Vergi Muafiyet Ve İstisnalarının Geldiği Nokta |
![]() |
![]() |
![]() |
08 Kasım 2023 | |
Ekonomi yönetiminin kaynak arayışında olduğu son dönemlerde vergilere ilişkin olarak yapılması öngörülen yasal düzenlemeler arasında vergi muafiyet ve istisnalarının yani vergi harcamalarının gözden geçirilmesi de bulunmaktadır. 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nda vergi harcamalarının toplam tutarı aşağıdaki tabloda gösterildiği şekilde öngörülmüştür. Tablo 1: Vergi Türleri İtibarıyla Toplam Vergi Harcaması Tahminleri Tabloda görüldüğü üzere, 2024 yılında vergi muafiyet ve istisnalarından dolayı alınmasından vazgeçilen vergi geliri tutarı 2.2 trilyon TL olup, vergi türü itibariyle en yüksek vergi harcaması gelir vergisine ilişkin bulunmakta, onu kurumlar vergisi izlemektedir. Aynı yılda toplanması öngörülen gelir vergisi tutarı yaklaşık olarak 1.2 Trilyon TL olup, vergi muafiyet ve istisnalarından dolayı alınmasından vazgeçilen gelir vergisi tutarı neredeyse toplanan vergi tutarına eşit bulunmaktadır. Benzer durum kurumlar vergisi açısından da söz konusudur. Öte yandan, vergi iadeleri yani mükelleften alınan verginin kanundaki muafiyet ve istisnalar nedeniyle mükellefe geri verilmesi de bir nevi vergi harcaması niteliğindedir. 2024 yılı bütçesinde mükelleflere red ve iade edilmesi öngörülen vergi tutarları vergi türleri itibariyle aşağıdaki tabloda gösterildiği şekildedir. Tablo 2: Vergi İadeleri Tabloda görüldüğü üzere, 2024 yılında mükelleflere red ve iade edilmesi öngörülen toplam vergi tutarı yaklaşık olarak 947 milyar TL düzeyinde bulunmaktadır. Vergi türü itibariyle en fazla vergi iadesinin yaklaşık olarak 844 milyar TL ile KDV’ye ilişkin bulunması beklenmektedir. Vergi iadeleri vergi istisnalarından kaynaklanmaktadır. KDV’de kısmi istisna ve tam istisna olmak üzere 2 türlü istisna türü bulunmaktadır. Kısmi istisnada satıcı malı teslim ettiğinde KDV hesaplamamakta ve fakat söz konusu mallar için yüklendiği KDV’leri indirememektedir. Tam istisnada ise satıcı hem teslimde KDV hesaplamamakta hem de yüklendiği KDV’yi istisna nedeniyle indirim konusu yapabilmekte ve indiremediği bir KDV bulunması halinde ise indiremediği KDV’yi iade alabilmektedir. 2024 yılında toplanması öngörülen toplam KDV (dahilde ve ithalde) tutarı 3.3 Trilyon TL olup, iade edilmesi öngörülen vergi tutarı söz konusu tutarın dörtte birine denk gelmektedir. İade edilecek KDV “dahilde alınan KDV”ye ilişkin olup, söz konusu vergi kalemine ilişkin iade tutarı (844 Milyar TL) ise toplanması öngörülen KDV tutarının (1,67 Trilyon TL) yarısını bile aşmaktadır. Söz konusu iade tutarının bu denli yüksek olmasında kayıtdışı ekonomi ile vergi indirimi ve iadesi müessesesinin mükellefler tarafından kötüye kullanılması (sahte fatura, hayali şirket, hayali ihracat vb. yollarla) ve vergi denetimindeki zaafiyetin önemli bir etkisi bulunmaktadır. Mükelleften toplanan tutarın yarısından fazlasının mükellefe iade edildiği bir vergi sistemi mali kayıp, kırtasiyecilik, iş yükü, zaman kaybı ve bazı meslek mensupları için rant yaratmaktan öteye geçememektedir. Bu nedenle, daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi ülkemizde KDV’nin topyekün kaldırılarak yerine ABD’de olduğu gibi iade ve indirim müessesesinin bulunmadığı makul oranlı (%3-%5) bir satış vergisi (sales tax) sisteminin getirilmesi ve bu anlamda halihazırda bazı ulaşım hizmetlerinde uygulanan hasılat esaslı vergilendirmenin tüm mal ve hizmetlere teşmil edilmesi gerekmektedir. Sonuç Özellikle toplanan verginin yarısını aşan KDV iadeleri mali kayıp, kırtasiyecilik, iş yükü, zaman kaybı ve bazı meslek mensupları için rant yaratmaktan öteye geçememektedir. Bu nedenle, özellikle gelir vergisi ve kurumlar vergisinde topyekün muafiyet ve istisna sağlamak yerine “az kazananın az, çok kazananın çok vergi ödemesi” prensibinin benimsenmesi, bazı gerçek veya tüzel kişilere (kamu kurumları, dernek ve vakıflar vb.) sağlanan vergi muafiyetleri ile bazı gelir unsurlarına sağlanan istisnaların (esnaf muafiyeti, basit usul vb.) kaldırılması ve mali kayıp, kırtasiyecilik, iş yükü, zaman kaybı ve bazı meslek mensupları için rant yaratan KDV’ye ilişkin indirim ve iade müessesesinin yeniden düzenlenmesi ve hatta KDV’nin topyekün kaldırılarak yerine satış vergisi (sales tax) sisteminin getirilmesi ve bu anlamda halihazırda bazı ulaşım hizmetlerinde uygulanan hasılat esaslı vergilendirmenin tüm mal ve hizmetlere teşmil edilmesi gerekmektedir. Vergide muafiyet ve istisnaların rasyonel seviyeye indirilmesi suretiyle vergide adalet ve eşitlik sağlandığı takdirde mükelleflerin vergiye uyumunda ve dolayısıyla vergi hasılatında iyileşme sağlanacaktır. Ahmet Arslan
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/vergi-muafiyet-ve-istisnalarinin-geldigi-nokta/714810 |