Hizmetlerde Sözleşme Ve Ödemelerin Dövizle Yapılma Yasağı Hakkında Hatırlatmalar |
06 Ağustos 2022 | |
Kıymetli okurlarım bu hafta sizlerle, son düzenlemeler ışığında hangi hizmet sözleşmelerinin ve bu hizmet sözleşmelerine bağlı ödeme işlemlerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak yapılıp yapılamayacağı durumları paylaşıyor olacağım. Dövizle sözleşme ve ödeme yapma yasağına ilişkin temel düzenlemeler nelerdir? Döviz cinsinden sözleşmeler yapma ve sözleşme bedellerinin döviz cinsinden ödenebilmesine ilişkin ülkemizdeki temel düzenleme Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar ve bu Kararın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirleyen Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’dir. Bu Tebliğin Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler başlıklı 8’inci maddesinde döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak yapılabilecek ve yapılamayacak sözleşmelere yer verildiğini görüyoruz. Aynı maddede ayrıca sözleşmelerden döviz cinsinden veya dövize endeksli yapılabilecek olanlardan hangilerinin, ödeme işleminin dövizle yapılmasının mümkün olduğuna yönelik açıklamalara rastlıyoruz. İlgili fıkra ve bent açıklamalarına bakıldığında, sözleşmesinin dövizle cinsinden veya dövize endeksli yapılamayacak veya sözleşmesi döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak yapılabilmekle birlikte ödeme işleminin dövizle yapılmasının mümkün olmadığı (ilgili fıkra ve bentlerdeki açıklamaların mefhumu muhalifinden ortaya çıkan anlamıyla dövizle sözleşmesi ve ödemesi yapılabilecek) sözleşme tiplerine yer verildiğini görüyoruz. Tebliğin 8’inci maddesi altında yer verilen sözleşme türleri ana başlıklar itibariyle aşağıdaki şekildedir. Söz konusu Tebliğe linkten ulaşabilirsiniz. Bizim bu günkü yazımızda yukarıdaki tabloda yer verilen tüm sözleşmeler yerine sadece HİZMET SÖZLEŞMESİ niteliğinde olan durumlara (7, 11 ve 19 nolu fıkralar) değinilecektir. Bir başka ifade ile “hizmet” verilen veya alınan hangi durumlarda sözleşmelerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak yapılıp yapılamayacağı ve ödemesinin de döviz cinsinden gerçekleştirilip / gerçekleştirilemeyeceği hakkında sizleri bu yazımla bilgilendirmeye çalışacağım. Döviz cinsinden ya da dövize endeksli olarak yapılabilecek ve yapılamayacak HİZMET sözleşmeleri hangileridir? İlgili Tebliğde döviz cinsinden ya da dövize endeksli olarak yapılamayacak hizmet sözleşmelerine ilişkin düzenlemelere esas itibariyle 8’inci maddenin 7 numaralı fıkrasında yer verilmiş olmakla birlikte 11 ve 19 nolu fıkralarda da bazı hizmet türleri için özel belirlemelerin yapılmış olduğunu görüyoruz. İlgili fıkra hükümleri aşağıda yer almaktadır: (7) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; aşağıda belirtilenler dışında kalan danışmanlık, aracılık ve taşımacılık dâhil hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar. a) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişilerin taraf oldukları hizmet sözleşmeleri, b) İhracat, transit ticaret, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri, c) Türkiye’de yerleşik kişilerin yurtdışında gerçekleştirecekleri faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri, ç) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; Türkiye’de başlayıp yurtdışında sonlanan, yurtdışında başlayıp Türkiye’de sonlanan veya yurt dışında başlayıp yurtdışında sonlanan hizmet sözleşmeleri. d ) (Ek:RG-30/1/2021-31380) Türkiye’de yerleşik kişilerin Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama tesislerinde akdedeceği konaklama hizmet sözleşmeleri. (11) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; bilişim teknolojileri kapsamında yurt dışında üretilen yazılımlara ilişkin satış sözleşmeleri ile yurt dışında üretilen donanım ve yazılımlara ilişkin lisans ve hizmet sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür. (19) Dışarıda yerleşik kişilerin Türkiye’de bulunan; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin veya ortak kontrol ve/veya kontrolüne sahip bulunduğu şirketler ile serbest bölgedeki faaliyetleri kapsamında serbest bölgelerdeki şirketlerin işveren veya hizmet alan olarak taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür. Tebliğin bu açıklamaları çerçevesinde bir HİZMET SÖZLEŞMESİ ilgili (7) numaralı fıkranın a, b, c, ç ve d bentlerinde yer