Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi |
02 Nisan 2024 | ||||||
Şirketin sorumlu sıfatıyla verdiği beyanname üzerine tahakkuk eden verginin, bankaya verilen talimata rağmen yasal süresinden sonra ödenmesinin vergiye tabi uyumlu mükelleflere uygulanan vergi indiriminden yararlanmasına engel teşkil etmediği hk. İstemin Konusu: İstanbul 10. Vergi Mahkemesinin 27.12.2019 tarih ve E:2019/1108, K:2019/2385 sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 16.10.2020 tarih ve E:2020/865, K:2020/1221 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. Dava Konusu İstem: Davacı şirket tarafından, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 121. maddesinde düzenlenen vergiye uyumlu mükelleflere uygulanan vergi indirimi gereğince, 2018 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan verginin %5'i olan 311.254,86 TL'nin ödenmesi gereken kurumlar vergisinden indirilmesi gerektiği ihtirazi kaydıyla verilen beyanname üzerinden tahakkuk ettirilerek ödenen söz konusu tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: 2018 yılının Mart dönemine ait sorumlu sıfatıyla verilen katma değer vergisi beyannamesi üzerine tahakkuk eden verginin vade tarihinden sonra ödendiğinden bahisle, davacı şirketin Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 121. maddesi uyarınca vergiye uyumlu mükellefler için getirilen %5 kurumlar vergisi indiriminden yararlandırılmadığı olayda, süresi içerisinde verilen beyanname üzerine tahakkuk eden verginin geç de olsa ödenerek vergisel yükümlülüklerin yerine getirildiği, davacı şirket tarafından ödeme süresi içinde ilgili bankaya ödeme talimatı verildiği dolayısıyla geç ödeme iradesinin oluşmadığı, kanun hükmünün getiriliş amacı da dikkate alındığında, davacı şirketin, vergiye uyumlu mükellef olmadığına yönelik değerlendirmenin, kişi ve toplum yararı arasındaki dengeyi bozucu nitelikte, hakkaniyete aykırı olduğu sonucuna varıldığından davacı şirketin söz konusu indirimden yararlandırılmamasında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle, fazladan tahakkuk ettirilen tutarın 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinin 4. fıkrası uyarınca verginin tahsil edildiği tarihten düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faizi ile birlikte iadesine hükmedilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti: 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 121. maddesinde, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olmasının vergi indiriminin uygulanma şartlarından biri olarak belirlendiği, 2018 yılının Mart dönemine ait sorumlu sıfatıyla verilen katma değer vergisi beyannamesi üzerine tahakkuk eden verginin vade tarihinden sonra ödendiği sabit olduğundan, davacının %5 oranındaki vergi indiriminden yararlandırılma imkanının bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra dava reddedilmiştir. Temyiz Edenin İddiaları: Söz konusu yasal düzenlemenin getiriliş amacının vergi yükümlülüğüne uyum gösteren mükelleflerin teşvik edilmesi olduğu, iradeleri dışında vade tarihinden bir gün sonra 29,62 TL gecikme faizi ile birlikte ödedikleri vergi sebebiyle kamunun herhangi bir zarara uğramadığı, işledikleri fiil sonucu ortaya çıkan durumun ölçülülük ilkesine aykırılık teşkil ettiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. Karşı Tarafın Savunması: Savunma verilmemiştir. Karar: Davacı şirket tarafından, 2018 yılının Mart dönemine ait sorumlu sıfatıyla verilen katma değer vergisi beyannamesi üzerine tahakkuk eden verginin, bankaya ödeme süresi içerisinde talimat verildiği halde, vade tarihinden sonra ödendiğinden 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 121. maddesinde düzenlenen vergiye uyumlu mükelleflere uygulanan vergi indiriminden yararlandırılmaması üzerine, 2018 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan verginin %5'i olan 311.254,86 TL'nin ödenmesi gereken kurumlar vergisinden indirilmesi gerektiği ihtirazi kaydıyla verilen beyannameye istinaden ödenen söz konusu tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi" başlıklı mükerrer 121. maddesinde, ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile kurumlar vergisi mükelleflerinden (finans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları hariç olmak üzere), bu maddenin 2. fıkrasında belirtilen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5'inin, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirileceği, şu kadar ki hesaplanan indirim tutarının her hâl ve takdirde 1 milyon Türk lirasından fazla olamayacağı, indirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutarın, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebileceği, bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarların red ve iade edilmeyeceği, gelir vergisi mükelleflerinin yararlanacağı indirim tutarının, ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle beyan edilen kazançların toplam gelir vergisi matrahı içerisindeki oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanan gelir vergisi esas alınarak tespit edileceği, söz konusu indirimden faydalanabilmek için; 1. indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.) ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması (Her bir beyanname itibarıyla 250 Türk lirasına kadar yapılan eksik ödemeler bu şartın ihlali sayılmaz.), 2. (1) numaralı bentte belirtilen süre içerisinde haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması (Yapılan tarhiyatların kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya 213 sayılı Vergi Usul Kanununun uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması durumunda bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.), 3. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezaları dâhil) 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmamasının şart olduğu hükmüne yer verilmiştir. Maddenin genel gerekçesinde ise yatırımın, üretimin, istihdamın artırılması için yapılan yasal düzenlemelere ilave olarak hazırlanan kanun teklifiyle, vergiye gönüllü uyumun artırılması amacıyla, uyumlu gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin yıllık beyanname ile beyan ettikleri gelir ve kurumlar vergisinin belli bir kısmına kadar indirim yapılması yönünde düzenlemeler yapıldığı belirtilmektedir. Vergisel yükümlülüklerini düzenli şekilde yerine getiren mükelleflerin kuralına yukarıda yer verilen düzenlemeler ile teşvik edilmesi ve ödüllendirilmesi suretiyle vergiye gönüllü uyumun dolayısıyla yatırımın, üretimin, istihdamın artırılması amaçlanmıştır. Sorumlu sıfatıyla yasal süresi içinde verildiği hususu tartışmasız olan katma değer vergisi beyannamesi üzerinden tahakkuk eden verginin, bankaya ödeme süresi içerisinde verilen talimata rağmen yasal süresinden sonra ödendiği olayda iradesi verginin vadesinde ödenmesi yönünde oluşan ve hakkında 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 121. maddesinde sayılan diğer şartların ihlal edildiğine yönelik başkaca bir saptama bulunmayan davacının, %5 oranında vergi indirimi uygulamasından yararlandırılmamasının Kanun'un getiriliş amacına ve hakkaniyete uygun düştüğünden söz edilemeyeceğinden, yazılı gerekçeyle verilen Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle; Temyiz isteminin kabulüne, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasına oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.(*) _______________________
(*) KARŞI OY: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum. |