Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Torba Kanun’un KDV Boyutuna İlişkin Tebliğ Yayımlandı PDF Yazdır e-Posta
03 Kasım 2024

7524 sayılı Kanun ile çok sayıda düzenleme yapılmıştı. Gelir ve Kurumlar Vergisi yanında KDV açısından da devreden KDV’nin kullanımı, inceleme şartı ve KDV iadesinde özel esaslar yerine yeni bir döneme geçilmesi gibi çok tartışılacak bazı düzenlemeleri de içeren KDV mevzularına girilmişti.

Konuyla ilgili Gelir İdaresi tarafından özenle hazırlanan Tebliğ Taslağı, kamuoyunun görüş ve önerilerine açıldıktan sonra uzunca bir süre ses alınamamıştı derken anılan Tebliğ Ekim ayının son gününde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş oldu. Tebliğin farklı yürürlük tarihi olan maddeleri olduğunu da not edelim.

Tebliğde Neler Var?

Gelir İdaresi Başkanlığının web sayfasında Taslak olarak yayımlanan Tebliğe ulaşmak için tıklayınız.

Tebliğde KDV iadeleri, özel esasların uygulanması, Gümrük Kanunu’na göre gümrük vergisinden muaf veya müstesna olan eşya, isteğe bağlı tam tevkifat uygulamasının kapsamı, yatırım teşvik belgelerinde istisna uygulaması, deprem bölgesinde bağışlanmak üzere KDV’siz olarak yapılabilecek teslim ve hizmetler ve iade süreci, İTUS ve HİS gibi iade süreçlerinde kriter olan aktif, ciro, özkaynak, maddi duran varlık tutarı gibi bazı rakamların güncellenmesi, birleşme ve bölünmelerde devreden KDV’nin vergi incelemesi raporu sonucunda diğer şirkette kullanabilmesi ve KDV iadesinde vergi incelemesinin esas olduğu gibi çok önemli konular bulunmaktadır.

Ana başlıklarla bakarsak,

  • Devreden KDV’lerin yanmasına ilişkin 2030’da başlayacak uygulamaya değinilmemiş,
  • İTUS ve HİS gibi kolaylaştırılmış KDV iadelerinde rakamsal kriterler güncellenmiş,
  • Birleşme ve bölünmede devreden KDV’nin kullanımı örnekle açıklanmış,
  • İsteğe bağlı tam tevkifat uygulaması kapsamında değerlendirilmeyecek iadeler sayılmış,
  • KDV iadesinde vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat sınırı 10.000 TL’den 50.000 TL’ye yükseltilmiş,
  • Kıymetli maden sektöründe mahsuben iade için tutarına bakılmaksınız raporsuz, teminatsız iade yapılmasına imkân tanınmış,
  • Afet bölgesinde yabancı devletlerin yaptığı bağışlarda istisna uygulaması açıklanmış,
  • Tam istisna kapsamında işlemleri bulunan mükelleflerin bu işlemler nedeniyle yüklendikleri KDV'nin, yüklenildiği dönem ile iadenin talep edildiği dönem arasındaki KDV beyannamelerinde yer alan devreden KDV ile karşılaştırılmaksızın iadenin talep edildiği dönem beyannamesindeki toplam indirim KDV ile karşılaştırılarak iade talebinin sonuçlandırılacağına dair bir açıklık getirilmiş,
  • Kamunun yatırım teşvik belgesine istinaden KDV’siz alımlarını sınırlayıcı düzenleme yapılarak bu alımların ancak iktisadi işletmelere yapılabileceği açıklanmış ve çok önemli bir düzenleme olarak,
  • KDV iadesinde esas uygulamanın “vergi incelemesi” olacağı örneklerle açıklanmıştır.
  • Esasen YMM raporuyla iadeler ve mahsuben iade süreçleri devam edecek olup, özellikli ve netameli konularda iade vergi inceleme raporuyla yapılacaktır.


