ŞİRKETLERİN KENDİ PAYLARINI İKTİSAP ETMESİNİN TÜRK TİCARET KANUNU VE VERGİ MEVZUATI YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ |
30 Ekim 2024 | |
Türk Ticaret Kanunu Yönünden: 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile sermaye şirketlerinin kendi paylarını edinmeleri, Kanun’da düzenlenen koşullarla olanaklı hale gelmiştir. Bu konudaki düzenlemeler, Kanun’un 379 ila 389’uncu maddelerinde ayrıntılı olarak açıklanmıştır. -Şirketlerin kendi paylarını iktiap edebilmesi için, Şirket genel kurulunun yönetim kuruluna yetki vermesi gerekir (yetki 5 yılı aşamaz) ve genel kurulun bu kararında, iktisap edilecek payların toplam itibari değerleriyle, bu paylara ödenecek bedellerin alt ve üst sınırları da gösterilmelidir. Açıktır ki bu işlemlerde, Kurumlar Vergisi Kanunu’nda düzenlenen transfer fiyatlandırması yönünden emsallere uygunluk ilkesi ve dolayısıyla payların değerlemesi önem arz etmektedir. -Şirketlerin kendi paylarını edinmeleriyle ilgili olarak oransal bir sınırlama getirilmiş ve esas sermayenin veya çıkarılmış sermayenin onda birini aşan payların ivazlı olarak ve rehin olarak edinilemeyeceği düzenlenmiştir. Onda bire kadar iktisap edilen payların elden çıkarılması zorunlu olmamakla birlikte, bu tutardaki paylar 2 yıl içinde elden çıkarılmazsa veya sermaye azaltılarak itfa edilmezse, izleyen bölümde açıklandığı üzere, Gelir Vergisi Kanunu’nda hükme bağlandığı şekilde, tevkifat yoluyla vergilendirme (tevkifat oranı yürülükteki düzenlemeye göre % 15) söz konusu olacaktır. -Onda biri aşan pay iktisabında, onda biri aşan payların 6 ay içerisinde elden çıkarılması, elden çıkarılmıyor ise sermaye azaltılması zorunludur. Ancak, her durumda, sermaye azaltımında Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülen asgari sermaye tutarının altına inilmemesi gerekmektedir. Yasal olarak belirlenen sermaye tutarının altına düşülmesi halinde, sermaye artırımına gidilmesi ve asgari sermaye tutarının tamamlanması kaçınılmaz olacaktır . – Diğer yandan, Şirketlerin kendi paylarını iktisabında; iktisap edilen pay bedelleri düştükten sonra kalan şirket net aktifinin, çıkarılmış veya esas sermaye ile dağıtılmasına izin verilemeyen yedek akçelerin toplamından az olmaması gerekir. – Ayrıca, Şirket tarafından edinilecek pay bedellerinin, pay sahipleri tarafından ödenmiş olması zorunludur. -Şirketlerin kendi paylarını ivazlı iktisap etmesi durumunda, iktisap değerlerini karşılayan tutarda yedek akçe ayrılması zorunludur. Bu yedek akçeler ayrılmadan dağıtılan kar payları varsa iade edilmelidir. -Şirketlerin kendi paylarını iktisap etmeleri halinde, edinilen paylardan doğan yönetsel haklar, kar payı talep etme hakkı ve koruyucu haklar (örneğin genel kurul kararlarının iptalini talep vb haklar) kullanılamayacaktır. Belirtilen haklar donacak, payların elden çıkarılması halinde, bu haklar payları iktisap edenler yönünden yeniden canlanacaktır. Vergi Mevzuatı Yönünden: Şirketlerin kendi paylarını iktisap ettiği tarih itibariyle Şirket bünyesinde herhangi bir vergilendirme yapılmayacaktır. Bu tarihte şirket, sadece kendi paylarını edinmesine ilişkin muhasebe kayıtlarını gerçekleştirecektir. Ancak, payları elden çıkaran şirket ortağı kişiler yönünden (hukuki durumuna göre) genel hükümler çerçevesinde vergilendirme söz konusu olabilecektir. Bu durumda, öncelikle Kurumlar Vergisi Kanunu’nun transfer fiyatlandırması düzenlemeleri dikkate alınarak, emsallere uygun bir bedelle pay sahipleri tarafından elden çıkarılan ve Şirket tarafından da iktisap edilen hisse senetleri için, gelir/kazanç ortaya çıkması halinde;
