Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Forward İşlemleriyle İlgili KDV Tarhiyatları PDF Yazdır e-Posta
25 Kasım 2024

Forward sözleş­melerinde, ta­raflar belirli mik­tardaki dövizi ge­lecekte, şimdiden belirlenen bir fiyat­tan alım satımı ko­nusunda karşılıklı anlaşmaya varmak­tadırlar. Vadesi gel­diğinde bu sözleş­meler iki farklı şe­kilde sonlandırılabilmektedir.

Vade geldiğinde sözleşmeye konu dövizin belirlenen fiyat­tan fiilen alım satımı şeklin­de sonuçlandırılmasına fiziki uzlaşma denilmektedir. Vade­si geldiğinde piyasada oluşan spot fiyatın durumuna göre, sözleşmedeki fiyat ile spot fi­yat arasındaki farkın taraflar­dan biri tarafından diğerine nakden ödenmesi şeklinde so­na erdirmeye nakdi uzlaşma denilmektedir.

16 Eylül 2024 Pazartesi gün­lü yazımda bu konudan bahset­miş, şirketler lehine sona eren forward işlemleriyle ilgili iza­hat talebinde bulunulduğunu yazmıştım. İzahat talebi incele­meye döndü ve süratle bitirilme aşamasına geldi.

İnceleme sonucunda, ban­kalarla şirketler arasında yapı­lan ‘forward sözleşmesi’ kap­samında, işlem günü nakdi uz­laşma suretiyle kazanç elde eden şirketlerin, piyasa fiyatı ile forward kuru arasındaki fark tutar üzerinden bankalara fa­tura düzenlemeleri gerekirken düzenlemedikleri ve KDV he­saplamaları gerekirken hesap­lanmadıkları iddiası ile tarhiya­ta hazırlanılıyor.

Yaklaşım KDV açısından hatalı

Kurumlar Vergisi Genel Teb­liğinde de belirtildiği üzere, forward sözleşmesinde iki taraf vardır. Bir taraf banka, ikincisi banka ile belirli bir vadede, be­lirli bir fiyattan döviz almaya ya da satmaya razı olan şirketler.

Şirketlerin bu işlem netice­sinde kazançlı çıktığı durum­da, olsa olsa şirketin bankaya bir hizmet verdiği, şirketlerin lehine kalan tutarın bankaya gerilen hizmetlerin karşılığı olduğu iddia edilecektir. Oy­sa sözleşme yapısına bakıldı­ğında, sözleşmenin hakim (dö­vizi teslim edecek, fiyatı be­lirleyen, vadeyi belirleyen, satabileceği tutarı belirleyen, bu sözleşme için ayrıca bedel alabilen) tarafının, banka ol­duğu son derece açıktır.

Öyle bir hizmet tasavvur edin ki son güne kadar kimin kime ne ve ne kadar hizmet ve­receği belli değil. Bu, tarafların iradesinden de bağımsız, piya­sa koşullarına göre tarafların tanımlarının(kimin hizmet ve­ren kimin hizmet alan olduğu­nun) değiştiği bir durum anla­mına gelmektedir. Ayrıca, bu hizmeti bankacılık lisansı ol­mayan bir şirketin verebilmesi de mümkün değil.

İşleme teslim de desek hiz­met de desek, sonucunda kimin kazançlı çıktığından bağımsız, teslim edeni, hizmeti vereni, bu alanda böyle bir sözleşme yapa­bilme lisansı-izni olan dolayı­sıyla da KDVK sistematiği ge­reği mükellefi aslında bankadır. Bankalar da hem KDVK 17/4-e, hem de 17/4-g hükümleri çer­çevesinde bu tür işlemler ne­deniyle elde edecekleri gelirler açısından KDV’den istisna tu­tulmuştur.

Fiziki uzlaşma ile nakdi uz­laşma arasında da hiç bir fark bulunmamaktadır. İşin gerçek mahiyeti birdir. İkisinin farklı iş ve işlemlermiş gibi farklı mu­ameleye tabi tutulmaları baş­lı başına çelişkili bir tutumdur.

Bu yaklaşımı bir adım daha ileri götürdüğümüzde, iş şir­ketlerin bankalardan elde ettiği mevduat faizlerinin de KDV’ye tabi olması gerektiği iddiasına kadar da gider.