Taslakta yer almayan 4 madde Tebliğde yer bulmuştur. Bunlar maden sektöründe mahsuben iade, 10.000 TL’lik iade alt sınırının 50.000 TL olması ve iade prosedürüne ilişkindir.

Kıymetli Maden Sektöründe Mahsuben İade Düzenlemesi

Kanun’un 13/c maddesine göre, altın, gümüş ve platin ile ilgili arama, işletme, zenginleştirme ve rafinaj faaliyetlerine ilişkin olmak üzere, bu faaliyetleri yürütenlere yapılan teslim ve hizmetler KDV’den müstesnadır. Tebliğe yeni eklenen bir maddeye göre mükelleflerin bu işlemden kaynaklanan mahsuben iade talepleri Tebliğde sayılan belgelerin ibraz edilmiş olması halinde miktarına bakılmaksızın vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilir.

Eski Hali: Mükelleflerin bu işlemden kaynaklanan ve 10.000 TL’yi aşmayan mahsuben iade talepleri vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilir. İade talebinin 10.000 TL’yi aşması halinde aşan kısmın iadesi, vergi inceleme raporu veya YMM raporuna göre yerine getirilir. Teminat verilmesi halinde mükellefin iade talebi yerine getirilir ve teminat, vergi inceleme raporu veya YMM raporu sonucuna göre çözülür.

İşlemin Bünyesine Giren KDV Konusu

Tebliğin iadeye ilişkin hususları anlatan bölümüne aşağıdaki cümle eklenmiştir.

İşlemin bünyesine giren KDV, teslim işlemlerinde malın üretimi, iktisabı, muhafazası ve teslimi; hizmet işlemlerinde ise ifa edilen hizmetin meydana getirilmesi ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan harcamalar nedeniyle yüklenilen KDV’den oluşur.

KDV’nin, iade hakkı doğuran işlemlerin gerçekleştiği dönemde ortaya çıkmış olması şart değildir. İade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemden önce yukarıda belirtilen alımlar-giderler nedeniyle ödenen/borçlanılan KDV de bu tutara dâhildir.

İade hakkı doğuran işlemler için yüklenilen KDV, öncelikle indirim konusu yapılır. İndirimle giderilemeyen bir miktarın kalması halinde, kalan tutar iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemde iade edilecek KDV olarak dikkate alınabilir. “Tam istisna kapsamında işlemleri bulunan mükelleflerin bu işlemler nedeniyle yüklendikleri KDV'nin, yüklenildiği dönem ile iadenin talep edildiği dönem arasındaki KDV beyannamelerinde yer alan devreden KDV ile karşılaştırılmaksızın iadenin talep edildiği dönem beyannamesindeki toplam indirim KDV ile karşılaştırılarak iade talebi sonuçlandırılır.” Bir vergilendirme döneminde iade konusu yapılabilir KDV (azami iade edilebilir vergi), kural olarak o dönemdeki iade hakkı doğuran işlemlere ait bedelin (genel KDV oranı) olarak hesaplanan miktardan fazla olamaz. Ancak, doğrudan yüklenimler nedeniyle bu tutardan fazla iade talebinde bulunulması halinde, aşan kısmın iadesi münhasıran vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir.

Eklenen bu cümle ile tam istisna kapsamında işlemleri bulunan mükelleflerin bu işlemler nedeniyle yüklendikleri KDV'nin, yüklenildiği dönem ile iadenin talep edildiği dönem arasındaki KDV beyannamelerinde yer alan devreden KDV ile karşılaştırılmaksızın iadenin talep edildiği dönem beyannamesindeki toplam indirim KDV ile karşılaştırılarak iade talebinin sonuçlandırılacağına dair bir açıklık getirilmiş oldu.  

2030’da Başlayacak Devreden KDV Konusu

Öncelikle şunu söyleyelim ki Tebliğde devreden KDV ile ilgili getirilen 5 yıllık kural ve vergi incelemesiyle gider yazılabilme konusuna nedense hiç girilmemiş. Zaten daha 5 yıl var, 2030’da yürürlüğe girecek, dur bakalım diye düşünülüyor olabilir. Hatırlamak gerekirse, Kanuna eklenen bir hüküm ile beş takvim yılı süresince indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisi indirilemeyecek KDV arasında sayılmıştır.