Diğer yandan, 7256 sayılı Kanun’un 17’nci maddesiyle, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Tam mükellef sermaye şirketlerinin iktisap ettikleri kendi hisse senetlerini veya ortaklık paylarını, i) Sermaye azaltımı yoluyla itfa etmeleri halinde iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki fark tutar sermaye azaltımına ilişkin kararın ticaret sicilinde tescil edildiği tarih, ii) İktisap bedelinin altında bir bedel karşılığında elden çıkarmaları halinde iktisap bedeli ile elden çıkarma bedeli arasındaki fark tutar elden çıkarma tarihi, iii) İktisap ettikleri tarihten itibaren iki tam yıl içerisinde, sermaye azaltımı yoluyla itfa etmemeleri veya elden çıkarmamaları halinde, iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki fark tutar iktisap tarihinden itibaren iki tam yıllık sürenin son günü, itibarıyla dağıtılmış kâr payı sayılır ve bu tutarlar üzerinden %15 oranında vergi tevkifatı yapılır. Bu fıkra kapsamında tevkif edilen vergiler herhangi bir vergiden mahsup edilemez. Cumhurbaşkanı, tam mükellef sermaye şirketinin paylarının Borsa İstanbul’da işlem görüp görmemesine, işlem gören paylarının toplam payları içindeki oranına, geri alınan payların Borsa İstanbul’da işlem gören paylardan olup olmamasına, tam mükellef kurumlardan geri alınıp alınmamasına, tam mükellef sermaye şirketinin yıllık satış hasılatı ve diğer gelirlerinin toplam tutarına göre ayrı ayrı ya da birlikte, bu oranı sıfıra kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmak suretiyle yeniden tespit etmeye yetkilidir.” Bu düzenlemeyle, şirketlerin geri aldıkları (iktisap ettikleri) kendi hisse senetlerini ve ortaklık paylarını daha yüksek bir bedelle satmadıkları her durum kar dağıtımı sayılıp tevkifat yoluyla vergiye tabi tutulması sağlanmıştır. Bu şekilde, tam mükellef sermaye şirketlerinin kendi hisse senetlerini ve ortaklık paylarını iktisap ettikten sonraki aşamalarda, vergisiz bir şekilde kâr dağıtımı yapmalarının önüne geçilmesine çalışılmış ve şirket karlarının dağıtılıp dağıtılmadığına bakılmaksızın, edindikleri hisse senetlerinin ve ortaklık paylarının elden çıkarılması aşamasında belli ölçütlere göre tevkif yoluyla alınacak vergilendirme düzenlenerek bir vergi güvenlik müessesi oluşturulmaya çalışılmıştır. Cumhurbaşkanı bu konudaki yetkisini kullanarak 14 Şubat 2023 tarihli Kararıyla, maddede hükme bağlanan tevkifat oranını % 0 olarak belirlemişti. Ancak, 7 Temmuz 2023 tarihli ve 7343 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla, tam mükellef sermaye şirketlerinin iktisap ettikleri kendi hisse senetleri veya ortaklık paylarına ilişkin olarak dağıtılmış kar payı sayılan tutarlar üzerinden “yüzde 0” oranında tevkifat yapılmasına dair düzenlemede değişiklik yapılarak, yalnızca payları Borsa İstanbul’da işlem gören tam mükellef sermaye şirketlerinin iktisap ettikleri kendi hisse senetlerine ilişkin olarak dağıtılmış kar payı sayılan tutarlar üzerinden yapılacak tevkifat oranı yüzde 0 (sıfır) olarak belirlenmiştir. Bu şekilde yüzde 0 (sıfır) tevkifat uygulaması, Borsa İstanbul’da işlem gören tam mükellef sermaye şirketi payları