Fatura Düzenlendiğine Ve Katma Değer Vergisinin Ödendiğine İlişkin İbraz Külfeti |
08 Aralık 2021 | ||||||
Davacı derneğin iktisadi işletmesinin fatura düzenlediği ve katma değer vergisini beyan ederek ödediğine ilişkin ibraz ettiği belgelerin aksini gösteren bir belge idarece sunulmadığından mahkeme kararının redde ilişkin kısmında isabet bulunmadığı hk. İstemin Konusu: Vergi Mahkemesinin kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir. Dava Konusu İstem: Davacı adına, Ankara Şubesinin bazı faaliyetlerinin vergiye tabi olduğu ileri sürülerek 2008/12. dönemi için re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesi’nce verilen kararda; davacı derneğin Ankara şubesi tarafından TRT Genel Müdürlüğü’ne yapılan kiralama nedeniyle düzenlenen 30.000,00 TL’lik faturanın davacı dernek tarafından Bs formu ile beyan edildiği, bu nedenle cezalı tarhiyatin bu kısmında hukuka uyarlık görülmediği, diğer kiralamalara ilişkin olarak Bs formu ile herhangi bir beyanda bulunulmadığından cezalı tarhiyatın kalan kısımlarında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir. Temyiz Eden Davacının İddiaları: Anılan kiralamaların TRT Genel Müdürlüğü’ne yapılanlar haricindekilerin Ba-Bs bildirimleri için belirlenen 8.000,00 TL’lik limitin altında kaldığı için Bs formu ile bildirilmediği, söz konusu kiralamalar için düzenlenen faturaların tamamının beyan edilerek vergilendirildiği, inceleme elemanı karşıt inceleme yaparak bu durumu tespit edebilecekken karşıt inceleme yapmadığı ileri sürülmektedir. Temyiz Eden Davalının İddiaları: Dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir. Karar: Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, yerinde ve Vergi Mahkemesi kararının davanın kabulüne ilişkin kısımlarının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmamıştır. Davacının temyiz istemine gelince; 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde, dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kurumlar vergisine tabi olduğu, 2. maddesinde, dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmelerin, dernek veya vakıfların iktisadi işletmeleri olduğu, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde de, ticari faaliyet çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu hüküm altına alınmıştır. Dava dosyasının incelenmesinden; davacı derneğin Ankara Şubesinin 2008 yılında kira, reklam, yayın gelirleri gibi çeşitli gelirlerinin bulunduğu, bu faaliyetlerin ticari nitelikte olduğu ve katma değer vergisine tabi olduğu, ancak davacı derneğin 29.04.2013 tarihli dilekçesi ekinde sunmuş olduğu belgelere göre dernek genel merkezi tarafından, Gençlik ve Spor Bakanlığı Ankara İl Müdürlüğü, TRT Genel Müdürlüğü ve ... Medya Planlama ve Dağıtım A.Ş. adına fatura düzenlendiği ve faturalarda gösterilen katma değer vergilerinin beyan edilerek ödendiğinin belgeleri ile ortaya konulduğundan ve davalı idarece bu belgelerin aksini gösterir herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığından, cezalı tarhiyatın TRT Genel Müdürlüğü haricindeki kurumlara yapılan kiralamalara ilişkin kısımlarında da hukuka uyarlık bulunmadığından Vergi Mahkemesi kararının bu kısımlarının bozulması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle; Davacının temyiz isteminin kabulüne, davalı idarenin temyiz isteminin reddine, Temyize konu Mahkemesinin kararının davanın kabulüne ilişkin hüküm fıkrasının onanmasına, Mahkeme kararının davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, oyçokluğuyla karar verildi(*) (*) KARŞI OY: 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 1/ç maddesinde; dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazançlarının kurumlar vergisine tabi olduğu belirtildikten sonra, aynı Kanun'un 2/5. fıkrasında; dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler kurumlar vergisi mükellefi olarak tanımlanmış, 2/6. fıkrasında; iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin Kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmaması mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesi bunların iktisadî niteliğini değiştirmeyeceği, ifade edilmiştir. Öte yandan 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1/3.g maddesinde; “….dernek ve vakıflara, ….ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile …bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticarî, sınaî, ziraî ve meslekî nitelikteki teslim ve hizmetlerinin de KDV'ye tabi” olduğu, belirtildikten sonra sadece; 17/1. maddesinde sayılan “kamuya yararlı derneklerin” 17/1-(a) maddesinde belirtilen “... güzel sanatları ... teşvik etmek ... amacıyla yaptıkları teslim ve hizmetler”, 17/1-(b) maddesinde belirtilen “tiyatro, konser salonu.... işletmek veya yönetmek suretiyle ifa ettikleri kültür ve eğitim faaliyetlerine ilişkin teslim ve hizmetler”i istisna kapsamında sayılmıştır. Şu halde, derneklerin devamlılık arz eden ticari, sınai veya zirai nitelikte olup bir organizasyon dahilinde mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifası gibi bir faaliyetinin bulunması durumunda, iktisadi işletmenin oluştuğu kabul edilerek söz konusu faaliyetleri ifa eden bu işletmeler için kurumlar vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi gerekecektir. Olayda da, ... Derneği İktisadi İşletmesi adına ayrı bir katma değer vergisi mükellefiyeti mevcut iken, anılan derneğin Ankara şubesi hesaplarının incelenmesi neticesinde ticari, sınai veya zirai nitelikte faaliyet içinde olduğu belirtilen dernek iktisadi işletmesi adına tarhiyat yapılması gerektiği halde hakkında yasal anlamda doğrudan kurumlar vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi mümkün bulunmayan davacı dernek adına katma değer vergisi tarh edilmesinin ve vergi ziyaı cezası kesilmesinin yasal mesnedinin bulunmadığı anlaşılmakla, Vergi Mahkemesi kararının davanın kabulüne ilişkin hüküm fıkrasının yukarıda açıklanan gerekçeyle onanması, davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının ise yine aynı gerekçeyle bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına gerekçe yönünden katılmıyorum. |