Çeklerde erken ödemeye engel |
21 Ocak 2009 | |
3167 sayılı Çek Yasası; çeki, "Çek ibrazında (görüldüğünde) ödenir. Buna aykırı herhangi bir kayıt (vade) yazılmamış hükmündedir. Dolayısıyla geçersizdir" şeklinde tarif eder.
Gelin görün ki bu günlerde bir yanlış ön plana çıkarılarak çeklerde sanki vade varmış gibi vadeli çeklerin erken ödenmeleri önlenmeye kalkışılıyor. Gelin biraz detaya girelim: Yasa; çeki, "ibrazında ödenir" şeklinde tarif etse de piyasalarda son 30 yıldır çek, senetin yerine geçmiş ve bu uygulama zaman içerisinde vadeli çeklere dönüşerek yasaya aykırı bir hal almıştır. Böylece, çekin "görüldüğünde ödenir" niteliği kaybolmuş ve çeklerde vade oluşturularak bir "kredi vasıtasına" dönüştürülmüştür. Kredi belgesi niteliği kazanan çek, vadesi süresince elden ele dolaşırken arkasında oluşan çok sayıda ciro ile üzerindeki yazılı değerini ciro adetleri oranında katlayarak mortgage'daki türevler benzeri şişirilmiş bir ekonomi yaratmıştır. Çekin yasaya aykırı bu hali, işadamlarımızca, piyasa elemanlarınca, bankalarca, hukuk düzenimizce ve ekonomi yönetimimizce de kabul görünce, dünyanın 17. ekonomisi olduğu söylenen Türkiye ekonomisi, balon misali şişirilerek her an patlayacak bir bomba haline getirilmiştir. Reel sektör piyasalarının nerede ise tamamının vadeli çekler ile hayatiyet bulduğu bir gerçektir ve bu piyasalardaki karşılıksız çekler domino etkisi yaratarak patlamaya başlamışlardır. İş âleminde, karşılıksız çekleri, ödememelere kulpanlamında çekten cayma olarak ifade edilen ve piyasalarda "711" olarak bilinen haliyleçeki yazarken bilerek tarihi gün olarak 33 veya 35 yazılan veya keşide yeri yazılmayarak ödenmesinin engellenmesiyle çekin üzerindeki yetkili imzanın yine bilerek yanlış atılarak zaman kazanılmasıyla "vadesinde muteberdir" şeklindeki abuk uyarısıyla donanmış art niyetli milyonlarca çek sahibi varve hukuk bunlara birşey yapamıyor. Gazetelerde karşılıksız çeklerin aylık ortalama 150 bin adedi bulduğu, yıllık toplam 1.5 milyon adedi aştığı haberlerini okuyoruz. Hatta bu olumsuz tablonun her geçen gün büyüdüğünü bile bile çeklerini ödemeyenlere "sicil affı" çıkarma gayretindeki bakanlara şahit oluyoruz. Son günlerde, aslında vadeli olmaması gereken ama bir piyasa gerçeği olarak vadeli niteliği kazanarak bir kredi belgesine dönüşen çeklerin erken tahsil edildiğinden şikâyet ediliyor. Bu şikâyeti biraz gazetecilik yapıp araştırınca şunları görüyoruz. Ayda ortalama 150 bin çek karşılıksız çıkıyorsa ve bu karşılıksız çeklerin sahiplerinin ileri vadelerde başka çekleri varsa, alacaklısı bir tedbir olarak o firmanın ileri vadelerdeki çeklerini (sadece borçlufirmanın çeklerini) vadelerinden önce tahsile vererek hukuki süreci başlatacaktır. Bu tür işlemler piyasa elemanlarınca portföylerinde kredi verdikleri müşterilerinden teminat olarak aldıkları vadeli çekleri olan bankalarca da yapılmaktadır. Küresel krizin de verdiği zorlamayla karşılıksız çeklerin sayısı giderek artıp hukuki süreç başlayınca bu tür "erken ödeme" baskıları da artacaktır. Benzer uygulama senetlerle ilgili yasada da vardır. Senetlerin üzerinde "İşbu senet vadesinde ödenmediği takdirde müteakip (takip eden) senetleri de muacceliyet (peşin ödeme hükmü) kesbeder (kazanır)" şeklinde bir ifade vardır. Bu ifade ilk ödenmeyen senetten sonraki (eğer varsa) senetlerin vadelerini beklemeksizin tahsile verilmesine olanak tanır. Çeklerde böyle bir ifade yoktur ama erken ödeme anlamında yapılan da budur. Fakaaaat! Son günlerde bazı bankaların zor duruma düşmüş kredi müşterisinin bankaya teminat olarak verdiği müşterilerine ait çekleri sanki kredisini ödemeyen müşterisinin kendi çekleriymiş gibi algılayarak erken tahsile verdiklerini duyuyorum. Bankaların bu tavırları asla ve asla kabul edilir bir davranış olamaz. Bu tavırlar ticarette arkadan vurma anlamında ve iş ahlakına aykırı bir tavır olup, domino etkisini tetikleyecek niteliktedir. Ancak güvenli müşterisi olan, onunla iyi ilişkileri devam eden iyi niyetli bir reel sektör mensubu müşterisi çekleriyle kendisine bir yanlış yapmadıkça erken ödeme yoluna asla başvurmaz. Çekin ibrazında ödenir niteliği uluslararası bir kural olup dünyadaki tüm ülkelerde aynıdır. Çekteki vadelerin tetiklemesiyle artan cirolar çeki nakit niteliğinden çıkararak bir kredi vasıtası haline getirmesi sadece ve sadece Türkiye'ye özgü bir yanlış uygulamadır. Aslolan, çekin vadesinden önce ödenmesini engellemek olmamalıdır. Bu, çok yanlış bir uygulama olup yanlışı yanlışla düzeltmek ve art niyetlilere prim vermek anlamındadır. Bu gayret, 3167 no'lu Çek Yasası'nı temelinden sarsacak ve değiştirecek bir girişimdir. Kanun koyuculardan beklenen; çek verilecek kişilerde daha hassas davranmak, art niyetli kişilerin çek üzerindeki 711 baskısı, kasten yanlış yazılan tarihler, kasten yanlış atılan imzalar, karşılıksız çıkması gibi durumlardaki cezai müeyyideleri artırarak engellemeye çalışmak ve dolayısıyla art niyetli çek borçlusunu değil, mağdur durumdaki çek alacaklısını korumaktır. Piyasaların asıl beklediği budur. http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=115195&KTG_KOD=411
|