alan hizmet sözleşmelerinden ya da (11) ve (19) numaralı fıkralarda belirtilen nitelikte bir hizmet sözleşmesi türünden ise bu hizmet sözleşmeleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabilir ve ödemesi de döviz olarak gerçekleştirilebilir. Bu bentler dışında kalan danışmanlık, aracılık ve taşımacılık dahil diğer tüm HİZMET SÖZLEŞMELERİ’nin ve ayrıca (11) ve (19) numaralı fıkralarda belirtilen niteliklerde olmayan HİZMET SÖZLEŞMELERİ’nin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması, yapılması ve ödemesinin döviz cinsinden yapılması mümkün bulunmamaktadır. Bu durumda, sözleşmelerde yer alan bedeller 32 Sayılı Kararın Geçici 8’inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenmesi gerekmektedir (Tebliğ Md.7 / 27) Tebliğdeki HİZMET SÖZLEŞMELERİ’ne ilişkin bu açıklamalar tekraren titizlikle dikkate tetkik edildiğinde, bir hizmet sözleşmesinin; a) Taraflarından birinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişilerden olması halinde (sözleşmenin tüm taraflarının bu şekilde Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişiler olması zorunlu olmayıp taraflardan herhangi birinin bu nitelikte olması yeterlidir, zira ilgili bentte “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişilerin kendi aralarında akdedecekleri” şeklinde bir ifadeye yer verilmemiştir), b) İhracat, transit ticaret, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmesi olması halinde, c) Türkiye’de yerleşik kişilerin yurtdışında gerçekleştirecekleri faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmesi olması halinde, ç) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri (sözleşmenin tarafları Türkiye’de yerleşik kişiler olmalı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması anlamına gelmemekte, yabancılardan da Türkiye’de yerleşik sayılanlar bulunabilir) Türkiye’de başlayıp yurtdışında sonlanan, yurtdışında başlayıp Türkiye’de sonlanan veya yurt dışında başlayıp yurtdışında sonlanan hizmet sözleşmeleri (bu tür hizmet sözleşmelerinin uluslararası nakliye işi olduğu anlaşılmaktadır) olması halinde, e) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; bilişim teknolojileri kapsamında yurt dışında üretilen yazılımlara ilişkin satış sözleşmeleri ile yurt dışında üretilen donanım ve yazılımlara ilişkin bir hizmet sözleşmesi olması halinde, f) Dışarıda yerleşik kişilerin Türkiye’de bulunan; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin veya ortak kontrol ve/veya kontrolüne sahip bulunduğu şirketler ile serbest bölgedeki faaliyetleri kapsamında serbest bölgelerdeki şirketlerin işveren veya hizmet alan olarak taraf olduğu bir hizmet sözleşmesi olması halinde, bu sözleşmeler döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabilir, yapılabilir ve ayrıca bu sözleşmelere bağlı ödemeler döviz cinsinden ya da dövize endeksli olarak gerçekleştirilebilir. Bunlar dışında kalan hizmet sözleşmelerinin oluşturulmasında ve sözleşmeye bağlı yükümlülüklerin, ödemelerin gerçekleştirilmesinde döviz cinsinden ya da dövize endeksli olarak yapılması mer’i mevzuat düzenlemelerimize göre mümkün bulunmamaktadır. Cezai Müeyyidesi nedir? İlgili Tebliğde izin verilen durumlar dışında hizmet sözleşmelerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak düzenlenmesi ya da bu sözleşmelere bağlı yükümlülüklerinin (ödeme vb.) döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak gerçekleştirilmesi halinde uygulanacak cezai müeyyide için 1567 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesinde yer alan hükümlere bakılması gerekmektedir. … “Hükmolunacak idari para cezasına, suç tarihi ile tahsil tarihi arasındaki süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında, para cezası ile birlikte tahsil olunmak üzere, gecikme faizi uygulanır. Gecikme faizinin hesaplanmasında ay kesirleri nazara alınmaz.” … “Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçların tekerrürü halinde verilecek cezalar iki kat olarak hükmedilir.” “Bu madde hükmüne göre idari para cezasına karar vermeye Cumhuriyet savcısı yetkilidir.” Bu hükümler birlikte dikkate alındığında, Tebliğin Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler başlıklı 8’inci maddesinde yer verilen yükümlülüklere uyulmadığında, söz konusu yükümlülüklere uymayanlar tespiti yapanlarca Cumhuriyet Savcılıklarına bildirilmekte ve Cumhuriyet Savcılıklarınca da