Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Beklenen Vergi Affı Geliyor! PDF Yazdır e-Posta
23 Ocak 2023

31.12.2022 tarihi itibariyle kesinleşmiş kamu borçlarının (vergi, harç, prim, idari para cezaları, vergi dışındaki kamu alacakları vs.) yapılandırılması öngörülüyor. Peşin ödemede borç asıllarında yüzde 25 indirim olanağının bir seçenek olarak sunulacağı söyleniyor. Ayrıca taksit sayısının da artırılması düşünülüyor

 

Değerli okurlar, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı, ekonomik kriz ve seçim nedeniyle çıkarılması beklenen vergi, sigorta primi ve idari para cezalarının yapılandırılmasını öngören af/yapılandırma kanun teklifinin bugün kabinede görüşüldükten sonra kamuoyuna açıklanması ve Şubat ortasına kadar da yasalaşması bekleniyor.

Henüz resmiyet kazanmasa da seçim tarihinin 14 Mayıs olarak belirlenmesi ile birlikte af düzenlemesinin Şubat ortasına kadar çıkarılacağı tahmin ediliyordu. Çünkü seçim nedeniyle Meclisin seçimden belli bir süre önce tatile girmesi gerekiyor.

16 Kasım 2022 tarihinde yayımlanan “Vergi affı çıkacak mı, ne zaman çıkabilir?” başlıklı yazımda olası bir vergi affı ve matrah artırımı konusunu yazmış ve 2023 yılının Şubat veya Mart ayında genel bir vergi affı/yapılandırma kanununun çıkarılacağı yönündeki tahminimi paylaşmıştım. Hükûmet yine bizi şaşırtmadı!

Kapsamda hangi kolaylık ve olanaklar var?

Kamuoyuna Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı borç yapılandırması, 100 yılın paketi gibi iddialı sözlerle lanse edilen düzenlemenin önceki örneklerinden kapsam itibariyle çok da farklı olmadığı anlaşılıyor.

31.12.2022 tarihi itibariyle kesinleşmiş kamu borçlarının (vergi, harç, prim, idari para cezaları, vergi dışındaki kamu alacakları vs.) yapılandırılması öngörülüyor.

Geçmiş uygulamalarda kesinleşmiş borç yapılandırılmasında, borç asıllarında indirim yapılmayıp cezanın silinmesi, gecikme faizi ve gecikme zammı gibi borçların yerine daha düşük bir faiz alınması ve 18 eşit taksitte ödeme gibi kolaylıklar sağlanmıştı.

Bu defa peşin ödemede borç asıllarında yüzde 25 indirim olanağının bir seçenek olarak sunulacağı söyleniyor. Ayrıca taksit sayısının da artırılması düşünülüyor.

Yapılandırma kanun teklifinin kapsamında, önceki uygulamalarda olduğu gibi, şu olanakların da yer alması öngörülüyor:

  • Dava safhasında bulunan kamu alacaklarına ilişkin yapılandırma (davanın bulunduğu aşamaya göre vergi/prim asıllarında belli oranlarda indirim, cezanın silinmesi, faizin düşürülmesi, taksitle ödeme gibi),
  • İnceleme, tarhiyat, takdir ve uzlaşma safhasında bulunan kamu alacakları için sağlanan avantajlar,
  • Genel uygulamadan daha avantajlı pişmanlıkla ya da kendiliğinden yapılan beyanlara ilişkin olanaklar,
  • Matrah ve vergi artırımı,
  • İşletme kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin getirilen olanaklar (kasa ve ortaklar cari hesaplarının düşük bir vergi alınarak silinmesi, stok affı vs.)

Matrah artırımı hangi yıllar için getirilebilir?

Matrah/vergi artırımı, kapsama alınan vergi türü ve dönemlere ilişkin belirlenen oranda/tutarda matrah veya vergi artırımı yapılması halinde, artırılan dönem ve vergi türleri yönünden mükellefler hakkında inceleme ve vergi tarhiyatı yapılmasını önleyen önemli bir düzenleme.

