Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Firma Tarafından Üretilen Ürünlerin İşletme Bünyesinde Kullanılmasının Vergi Kanunları Karşısındaki Durumu PDF Yazdır e-Posta
04 Eylül 2021

 T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Manisa Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı: E-33775506-130[KDV 53.02-134]-78634

Tarih: 04.09.2021

Konu: Firma tarafından üretilen ürünlerin işletme bünyesinde kullanılmasının vergi kanunları karşısındaki durumu.                                   

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, firmanız tarafından üretimi yapılan üzüm, zeytin, biber, domates ve benzeri tarım ürünleri ile tavuk ürünlerinin imalat işlemlerinden sonraki mamül ürünlerinin; üretim girdisi, personel yemek gideri, temsil ağırlama gideri olarak işletme bünyesinde kullanılması durumunda fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği, fatura düzenlenmesi durumunda faturada gösterilen KDV'nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı ile kurumlar vergisi yönünden gelir-gider unsuru olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü istenilmektedir. 

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN :

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, "Bu kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmüne yer verilmiş olup, müteakip maddelerde, vergi mükelleflerinin faaliyetleri ile ilgili kayıtlarının tevsikinde kullanılacak belgeler sayılmıştır.

Bu kapsamda, Kanunun 229 uncu maddesinde faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu hükme bağlanmıştır.

Dolayısıyla, firmanız tarafından üretimi yapılan üzüm, zeytin, biber, domates v.b. tarım ürünleri ile tavuk ürünlerinin imalat işlemlerinden sonraki mamül ürünlerinin; üretim girdisi, personel yemek gideri, temsil ağırlama gideri olarak işletmeniz tarafından kullanılması durumunda, müşteriye satılan bir mal veya hizmet ifası söz konusu olmadığından şirketinizin kendi adına fatura düzenlemesine gerek bulunmamaktadır.

Ancak, söz konusu ürünlerin üçüncü şahıslara satılması halinde alıcılar adına genel hükümler çerçevesinde fatura düzenleneceği tabiidir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN :

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun "Ticari Kazancın Tarifi" başlıklı 37 nci maddesinde; "Her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazanç ticari kazançtır" hükmü yer almış ve aynı Kanunun "Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 38 inci maddesinde ise;

"Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1.İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2.İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur."

hükümlerine yer verilmiştir.

Buna göre, firmanız tarafından üretimi yapılan üzüm, zeytin, biber, domates v.b. tarım ürünleri ile tavuk ürünlerinin imalat işlemlerinden sonraki mamül ürünlerinin; üretim girdisi, personel yemek gideri, temsil ağırlama gideri olarak işletmeniz bünyesinde kullanılması durumunda kazanç doğuran herhangi bir işlem söz konusu olmadığından kurum kazancına dahil edilecek bir gelirden de söz edilmesi mümkün değildir.

Diğer taraftan, söz konusu ürünlerin üçüncü şahıslara satılması halinde ise elde edilecek gelirin kurum kazancına dahil edileceği tabiidir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

-2/1 inci maddesinde, teslimin, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi olduğu,

-3/a maddesinde, vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun, vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla işletmeden çekilmesinin, vergiye tabi malların işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesinin teslim sayılacağı,

- 8/2 nci maddesinde, vergiye tabi bir işlem söz konusu olmadığı veya KDV'yi fatura veya benzeri vesikalarda göstermeye hakkı bulunmadığı halde; düzenlediği bu tür vesikalarda KDV gösterenlerin, bu vergiyi ödemekle mükellef olduğu, bu hususun kanuna göre borçlu oldukları vergi tutarından daha yüksek bir meblağı gösteren mükellefler için de geçerli olduğu, bu gibi sebeplerle fazla veya yersiz hesaplanan ve Hazineye ödenen verginin, Hazine ve Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslara göre işlemi yapan mükellefe iade edileceği, şu kadar ki söz konusu iadenin yapılabilmesi için işlemle ilgili beyanların düzeltilmesi ve fazla veya yersiz hesaplanan verginin satıcı tarafından alıcıya geri verilmesinin şart olduğu,

-20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,

-27 nci maddesinde, bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrahın, işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücreti olacağı, bedelin emsal bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekilde düşük olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple açıklanamadığı hallerde de, matrah olarak emsal bedelin veya emsal ücretin esas alınacağı ve emsal bedelin veya emsal ücretin Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tespit olunacağı,

hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, KDV Genel Uygulama Tebliğinin "I/C-1.1.Fazla veya Yersiz Uygulanan Vergi" başlıklı bölümünde; 3065 sayılı Kanunun (8/2) nci maddesi kapsamında fazla veya yersiz hesaplanan vergi ile ilgili açıklamalara yer verilmiştir.

Konuyla ilişkin olarak, KDV yönünden mükellefiyetinizin bulunduğu ... İhtisas Vergi Dairesi Müdürlüğünden alınan ... tarihli ve ... sayılı yazıda; şirketinizin 2020 ve 2021 yıllarında 3065 sayılı Kanunun 11/1-c maddesi kapsamında yapmış olduğu ihraç kayıt teslimlerinden doğan KDV'nin iadesinin şirketiniz tarafından verilen artırımlı teminat mektubu karşılığında yerine getirildiği, özelge talebinize konu husus hakkında herhangi bir işlem tesis edilmediği bildirilmiştir.

Buna göre, firmanız tarafından üretimi yapılan üzüm, zeytin, biber, domates v.b. tarım ürünleri ile tavuk ürünlerinin imalat işlemlerinden sonraki mamül ürünlerinin; üretim girdisi, personel yemek gideri olarak işletmeniz bünyesinde kullanılması dahili sarf mahiyetinde olduğundan fatura düzenlenmesine ve KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.

Bununla beraber, işletmenizde imal edilen söz konusu ürünlerin firmanız tarafından temsil ağırlama gideri (ayni pazarlama gideri) niteliğinde müşterilerinize bedel tahsil edilmeksizin eşantiyon ve numune şeklinde verilmesi durumunda, bu ürünleri bedelsiz olarak alan kişi ve kuruluşların söz konusu malları gerçek usulde KDV mükellefi olarak ticari bir işleme konu etmemeleri şartıyla, KDV hesaplanmayacaktır.

Öte yandan, söz konusu işlemler nedeniyle firmanız tarafından fazla veya yersiz hesaplanan KDV tutarlarının KDV Genel Uygulama Tebliğinin "I/C-1.1." bölümü uyarınca düzeltilmesi gerekeceği de tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.