bu kişilere üçbin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idari para cezası, gecikme faizi ile birlikte ve tekerrürü halinde de iki kat olarak uygulanması söz konusu olmaktadır. Sözleşmeler ve ödemeler döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak yapılamamakla birlikte fatura yabancı para cinsinden düzenlenebilir mi? İlgili Tebliğde yer verilen sözleşmelerin (gerek hizmet gerekse diğer sözleşmeler) ve buna bağlı ödeme işlemlerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak yapılamaması durumlarında, tarafların birbirine düzenleyeceği faturalarda fatura içeriğinde TL karşılığının gösterilmesi koşuluyla yabancı para cinsinden de tutar bilgilerine (birim fiyat, toplam tutar) yer verilmesi bakımından hukuki bir engelin bulunup bulunmadığı, bu durumda cezai bir işleme maruz kalınıp kalınmayacağı, bir başka ifade ile TL karşılığı gösterilen yabancı para cinsinden tutar bilgisinin yer aldığı faturalar düzenlendiğinde ve ödeme de TL olarak yapıldığında, faturaya düzenleyen ve ödemeyi yapan taraflara herhangi bir cezai bir müeyyide olup olmadığı hususunda sahada belirsizliklerin olduğu gözlemlenmiştir. Söz konusu Kanun maddesinde, alan hüküm aşağıda yer almaktadır. Türkçe tutma ve Türk Parası kullanma zorunluluğu Madde 215 (Değişik: 16/7/2004-5228/7 md.) 1. Bu Kanuna göre tutulacak defter ve kayıtların Türkçe tutulması zorunludur. Ancak, Türkçe kayıtlar bulunmak kaydıyla defterlerde başka dilden kayıt da yapılabilir. Bu kayıtlar vergi matrahını değiştirmeyecek şekilde tasdik ettirilecek diğer defterlere de yapılabilir. b) İlgili dönem defter tasdik tarihi itibarıyla ödenmiş sermayesi (yurt dışında kurulan şirketlerin Türkiye'ye ayrılan ödenmiş sermayesi) en az 100 milyon ABD Doları ya da muadili yabancı para karşılığı Türk Lirası ve sermayesinin en az % 40'ı ikametgâhı, kanunî ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kişilere ait olan işletmelere, kayıtlarını Türk para birimi dışında başka bir para birimiyle tutmalarına (700 Sayılı KHK'nın 46 ncı maddesiyle değişen ibare; Yürürlük:09.07.2018) Cumhurbaşkanınca izin verilebilir. (700 Sayılı KHK'nın 46 ncı maddesiyle değişen ibare; Yürürlük:09.07.2018) Cumhurbaşkanı, bu had ve nispeti sektörler itibarıyla ayrı ayrı yarısına kadar indirmeye veya iki katına kadar artırmaya yetkilidir. Bu şartların ihlâl edildiği hesap dönemini izleyen hesap döneminden itibaren Türk para birimine göre kayıt tutma zorunluluğu başlar. ba) Türk para birimiyle yapılan işlemler, işlemin gerçekleştiği günün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruyla ilgili para birimine çevrilir. İktisadî kıymetlerin değerleri ile vergi matrahı kayıt yapılan para birimine göre tespit edilir, beyannamenin verilmesi gereken ayın ilk gününün kuruyla Türk parasına çevrilerek beyan edilir. Vergi ödeme, mahsup ve iade işlemlerinde de Türk Lirası tutarlar kullanılır. bb) Bu mükellefler, diğer para birimleriyle kayıt tuttukları sürece mükerrer 298 inci maddenin (A) fıkrası uyarınca enflasyon düzeltmesi yapamazlar. Türk para birimiyle kayıt yapmaya başlamaları halinde ise üç yıl süreyle anılan madde hükmünden yararlanamazlar. Söz konusu (2a) fıkrasında yer verilen hüküm BELGELERİN ana prensip itibariyle Türk para cinsinden düzenleneceği ancak Türk Lirası karşılığı gösterilmek şartıyla yabancı para birimine göre de düzenlenebileceği ve ayrıca yurtdışındaki müşterilere düzenlenenler bakımından ise Türk Lirası karşılığı dahi gösterilmeden tamamen yabancı para birimine göre düzenlenmesinin mümkün olduğu belirtilmektedir. Fatura düzenine ilişkin özel bir kanun olarak değerlendirilebilecek Vergi Usul Kanunu’nun bu hükümleri ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34) de fatura düzenine ilişkin herhangi bir açıklamanın yer almaması ve Tebliğ açıklamaların sadece sözleşme yapma, kararlaştırma ve ödeme işlemine yönelik açıklamalarda bulunması nedeniyle, yurt içindeki müşterilere düzenlenen faturalarda TL karşılığının gösterilmesi ve ödemenin TL olarak yapılması durumunda herhangi bir cezai işlemin uygulanamayacağı tarafımızca değerlendirilmektedir. Fatura düzenine ilişkin bu konunun esasen Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ilgili birimleri tarafından yapılacak açıklamalar ile netliğe kavuşturulmasında yarar bulunmaktadır. Dikkatinizi çekecek diğer yazılarımda görüşmek üzere…
|