Uygulamada “vergi sigortası” diye anılıyor ve özellikle küçük ve orta boy işletmeler (KOBİ) bu uygulamadan yararlanıyorlar.

Genelde geriye dönük dört veya beş yıl için matrah/vergi artırımı olanağı sağlanıyor. Bu nedenle 2021, 2020, 2019 ve 2018 yılının kapsamda olacağı konusunda tereddüt yok. 2017 yılı 2022 sonunda zamanaşımına uğradığı için kapsama alınmasına gerek yok.

2022 yılı kapsama alınır mı?

Cuma günü haber gündeme düştüğünden beri herkes bunu soruyor.

Mevcut düzenlemelere göre, 2022 yılına ilişkin gelir vergisi beyannamelerinin Mart, kurumlar vergisi beyannamelerinin ise Nisan sonuna kadar verilmesi gerekiyor.

Henüz kapanan yıla (2022’ye) ilişkin gelir/kurumlar vergisi beyannameleri verilmeden bu yıla ilişkin matrah artırımı olanağı verilir mi? Ebette kanun koyucunun (TBMM’nin) yetkisi sınırsız, henüz matrah beyan edilmediği için yılsonu itibariyle oluşan hasılat tutarlarını esas alarak böyle bir düzenleme yapılabilir. 

Ancak böyle bir düzenleme yapılırsa mükelleflerin, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarını beyan ederken matrah artırımından yararlanma halinde ödenecek özel vergiyi dikkate alarak kendileri için avantajlı olacak şekilde matrah beyan edecekleri açıktır. Hiçbir mükellef bile bile kendi aleyhine beyanda bulunmaz.

Peki böyle olacağını bile bile TBMM bu şekilde bir yasal düzenleme yapar mı? Yani örneği görülmemiş bir ileriye yönelik matrah artırımı olanağı sağlar mı?

Belli bir tutarda matrah artırımı için vergi ödenmesi şartıyla gerçek kazanç üzerinden vergi almaktan vazgeçilebilir mi?

Sanmıyorum!

2023 yılında tahsili öngörülen,

  • Beyana dayalı gelir vergisi 19,1 milyar ve geçici vergi 6,6 milyar TL,
  • Beyana dayalı kurumlar vergisi 11,3 milyar ve geçici vergi 234,1 milyar TL seviyesinde olup, bu tutarlardan vazgeçebilmek öyle kolay değil.

Bu olsa olsa belli büyüklükteki mükellefleri veya bazı sektörleri kapsam dışında bırakarak yapılabilir, bunun da yasallık ve eşitlik ilkeleri nedeniyle yoğun tartışmalara neden olacağı aşikârdır.

Bu konunun TBMM’de hararetle tartışılacağını tahmin ediyorum…

Matrah artırımına ilişkin önerilerim…

Matrah artırımı çok eleştirilen bir uygulama olmasına rağmen yaygın şekilde yararlanılan da bir uygulama. Yani iş dünyası uygulamayı istiyor. Bunda yaşanan krizin, vergi incelemelerinde yaşanan sıkıntıların ve kendini güvende hissetme ihtiyacının etkisi olduğunu söylemek mümkün.

Bu sözlerim tüm vergi inceleme süreçlerinde sıkıntı yaşandığı şeklinde anlaşılmasın. Mükellef – vergi müfettişi ilişkisini son derece sağlıklı şekilde yürüten çoğunluğu tenzih ederek, yaşanan kötü örneklerin çok daha fazla akılda kaldığını, sırf incelenmeme güvencesini satın almak için bile matrah artırımı yapılabileceğini belirtmek isterim.

Bu nedenle, matrah artırımını gerekli olup olmadığı veya sisteme verdiği zararlar yönünden tartışmak yerine, enerjimizi düzenlemenin hatasız çıkması için harcamamız gerektiğini düşünüyorum. 

