Değerli Konut Vergisini Sistemde Tutmak Anlamlı Mı? |
04 Ekim 2022 | |
DKV, yani değerli konut vergisi. Önemli bir vergi mi, istemde kalmalı mı yoksa kaldırılmalı mı? Bu gün bu konu üzerinde durmak istiyorum. Sadece yılın ilk iki ayında gündeme geldiği için, unutulmuş olabilir. Bu nedenle önce kısaca vergiyi bir hatırlayalım. Bu verginin konusuna Türkiye sınırları içinde bulunan ve bina vergi değeri belli tutarı aşan mesken nitelikli taşınmazlar girmektedir. Verginin uygulamasında "mesken nitelikli taşınmaz" kavramı, mesken niteliğini haiz binalar ile birden fazla bağımsız bölümden oluşan binalarda her bir bağımsız bölümü ifade etmektedir. Her bir bağımsız bölüm vergilendirme açısından ayrı ayrı değerlendirilir. Taşınmazın mesken niteliğini haiz olup olmadığı hususunun değerlendirilmesinde ise, taşınmazın tapu kayıtlardaki niteliğinin yanı sıra fiilen kullanım durumuna da bakılmaktadır. Dolayısıyla tapu kayıtlarında mesken olarak gözüken bir dairenin fiilen iş yeri olarak kullanılması veya tapu kayıtlarında işyeri olarak gözüken bir dairenin fiilen konut olarak kullanılması da verginin konusuna girmektedir. Bu verginin mükellefi, mesken nitelikli taşınmazların maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa mesken nitelikli taşınmaza malik gibi tasarruf edenlerdir. Buna göre, mesken nitelikli taşınmaza ilişkin vergiyi taşınmazın maliki ödeyecektir. Mesken nitelikli taşınmaz üzerinde intifa hakkı varsa vergi, bu hakkın sahibi tarafından ödenecektir. Bir mesken nitelikli taşınmaza paylı mülkiyet halinde malik olanlar, hisseleri oranında mükellef olurlar. Elbirliği mülkiyette ise malikler vergiden müteselsilen sorumludurlar. Değerli konutlar vergisi beyana dayalı bir vergidir. Mükelleflerin beyannamelerini, mesken nitelikli taşınmazın bulunduğu yer belediyesinden alınan bina vergi değerini gösteren belgeyi eklemek suretiyle, ilgili yılın Şubat ayının 20. günü sonuna kadar taşınmazın bulunduğu yer vergi dairesine vermeleri gerekmektedir. Beyannamenin elektronik ortamda verilmesi de mümkündür. Ancak beyannamenin elektronik ortamda verilmesi durumunda, bina vergi değerini gösteren belgenin 15 gün içinde ilgili vergi dairesine gönderilmesi gerekmektedir. Beyan edilmesi gereken birden fazla değerli konut vergisine tabi meskene sahip olan mükelleflerin, bu taşınmazların tamamı için tek beyanname vermeleri mümkündür. Aynı beyannamede beyan edilen taşınmazların farklı vergi dairelerinin yetki alanında bulunması durumunda beyannamenin, mükellefçe bu taşınmazların bulunduğu yer yetkili vergi dairelerinden herhangi birine verilmesi yeterlidir. Ancak mükellefin aynı zamanda gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyetinin de bulunması halinde beyanname bağlı bulunulan vergi dairesine verilecektir. Elbirliği mülkiyete konu taşınmazlarda ise her bir taşınmaz için ayrı beyannamenin taşınmazın bulunduğu yer vergi dairesine verilmesi gerekmektedir. Verginin tedvininde önce ifade zaafları vardır. Vergi, değerli kabul edilen konutlar içindir ama meskenleri kapsamaktadır. Kavram birliği yoktur. Kapsama giren konutları saptayan ölçüt ile tarifenin başladığı değer farklıdır. Aradaki farkı vergi tekniğinde istisna, muafiyet veya indirim gibi açıklama olanağı da yoktur. Kısaca teknik hata içermektedir. Kısaca düzenleme, üzerinde yeterince çalışılmış bir düzenleme değildir ve teknik aksaklıkla içermektedir. Vergilendirmede basit bir sistem kurulmamış, mükellefleri vergi dairesinin belediyelerden otomatik bilgi alması suretiyle saptaması yerine, mükelleflere belge temin ve ibraz yükü yüklenmiştir. Kısaca sistem mükellefleri uğraştırma üzerine kuruludur. Kanunun düzenleniş yeri de bence yanlıştır. Bir mahalli idare vergisi olan emlâk vergisini düzenleyen kanunun içerisinde bir merkezi idare vergisi olarak yer almaktadır. Bu da zaten uygulama güçlüğü demektir. Bu vergi için 2022 yılı bütçesine 30 milyon gelir konulmuş, 7414 sayılı Bütçe Kanununu revize eden Kanunla bu tutar 13 milyon artırılmıştır. 2022 yılında bu vergi için 61 milyon lira tahakkuk yapılmış ancak tahakkuk eden verginin 41 milyonu tahsil edilmiş. Yani bu vergi dolayısıyla topu topu 41 milyon toplanmış. Mükellef sayısı itibariyle bakarsanız basit usulü beyan dışı bırakmakla yaklaşık 850 mükellefin vergi mükellefiyetini kaldırdık. Vergi hasılatı açısından bakarsanız kur korumalı mevduat istisnası dolayısıyla yaklaşık 15 milyar liralık vergi gelirinden vaz geçtik. Bir anda 850 bin mükellefi silen, 15 milyar vergi gelirinden vaz geçen bir sistemin 40 milyon gelirin peşinden koşması anlamlı değildir. Mükellef çabasını ve harcadığı zamanı da dikkate alırsak bu verginin toplanmasının maliyetinin yüksek olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Zaten tahakkuk tutarı ve vergi hasılatı da verginin başarılı olduğunu göstermemektedir. Bence seçim yatırımları kapsamında da olsa kaldıralım bu vergiyi olsun bitsin. Üzmeyelim mükellefleri. Eğer lüks konutlar ayrıca ve ilave olarak vergilendirilmek isteniyorsa, daha basit, uygulama kolaylıkları olan, teknik aksaklıkları içermeyen bir kanun mutlaka hazırlanabilir. Seçim dönemi içerisinde olmasa bile seçimden sonra mutlaka hazırlanabilir. Ancak Hazine’ye gelir sağlama dışında vergi adaletine, gelir bölüşümünde denge kurmaya da hizmet eden bir vergi düşünülüyorsa, bu verginin rant gelirlerini de kapsamasının şart olduğu da unutulmamalıdır. Bumin DOĞRUSÖZ
https://www.dunya.com/kose-yazisi/degerli-konut-vergisini-sistemde-tutmak-anlamli-mi/670693 |