklarının genel giderler kapsamında değerlendirilmesi

gerekmektedir.

Diğer taraftan, yatırımın finansmanında kullanılan kredilerden kaynaklı, her bir kesim yatırımının tamamlanıp ayrı bir kıymet olarak aktifleştirildiği hesap döneminden sonraki dönemlere ilişkin, finansman giderleri ve kur farklarının maliyete eklenebilmesi veya ilgili dönemde doğrudan gider yazılabilmesi yönündeki seçimlik hakkın, her bir kesimin ayrı ayrı aktifleştirilebilmesinin mümkün olması koşuluyla, her bir kesim için ayrı ayrı belirlenmesi mümkün bulunmakta olup her bir kesim için yapılan seçimin/tercihin daha sonraki dönemlerde değiştirilmesi ise mümkün değildir.

Aktife kayıtlı taşıtın çalınması durumunda taşıt kayıtlardan nasıl çıkartılabilir?

(15.01.2021 tarih ve 36894 sayılı özelge)

Vergi hukukumuz açısından sermaye ve sermayenin herhangi bir unsurunda meydana gelen değer kayıplarının düşük bedelle değerlendirilmesi veya değişik yollarla sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi, esas olarak ticari ve zirai faaliyetlerin normal bir şekilde işleyişinden veya tabii afetler yüzünden değer kaybına uğramasından doğmuş olması şartlarına bağlanmıştır. Dolayısıyla, aktife kayıtlı çalınan aracın düşük bedelle değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Çalınan aracın kayıtlardan çıkarılmasında fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır. Ancak, sigortadan tazminat almış olması durumunda söz konusu tazminat için sigorta şirketi adına fatura düzenlemesi gerekmektedir.

Yukarıda özetlenen özelgeler ile diğer çok sayıda özelgenin tam metnine www.gelirler.gov.tr internet adresinin mevzuat bölümünden ulaşabilirsiniz