Konu ile ilgili müktesebat

Bu konu geçmişte çok çeşit­li açılardan tartışılmış, konuya ilişkin olarak mali idarece veri­len yazılı görüşlerle piyasa yön­lendirilmiş, bugün tartışmaya açılan boyutu ile bu husus bu­güne kadar (bildiğimiz kadarıy­la) hiç gündeme gelmemişti.

Geçmişte, tarafın yurt dışın­da kurulu finans şirketi olup ol­mamasına, tarafların grup şir­keti olup olmamasına göre de­ğerlendirmeler yapılmıştı.

Türkiye’deki bankalarla Tür­kiye’deki şirketler arasında ya­pılan forward sözleşmelerinin neticesinde banka lehine do­ğan gelir BSMV (6802 sayılı Ka­nunun 29/p ve 33. Madde ) hü­kümleri çerçevesinde değer­lendirilmekte ve vergiye tabi tutulmamakta, işlemin netice­sinde işlem şirket lehine sonuç­landığında da (KDVK 17/4-e ve g bentleri çerçevesinde) KDV hiç gündeme gelmemekteydi.

Risk yönetim aracının (hedging) cezalandırılması anlamına gelir

Bir dönem, Devletimiz, döviz­le borçlanmış veya dövize bağlı maliyetleri olan şirketleri, olası döviz kuru dalgalanmalarından korumak için bir tür risk yö­netim aracı olan forward vb iş­lemleri kullanmaları için adeta zorluyordu. Dövizle borçlanma, işlem yasakları gibi önlemler de ekonominin döviz dalgalan­malarına bağlı kırılganlıklarını önlemek için getirilmiş önlem­lerdi. Ayrıca, aynı dönemlerde Merkez Bankasının, döviz fi­yatlarındaki dalgalanmayı ön­leyebilmek için, forward söz­leşmelerinde fiziki uzlaşma (fi­ili döviz alış verişi)yerine nakdi uzlaşmanın tercih edilmesi yö­nünde tavır aldığı, telkinlerle piyasaya yön verdiği iddia edil­mektedir. Bu konularda atılacak adımlar ekonomi politikaları açısından da sonuçlar yarata­bilme potansiyeli taşımaktadır.

Yapılan düzenlemelerle bir yandan istisnalar getirilmiş­ken, bu istisnaların banka gelir elde ederken ve sadece BSMV açısından uygulanacağı, hasbel­kader işlemden şirketler kazanç elde ederse istisnaların olmadı­ğı uygulanamayacağı sonucuna varılması, ilk etapta bir değer­lendirme eksikliği olabileceği tereddüttü yaratmış olmalıdır.

Bu konuda varıldığı anlaşılan sonuca katılmamakla birlikte, velev ki şirketlerin lehine ka­lan forward gelirlerinin vergi­lenmesi gerektiği sonucuna va­rıldı, bu tavır değişikliği incele­me sürprizleri ile yapılmamalı, bir tebliğ düzenlemesi ile ne­den böyle bir sonuca varıldığı izah edilmeli ve ileriye dönük olarak başlatılmalıdır. Anayasa Mahkemesi’nin İş Bankası ka­rarı bu konuda dikkate alınabi­lir. Vergi Usul Kanununun 369. maddesi de bu amaçla çıkarıl­mıştır. İleriye dönük tebliğ dü­zenlemesine rağmen farklı uy­gulama yapanlar konuyu yargı­da tartışabilecektir.

Tabi o arada forward sözleş­meleri ya yapılamayacak ha­le gelecek ya da mutlaka doğal olarak bankalar, bu ilave yükü de fiyatlayacak ve işlemin tara­fı olan şirketlere yansıtacaktır. Şirketler de geçmişe dönük kar­şı karşıya kalacakları KDV yü­künü bankalardan talep edecek, bu durum da şirketlerle banka­lar arasında ilave çok sayıda da­vaya sebep olabilecektir.

Zeki GÜNDÜZ

VERGİ POLEMİKLERİ

Bu e-Posta adresi istenmeyen postalardan korunmaktadır, görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

https://www.dunya.com/kose-yazisi/forward-islemleriyle-ilgili-kdv-tarhiyatlari/754612