Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Kooperatiflerin Tacir Olup Olmadığına Yargıtay Son Noktayı Koydu PDF Yazdır e-Posta
09 Nisan 2022

Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denilmektedir.

Tanıma göre, kooperatiflerin öne çıkan özelliği, ortaklarının ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlaması ve dolayısıyla daha çok sosyal yardımlaşma amacına yönelik olmasıdır. Bu özelliği nedeniyle de ekonomik faaliyetlerin içinde olmasına rağmen yıllarca bu oluşumun “tacir” olup olmadığı tartışma konusu olmuş ve Yargıtay’ın çeşitli daireleri arasında da bu konuda görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştır.

6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) düzenlenmişken, 1969 yılında çıkarılan 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ile özel bir düzenlemeye tabi kılınan Kooperatiflerin tartışmalı konumu son bulmamış aksine daha karmaşık bir hale gelmiştir. 2012 yılında yürürlüğe giren 6102 sayılı Ticaret Kanunu’nda sayılan ticaret şirketleri arasında Kooperatifler de sayılmış ve aynı kanunun 16’ncı maddesinde yer alan tüm ticaret şirketlerinin tacir kabul edilmesiyle Kooperatiflerin de tacir olduğu düşüncesi ağırlık kazanmaya başlamıştır. Ancak Yargıtay’ın bazı dairelerinin içtihatlarında ve akademik tartışmalarda, kooperatiflerin sosyal yönüne vurgu yapılarak asıl amacının “kar elde etmek” veya “gelir elde etmek” olmadığı ve güçlerin birleştirilerek ihtiyaçların karşılanmasının asıl amaç olduğu öne sürülerek bu ortaklığın “tacir” olmadığı ileri sürülmüştür.

Konuyla ilgili tartışmaları bitirecek karar yine Yargıtay’dan gelmiştir. Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E.2020/2, K.2021/3 sayılı ve 12.11.2021 tarihli kararında üçte ikiyi aşan oy çokluğuyla Kooperatiflerin/Yapı Kooperatiflerinin 6102 sayılı Ticaret Kanunu kapsamında tacir/ticaret şirketi sayılacaklarını kabul etmiştir.

Anılan Büyük Genel Kurul’un söz konusu kararında;

Neticeten, 1163 sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK'de yer alan yasal düzenlemeler ile anılan düzenlemelere ilişkin kanun koyucunun iradesini ortaya koyan gerekçeler nazara alındığında; kooperatiflerin nitelikleri itibariyle ticaret şirketi ve bir ticari işletmenin işletilmesi kriterinden bağımsız olarak tacir oldukları açıktır. Bu açık kanun hükümleri karşısında ticaret siciline tescili zorunlu olan, ancak bu şekilde tüzel kişilik kazanabilen, ticarî defterler tutan, ortaklarının sermaye koyma borcu bulunan, şirketler ile birlikte düzenleme yapılıp birleşme, bölünme ve tür değiştirme şartları düzenlenen ve iflasa tabi olan kooperatiflerin ticaret şirketi ve tacir sayılmaları gerekmektedir. Önemle belirtilmesi gerekir ki; tek amacı kâr elde etmek olmamakla birlikte kooperatifler, ortaklarının ekonomik menfaatlerini geliştirmeyi amaçlayan ticari birer ortaklıktırlar. Zira kâr elde edilip bunun ortaklar arasında paylaşılıp paylaşılmadığı, diğer bi r deyişle ne şekilde tasarruf edildiği kooperatifin amacının ekonomik olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Kooperatif şirketinin 6102 sayılı TTK'nın 124. maddesinde ne şahıs ne de sermaye şirketleri arasında gösterilmemiş olması, kanunun açık lafzı karşısında kooperatifin ticaret şirketi sayılmasına engel değildir.

Öğretide de, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesinde 2004 yılında 5146 sayılı Kanun kapsamında yapılan değişiklik ile kooperatifin tacir olup olmadığı hususundaki tartışmanın noktalandığı ve kooperatifin bir şirket olduğunun vurgulandığı, 6102 sayılı TTK’nin 124/1. maddesi ile de ticaret şirketi niteliğinde olduğunun bir kez daha teyit edildiği, kooperatifin tacir sayılmayacağı yönündeki yorumun kanuna aykırı (contra legem) bir yorum faaliyeti olduğu, 07.11.1945 gün ve 1944/8 E., 1945/14 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu kararında da tespit edildiği üzere kooperatifin ‘(...) ticari işletme işletip işletmediğinden bağımsız olarak (hukuki) şekli (kalıbı) dolayısıyla tacir(...)’ olduğu ifade edilmektedir(…)

Hâl böyle olunca, kooperatiflerin/yapı kooperatiflerinin 6102 sayılı TTK kapsamında tacir/ticaret şirketi olduklarına karar verilmesi gerekmiştir.”

denilmiş ve son nokta konulmuştur.

Son noktayı koyan kararın pratikteki sonucu tacir olmanın diğer sonuçları yanında kooperatifin işlemlerinden doğan anlaşmazlıklara ilişkin davaların ticari dava olarak kabul edilmesi olacaktır.

Bilindiği üzere bir davanın ticari dava olup olmadığı TTK’nın 4’üncü maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmektedir.

TTK’nın 4’üncü maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın anılan maddenin devamında öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılmakta ve öğretide de bunlara mutlak ticari davalar denilmektedir. Bu davaların TTK’da düzenlenmiş olması yeterli olup tarafların tacir olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.

Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve her iki tarafın tacir olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır.

Bir davanın ticari dava sayılmasına bağlanan en önemli sonuç ise o davanın ticaret mahkemesinde görülmesi ve buna bağlı olarak özel birtakım usul kurallarına tabi olmasıdır.

Ümit IŞIK

Ticaret Başmüfettişi

 

https://www.dunya.com/kose-yazisi/kooperatiflerin-tacir-olup-olmadigina-yargitay-son-noktayi-koydu/654462