Yatırım Teşvikleri ve Kurumlar Vergisi İndirimi |
![]() |
![]() |
![]() |
01 Kasım 2021 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
7338 sayılı Kanun, teşvik belgesi kapsamındaki yatırım harcamaları ile kazanılacak yatırıma katkı desteğinin yüzde 10’luk kısmını, ÖTV ve KDV hariç, tahakkuk etmiş diğer vergi borçlarından terkin etme imkânı getirdi. Düzenlemeye yönelik temel eleştiri, terkin edilen vergi borcu tutarının 2 katı kadar yatırıma katkı desteğinden vazgeçilmesi gereği. Bu konuyu Erdoğan Sağlam Üstat, 29 Ekim tarihli yazısında etraflıca değerlendirdi. Ben, bu düzenlemeden mülhem, konunun farklı boyutları üzerinde durmak istiyorum. Aşina olmayanlar için kısaca açıklayalım. Teşvik mevzuatımız, yatırım yeri ve sektörü uygun bulunan yatırımlar için yatırımcı işletmelere Kurumlar Vergisi İndirim imkânı tanıyor. Yatırıma Katkı Desteği olarak adlandırılan bu mekanizma, teşvik belgesine bağlı destekler arasında belki de en çok talep edileni. Yatırım için harcanan tutarın belli bir kısmı, Kurumlar Vergisi indirimli tahsil edilmek suretiyle Devlet tarafından karşılanmış oluyor. Yatırımcının yararlanabileceği Kurumlar Vergisi indirim toplamı, yatırımın bölgesi veya teşvik belgesi türüne göre belirlenen yatırıma katkı oranı (YKO), indirilebilecek tutarlar ise, Vergi İndirim Oranı (VİO) tarafından belirleniyor. Yararlanılan Kurumlar Vergisi indirim tutarlarının toplamı, yatırım için izin verilen yatırıma katkı desteğine ulaşana kadar KV’in indirimli tahsiline devam ediyor. 2012/3305-Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar, başlangıçta, indirimli vergi uygulamasını yatırımdan kaynaklanan kazanç için öngörmekteydi. Yani, yatırımın işletme aşamasına gelmesi, gelir ve vergi yaratması gerekmekteydi. Ancak, çoğu yeni yatırımın vergilendirilebilir gelir potansiyelinin özellikle ilk dönemlerde düşük kalması, yatırıma katkı desteğinin beklenen etkiyi doğurmamasına yol açtı. Öyle ki, 20-30 yıllık sürelerde dahi yatırıma katkı desteğinin eritilemeyeceği öngörülen örnekler ortaya çıktı. Çözüm olarak, 2016 yılında yatırıma katkı desteğinden yatırım aşamasında yararlanma imkânı sağlandı. Henüz yatırım devam ederken işletmenin yatırım dışındaki diğer faaliyetlerinden doğan vergiyi indirimli ödemek (yatırıma katkı tutarının %80’ine kadar) mümkün kılındı. Bununla da yetinilmeyerek, yine 2016 yılında, imalat sanayii yatırımları ile sınırlı olmak üzere, yatırım döneminde VİO’nın %100 olarak uygulanabilmesi sağlandı. Şüphesiz bu düzenlemeleri yatırımların teşviki yönünde olumlu adımlar olarak görmek gerekir. Fakat bu uygulama da kusursuz değil. Şöyle ki, düzenli olarak yüksek tutarda KV ödeyen büyük ölçekli bir işletme, yatırım harcamasını büyük ölçüde ve hızla telafi etme imkânı bulabilirken, yani yatırım maliyetini oldukça düşürebilirken, aynı faaliyet alanında ve aynı bölgede yatırım yapan, yeni bir işletme, mesela yabancı sermayeli bir yatırım, aynı avantaja sahip olamıyor. Bir örnek: ABC AŞ., 20 milyon TL tutarında yatırım yapıyor. Yatırım 3. Bölge’de yer almakta ve %25 YKO ve %60 VİO’dan yararlanabilecektir. ABC AŞ., yıllık yaklaşık 8 milyon TL Kurumlar Vergisi ödemektedir. ABC AŞ. yatırımı 10’ar milyon TL harcamak sureti ile 2 yılda tamamlayacaktır. Yatırımdan kaynaklanan vergi öncesi kar, düzenli olarak 2 milyon TL öngörülmektedir. Bu durumda ABC A.Ş., 5 milyon TL (20 milyon x %25) tutarındaki KV İndirim hakkının 4 milyon TL kadarını yatırım devam ederken, kalanını da yılda 5 yıl içinde kullanabilecektir:
Aynı yatırımı yeni kurulan ve Kurumlar Vergisi matrahı oluşmamış olan XYZ Ltd. Şti. yaptığında ise, KV indiriminin kullanılma süresi 23 yıla, işletme döneminin 21. yılına uzamaktadır.
Ana hatları ile açıklayabildiğimi umduğum soruna ilişkin gözlem ve değerlendirmelerim şöyledir:
Not: Yeniden değerleme artışları, -yatırım harcamalarının idare tarafından henüz onaylanmamış olmasından olsa gerek- sadece işletme döneminde yapılabilmektedir. Yatırım süreleri 4-5 yıla uzayabilmekte, enflasyon son dönemde yüksek seyretmektedir. Yatırım döneminde de değerleme yapılabilmesi, adil olacaktır.
Kamu tarafından baktığımızda - İdarenin teşvik uygulamalarını detaylı olarak çalışmakta olduğu gözleniyor. Cari açık doğuran kalemler tek tek inceleniyor. Katma değer, teknolojik dönüşüm ve istihdam etkileri göz önüne alınarak, farklılaştırılmış teşvik mekanizmaları kurgulanıyor. - Her bir düzenlemenin mali etkisini, mevzuat yönüyle uygulanabilirliğini ayrıca göz önüne alma zorunluluğunu da teslim etmek gerekir. - Yatırım döneminde indirim imkânı tanınması, eleştirilen yönlerine rağmen son düzenleme ile indirim kullanma imkanlarının bir nebze genişletilmesi, yatırımların teşviki yönünde iyi niyetli adımlar. Ancak, yeni yatırımcıların dezavantajlarını gidermemekte, aksine artırmaktadır. - Teşvik oran ve süreleri, sağlanan destek unsurları bağlamında sektörel şikayetler var. Bu, herkesin haklı olduğu ve sonu gelmeyecek bir tartışma. Belli düzeyde bir farklılaştırılmaya gidilmesi doğal ve gerekli. Son söz Konu karmaşık ve pek çok kısıt var. Bu kabullerle birlikte, teşvikli yatırımlarda Kurumlar Vergisi indirim uygulamasının yeni yatırımcıların dezavantajlı olmayacağı şekilde gözden geçirilmesi yararlı olacaktır. Mehmet Özcan
https://www.dunya.com/kose-yazisi/yatirim-tesvikleri-ve-kurumlar-vergisi-indirimi-uzerine/638266 |