Konkordatonun Gözle Görülmeyen Sonuçları |
26 Ekim 2024 | |
Konkordato, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçlunun vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle alacaklılarıyla anlaşarak borçlarının yeniden yapılandırılması ve ödeme koşullarının iyileştirilmesi amacıyla başvurduğu bir hukuki süreçtir. Amaç, borçlunun iflas etmeden ticari faaliyetlerine devam edebilmesini sağlamaktır. Birden fazla konkordato tipi olmakla birlikte uygulamada en sık rastlanan konkordato tipi adi konkordatodur. Adi konkordatoda mahkeme geçici mühlet talebini İcra ve İflas Kanunu (İİK) istenen belgelerin tam olarak mevcut olup olmadığı noktasında inceler ve duruma göre geçici mühlet kararı verir. İİK’nın 288’inci maddesi gereği geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur. Kesin mühletin sonuçları İİK’nın 295 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Şüphesiz geçici mühlet kararının en önemli sonuçlarından biri, alacaklıların borçluya karşı daha önce başlattıkları takiplerin durması ve yeni takip başlatılamamasıdır. Böylece geçici mühlet (ve devamında şartları oluşursa kesin mühlet) süresinde borçlu cebri icra işlemlerine muhatap olmaz ve böylece işlerini düzeltme imkanı elde eder. Şimdiye kadar yer verilen hususlar konkordato sürecinin İİK temelinde bilinen veya bilinebilecek süreci ve sonuçlardır. Ancak konkordato sürecine girilmesinin gözle görülmeyen bazı sonuçları mevcuttur. Konkordatonun gözle görülmeyen sonuçları temel olarak Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü (YYS) ve Onaylanmış Kişi Statüsü (OKS) ekseninde toplanmaktadır. YYS, gümrük yükümlülüklerini yerine getiren, kayıt sistemi düzenli ve izlenebilir olan, mali yeterlilik, emniyet ve güvenlik standartlarına sahip bulunan, kendi oto kontrolünü yapabilen güvenilir firmalara gümrük işlemlerinde birtakım kolaylık ve imtiyazlar tanıyan uluslararası bir statüdür. OKS de, gümrük yükümlülüklerini yerine getiren, ticari kayıtlarını genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine uygun olarak tutan, mali yeterliliği bulunan, belli sayıda kişi istihdam eden ve belli bir dış ticaret performansına sahip firmalara, adlarına düzenlenen onaylanmış kişi statü belgesi aracılığıyla, gümrük işlemlerinde birtakım kolaylıklar tanıyan bir gümrük statüsüdür. YYK süreci Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği (GİKY) kapsamında düzenlenmiştir. OKS ise Gümrük Yönetmeliği (GY) ile Onaylanmış Kişi Statüsüne İlişkin Gümrük Genel Tebliği (Tebliğ) kapsamında düzenlenmiştir. GİKY’nin 7’nci maddesi yetkilendirilmiş yükümlü sertifikası başvurusu için aranacak mali yeterlilik koşullarını tanımlamaktadır. Maddenin 3’üncü fıkrasında 21.2.2020 tarihinde yapılan değişiklik başvuru sahibinin iştigal ettiği iş alanının özellikleri de göz önüne alındığında, taahhütlerini karşılamaya yeterli bir mali durumda bulunmasını ve hakkında “iflas veya konkordato işlemleri” başlatılmamış olmasını ifade edeceği belirtilmiştir. GİKY’nin 153 ve devamı maddelerinde YSS’nin geri alınması, iptali ve izinlerin askıya alınması düzenlenmiştir. Bahsi geçen maddelerde konkordato veya iflas sürecine dair bir düzenleme söz konusu değildir. Yani YYS için başvuru şartları arasında mevcut mali yeterlilik kriterlerinden olan iflas veya konkordato işlemlerinin başlatılmamış olmasının daha sonradan meydana gelmesi halinin mevcut YYS belgesine etkisi tanımlanmamıştır. Ancak 153’üncü maddenin 4’üncü fıkrası ve 154’üncü maddenin 2’nci fıkrasında YYS için aranan şartların kaybedilmesine bağlı durum düzenlenmiştir. OKS bakımından ise gerek GY’nin “Başvuru” başlıklı 8’inci maddesinin “b” bendinde başvuran sırasında hakkında iflas işlemleri başlatılmış ise başvurunun kabul edilmeyeceği tanımlanmıştır. Yine GY’nin 23’üncü maddesinin “h” bendinde de mali yeterliliğe dair durum düzenlenmiştir. Nihayetinde gerek YYS gerekse OKS bakımından sahip olunan yeterlilik sonrası konkordato sürecine girilmesinin doğrudan bir iptal sebebi olduğu tanımlı olmasa bile uygulamada belgenin iptal sebebi olduğu şeklinde tatbikat mevcuttur. Kanaatimizce iptale dair uygulama yerinde değildir. Gerçekten YYS ve OKS’ye dair yasal düzenlemelerdeki iptal sebeplerinde konkordato süreci açıkça tanımlı değildir. Yine İİK kapsamında konkordato mühletinin sonuçları nazara alındığında konkordatoya başvuranın cebri icra işlemlerinden korunması, sözleşmelerinin ayakta tutulması gibi korunma imkanlarına sahip olduğu görülmektedir. Bu bakımdan İİK bakımından Kanun koyucu, konkordatoya başvuranın iflas etmeden yaşayabilmesi için gerekli enstrümanları kendisine tanırken, başvuranın aynı zamanda YYS ve/veya OKS sahibi olması haline açık yasal düzenleme olmamasına rağmen idari pratikte belgelerinin iptali yoluna gidilmesinin yerinde bir uygulama olmadığını düşünmekteyiz. Nihayetinde konkordato bir süreç olup esas hedeflenen sonuç başvuranın başarı ile süreçten çıkmasıdır. Bu bakımdan başvuranın en azından yenileme sürelerine kadar var olan imkândan faydalanabilmesi önemlidir. Sürecin yürütümünde sürpriz sonuçlara sebep olmaması için durumun gözetilmesi oldukça önemlidir. Av. Mehmet Durmaz
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/konkordatonun-gozle-gorulmeyen-sonuclari/775896 |