Daha adil ve eşit bir matrah artırımı düzenlenmek isteniyorsa şu önerilerimize kulak verilebilir:

1) Geçmiş uygulamalarda gecikme zammı veya gecikme faizinin yerine ikame edilen faizde yurt içi üretici fiyat endeksindeki artış oranlarına itibar edilmekteydi. Son bir yılda ortaya çıkan artış çok yüksek olduğu için bu defa daha düşük (ve tercihen sabit) bir oranın tercih edilmesi isabetli olacaktır.

2) Taksitli ödemelerde uygulanacak katsayılar da daha düşük olmalıdır. Çünkü matrah artırımından yararlananlar daha ziyade KOBİ niteliğindeki mükellefler olduğundan, bunların finansmana erişimde yaşadıkları güçlükler göz önünde bulundurulmalıdır.

3) Satışları katma değer vergisinden istisna olan veya ihraç kayıtlı teslimde bulunan mükellefler KDV artırımı olanağından avantajlı bir şekilde yararlanabilirken, vergili satış yapanlar bu olanaktan mahrum kalıyorlar. Bu bakımdan uygulamayı tüm mükelleflere eşit mesafede olacak şekilde tasarlamakta yarar var.

4) Sorumlu sıfatıyla ödenen gelir, kurumlar ve katma değer vergisinde de artırım olanağı verilmelidir.

5) Gelir ve kurumlar vergisinde matrah artırımı olanağı bulunduğu halde, kurum vergilemesinin bir parçası olan kar dağıtım stopajı için bu olanağın verilmemesi çelişkilidir, başka bir ifade ile izahı yoktur. Kar dağıtım stopajlarının artırım kapsamına alınması, kurumlar vergisi için artırımdan yararlanan mükellefler nezdinde yapılan transfer fiyatlandırması incelemeleri sonucunda kar dağıtımı stopajı tarh edilip edilemeyeceği yönündeki tartışmaları da sona erdirecektir.

6) Normal pişmanlıkta zaten ceza ödenmiyor, eğer pakette "özel pişmanlık" yer alacaksa bunun cazibesini artırmak gerekir. Vergi aslının bir kısmının alınmaması düşünülebilir.

7) Aynı şekilde ihtirazî kayıtla beyanda da uygulamadan yararlanmayı teşvik etmek için vergi aslından bir miktar indirim yapılabilir. Ayrıca ihtirazî kayıtla beyan üzerine açılan davalarda vergi mahkemesi kararıyla ortadan kaldırılan tahakkuklar için vergi daireleri ortada bir tahakkuk bulunmadığı gerekçesiyle matrah artırımını kabul etmiyorlar. Oysa burada uyuşmazlık devam ediyor ve henüz kesinleşme söz konusu değil.

8) Kesinleşmiş veraset ve intikal vergisi (VİV) borçlarının yapılandırılması için vergi aslında indirim sağlanmalı, kesinleşmemiş VİV borçlarında ise indirim oranları yükseltilmelidir. Çünkü bu vergide ikinci tarhiyat nedeniyle yapılan ikmal tarhiyatlarda çoğunlukla ceza uygulanmadığı için yapılandırmadan yararlanmanın etkisi hissedilmemektedir.

9) Uyumlu mükellefler lehine artırım oranları hissedilir şekilde düşürülerek gönülleri alınabilir. Yine uyumlu mükellefleri cezalandırmamak adına, matrah ve vergi artırımı için kullanılan oranlar, mükellefin beyan ettiği matrah/vergi arttıkça kademeli olarak düşürülebilir. Böylece yüksek matrah/vergi beyan etmiş mükelleflerin de matrah artırımı uygulamasından faydalanmaları sağlanabilir.

10) KDV artırımında bulunan mükellefin prensip olarak inceleme ve tarhiyata muhatap olmaması gerekir. Ancak sonraki dönemlere devreden KDV ve ihraç kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan terkin ve iade işlemleri ile sınırlı olmak üzere, inceleme ve tarhiyat yapılabiliyor. Bu uygulama vergi barışının ruhuna ters, yeni düzenlemede umarım bu konu da düzeltilir. Erdoğan Sağlam

https://t24.com.tr/yazarlar/erdogan-saglam/beklenen-vergi-affi-geliyor,38362