için uygulanacaktır, diğer şirketler için ise, 14 Şubat 2023 tarihli kararla sıfıra indirilen tevkifat oranı tekrar “yüzde 15’e” çıkarılmış olmaktadır. Ancak belirtilen tevkifat oranı; diğer sermaye şirketlerinin 7 Temmuz 2023 tarihinden önce iktisap ettikleri kendi hisse senetlerine ve ortaklık paylarına ilişkin olarak “yüzde 0 (sıfır)” uygulanacak, söz konusu tarihten itibaren iktisap edilen kendi hisse senetleri ve ortaklık payları için ise “yüzde 15” olarak uygulanacaktır. Yukarıda yer verilen Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesindeki tevkifat hükümleri, iktisap edilen hisse senetleri ve ortaklık paylarının sermaye azaltımı yoluyla itfa edilmesi, iktisap bedelinin altında elden çıkarılması ve 2 yıl içinde sermaye azaltılmaması veya elden çıkarılmamasını vergilemeyi (şu anda oran sıfır olsa da) hedeflemektedir. Şirketlerin iktisap ettiği kendi hisse senteleri ve ortaklık paylarını iktisap bedelinin üzerinde elden çıkarılmasında ise genel hükümler çerçevesinde vergilendirme yapılacaktır. Açıktır ki, Şirket iktisap ettiği kendi hisse senetlerini ve ortaklık paylarını, Kurumlar Vergii Kanunu’nda tanımlanan “ilişkili kişiler”e satılıyorsa, burada da transfer fiyatlandırması hükümleri çerçevesinde emsallere uygunluk aranacaktır. Diğer yandan sermaye şirketlerinin iktisap ettikleri kendi hisse senetleri ve ortaklık paylarının elden çıkarılmasından elde ettikleri kazançların vergilendirilmesi konusunda farklı görüşler mevcuttur, şöyle ki; – Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-e maddesi hükümlerindeki şartlar varsa, belirtilen kazançların %75’inin iştirak hisselerinin satışından elde edilen kazançlar istisnasından yararlanacağı savunulmaktadır. Biz bu görüşe katılmıyoruz; çünkü “Kurumlar Vergisi Kanunu 5/1-e maddesi, tam mükellefiyete tabi bir başka kurumun sermayesine katılımlardan elde ettikleri kazançları iştirak kazancı tanımına sokmuştur. 1 no’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde de iştirak payları hisse senedi ve ortaklık payı olarak tanımlanmıştır. Şirketin kendi hissesini alması “Tam mükellef bir başka kurum” tanımına aykırıdır. Buradan hareketle 5/1-e maddesindeki iki tam yıl elde bulundurulan iştirak hissesi satış kazancı istisnası kavramı burada kapsam ve uygulama dışında kalmaktadır.”[1] -Belirtilen kazançların yine KVK 5/1-ç maddesi hükümlerine göre, emisyon primi istisnasından yaralanacağı savunulmaktadır. Bu görüşe de katılmıyoruz; zira “Emisyon primi Kurumlar Vergisi Kanunu 5/1-ç maddesinde düzenlenmiş olup, sadece anonim şirketler için söz konusudur. Anonim şirketlerin kuruluşlarında veya sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları payların bedelinin itibari değeri aşan kısmı olarak tanımlanmış ve istisnalar içerisinde yer almıştır. Bir anonim şirket kuruluş veya sermaye artırımı sırasında nominal bedelin üstünde bir bedel ile hisselerini halka arz edip bu esnada kendisi de bu hisselerden alırsa emisyon primi söz konusu olabilecektir. Ancak konunun transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı ve fon aktarımı yönlerine önemle işaret edilmiştir. Daha önce ihraç edilmiş veya ödenmiş sermayeyi temsil eden hisselerin ortaktan satın alınmasında emisyon primi oluşmayacaktır.” [2] Azmi DEMİRCİ YMM [1] https://www.istanbulymmo.org.tr/Data/Platform/2017_MAYIS_23.pdf [2] Aynı çalışma.
|