Durgunluk endişesiyle piyasalarda yaşanan daralma devam ederken Merkez Bankası'ndan vatandaşa kredi kartı uyarısı geldi.

Bankaların tüketici kredisi verme şartlarını sıkılaştırmalarına bağlı olarak, kredi kartlarının kredi aracı olarak kullanılabileceği tespitini yapan Merkez Bankası, "Tüketicilerin kredi ihtiyaçlarını, faizi tüketici kredilerine göre daha yüksek olan kredi kartlarıyla karşılamaları borcunu ödeyemeyenlerin sayısında artışa yol açabilecektir. Esas itibarıyla bir ödeme aracı olan kredi kartlarının amacına uygun olarak kullanılmasına özen gösterilmesi, finansal piyasaların sağlığının korunması açısından önem arz etmektedir." uyarısında bulundu. Geçen yıl sonuna göre hanehalkının finansal yükümlülükleri içindeki payı fazla değişmemekle birlikte, kredi kartı bakiyelerinin artışının sürdüğüne dikkat çekildi.

Merkez Bankası'nın yılda iki kez hazırladığı 'Finansal İstikrar Raporu' dün yayımlandı. 2007 yılı sonuna göre, hanehalkının finansal yükümlülükleri içindeki payı fazla değişmemekle birlikte, kredi kartı bakiyelerinin artışı sürüyor. Bu bakiyelerin faize tabi kısmı incelendiğinde, 2007 yılı sonunda 8,1 milyar YTL olan tutarın, Eylül 2008'de 10,1 milyar yeni liraya yükseldiği ve kredi kartı bakiyesine oranının yüzde 31,1 seviyesine çıktığı görüldü. Konut kredilerinin yalnızca binde 2,2'lik kısmının değişken faizli olması hanehalkının faiz riskini sınırlandırdı. Tüketici kredisi ve kredi kartlarından oluşan bireysel krediler geçen ay itibarıyla 118 milyar YTL olarak gerçekleşti. 2008 yılı Mart ayından itibaren yavaşlayan tüketici kredileri reel artış oranı, ekimde yüzde 20,4'e düştü. Geçen yıl sonunda 10,3 milyar YTL olan tahsili gecikmiş alacaklar, Eylül 2008'de yıl sonuna göre yüzde 12,4 artışla 11,6 milyar yeni lira oldu. Raporda ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, küresel krizin 2008 yılının son çeyreğinden itibaren Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri de etkisi altına aldığını vurguladı. Sermaye akışının yavaşlaması ve kredi daralmasının ülkelerin reel ekonomileri üzerindeki etkilerinin belirgin hale geldiğini belirten Yılmaz, enflasyona ilişkin kaygıların azalarak, finansal sistemdeki akışkanlığın ve kredi piyasalarının etkin bir şekilde çalışmasının sağlanmasının ön plana çıktığını ifade etti. Yılmaz, "Bankamız, hem YTL hem de döviz likiditesi yönetiminde bankacılık sisteminin ihtiyacını etkin bir şekilde karşılayabilecek araçlara sahiptir. Nitekim, bu dönemde, uluslararası piyasalardaki sorunların ekonomimiz üzerindeki etkilerini sınırlandırmak üzere gerekli önlemler alınmıştır. Bundan sonraki süreçte de ödemeler sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışmaya devam etmesi sağlanacaktır." dedi. Küresel krizin bankacılık sektörü üzerindeki etkisinin 2001 krizinden sonra kararlılıkla uygulanan reformlar sayesinde, sınırlı kaldığı tespitini yaptı.

Küresel kriz ve Türkiye ekonomisine ilişkin tespitlerin yer aldığı raporun genel değerlendirme bölümünde enerji fiyatlarındaki düşüşün cari açığa olumlu etki yapacağı vurgulandı. Konuya ilişkin olarak şu tespit yapıldı: "Dış finansman imkanlarının azalması ve sermaye çıkışlarının ivme kazanmasının, önümüzdeki dönemde Türkiye'nin cari açığının finansmanında güçlük yaratabilecek unsurlar olarak değerlendirilse de, enerji fiyatlarındaki düşüş, iç talepteki yavaşlama ile YTL'de gözlenen değer kaybı cari açığın hızlı bir şekilde daralmasına ve dolayısıyla dış finansman ihtiyacının azalmasına yol açacaktır." Bankacılık sektörünün kârlılık performansının yılın üçüncü çeyreğinde azaldığı belirtilen raporda, ekonomi konjonktüründeki olumsuz gelişmelerin bankaların tahsili gecikmiş alacaklarını artıracağı vurgulandı. Bu durumun kârlılık performanslarını da olumsuz etkileyeceği tespiti yapıldı. Öte yandan raporda BDDK tarafından alınan bankaların 2008 yılı kârlarının dağıtımını izne bağlama kararının, bankaların güçlü sermaye yapılarının sürdürülmesine katkıda bulunacağı ifade edildi. Ankara, Zaman

Reel sektörün borcu 300 milyar YTL'ye çıktı

Raporda reel sektörün finansal borçlarının ağustos ayı itibarıyla 300 milyar YTL'ye ulaştığı vurgulandı. Bunun yaklaşık yüzde 57'si yabancı para cinsinden. Reel sektörün kullandığı yabancı para kredi tutarı 146,2 milyar dolar. Bunun 89,3 milyar doları Türkiye'de kurulu bankaların yurtiçi ve yurtdışı şubeleri ile banka dışı finansal kuruluşlardan kullanılan kredilerden oluşuyor. Reel sektörün uzun vadeli yurtdışı kredilerinin yüzde 26,6'sının vadesi 1 yıl içinde dolacak kredilerden oluşuyor. Hisse senetleri Borsa'da işlem gören reel sektör firmalarının yabancı para pozisyonları ve bankacılık sektörüne olan kredi borçlarının incelendiği raporda 190 firmanın verileri esas alındı. İncelemelere göre firmaların 2007 yılı sonunda 10,3 milyar dolar olan pozisyon açığı, Haziran 2008 itibarıyla artarak 15,2 milyar dolara çıktı. 2007 yılı sonu itibarıyla, incelenen firmaların 126'sı 13,6 milyar dolar açık pozisyon taşırken, Haziran 2008 itibarıyla pozisyon açığı olan firma sayısı 133'e ve bu firmaların açık pozisyon tutarı 17,2 milyar dolara ulaştı.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=765316&title=bankalar-kredi-vermiyor-diye-karta-yuklenmeyin