Geçiş aşaması olarak da bir geçici madde ile düzenleme yapılmıştır.  

  • Buna göre söz konusu indirilemeyecek katma değer vergisi, sonraki döneme devreden katma değer vergisi hesabından çıkarılarak özel bir hesaba alınır. Özel hesaba alınan sonraki döneme devreden katma değer vergisi, üç yıl içinde mükellefler tarafından yapılacak talep üzerine, Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenen zamanaşımı süreleri ile bağlı olmaksızın talep tarihinden itibaren bir yıl içerisinde yapılacak vergi incelemesi sonucunda incelemenin tamamlandığı yıla ilişkin gelir veya kurumlar vergisinin tespitinde gider olarak dikkate alınabilir. Bu suretle talepte bulunulmayan katma değer vergisi gider yazılamaz.


Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanmasında vergi incelemesi dışında farklı usuller tespit etmeye, maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. Bakanlık bu aşamada usule ilişkin bir yetki kullanmamış olmakla birlikte daha sonra inceleme yerine YMM raporu ile uygulama yaptırabilir.

İşi Bırakma, Tasfiye ve Bölünme Hallerinde Devreden KDV’nin Kullanımı

7524 sayılı Kanunun 19’uncu maddesi ile yapılan düzenlemeyle, bu Kanunun yürürlüğe girdiği 2/8/2024 tarihi itibarıyla faaliyetini bırakan, bölünen veya infisah eden işletme ve şirketlerin devreden KDV tutarlarının, yeni işletme veya şirketler tarafından indirime konu edilebilmesi vergi incelemesi şartına bağlanmıştır.

  • Devreden KDV tutarlarının indirim hesaplarına alınabilmesi için devir, bölünme, nevi değişikliği sonucu oluşan yeni işletme ya da şirket tarafından öncelikle bağlı bulunulan vergi dairesine konuya ilişkin vergi incelemesi yapılması hususunda bir talep dilekçesi ile başvurulması gerekir.
  • Söz konusu talep ilgili vergi dairesince inceleme yapmaya yetkili ilgili denetim birimine ivedilikle aktarılır. Vergi incelemesi sonucu düzenlenen raporda uygun görülen indirim KDV tutarı, raporun vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihi kapsayan dönem beyannamesinde yeni işletme ya da şirket tarafından indirim konusu yapılabilir.


Deniz ve Hava Taşıma Araçlarına Verilen KDV’siz Hizmetler

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 13’üncü maddesine göre bazı teslim ve hizmetler KDV’den müstesnadır. Bunlardan bir tanesi de maddenin b fıkrasında sayılan araçlar için liman ve hava meydanlarında yapılan bazı hizmetlerdir. 7524 sayılı Kanun’la parantez içine eklenen türdeki araçların KDV’siz hizmet almalarının önüne geçilmiştir.


b)
Deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetler, (7524 sayılı Kanunun 17’nci maddesiyle eklenen parantez içi hüküm Yürürlük; 01.09.2024) (Bu bendin uygulanmasında gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerde kullanılan araçlar, özel tekne ve yatlar, deniz taşıma aracı olarak kabul edilmez.)


Liman ve Hava Meydanları Nereleri Kapsar?

Liman olarak belirlenen yerler; sınırları idare tarafından belirlenen, gemilerin bağlama ve beklemelerine elverişli yeterli su derinliğine sahip, güvence içinde yük ve yolcu alıp verebilecekleri veya yatabilecekleri, barınabilecekleri büyüklükte rıhtım, iskele, şamandıra demir yerleri ve yaklaşma alanları ile kapalı ve açık depolama alanlarını, atık alım tesislerini, idari ve hizmet amacıyla kullanılan bina ve yapıları veya bunların bazı kısımları ve bu bölümlerin hepsine girişin kontrollü olduğu yerleri, diğer tüm yapıları, kullanımlı veya boş sahaları içine alan bölümleri içeren doğal ya da yapay deniz yerlerini ifade etmektedir.

