Gelir İdaresi Başkanı Ulusoy: "(Varlık Barışı) İlk Gelen Rakamlar Çok Memnun Edici Değil" (29.01.09) |
29 Ocak 2009 | |
Ulusoy, İstanbul'da Vergi Konseyinin Kadıköy'deki yeni binasında düzenlediği basın toplantısında kamuoyunda Varlık Barışı olarak adlandırılan 5811 Sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ulusoy, Varlık Barışı Yasası için daha 33 gün bulunduğunu, beyannameleri elektronik ortamda aldıklarını ve mükelleflerin kuyruğa girmesine gerek olmadığını belirterek, sürenin uzatılması konusunda kendilerine ulaşan herhangi bir talep bulunmadığını söyledi. Bir gazetecinin, ''Ne kadar varlık barıştı?'' sorusu üzerine Ulusoy, ilk gelen rakamların çok memnun edici olmadığını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bizim insanlarımız maalesef biraz her şeyi sona bırakma alışkanlığına yatkın. İkincisi; bazı belirsizlikler de buna neden olabiliyor. Diğeri de; bir ödeme var, bu ödemenin zamanı ise beyannamenin verildiği ayla orantılı. Yani ocak ayında verirse, şubatın sonuna kadar, şubat ayında verirse martın sonuna kadar, mart ayında verirse nisanın sonuna kadar bir ödemede bulunacak. Bu ödemeleri biraz daha ileriye aktarmak açısından mükelleflerimizden bugüne kadar beklediğimiz sonucu elde edebildiğimizi söylemek mümkün değil. Ama bu bir gösterge değil.'' Ulusoy, bir gazetecinin, ''1 Mart'ta çok çalışacaksınız'' değerlendirmesi üzerine, ''Evet, o hafta sonu açığız'' dedi. Varlık Barışı konusunda bir rakam telaffuz etmenin anlamlı olmadığını, ancak çok tatminkar olmadığının ifade edilebileceğini dile getiren Ulusoy, ''yurt dışındaki 100 milyar doların ne kadarının Türkiye'ye gelmesinin beklendiğine'' ilişkin bir soruya da şu karşılığı verdi: ''Bana kalırsa 100 milyar doların hepsini istiyoruz. '
Bir gazetecinin, ''Varlık Barışında promosyon az kalmış olabilir mi?'' sorusuna ''Daha ne olsun, siz takdir edin'' yanıtını veren Ulusoy, geçmişte bunu uygulayan İtalya'da ise vergi oranın aşağı yukarı yüzde 2 civarında bulunduğunu kaydetti. Ulusoy, ''(Mevduat garantisiyle gelseydi daha fazla gelirdi) deniyor. Bu konudaki görüşleriniz nedir?'' sorusu üzerine, mevduat garantisi verebilme yetkisinin Bakanlar Kurulunda olduğunu hatırlatarak, ''Siyasi heyetin takdiridir. Nasıl, ne zaman kullanacak? Bir bilgimiz yok. Bu konu bizim dışımızda'' dedi. ''NİYETİMİZ, BUNLARDAN HAREKETLE İNCELEME YAPMAK DEĞİL''- ''Mükelleflerimiz yurt dışından getirdikleri varlıklarını özellikle hem vergi dairelerine beyan edebilecekleri gibi bankalara veya menkul kıymet şeklinde ise aracı kurumlara da beyan edebilirler. Biz bankalardan her ayın 15'inde bir önceki ayın bilgilerini alıyoruz. Aldığımız bu bilgiler toplu bilgilerdir. Bizim esasen bu kanun uygulamasından hareketle getirilen paranın veyahut da getirileriyle ilgili herhangi bir inceleme yapmak niyetimiz, maksadımız söz konusu değildir. Bu kanun, bizzat kendisi, devletin bir taahhüdüdür. 'İnceleme yapmayacağım' diyor, ama başka sebeplerle incelemeler olabilir mi? Evet olabilir. Mesela bazı iade işlemlerinde inceleme yapılması mevzuattan kaynaklanan bir zorunluluktur. Biz kimlerin beyanname verdiğini çok fazla bilmiyoruz, bilmeyeceğiz. Herhangi bir şekilde başka nedenlerle incelemeye almış olabiliriz, karşıt inceleme olabilir. Giderek daha teknolojik hale gelmeye çalışıyoruz. Bankalardan, tapulardan, trafik kayıtlarından, pos bilgilerinden birtakım bilgileri belirli periyotlarla 'Veri Ambarı' adını verdiğimiz bir merkeze topluyoruz ve bunu işliyoruz. Her geçen gün daha fazla bilgiyi toplar ve daha fazla bilgiyi işleyebilir duruma geliyoruz. İşleme kapasitemizi artırıyoruz. Buradan hareketle birtakım incelemeler söz konusu olabilir. Biz o mükellefin Varlık Barışı kapsamında bir beyanname verip vermediğini bilmediğimiz için örneğin pos cihazlarındaki hasılatları ile beyannamelerde beyan ettiği rakamları mukayese edip farklılık varsa incelemeye sevk ediyoruz. Eğer bir matrah farkı tespit edilirse bu matrah farkından Varlık Barışı kapsamında beyan edilmiş rakam düşülecek. Matrahtan düşürülmesi demek; 'o matrahın üzerinden vergi, ceza, faiz hesaplamaları yerine sadece yüzde 5 veya dışarıdansa yüzde 2 oranında vergi ödenmesiyle bu işten kurtulunacak' anlamında... Bizim gerçek niyetimiz bunlardan hareketle inceleme yapmak değil.'' a.a. |