Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
6183 sayılı Yasa “Zor Kullanabilirsin” diyor ama ya Anayasa? PDF Yazdır e-Posta
19 Mart 2022

Yürürlükte olan vergi kanunlarımızın bazı maddeleri ya hiç kullanılmamakta ya güncellenmediği için çağın gerisinde kalabilmekte ya da birbirleriyle çelişebilmektedir. Hatta bu sorun maalesef birçok yasamızda var. Vergi idaresinin bu konuya ivedilikle el atmasında fayda var elbette.

 

Geçenlerde öğrencilerimden biri “bir madde uygulanmıyorsa neden hala kanunda duruyor?” diye sordu. Çok yerinde bir soruydu ama benim onu tatmin edecek şekilde verebilecek bir cevabım maalesef yoktu.

Bugünkü yazım Anayasal sorun yaratacak bir madde; 6183 sayılı Kanun m.80.

6183 sayılı Yasa Zor Kullanabilirsin diyor

Vergi icra kanunu olarak da bilinen 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 80’inci maddesine göre, vergi gibi amme alacaklarının ödenmemesi durumunda haciz uygulanır. Hatta haciz uygulamasında kilitli kapılar zorla açtırılabilir, borçlu, haczedilen malları vermiyorsa duruma göre her türlü zora başvurulabilir, borçlu haczedilen bu malları vermiyor üstünde tutuyorsa borçlunun şahsına karşı da zor kullanılır.  Bunu ben demiyorum, 6183 sayılı Kanun m.80’de öyle yazıyor.

İşin özü, amme borçlusunun borcunu kendi iradesi ile ödememesi durumunda amme idaresinin söz konusu amme alacağını zorla tahsil etmesidir. Bu süreç de gayet normaldir. Ancak haciz yapılırken 6183 sayılı yasanın 80’inci maddesinde düzenlenen “zor kullanma” maddesinin uygulaması yeterince açık olmamakla birlikte aynı zamanda tartışma da götürecek mahiyettedir.

6183 sayılı Yasa’nın 80’inci maddesinin uygulamasında özellikle “Borçlunun üzerinde haczi kabil kıymetli mallar bulunduğu ve kendisi bunları rızasıyla teslim etmediği veya üzerinde sakladığı takdirde şahsına karşı da zor kullanılır.” fıkrası tartışma götürecek tarzdadır.

Söz konusu kanun hükmünde şahsa karşı zor kullanmanın ölçüsü yeterince açık değildir. Mesela darp gibi bir uygulama zor kullanma sayılır mı? Fiziksel zor kullanma kolluk kuvvetlerine tanınmış bir yetki olmasına karşın bunun vergi idaresine hem de bir kanun maddesiyle kendi memuruna verilmiş olması bir hak ve yetki ihlalinden başka bir şey değildir. Bunun kanun maddesinde açıkça yazılması da mevcut sorunu çözmeyecektir. İlginç değil mi?

Bu bir Anayasal sorun mu?

Zor kullanma yetkisi, Anayasa'nın 20’nci maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliği ve korunmasına aykırıdır. Bu düşünceye göre, konusu suç teşkil eden fiillerde bile kural olarak hâkim kararı aranmasına rağmen; konusu genellikle sadece tarafları ilgilendiren alacak-borç ilişkisinde hâkim kararı olmaksızın vergi idaresinin zor kullanma yetkisini kullanması Anayasa’nın 20’nci maddesine aykırıdır.

Yani madde hükmüne göre amme alacağını zamanında ödemeyen kişiler hakkında haciz süreci başlatılır ve haciz esnasında hacze konu mallar haczedilirken zorla kilitler kırılır, kapılar açtırılır hatta borçlu darp bile edilebilir. Darp kısmına maddenin şahsına karşı da zor kullanılır ifadesinden yola çıkarak ulaşıyorum.

6183 sayılı Yasa’nın 80’inci maddesinin uygulanmasında özellikle “Borçlunun üzerinde haczi kabil kıymetli mallar bulunduğu ve kendisi bunları rızasıyla teslim etmediği veya üzerinde sakladığı takdirde şahsına karşı da zor kullanılır.” fıkrası uyarınca şahsa karşı uygulanacak zor kullanmanın sınırı haczi uygulayacak olan vergi idaresi memurlarına bırakılmıştır. Söz konusu uygulama borçlu hakkında uygulanacak zor kullanmanın sınırını çizmek de yine aynı kişilere bırakılmaktadır. Bu uygulamanın sınırının çizilmemiş olması Anayasa’nın Başlangıç Hükümlerinde yer alan “…hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme….” fıkrasına da aykırı olduğu düşünülebilir. Vergi idaresi memurlarının zor kullanmanın sınırını çizerken bunu da dikkate almaları gerekirken konunun çok sübjektif bir boyutta kalacağı da aşikârdır.

Kanun koyucu soyut şekilde bu maddeyi yazarak Anayasa’yı ihlal etme hakkını haciz memurunun keyfiyetine bırakmış gibi bir algı yaratılmış oluyor.

Bu nedenle maddede geçen özellikle şahsına karşı da zor kullanılır ifadesinin sınırının çizilmesi ne ölçüde zor kullanılır hatta zor kullanma kavramının içinin doldurulmasının yerinde olacağı kanaatindeyim. 

Sonuç olarak

6183 sayılı yasa 1954 yılında yürürlüğe girdi. Bazı maddeleri o günkü koşullara göre yazıldı ve günümüze kadar da bazı maddeleri hiç değiştirilmedi. Bu madde de değişmeyen hükümlerden biri.

6183 sayılı yasanın 80’inci maddesinin uygulanmasında hacze yetkili memurların kolluk kuvveti gibi davranmalarına izin veren bu maddenin Anayasa’nın yukarıda bahsi geçen hükümlerini zedelediği açıktır. Tamamen sübjektif bir iradeye bırakılmış olması kanun hükmünün yetki alanını genişletmekte ve memura keyfiyet sahası tanıyabilmektedir.

Bu münasebetle maddenin daha işlevsel hale getirilmesi adına;

Bu yetki anladığımız şekilde ise bu yetkinin tamamen kolluk görevini haiz kişilere devredilmesi,

Zor kullanma kavramının içeriğinin doğru anlaşılır şekilde tanımlanması,

Zor kullanma kavramının tam olarak sınırının çizilmesi,

Şahsına karşı da zor kullanılır ifadesinden borçlunun doğrudan kendisine mi yoksa hacze konu malı üstünde tuttuğu için zor kullanma üstünde tuttuğu/sakladığı mallara mı uygulanacağı şeklindeki sorulara açıklık getirilmesi, yerinde olacaktır. Murat Batı

https://t24.com.tr/yazarlar/murat-bati/6183-sayili-yasa-zor-kullanabilirsin-diyor-ama-ya-anayasa,34653