Hava meydanı (alanı) olarak belirlenen yerler ise; sınırları idare tarafından belirlenen, karada ve su üzerinde, içerisindeki bina, tesis ve donatımlar dahil hava taşıma araçlarının kalkması, inmesi ve yer manevraları için hazırlanmış, söz konusu hava taşıma araçlarının bakım ve diğer ihtiyaçlarının karşılanmasına, yük ve yolcu indirilip bindirilmesine elverişli tesisleri bulunan yerleri ve ayrıca, hava seyrüsefere ilişkin hizmetlerin yerine getirilmesi amacına yönelik olarak hava meydanı uzantısı olarak faaliyet göstermek üzere kurulmuş hava seyrüsefer istasyonları/hava seyrüsefer tesislerini kapsamaktadır.

Kapsama Girmeyen Özel Tekneler Hangileridir?

Özel Teknelerin Donatımı ve Özel Tekneleri Kullanacak Kişilerin Yeterlilikleri Hakkında Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesinin (d) bendinde; özel tekneler, ticari amaç olmaksızın münhasıran gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerde kullanılan, ulusal standarda göre ölçüldüğünde gövde boyu 2,5 metre (dahil) ile 24 metre (dahil) arasında olan ve bağlama kütüğüne veya gemi siciline kaydedilerek bağlama kütüğü ruhsatnamesi veya gemi sicil tasdiknamesi düzenlenmiş olan tekneler olarak tanımlanmıştır.

Bu çerçevede, yük taşıma amaçlı olmayan gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerde kullanılan, özel tekne ve özel yat kapsamında ve gövde boyu 24 metreye kadar olan deniz araçları, deniz motosikletleri, paraşüt çekme tekneleri, sürat motorları gibi araçlar için verilen hizmetler istisna kapsamında değildir.

Gövde boyu 24 metreyi aşan araçlar için, faaliyetin bu araçların kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olmasına bağlı olarak istisnadan yararlanılması mümkündür. Özel kullanıma yönelik deniz araçları için herhangi bir nitelik aranmaksızın istisnadan yararlanılamayacağı tabiidir.

İstisna Kapsamında Yer Alan Hizmetler Nelerdir, Faturada Nasıl Gösterilir?

İstisna kapsamına, liman ve hava meydanları olarak belirlenen yerlerde yük ve/veya yolcu taşımaya elverişli deniz taşıma araçları ve hava taşıma araçları ile bunların yük ve yolcularına verilen tahmil ve tahliye, pilotaj, römorkaj, palamar, uçak ve gemilerin parkı hizmetleri de dâhil olmak üzere, bu araçlar için seyrüsefere ilişkin verilen temizlik, güvenlik gibi hizmetler ile yükün gemiden karaya, karadan gemiye, gemiden gemiye veya benzeri yüzer vasıtalara aktarılması hizmeti, vinç hizmeti, kilitleme ve bağlama, kilit ve bağ çözme hizmeti, nezaret hizmeti, ambar kapağı açma/kapama hizmeti, gemi işgaliye, gemi fuzuli işgaliye hizmeti, gemi aktarma, gemilerin atıklarının alınması, limana gelen konteynerlerin transit gönderilmesi hizmeti girmektedir.

Ancak, bu araçlarla gelenlere verilen yeme, içme, konaklama, emanet, araç kiralama, otopark, gayrimenkul (iş yeri) kiralama gibi hizmetler ile konteyner içi bağlama/çözme hizmeti, ardiye, terminal hizmetleri, konteyner dolum/boşaltma, konteyner tam tespit, konteyner muayene/numune alma, konteyner tamir, konteyner temizleme (yıkama-kurutma), konteyner nakliye hizmetleri, konteyner tartı hizmeti, konteyner içi aktarma hizmeti, konteynere elektrik verilmesi ve uluslararası gemi ve liman tesisi güvenlik hizmeti (ISPS) istisna kapsamında değildir.

İstisna sadece hizmetleri kapsamakta olup, mal teslimleri bu istisna kapsamına girmemektedir. İstisna kapsamındaki hizmetin nev’inin yanı sıra hangi deniz taşıma araçları veya hava taşıma araçları için verildiğinin de faturada gösterilmesi şarttır. Liman ve hava meydanı olarak belirlenen yerlerde verilen hizmetlere ilişkin söz konusu istisna tek aşamalıdır. Bu nedenle araç ve yük sahibi firmalara veya acentelerine doğrudan ilk safhadaki asıl yüklenici tarafından verilen hizmetler istisna kapsamında değerlendirilir. Bu mükelleflerin istisna kapsamındaki hizmetlerle ilgili mal ve hizmet alımları ise genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabidir. Dolayısıyla, alt yükleniciler (taşeronlar) tarafından verilen ve asıl yükleniciye (ilk safhaya) fatura edilen hizmetler istisna kapsamında değerlendirilmez.

KDV İadesinde Yeni Dönem Başlıyor! İncelemeye Gitmeden İadeyi Düzgün Yönetmeli

28/7/2024 tarihli ve 7524 sayılı Kanunun 21’inci maddesiyle 3065 sayılı Kanunun 36’ncı maddesinde yapılan değişiklik ile iade hakkı doğuran işlemlerden kaynaklanan iade taleplerinin vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilmesinin esas olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu çok önemli bir tercih. Buna göre, mükelleflerin KDV iade hakkı doğuran işlemlerden kaynaklanan iade taleplerinin vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilmesi gerekiyor.

Vergi inceleme raporu, Vergi Usul Kanununun 135’inci maddesinde sayılan vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenmiş raporu ifade ediyor. Öte yandan, Kanunun 36’ncı maddesinde Bakanlığın; mükellefiyet süresi, çalışan sayısı, aktif ve özsermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutarı, vergisel ödevlerin zamanında yerine getirilip getirilmediği, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma yönünde olumsuz rapor ya da tespit bulunup bulunmadığı gibi kriterleri esas alarak mükelleflerin vergisel uyum seviyeleri ve bu uyum seviyelerine göre farklı iade yöntemleri tespit etmeye, iade alacağının mahsup edileceği vergi borçları ile iadeye ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmış durumda. Bu yetki çerçevesinde mükelleflerin KDV iade taleplerinin, Tebliğin ilgili bölümlerinde iade hakkı doğuran işlem türleri itibarıyla iade için belirlenen usul ve esaslara göre yerine getirilmesi Bakanlıkça uygun görülmüştür.

Tebliğin ilgili bölümlerinde iade hakkı doğuran işlem türleri itibarıyla iade için belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde mükelleflerin KDV iade taleplerinin teminat veya YMM raporu karşılığı yerine getirilmesi uygun görülen işlemlere ilişkin yapılan kontrollerde tespit edilen eksiklik veya olumsuzlukların verilen sürede mevzuata uygun şekilde giderilmesi gerekir. Eksiklik veya olumsuzlukların verilen sürede giderilememesi halinde iade talebi 15 gün içinde incelemeye sevk edilir ve düzenlenen vergi inceleme raporu sonucuna göre işlem yapılır. Bu kapsamda incelemeye sevk edilen iade talepleri, iadesi talep edilen tutarın %150’si oranında banka teminat mektubu verilmesi halinde yerine getirilir, teminat vergi inceleme raporu sonucuna göre çözülür.

Teminat karşılığı iadelerde, teminatın YMM raporu ile çözülebileceği hallerde, süresi içinde YMM raporu ibraz edilmemesi veya ibraz edilmeyeceğinin belirtilmesi halinde, teminat vergi inceleme raporu sonucuna göre çözülür.

Tebliğin tamamına ulaşmak için tıklayınız.

 

https://taxia.com.tr/blog-2024-66-torba-kanunun-kdv-boyutuna-iliskin-teblig-yayimlandi-668